-Sultan oturmuş genç kızın yanı başına. Okumaya çalışmış onu uykusunda. Aşk gibi, hicran gibi bir şeymiş. Eksikmiş, eksik olduğu kadar da fazla. Bir rüya tadında da tammış aslında. -
Mevlevî uzatmış elini dervişin gönlüne. Derviş uzatmış elini Mevlevî’nin gönlüne. Dinlemişler bir süre...