TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Ön Türkler (M.Ö. 100.000 - M.Ö. 2.000)
Ön Türkler ; Tarihin başladığı dönemlerde dünyanın ilk medeniyetini kurmuş, yazıyı keşfetmiş, insanlık tarihine yön vermiş kadim bir millettir. Türk medeniyetini ortaya çıkartan bu etnik-kültürel akım, pek çok milletin dayanağı olmuş, nihayetinde Türk milleti olarak karşımıza çıkmıştır.
Ön Türkler ile ilgili araştırmalar ve elde edilen bulgularla ilgili dökümanlar ;
İskitler
İSKİTLER’in TÜRK olduğunun en eski delili HOMEROS’un İLYADA’sıdır!
13. Bölüm’de Zeus, TROYA Savaşı’nı seyrederken daha ötelere “AT SÜTÜ İÇENLERİN ÜLKESİ”ne bakar!
İlyada’nın Fransızca çevirisini yapan R. Flaceliere, “Notlar” bölümünde “At sütü içenler”i İSKİT kabileleri olarak açıklar!.
Tıp ilminin kurucusu HİPOKRAT ta havanın ve iklimin insan sağlığı üzerindeki etkisini anlatırken İSKİTLER’den uzun uzun bahseder. Ancak Batılı tarihçiler bu konular geldiğinde HİPOKRAT’tan da, HOMEROS’tan da, söz etmemeye özen gösterirler.
Bizanslı ZEMARKOS imparatoruna, TÜRK hakanının ORHON alfabesiyle yazılı mektubunu sunarken şöyle der:
“Bugün TÜRK adını verdiğimiz millete eskiden İSKİT denirdi. Bu mektup ta İSKİT harfleri ile yazılmıştır.” (28)
İSKİT sanatı tıpatıp ETRÜSK sanatına benzer. HUNLAR’ın sanatı ise İSKİTLER’in devamıdır. İSKİTLER, HERODOT’a göre M.Ö. 600’lerde Anadolu’yu fetih etmiş, ve 28 yıl yönetmişlerdi.
ADİLE AYDA, Vatikan Kütüphanesi’nde rastladığı 1553 yılında yazılmış bir kitaptan söz eder… Kitabın adı “Magni Tamerlanis, Scythorum Imperatoris Vita”dır.
Yani, İSKİTLER’İN İMPARATORU TİMURLENK’İN HAYATI!
Bilindiği gibi TİMUR, TÜRKÇE yazan, TÜRKÇE konuşan bir ORTA ASYA TÜRKÜ idi. Kanunnamesinin adı da “TÜZÜK”tür.
Burada belirtmek gerekir ki, nasıl BULGARLAR Hıristiyan olduktan sonra Slavlaşmış bir TÜRK BOYU ise, aynı şekilde UKRAYNALILAR da Ortodoks dinini kabul ettikten sonra Slavlaşmış İSKİTLER’dir. Her ikisinin de Ruslarla alakası yoktur.
Zaten İSKİT, ÇİT, SAKA, SARMAT, MESAGET, MESKET hep aynı soydur. Boylara verilen ve zamanla değişen adları gösterir. Bilindiği gibi MESKETLER şimdi AHISKA TÜRKLERİ olarak anılıyorlar.
Fransızlar İSKİT kelimesini SCYTHES yazar, SİT okurlar… Almanlar SKYTHE yazar, SKÜT okurlar… Biz herhalde kelimeyi yine Araplardan SKİT olarak alıp, başına “İ” harfi getirmişiz, İSKİT olmuş… Tıpkı İSTASYON gibi…
Halbuki kelimenin en eski haline Herodot’ta Yunanca olarak görüyoruz: SKÜTHAİ…
Heredot İskitlerin bir kısmına da SAKAİ diyor. Bunu Fransızlar SACES yazar, SAS okurlar… Nihayet kitabının bir yerinde Herodot şöyle der:
“Ve hepsinin birden adı SOKOLOT’tur. Halbuki Hellenler onları SKUTHAİ diye adlandırır.”
Yunanca’da “Ü” harfi olmadığı için kelimenin aslının çoğul hali almış SUKU olduğu kolayca görülür.
Böylece şimdi İSKİT dediğimiz TÜRKLER’in aslında SAKA, SOKO, SUKU diyebilinen TÜRKLER olduğu anlaşılır. Yani İSKİT kelimesi galattır. Yunanca bozulmuş halidir.
İşin enteresan tarafı Ruslara uyarak bizim YAKUT dediğimiz Sibirya Türkleri de, kendilerine SOKO derler!.
Bitmedi…
Ünlü Alman Sinologu Wolfram Eberhard şöyle demektedir:
“Çin’in ilk sülalesi olan SHANG Sülâlesi dönemindeki kültürde bazı şeyler henüz eksikti. Bu eksikler CHOU Sülalesi zamanında tamamlandı.”
“CHOULAR batıda Shensi bölgesinin orta kısmında küçük bir devlet kurmuşlardı. M.Ö.11. yüzyılın başında belki de TÜRK kavimlerin baskısı ile CHOULAR Doğu Shensi’ye itildiler.”
“Anlaşılıyor ki, CHOU SÜLALESİ DE BAŞINDAN BERİ BİR TÜRK SÜLALESİ İDİ.”
“M.Ö. 1050 yılında CHOULAR’ın SAVAŞÇI KRAL lakabı taşıyan başbuğu WU-WANG, doğuya yöneldi. Shang hükümdarını yakalayıp öldürdü. Böylece CHOU Sülalesi kuruldu.”
“Fatihler Çin’in aile hayatına kendi toplumlarında uyguladıkları baba egemenliğini ve GÖK DİNİ’ni getirdiler. BU DİN, TÜRK KABİLELERİNİN DİNİ İLE PEK YAKIN AKRABA İDİ.”(29)
Görüldüğü gibi Çin’i bir devlet haline getiren, Çin medeniyetinin temelini atan bir TÜRK boyu olan CHOULAR’dır!.
Ancak Alman bilginin CHOU dediği TÜRKLER’in, Yunanlıların SKU dediği ve bölgede hâlâ varlığını YAKUT olarak sürdürürken kendine SOKO diyen SAKALAR olduğu aşikar değilmi?.
YAKUTLAR ve CUVAŞLAR, diğer TÜRK boyları ile ilgisi kesilmiş, İSLAMİYET ile tanışmamış, ücra köşelerde kalmış TÜRK boylarıdır. Dilleri en eski TÜRKÇE’nin izlerini taşır. PELASG, TYRRHEN, ETRÜSK ve İSKİT halkının TÜRK olduğunu göstermek için dilleri ile YAKUTÇA ve ÇUVAŞÇA’yı karşılaştırmak yeterli olacaktır. Bu tip çalışmalar yapılmış ancak yeterli seviyeye ulaşmamıştır.
Batılılar İSKİTLER’in sadece bir bölümüne SAKA der. Eski Yunanlılar ise Karadeniz’de ve Orta Doğu’da yaşayanlara da İSKİT derlerdi. (30)
Batılı tarihçilerin bir kısmı kasıtlı olarak İSKİTLER’i İranlı yapmaya çalışırken; İranlılar, “SAKALAR bizden değildir, onlar TURAN’dır,” diyerek karşı çıkarlar.
Zaten İran-Turan mücadelesi Fars edebiyatının mühim bir bölümünü oluşturur… Özellikle de İSKİT hükümdarı AFRASYAB ile olan mücadeleleri çok işlenmiştir, Zerdüştlerin kutsal kitabı AVESTA’ya dahi geçmiştir.
Hammer, kendi adıyla anılan Tarih kitabının 1. cildinde “Herodot’un İSKİTLERİN ATASI olarak gösterdiği TARGİT (TARGİTOUS, şimdiki TURGUT) kelimesinin TÜRK kelimesi ile ilgili olduğu”nu söyler:
“Hakim İSKİT unsurlardan TORLAR’a (TAUR-TUR) nisbetle, İSKİTLER’in vatanı KIRIM’a TORİK (TAURİQUİE) denilmişti.” Yani şimdiki TÜRKİYE!.
Yunanlılar tarihlerin şafağında İSKİTLER ile çetin savaşlar yapmışlardır. Efsaneye dönüşmüş bu savaşlarda bazen CENTAURELAR bazen de AMAZONLAR ile çarpışmışlardır.
Bilindiği gibi CENTAURE’lar “insan başlı at vücutlu” varlıklardır… Efsanede böyle geçen şey, aslında AT ÜSTÜNDEKİ İSKİT SAVAŞÇILARI idi!.. Benzer bir değerlendirme, hayatlarında hiç at görmemiş Amerika yerlilerince, istilacı İSPANYOL SÜVARİLERİ için yapılmıştı. Aztekler Cortez’in savaşçılarını atlarına bitişik çelik vücutlu yenilmez varlıklar olarak algılamışlardı.
AMAZONLAR ise İSKİT soyundan KADIN SAVAŞÇILAR idi. (31) Batılı tarihçiler, Persepolis’teki kabartma heykellerde bulunan İSKİTLER’in başlarına giydiği şeyi tarif ederken, Rusça sandıkları bir kelime kullanırlar: BASHLYK! BU KELİMENİN OKUNUŞU DA, ASLI DA TÜRKÇE’DİR: “BAŞLIK”!..
İSKİTLER’den ilk defa Yunanlı Şair HEZYOD, “İŞLER VE GÜNLER” adlı eserinde TYRSENOİ diye söz eder. (32) Batılı tarihçiler İSKİTLER hakkında şu fikirleri belirtirler:
– MÜLLENHOF’a göre İranlı’dırlar.
– NEUMANN’a göre Moğol’durlar.
– SAMOKSASOF’a göre Slav’dırlar.
– FİESEL’e göre Germen’dirler.
– GEZA NAGY’e göre TÜRK’türler.
Yukarda belirttiğimiz hususlar göz önünde tutulursa, en doğru olanın sonuncusu olduğu anlaşılır.
ETRÜSKLER’e gelince ARNAVUTLAR ve HİTİTLER’e kadar hemen her milletle akraba gösterilmiştir. Romalılar onlara TUSKİ, Yunanlılar TYHHHENOİ derlerdi.
Tahir Türkkan
Dipnotlar:
(28) – Edounard Chavannes, Documents sur les Tou-kiue Occidentaux, Paris, sf.235,240,237,238
(29) – Wolfram Eberhard, Geschicvhte Chinas, Stuttgart, 1971, sf. 28,31, 32,34
(30) – Mikhail Gryaznov, Siberie Du Sud, Gereve, 1969
(31) – Guy Cadogan Rothery, The Amazons in Antiquity, London, 1910, sf. 9
(32) – H.H.Scullard, Etruscan Cities and Rome, London, 1967, sf.34
Ön Türkler ; Tarihin başladığı dönemlerde dünyanın ilk medeniyetini kurmuş, yazıyı keşfetmiş, insanlık tarihine yön vermiş kadim bir millettir. Türk medeniyetini ortaya çıkartan bu etnik-kültürel akım, pek çok milletin dayanağı olmuş, nihayetinde Türk milleti olarak karşımıza çıkmıştır.
Ön Türkler ile ilgili araştırmalar ve elde edilen bulgularla ilgili dökümanlar ;
SIRA | KATEGORİ ALT BAŞLIKLARI İslamiyet Öncesi Türk Tarihi ile ilgili araştırmalar ve elde edilen bulgularla ilgili dökümanlar ; | BİLGİLENDİRME |
1 | İnsanlığın Varoluşu ve İlk İnsanlar [M.ö. 100000 - 2000] | |
2 | Etnik Unsurların Ortaya Çıkışı ve İlk Irklar | |
3 | Ön Türklerin Ortaya Çıkışı | |
4 | Türk Kimliğinin Ortaya Çıkışı ve İlk Türkler | |
5 | Sümerler [M.ö. 4000 - 2000] | |
6 | Kimmerler [M.ö. 2000 - 695] | |
7 | İskitler [M.ö. 900 - 250] | << Şu an bu konuyu inceliyorsunuz |
İskitler
İSKİTLER’in TÜRK olduğunun en eski delili HOMEROS’un İLYADA’sıdır!
13. Bölüm’de Zeus, TROYA Savaşı’nı seyrederken daha ötelere “AT SÜTÜ İÇENLERİN ÜLKESİ”ne bakar!
İlyada’nın Fransızca çevirisini yapan R. Flaceliere, “Notlar” bölümünde “At sütü içenler”i İSKİT kabileleri olarak açıklar!.
Tıp ilminin kurucusu HİPOKRAT ta havanın ve iklimin insan sağlığı üzerindeki etkisini anlatırken İSKİTLER’den uzun uzun bahseder. Ancak Batılı tarihçiler bu konular geldiğinde HİPOKRAT’tan da, HOMEROS’tan da, söz etmemeye özen gösterirler.
Bizanslı ZEMARKOS imparatoruna, TÜRK hakanının ORHON alfabesiyle yazılı mektubunu sunarken şöyle der:
“Bugün TÜRK adını verdiğimiz millete eskiden İSKİT denirdi. Bu mektup ta İSKİT harfleri ile yazılmıştır.” (28)
İSKİT sanatı tıpatıp ETRÜSK sanatına benzer. HUNLAR’ın sanatı ise İSKİTLER’in devamıdır. İSKİTLER, HERODOT’a göre M.Ö. 600’lerde Anadolu’yu fetih etmiş, ve 28 yıl yönetmişlerdi.
ADİLE AYDA, Vatikan Kütüphanesi’nde rastladığı 1553 yılında yazılmış bir kitaptan söz eder… Kitabın adı “Magni Tamerlanis, Scythorum Imperatoris Vita”dır.
Yani, İSKİTLER’İN İMPARATORU TİMURLENK’İN HAYATI!
Bilindiği gibi TİMUR, TÜRKÇE yazan, TÜRKÇE konuşan bir ORTA ASYA TÜRKÜ idi. Kanunnamesinin adı da “TÜZÜK”tür.
Burada belirtmek gerekir ki, nasıl BULGARLAR Hıristiyan olduktan sonra Slavlaşmış bir TÜRK BOYU ise, aynı şekilde UKRAYNALILAR da Ortodoks dinini kabul ettikten sonra Slavlaşmış İSKİTLER’dir. Her ikisinin de Ruslarla alakası yoktur.
Zaten İSKİT, ÇİT, SAKA, SARMAT, MESAGET, MESKET hep aynı soydur. Boylara verilen ve zamanla değişen adları gösterir. Bilindiği gibi MESKETLER şimdi AHISKA TÜRKLERİ olarak anılıyorlar.
Fransızlar İSKİT kelimesini SCYTHES yazar, SİT okurlar… Almanlar SKYTHE yazar, SKÜT okurlar… Biz herhalde kelimeyi yine Araplardan SKİT olarak alıp, başına “İ” harfi getirmişiz, İSKİT olmuş… Tıpkı İSTASYON gibi…
Halbuki kelimenin en eski haline Herodot’ta Yunanca olarak görüyoruz: SKÜTHAİ…
Heredot İskitlerin bir kısmına da SAKAİ diyor. Bunu Fransızlar SACES yazar, SAS okurlar… Nihayet kitabının bir yerinde Herodot şöyle der:
“Ve hepsinin birden adı SOKOLOT’tur. Halbuki Hellenler onları SKUTHAİ diye adlandırır.”
Yunanca’da “Ü” harfi olmadığı için kelimenin aslının çoğul hali almış SUKU olduğu kolayca görülür.
Böylece şimdi İSKİT dediğimiz TÜRKLER’in aslında SAKA, SOKO, SUKU diyebilinen TÜRKLER olduğu anlaşılır. Yani İSKİT kelimesi galattır. Yunanca bozulmuş halidir.
İşin enteresan tarafı Ruslara uyarak bizim YAKUT dediğimiz Sibirya Türkleri de, kendilerine SOKO derler!.
Bitmedi…
Ünlü Alman Sinologu Wolfram Eberhard şöyle demektedir:
“Çin’in ilk sülalesi olan SHANG Sülâlesi dönemindeki kültürde bazı şeyler henüz eksikti. Bu eksikler CHOU Sülalesi zamanında tamamlandı.”
“CHOULAR batıda Shensi bölgesinin orta kısmında küçük bir devlet kurmuşlardı. M.Ö.11. yüzyılın başında belki de TÜRK kavimlerin baskısı ile CHOULAR Doğu Shensi’ye itildiler.”
“Anlaşılıyor ki, CHOU SÜLALESİ DE BAŞINDAN BERİ BİR TÜRK SÜLALESİ İDİ.”
“M.Ö. 1050 yılında CHOULAR’ın SAVAŞÇI KRAL lakabı taşıyan başbuğu WU-WANG, doğuya yöneldi. Shang hükümdarını yakalayıp öldürdü. Böylece CHOU Sülalesi kuruldu.”
“Fatihler Çin’in aile hayatına kendi toplumlarında uyguladıkları baba egemenliğini ve GÖK DİNİ’ni getirdiler. BU DİN, TÜRK KABİLELERİNİN DİNİ İLE PEK YAKIN AKRABA İDİ.”(29)
Görüldüğü gibi Çin’i bir devlet haline getiren, Çin medeniyetinin temelini atan bir TÜRK boyu olan CHOULAR’dır!.
Ancak Alman bilginin CHOU dediği TÜRKLER’in, Yunanlıların SKU dediği ve bölgede hâlâ varlığını YAKUT olarak sürdürürken kendine SOKO diyen SAKALAR olduğu aşikar değilmi?.
YAKUTLAR ve CUVAŞLAR, diğer TÜRK boyları ile ilgisi kesilmiş, İSLAMİYET ile tanışmamış, ücra köşelerde kalmış TÜRK boylarıdır. Dilleri en eski TÜRKÇE’nin izlerini taşır. PELASG, TYRRHEN, ETRÜSK ve İSKİT halkının TÜRK olduğunu göstermek için dilleri ile YAKUTÇA ve ÇUVAŞÇA’yı karşılaştırmak yeterli olacaktır. Bu tip çalışmalar yapılmış ancak yeterli seviyeye ulaşmamıştır.
Batılılar İSKİTLER’in sadece bir bölümüne SAKA der. Eski Yunanlılar ise Karadeniz’de ve Orta Doğu’da yaşayanlara da İSKİT derlerdi. (30)
Batılı tarihçilerin bir kısmı kasıtlı olarak İSKİTLER’i İranlı yapmaya çalışırken; İranlılar, “SAKALAR bizden değildir, onlar TURAN’dır,” diyerek karşı çıkarlar.
Zaten İran-Turan mücadelesi Fars edebiyatının mühim bir bölümünü oluşturur… Özellikle de İSKİT hükümdarı AFRASYAB ile olan mücadeleleri çok işlenmiştir, Zerdüştlerin kutsal kitabı AVESTA’ya dahi geçmiştir.
Hammer, kendi adıyla anılan Tarih kitabının 1. cildinde “Herodot’un İSKİTLERİN ATASI olarak gösterdiği TARGİT (TARGİTOUS, şimdiki TURGUT) kelimesinin TÜRK kelimesi ile ilgili olduğu”nu söyler:
“Hakim İSKİT unsurlardan TORLAR’a (TAUR-TUR) nisbetle, İSKİTLER’in vatanı KIRIM’a TORİK (TAURİQUİE) denilmişti.” Yani şimdiki TÜRKİYE!.
Yunanlılar tarihlerin şafağında İSKİTLER ile çetin savaşlar yapmışlardır. Efsaneye dönüşmüş bu savaşlarda bazen CENTAURELAR bazen de AMAZONLAR ile çarpışmışlardır.
Bilindiği gibi CENTAURE’lar “insan başlı at vücutlu” varlıklardır… Efsanede böyle geçen şey, aslında AT ÜSTÜNDEKİ İSKİT SAVAŞÇILARI idi!.. Benzer bir değerlendirme, hayatlarında hiç at görmemiş Amerika yerlilerince, istilacı İSPANYOL SÜVARİLERİ için yapılmıştı. Aztekler Cortez’in savaşçılarını atlarına bitişik çelik vücutlu yenilmez varlıklar olarak algılamışlardı.
AMAZONLAR ise İSKİT soyundan KADIN SAVAŞÇILAR idi. (31) Batılı tarihçiler, Persepolis’teki kabartma heykellerde bulunan İSKİTLER’in başlarına giydiği şeyi tarif ederken, Rusça sandıkları bir kelime kullanırlar: BASHLYK! BU KELİMENİN OKUNUŞU DA, ASLI DA TÜRKÇE’DİR: “BAŞLIK”!..
İSKİTLER’den ilk defa Yunanlı Şair HEZYOD, “İŞLER VE GÜNLER” adlı eserinde TYRSENOİ diye söz eder. (32) Batılı tarihçiler İSKİTLER hakkında şu fikirleri belirtirler:
– MÜLLENHOF’a göre İranlı’dırlar.
– NEUMANN’a göre Moğol’durlar.
– SAMOKSASOF’a göre Slav’dırlar.
– FİESEL’e göre Germen’dirler.
– GEZA NAGY’e göre TÜRK’türler.
Yukarda belirttiğimiz hususlar göz önünde tutulursa, en doğru olanın sonuncusu olduğu anlaşılır.
ETRÜSKLER’e gelince ARNAVUTLAR ve HİTİTLER’e kadar hemen her milletle akraba gösterilmiştir. Romalılar onlara TUSKİ, Yunanlılar TYHHHENOİ derlerdi.
Tahir Türkkan
Dipnotlar:
(28) – Edounard Chavannes, Documents sur les Tou-kiue Occidentaux, Paris, sf.235,240,237,238
(29) – Wolfram Eberhard, Geschicvhte Chinas, Stuttgart, 1971, sf. 28,31, 32,34
(30) – Mikhail Gryaznov, Siberie Du Sud, Gereve, 1969
(31) – Guy Cadogan Rothery, The Amazons in Antiquity, London, 1910, sf. 9
(32) – H.H.Scullard, Etruscan Cities and Rome, London, 1967, sf.34
Moderatör tarafında düzenlendi: