romeo
Yeni Üyemiz
Bildiğiniz gibi internet, Dünya çapındaki bilgisayar ağlarını ve bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan elektronik iletişim ağına verilen isimdir. Günümüzde internet, iş yaşamından sosyal hayata kadar her alanda hayatın vazgeçilmez bir parçası olmasına rağmen internetin icadı aslında oldukça kısa bir zamana dayanmaktadır.
Bulunduğu yıllarda internet beş sene gibi kısa bir sürede 50 milyon’a yakın kullanıcıya ulaşmayı başarmış, günümüz ‘Dünyası’ için mutheşem bir teknolojik gelişmedir. Peki günümüzde her alanda kullandığımız internetin temellerini acaba kim attı ? internet ne zaman ve nasıl bulundu ? ve internet hayatımıza ne zaman ve nasıl girdi ? Tüm bu soruların yanıtlarını bulabilmek için internetin tarihinde kısa bir gezintiye çıkıp, internetin keşfinde (icadında) önemli bir yere sahip Leonard Kleinrock isimli bilgisayar bilimcisinden bahsederek konuya başlamak gerek.
İNTERNET NASIL VE NE ZAMAN BULUNDU ? İNTERNETİN İCADI
İnternet’in kökeni, kendi çalışmaları için dayanıklı, sağlam ve özel bir bilgisayar ağı kurmak isteyen Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından 1960 yılındaki araştırmalara dayanır.
MİT (Massachusetts Institute of Technology)’den Profesör Leonard Kleinrock internet bağlantısının temelini biçimlendirmek için paket anahtarlar teorisini geliştirmiş ve Dünya’da ilk internet mesajını ARPANET üzerinden, UCLA’da bulunan ofisinden ikinci bir internet bağlantısının kurulu olduğu Stanford Üniversitesi’ne yollamış, günümüz internetinin temellerini atmıştır. Ancak günümüzde yaygın şekilde kullandığımız internetin icadı için henüz her şey tamamlanmış değildir.
1969 yılında ARPA kuruldu ve internet kavramı olarak kullanılmaya başlandı. ARPA başlangıçta dört ayrı üniversitedeki ana bilgisayarlarla bağlantı halindeydi. Birkaç yıl içinde çok sayıda kurum (çok sayıda araştırma enstitüsü ve üniversite) aşamalı olarak ARPA’ya bağlandı.
İnternet, başlangıç aşamalarında bilgisayar uzmanları, bilim insanları ve kütüphaneciler tarafından kullanıldı. Sıradan insanların kullanabileceği kolaylıkta değildi. Bu anlamda, kullanılmaya başlanan ilk internet bugün kullandığımız şekilde kolay kullanım olanağı olan, kullanıcı dostu bir teknoloji değildi. O günlerde, evlerde ve ofislerde bilgisayar da yoktu. İnterneti kullanacak kişi kim olursa olsun, karmaşık bir sistemi kullanmayı öğrenmesi gerekiyordu.
1972 yılında, Ray Tomlinson tarafından elektronik posta ARPAnet’e uyumlaştırıldı. Tomlinson kullanıcı adı ve adresini birleştirmek için, birçok sembol arasından “@” sembolünü seçti. 1972 yılında RFS10 olarak yayınlanmış Telnet protokolü uzaktaki bilgisayara bağlanmayı başardı. 1973 yılında RFS standartlarında yayınlanmış Ftp Protokolü, internet siteleri arasında dosya transferini olanaklı kıldı.
İNTERNETİ KİM BULDU ?
İlk defa Bob Kahn tarafından önerilen TCP/IP mimarisinin bir sonucu olarak, internet 1970’li yıllarda olgunluğa ulaştı. (TCP/IP çok sayıda bilgisayar arasında dosya transferi, elektronik posta ve uzaktan bağlanma gibi olanaklar sunan bir internet protokolüdür.) TCP/IP yukarıda belirtilen birkaç temel hizmeti verebildiği için başarılı olmuştur. 1983 yılında ABD savunma bakanlığı daha önce kullandığı NCP protokolü yerine TCP/IP’yi adapte etmiştir.
1973-1978 yılları arasında TCP/IP protokolünün geliştirilme sürecinde yer alan Vinton Cerf, doğuştan işitme engelli olan eşi Sigrid’in Dünya ile iletişim sağlayamamasına çok üzülmekte ve onun Dünya ile iletişim halinde olabilmesi için bir çözüm arayışı içerisindedir. Dr. Cerf o yıllardakiaraştırmalarında ARPAnet sistemini ilham kaynağı olarak kullanarak sistemi geliştirmiş ve eşinin diğer insanlarla iletişim kurabilmesini sağlayabilmek için TCP/IP protokolü sistemini yaymaya başlamıştır. Geçen süre içinde protokolün resmen kullanılması ile Dünya’nın heryerinden internete bağlanmak mümkün olmuştur. Bu noktada Dr. Cerf işin fikir adamıydı yani kıvılcımı çakan kişiydi ve Dr. Cerf sayesinde internet, insanlık hayatına girmenin ilk adımlarını atmış oldu.
Sadece eşinin uzaktaki kişilerle iletişim kurabilmesini sağlamak amacıyla internetin ilk tohumlarını eken Cerf, şu an milyonlarca kullanıcısı olan dev bir ağın mucidi olarak anılmaktadır. Dr. Cerf aldığı sayısız ödülle beraber 1992 senesinde, bu zamana kadar internet üzerine yaptığı çalışmaların karşılığı olarak, “İnternet Dünyasının Başkanı” ödülünü aldı.
İNTERNETİN DÜNYA’DA KULLANILMAYA BAŞLAMASI
70’li yıllar aslında internet fikrinin hızla geliştiği yıllar oldu. Elektronik posta ortaya çıktı ve İngiltere Kraliçesi’nin 1976 yılında ilk elektronik postasını göndermesiyle internet fikri popüler hale gelmeye başladı.
1986 yılında ABD’de Ulusal Bilim Vakfı’nın sponsorluğunda, NSFnet ABD çapında 56 kbps hızında internet omurgası oluşturuldu. Vakıf sponsorluğunu yaklaşık on yıl devam ettirerek, ticari olmayan hükümet işleri ve araştırma amaçlı kuralların düzenlenmesini destekledi.
Yine aynı yıllarda elektronik posta, Ftp ve Telnet komutları standartlaştırılarak, teknik olmayan personelin internet kullanımı da kolaylaştırılmıştır. Bugünkü standartlar kadar kolay olmasa da, üniversitelerdeki belirli insanlara internet kullanımını açmıştır. Kütüphanelerin yanı sıra, bilgisayar, fizik, mühendislik bölümleri internet şebekesinin yararlı bir şekilde kullanımının yolunu bulmuşlardır.
İnternetteki site sayısı az olmakla birlikte, ilgilenilen alandaki araştırmaların kayıtlarını bulmak kolay hale gelmişti. O dönemde, ulaşılabilir kaynakları indekslemek için hâlâ çok daha fazla araca ihtiyaç vardı.
Kütüphane katalogları dışında, ilk internet indeksi 1989 yılında yaratıldı. Peter Deutxch ve onun ekibi, Montreal McGill Üniversitesi’nde Ftp dosyalan için “archie” adıyla anılan bir arşivleyici yarattılar. Bu yazılım periyodik olarak elde edilmeye açık olduğu bilinen Ftp dosyalarına ulaşıyor ve bu dosyaları listeliyordu. Archie Unix işletim sistemi komutlarını kullanıyor ve tam kapasite kullanılabilmesi için bazı unix bilgilerini de sunuyordu.
1991 yılında, Minnesota Üniversitesi’nde ilk gerçek kullanıcı dostu internet arayüzü geliştirildi. Üniversite, kampus içindeki yerel ağında bilgi ve dosyalara erişim için basit bir menü sistemi geliştirdi. Hemen ardından ana makinelerde kullanılan bu sistemin kişisel bilgisayarlarda da kullanım olanakları tartışılmaya başlandı. Bir süre sonra, menü sistemini kullanıcılara da yaygınlaştıran Gopher geliştirildi.
Gopher, adını Minnesota Üniversitesi’nin maskotu olan sincap’tan almış, internette arama yapan kelimeye dayalı bir arama motoruydu. Geliştirildikten birkaç yıl sonra Dünya çapında 10.000’den fazla Gopher ortaya çıktı.
1989 yılında başlayan fakat Gopher’dan daha yavaş gelişen, kullanımı kolaylaştıran başka bir gelişme yaşandı. Tim Berners ve ekibi, Avrupa Parça Fiziği Laboratuvarı’nda bilgi dağıtımı için Cern adıyla bilinen yeni bir protokol önerdiler. Bu protokol 1991 yılında günümüzde de yaygın olarak kullanılan www (World Wide Web) adını aldı. (www, hipertextlere dayalı bir internet protokolüdür)
1993 yılında, internet tarihi açısından çok ileri bir gelişme olarak görülen, ilk grafiğe dayalı tarayıcı Mosaic, Marc Andreessen ve ekibi tarafından geliştirildi. Andreesen daha sonra, Microsoft’un Internet Explorer’i geliştirmesine kadar en popüler grafik tipi tarayıcı ve servis sağlayıcı olarak bilinen Netscape firmasına katıldı.
Abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletme olan Delphi, Haziran 1992’de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve firmaları internet’e katıldılar. Böylece, internet’in ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internet’in sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin Dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 15 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama vb. çok çeşitli amaçlar için Dünya’nın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internet’e yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları vb. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.
İNTERNETİN TÜRKİYE’DE KULLANILMAYA BAŞLAMASI
12 Nisan 1993’de 64 Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem salonundaki yönlendiricileri kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation Network)’e TCP/IP protokolu üzerinden Türkiye’nin ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
64kbit/saniye hızında olan bu hat, çok uzun bir süre tüm ülkenin tek çıkışı olmuştur. İlk ODTÜ bağlantısından sonra, 1993-96 yılları arasında, üniversitelerimizin çoğu X.25/leased line vb şeklindeki bağlantılarla ODTÜ’ye bağlanmışlardır. İstanbul’dan İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi, Ankara’dan Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kamu kuruluşları arasından MTA, TT, DİE v.b. kuruluşlar da, ODTÜ üzerinden internet erişimine sahip olmuşlardır. İlerleyen zaman içinde, internet servisi alan özel kuruluşların sayısı da sürekli artmıştır. Ayrıca Tübitak, TR-NET çatısı altında, aynı dönemde, servis.net.tr ve servis2.net.tr servis sağlayıcılarında bir kullanıcı numarası üzerinden dial-up türü bağlantılarla bazı özel kuruluşlar ve özel şahıslara internet hizmeti vermeye çalışmıştır.
Ege Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/saniye hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Bu arada Türkiye’nin ilk internet siteleri ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’nin web siteleri başı çekmek üzere ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnternet’in Türkiye’de ticari kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında mümkün olmuştur. Türk Telekom’un internetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (ISP) yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçmiş, ardından Türkiye’de internet hayatımıza girmeye başlamıştır.
TURNET’in, ikisi Istanbul’dan (2MBit/san ve 512 kbit/san hızlarında); diğeri Ankara’dan 2Mbit/san hızında 3 tane hattından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı Şirketlerin sayısı Ekim 1997 ayına gelindiğinde 80’e ulaşmış ve bu yıllarda ortaya çıkan Superonline gibi şirketler internet hizmetini üçüncü kişilere (ticari kuruluş bağlantıları ve kişisel bağlantılar olarak) belirledikleri fiyatlardan satmaya başlamışlardır.
1997 ortalarından itibaren Dünya’daki kullanıma paralel olarak, internet ve ticaret olgusu ülkemizde de popüler olmaya başlamış ve birçok banka, müşterilerine internet üzerinden kişisel bankacılık servisi vermeye başlamıştır. Öte yandan, 1996 sonlarından itibaren birçok günlük gazete ve dergi (aynı baskısı olmasa bile) internet üzerinden yayımlanmaya ve 1997 sonlarına doğru, deneme amaçlı da olsa, bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanlarını yavaş yavaş müşterilerine açmaya başlamıştır. Yine aynı yıllarda internet bağlantı hızının düşük olmasına rağmen internet üzerinden radyo ve TV yayımcılığı popüler olmaya başlamıştır.
1997 yılının sonlarına gelindiğinde tahmini bir rakam olarak Türkiye’de internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000’e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000’e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000’e ulaşmıştır.
Türkiye’de internet bu kısa macerasında herşeye rağmen büyük aşamalar kaydetmiş, 1997 yılı sonlarında 250.000 kişi olarak tahmin edilen internet kullanıcı sayısı bugün 35,5 milyon seviyesini geçmiştir.
" target="_blank" class="js-lbImage" data-sub-html="
Abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletme olan Delphi, Haziran 1992’de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve firmaları internet’e katıldılar. Böylece, internet’in ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internet’in sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin Dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 15 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama vb. çok çeşitli amaçlar için Dünya’nın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internet’e yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları vb. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.
İNTERNETİN TÜRKİYE’DE KULLANILMAYA BAŞLAMASI
12 Nisan 1993’de 64 Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem salonundaki yönlendiricileri kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation Network)’e TCP/IP protokolu üzerinden Türkiye’nin ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
64kbit/saniye hızında olan bu hat, çok uzun bir süre tüm ülkenin tek çıkışı olmuştur. İlk ODTÜ bağlantısından sonra, 1993-96 yılları arasında, üniversitelerimizin çoğu X.25/leased line vb şeklindeki bağlantılarla ODTÜ’ye bağlanmışlardır. İstanbul’dan İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi, Ankara’dan Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kamu kuruluşları arasından MTA, TT, DİE v.b. kuruluşlar da, ODTÜ üzerinden internet erişimine sahip olmuşlardır. İlerleyen zaman içinde, internet servisi alan özel kuruluşların sayısı da sürekli artmıştır. Ayrıca Tübitak, TR-NET çatısı altında, aynı dönemde, servis.net.tr ve servis2.net.tr servis sağlayıcılarında bir kullanıcı numarası üzerinden dial-up türü bağlantılarla bazı özel kuruluşlar ve özel şahıslara internet hizmeti vermeye çalışmıştır.
Ege Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/saniye hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Bu arada Türkiye’nin ilk internet siteleri ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’nin web siteleri başı çekmek üzere ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnternet’in Türkiye’de ticari kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında mümkün olmuştur. Türk Telekom’un internetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (ISP) yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçmiş, ardından Türkiye’de internet hayatımıza girmeye başlamıştır.
TURNET’in, ikisi Istanbul’dan (2MBit/san ve 512 kbit/san hızlarında); diğeri Ankara’dan 2Mbit/san hızında 3 tane hattından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı Şirketlerin sayısı Ekim 1997 ayına gelindiğinde 80’e ulaşmış ve bu yıllarda ortaya çıkan Superonline gibi şirketler internet hizmetini üçüncü kişilere (ticari kuruluş bağlantıları ve kişisel bağlantılar olarak) belirledikleri fiyatlardan satmaya başlamışlardır.
1997 ortalarından itibaren Dünya’daki kullanıma paralel olarak, internet ve ticaret olgusu ülkemizde de popüler olmaya başlamış ve birçok banka, müşterilerine internet üzerinden kişisel bankacılık servisi vermeye başlamıştır. Öte yandan, 1996 sonlarından itibaren birçok günlük gazete ve dergi (aynı baskısı olmasa bile) internet üzerinden yayımlanmaya ve 1997 sonlarına doğru, deneme amaçlı da olsa, bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanlarını yavaş yavaş müşterilerine açmaya başlamıştır. Yine aynı yıllarda internet bağlantı hızının düşük olmasına rağmen internet üzerinden radyo ve TV yayımcılığı popüler olmaya başlamıştır.
1997 yılının sonlarına gelindiğinde tahmini bir rakam olarak Türkiye’de internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000’e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000’e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000’e ulaşmıştır.
Türkiye’de internet bu kısa macerasında herşeye rağmen büyük aşamalar kaydetmiş, 1997 yılı sonlarında 250.000 kişi olarak tahmin edilen internet kullanıcı sayısı bugün 35,5 milyon seviyesini geçmiştir.
">
Abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletme olan Delphi, Haziran 1992’de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve firmaları internet’e katıldılar. Böylece, internet’in ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internet’in sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin Dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 15 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama vb. çok çeşitli amaçlar için Dünya’nın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internet’e yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları vb. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.
İNTERNETİN TÜRKİYE’DE KULLANILMAYA BAŞLAMASI
12 Nisan 1993’de 64 Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem salonundaki yönlendiricileri kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation Network)’e TCP/IP protokolu üzerinden Türkiye’nin ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
64kbit/saniye hızında olan bu hat, çok uzun bir süre tüm ülkenin tek çıkışı olmuştur. İlk ODTÜ bağlantısından sonra, 1993-96 yılları arasında, üniversitelerimizin çoğu X.25/leased line vb şeklindeki bağlantılarla ODTÜ’ye bağlanmışlardır. İstanbul’dan İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi, Ankara’dan Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kamu kuruluşları arasından MTA, TT, DİE v.b. kuruluşlar da, ODTÜ üzerinden internet erişimine sahip olmuşlardır. İlerleyen zaman içinde, internet servisi alan özel kuruluşların sayısı da sürekli artmıştır. Ayrıca Tübitak, TR-NET çatısı altında, aynı dönemde, servis.net.tr ve servis2.net.tr servis sağlayıcılarında bir kullanıcı numarası üzerinden dial-up türü bağlantılarla bazı özel kuruluşlar ve özel şahıslara internet hizmeti vermeye çalışmıştır.
Ege Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/saniye hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Bu arada Türkiye’nin ilk internet siteleri ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’nin web siteleri başı çekmek üzere ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnternet’in Türkiye’de ticari kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında mümkün olmuştur. Türk Telekom’un internetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (ISP) yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçmiş, ardından Türkiye’de internet hayatımıza girmeye başlamıştır.
TURNET’in, ikisi Istanbul’dan (2MBit/san ve 512 kbit/san hızlarında); diğeri Ankara’dan 2Mbit/san hızında 3 tane hattından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı Şirketlerin sayısı Ekim 1997 ayına gelindiğinde 80’e ulaşmış ve bu yıllarda ortaya çıkan Superonline gibi şirketler internet hizmetini üçüncü kişilere (ticari kuruluş bağlantıları ve kişisel bağlantılar olarak) belirledikleri fiyatlardan satmaya başlamışlardır.
1997 ortalarından itibaren Dünya’daki kullanıma paralel olarak, internet ve ticaret olgusu ülkemizde de popüler olmaya başlamış ve birçok banka, müşterilerine internet üzerinden kişisel bankacılık servisi vermeye başlamıştır. Öte yandan, 1996 sonlarından itibaren birçok günlük gazete ve dergi (aynı baskısı olmasa bile) internet üzerinden yayımlanmaya ve 1997 sonlarına doğru, deneme amaçlı da olsa, bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanlarını yavaş yavaş müşterilerine açmaya başlamıştır. Yine aynı yıllarda internet bağlantı hızının düşük olmasına rağmen internet üzerinden radyo ve TV yayımcılığı popüler olmaya başlamıştır.
1997 yılının sonlarına gelindiğinde tahmini bir rakam olarak Türkiye’de internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000’e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000’e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000’e ulaşmıştır.
Türkiye’de internet bu kısa macerasında herşeye rağmen büyük aşamalar kaydetmiş, 1997 yılı sonlarında 250.000 kişi olarak tahmin edilen internet kullanıcı sayısı bugün 35,5 milyon seviyesini geçmiştir.
" class="bbImage" alt="
Abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletme olan Delphi, Haziran 1992’de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve firmaları internet’e katıldılar. Böylece, internet’in ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internet’in sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin Dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 15 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama vb. çok çeşitli amaçlar için Dünya’nın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internet’e yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları vb. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.
İNTERNETİN TÜRKİYE’DE KULLANILMAYA BAŞLAMASI
12 Nisan 1993’de 64 Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem salonundaki yönlendiricileri kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation Network)’e TCP/IP protokolu üzerinden Türkiye’nin ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
64kbit/saniye hızında olan bu hat, çok uzun bir süre tüm ülkenin tek çıkışı olmuştur. İlk ODTÜ bağlantısından sonra, 1993-96 yılları arasında, üniversitelerimizin çoğu X.25/leased line vb şeklindeki bağlantılarla ODTÜ’ye bağlanmışlardır. İstanbul’dan İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi, Ankara’dan Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kamu kuruluşları arasından MTA, TT, DİE v.b. kuruluşlar da, ODTÜ üzerinden internet erişimine sahip olmuşlardır. İlerleyen zaman içinde, internet servisi alan özel kuruluşların sayısı da sürekli artmıştır. Ayrıca Tübitak, TR-NET çatısı altında, aynı dönemde, servis.net.tr ve servis2.net.tr servis sağlayıcılarında bir kullanıcı numarası üzerinden dial-up türü bağlantılarla bazı özel kuruluşlar ve özel şahıslara internet hizmeti vermeye çalışmıştır.
Ege Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/saniye hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Bu arada Türkiye’nin ilk internet siteleri ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’nin web siteleri başı çekmek üzere ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnternet’in Türkiye’de ticari kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında mümkün olmuştur. Türk Telekom’un internetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (ISP) yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçmiş, ardından Türkiye’de internet hayatımıza girmeye başlamıştır.
TURNET’in, ikisi Istanbul’dan (2MBit/san ve 512 kbit/san hızlarında); diğeri Ankara’dan 2Mbit/san hızında 3 tane hattından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı Şirketlerin sayısı Ekim 1997 ayına gelindiğinde 80’e ulaşmış ve bu yıllarda ortaya çıkan Superonline gibi şirketler internet hizmetini üçüncü kişilere (ticari kuruluş bağlantıları ve kişisel bağlantılar olarak) belirledikleri fiyatlardan satmaya başlamışlardır.
1997 ortalarından itibaren Dünya’daki kullanıma paralel olarak, internet ve ticaret olgusu ülkemizde de popüler olmaya başlamış ve birçok banka, müşterilerine internet üzerinden kişisel bankacılık servisi vermeye başlamıştır. Öte yandan, 1996 sonlarından itibaren birçok günlük gazete ve dergi (aynı baskısı olmasa bile) internet üzerinden yayımlanmaya ve 1997 sonlarına doğru, deneme amaçlı da olsa, bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanlarını yavaş yavaş müşterilerine açmaya başlamıştır. Yine aynı yıllarda internet bağlantı hızının düşük olmasına rağmen internet üzerinden radyo ve TV yayımcılığı popüler olmaya başlamıştır.
1997 yılının sonlarına gelindiğinde tahmini bir rakam olarak Türkiye’de internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000’e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000’e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000’e ulaşmıştır.
Türkiye’de internet bu kısa macerasında herşeye rağmen büyük aşamalar kaydetmiş, 1997 yılı sonlarında 250.000 kişi olarak tahmin edilen internet kullanıcı sayısı bugün 35,5 milyon seviyesini geçmiştir.
">
Bulunduğu yıllarda internet beş sene gibi kısa bir sürede 50 milyon’a yakın kullanıcıya ulaşmayı başarmış, günümüz ‘Dünyası’ için mutheşem bir teknolojik gelişmedir. Peki günümüzde her alanda kullandığımız internetin temellerini acaba kim attı ? internet ne zaman ve nasıl bulundu ? ve internet hayatımıza ne zaman ve nasıl girdi ? Tüm bu soruların yanıtlarını bulabilmek için internetin tarihinde kısa bir gezintiye çıkıp, internetin keşfinde (icadında) önemli bir yere sahip Leonard Kleinrock isimli bilgisayar bilimcisinden bahsederek konuya başlamak gerek.
İNTERNET NASIL VE NE ZAMAN BULUNDU ? İNTERNETİN İCADI
İnternet’in kökeni, kendi çalışmaları için dayanıklı, sağlam ve özel bir bilgisayar ağı kurmak isteyen Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından 1960 yılındaki araştırmalara dayanır.
MİT (Massachusetts Institute of Technology)’den Profesör Leonard Kleinrock internet bağlantısının temelini biçimlendirmek için paket anahtarlar teorisini geliştirmiş ve Dünya’da ilk internet mesajını ARPANET üzerinden, UCLA’da bulunan ofisinden ikinci bir internet bağlantısının kurulu olduğu Stanford Üniversitesi’ne yollamış, günümüz internetinin temellerini atmıştır. Ancak günümüzde yaygın şekilde kullandığımız internetin icadı için henüz her şey tamamlanmış değildir.
1969 yılında ARPA kuruldu ve internet kavramı olarak kullanılmaya başlandı. ARPA başlangıçta dört ayrı üniversitedeki ana bilgisayarlarla bağlantı halindeydi. Birkaç yıl içinde çok sayıda kurum (çok sayıda araştırma enstitüsü ve üniversite) aşamalı olarak ARPA’ya bağlandı.
İnternet, başlangıç aşamalarında bilgisayar uzmanları, bilim insanları ve kütüphaneciler tarafından kullanıldı. Sıradan insanların kullanabileceği kolaylıkta değildi. Bu anlamda, kullanılmaya başlanan ilk internet bugün kullandığımız şekilde kolay kullanım olanağı olan, kullanıcı dostu bir teknoloji değildi. O günlerde, evlerde ve ofislerde bilgisayar da yoktu. İnterneti kullanacak kişi kim olursa olsun, karmaşık bir sistemi kullanmayı öğrenmesi gerekiyordu.
1972 yılında, Ray Tomlinson tarafından elektronik posta ARPAnet’e uyumlaştırıldı. Tomlinson kullanıcı adı ve adresini birleştirmek için, birçok sembol arasından “@” sembolünü seçti. 1972 yılında RFS10 olarak yayınlanmış Telnet protokolü uzaktaki bilgisayara bağlanmayı başardı. 1973 yılında RFS standartlarında yayınlanmış Ftp Protokolü, internet siteleri arasında dosya transferini olanaklı kıldı.
İNTERNETİ KİM BULDU ?
İlk defa Bob Kahn tarafından önerilen TCP/IP mimarisinin bir sonucu olarak, internet 1970’li yıllarda olgunluğa ulaştı. (TCP/IP çok sayıda bilgisayar arasında dosya transferi, elektronik posta ve uzaktan bağlanma gibi olanaklar sunan bir internet protokolüdür.) TCP/IP yukarıda belirtilen birkaç temel hizmeti verebildiği için başarılı olmuştur. 1983 yılında ABD savunma bakanlığı daha önce kullandığı NCP protokolü yerine TCP/IP’yi adapte etmiştir.
1973-1978 yılları arasında TCP/IP protokolünün geliştirilme sürecinde yer alan Vinton Cerf, doğuştan işitme engelli olan eşi Sigrid’in Dünya ile iletişim sağlayamamasına çok üzülmekte ve onun Dünya ile iletişim halinde olabilmesi için bir çözüm arayışı içerisindedir. Dr. Cerf o yıllardakiaraştırmalarında ARPAnet sistemini ilham kaynağı olarak kullanarak sistemi geliştirmiş ve eşinin diğer insanlarla iletişim kurabilmesini sağlayabilmek için TCP/IP protokolü sistemini yaymaya başlamıştır. Geçen süre içinde protokolün resmen kullanılması ile Dünya’nın heryerinden internete bağlanmak mümkün olmuştur. Bu noktada Dr. Cerf işin fikir adamıydı yani kıvılcımı çakan kişiydi ve Dr. Cerf sayesinde internet, insanlık hayatına girmenin ilk adımlarını atmış oldu.
Sadece eşinin uzaktaki kişilerle iletişim kurabilmesini sağlamak amacıyla internetin ilk tohumlarını eken Cerf, şu an milyonlarca kullanıcısı olan dev bir ağın mucidi olarak anılmaktadır. Dr. Cerf aldığı sayısız ödülle beraber 1992 senesinde, bu zamana kadar internet üzerine yaptığı çalışmaların karşılığı olarak, “İnternet Dünyasının Başkanı” ödülünü aldı.
İNTERNETİN DÜNYA’DA KULLANILMAYA BAŞLAMASI
70’li yıllar aslında internet fikrinin hızla geliştiği yıllar oldu. Elektronik posta ortaya çıktı ve İngiltere Kraliçesi’nin 1976 yılında ilk elektronik postasını göndermesiyle internet fikri popüler hale gelmeye başladı.
1986 yılında ABD’de Ulusal Bilim Vakfı’nın sponsorluğunda, NSFnet ABD çapında 56 kbps hızında internet omurgası oluşturuldu. Vakıf sponsorluğunu yaklaşık on yıl devam ettirerek, ticari olmayan hükümet işleri ve araştırma amaçlı kuralların düzenlenmesini destekledi.
Yine aynı yıllarda elektronik posta, Ftp ve Telnet komutları standartlaştırılarak, teknik olmayan personelin internet kullanımı da kolaylaştırılmıştır. Bugünkü standartlar kadar kolay olmasa da, üniversitelerdeki belirli insanlara internet kullanımını açmıştır. Kütüphanelerin yanı sıra, bilgisayar, fizik, mühendislik bölümleri internet şebekesinin yararlı bir şekilde kullanımının yolunu bulmuşlardır.
İnternetteki site sayısı az olmakla birlikte, ilgilenilen alandaki araştırmaların kayıtlarını bulmak kolay hale gelmişti. O dönemde, ulaşılabilir kaynakları indekslemek için hâlâ çok daha fazla araca ihtiyaç vardı.
Kütüphane katalogları dışında, ilk internet indeksi 1989 yılında yaratıldı. Peter Deutxch ve onun ekibi, Montreal McGill Üniversitesi’nde Ftp dosyalan için “archie” adıyla anılan bir arşivleyici yarattılar. Bu yazılım periyodik olarak elde edilmeye açık olduğu bilinen Ftp dosyalarına ulaşıyor ve bu dosyaları listeliyordu. Archie Unix işletim sistemi komutlarını kullanıyor ve tam kapasite kullanılabilmesi için bazı unix bilgilerini de sunuyordu.
1991 yılında, Minnesota Üniversitesi’nde ilk gerçek kullanıcı dostu internet arayüzü geliştirildi. Üniversite, kampus içindeki yerel ağında bilgi ve dosyalara erişim için basit bir menü sistemi geliştirdi. Hemen ardından ana makinelerde kullanılan bu sistemin kişisel bilgisayarlarda da kullanım olanakları tartışılmaya başlandı. Bir süre sonra, menü sistemini kullanıcılara da yaygınlaştıran Gopher geliştirildi.
Gopher, adını Minnesota Üniversitesi’nin maskotu olan sincap’tan almış, internette arama yapan kelimeye dayalı bir arama motoruydu. Geliştirildikten birkaç yıl sonra Dünya çapında 10.000’den fazla Gopher ortaya çıktı.
1989 yılında başlayan fakat Gopher’dan daha yavaş gelişen, kullanımı kolaylaştıran başka bir gelişme yaşandı. Tim Berners ve ekibi, Avrupa Parça Fiziği Laboratuvarı’nda bilgi dağıtımı için Cern adıyla bilinen yeni bir protokol önerdiler. Bu protokol 1991 yılında günümüzde de yaygın olarak kullanılan www (World Wide Web) adını aldı. (www, hipertextlere dayalı bir internet protokolüdür)
1993 yılında, internet tarihi açısından çok ileri bir gelişme olarak görülen, ilk grafiğe dayalı tarayıcı Mosaic, Marc Andreessen ve ekibi tarafından geliştirildi. Andreesen daha sonra, Microsoft’un Internet Explorer’i geliştirmesine kadar en popüler grafik tipi tarayıcı ve servis sağlayıcı olarak bilinen Netscape firmasına katıldı.
Abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletme olan Delphi, Haziran 1992’de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve firmaları internet’e katıldılar. Böylece, internet’in ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internet’in sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin Dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 15 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama vb. çok çeşitli amaçlar için Dünya’nın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internet’e yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları vb. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.
İNTERNETİN TÜRKİYE’DE KULLANILMAYA BAŞLAMASI
12 Nisan 1993’de 64 Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem salonundaki yönlendiricileri kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation Network)’e TCP/IP protokolu üzerinden Türkiye’nin ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
64kbit/saniye hızında olan bu hat, çok uzun bir süre tüm ülkenin tek çıkışı olmuştur. İlk ODTÜ bağlantısından sonra, 1993-96 yılları arasında, üniversitelerimizin çoğu X.25/leased line vb şeklindeki bağlantılarla ODTÜ’ye bağlanmışlardır. İstanbul’dan İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi, Ankara’dan Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kamu kuruluşları arasından MTA, TT, DİE v.b. kuruluşlar da, ODTÜ üzerinden internet erişimine sahip olmuşlardır. İlerleyen zaman içinde, internet servisi alan özel kuruluşların sayısı da sürekli artmıştır. Ayrıca Tübitak, TR-NET çatısı altında, aynı dönemde, servis.net.tr ve servis2.net.tr servis sağlayıcılarında bir kullanıcı numarası üzerinden dial-up türü bağlantılarla bazı özel kuruluşlar ve özel şahıslara internet hizmeti vermeye çalışmıştır.
Ege Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/saniye hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Bu arada Türkiye’nin ilk internet siteleri ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’nin web siteleri başı çekmek üzere ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnternet’in Türkiye’de ticari kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında mümkün olmuştur. Türk Telekom’un internetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (ISP) yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçmiş, ardından Türkiye’de internet hayatımıza girmeye başlamıştır.
TURNET’in, ikisi Istanbul’dan (2MBit/san ve 512 kbit/san hızlarında); diğeri Ankara’dan 2Mbit/san hızında 3 tane hattından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı Şirketlerin sayısı Ekim 1997 ayına gelindiğinde 80’e ulaşmış ve bu yıllarda ortaya çıkan Superonline gibi şirketler internet hizmetini üçüncü kişilere (ticari kuruluş bağlantıları ve kişisel bağlantılar olarak) belirledikleri fiyatlardan satmaya başlamışlardır.
1997 ortalarından itibaren Dünya’daki kullanıma paralel olarak, internet ve ticaret olgusu ülkemizde de popüler olmaya başlamış ve birçok banka, müşterilerine internet üzerinden kişisel bankacılık servisi vermeye başlamıştır. Öte yandan, 1996 sonlarından itibaren birçok günlük gazete ve dergi (aynı baskısı olmasa bile) internet üzerinden yayımlanmaya ve 1997 sonlarına doğru, deneme amaçlı da olsa, bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanlarını yavaş yavaş müşterilerine açmaya başlamıştır. Yine aynı yıllarda internet bağlantı hızının düşük olmasına rağmen internet üzerinden radyo ve TV yayımcılığı popüler olmaya başlamıştır.
1997 yılının sonlarına gelindiğinde tahmini bir rakam olarak Türkiye’de internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000’e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000’e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000’e ulaşmıştır.
Türkiye’de internet bu kısa macerasında herşeye rağmen büyük aşamalar kaydetmiş, 1997 yılı sonlarında 250.000 kişi olarak tahmin edilen internet kullanıcı sayısı bugün 35,5 milyon seviyesini geçmiştir.
" target="_blank" class="js-lbImage" data-sub-html="
Abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletme olan Delphi, Haziran 1992’de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve firmaları internet’e katıldılar. Böylece, internet’in ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internet’in sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin Dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 15 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama vb. çok çeşitli amaçlar için Dünya’nın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internet’e yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları vb. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.
İNTERNETİN TÜRKİYE’DE KULLANILMAYA BAŞLAMASI
12 Nisan 1993’de 64 Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem salonundaki yönlendiricileri kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation Network)’e TCP/IP protokolu üzerinden Türkiye’nin ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
64kbit/saniye hızında olan bu hat, çok uzun bir süre tüm ülkenin tek çıkışı olmuştur. İlk ODTÜ bağlantısından sonra, 1993-96 yılları arasında, üniversitelerimizin çoğu X.25/leased line vb şeklindeki bağlantılarla ODTÜ’ye bağlanmışlardır. İstanbul’dan İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi, Ankara’dan Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kamu kuruluşları arasından MTA, TT, DİE v.b. kuruluşlar da, ODTÜ üzerinden internet erişimine sahip olmuşlardır. İlerleyen zaman içinde, internet servisi alan özel kuruluşların sayısı da sürekli artmıştır. Ayrıca Tübitak, TR-NET çatısı altında, aynı dönemde, servis.net.tr ve servis2.net.tr servis sağlayıcılarında bir kullanıcı numarası üzerinden dial-up türü bağlantılarla bazı özel kuruluşlar ve özel şahıslara internet hizmeti vermeye çalışmıştır.
Ege Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/saniye hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Bu arada Türkiye’nin ilk internet siteleri ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’nin web siteleri başı çekmek üzere ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnternet’in Türkiye’de ticari kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında mümkün olmuştur. Türk Telekom’un internetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (ISP) yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçmiş, ardından Türkiye’de internet hayatımıza girmeye başlamıştır.
TURNET’in, ikisi Istanbul’dan (2MBit/san ve 512 kbit/san hızlarında); diğeri Ankara’dan 2Mbit/san hızında 3 tane hattından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı Şirketlerin sayısı Ekim 1997 ayına gelindiğinde 80’e ulaşmış ve bu yıllarda ortaya çıkan Superonline gibi şirketler internet hizmetini üçüncü kişilere (ticari kuruluş bağlantıları ve kişisel bağlantılar olarak) belirledikleri fiyatlardan satmaya başlamışlardır.
1997 ortalarından itibaren Dünya’daki kullanıma paralel olarak, internet ve ticaret olgusu ülkemizde de popüler olmaya başlamış ve birçok banka, müşterilerine internet üzerinden kişisel bankacılık servisi vermeye başlamıştır. Öte yandan, 1996 sonlarından itibaren birçok günlük gazete ve dergi (aynı baskısı olmasa bile) internet üzerinden yayımlanmaya ve 1997 sonlarına doğru, deneme amaçlı da olsa, bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanlarını yavaş yavaş müşterilerine açmaya başlamıştır. Yine aynı yıllarda internet bağlantı hızının düşük olmasına rağmen internet üzerinden radyo ve TV yayımcılığı popüler olmaya başlamıştır.
1997 yılının sonlarına gelindiğinde tahmini bir rakam olarak Türkiye’de internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000’e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000’e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000’e ulaşmıştır.
Türkiye’de internet bu kısa macerasında herşeye rağmen büyük aşamalar kaydetmiş, 1997 yılı sonlarında 250.000 kişi olarak tahmin edilen internet kullanıcı sayısı bugün 35,5 milyon seviyesini geçmiştir.
">
Abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletme olan Delphi, Haziran 1992’de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve firmaları internet’e katıldılar. Böylece, internet’in ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internet’in sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin Dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 15 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama vb. çok çeşitli amaçlar için Dünya’nın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internet’e yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları vb. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.
İNTERNETİN TÜRKİYE’DE KULLANILMAYA BAŞLAMASI
12 Nisan 1993’de 64 Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem salonundaki yönlendiricileri kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation Network)’e TCP/IP protokolu üzerinden Türkiye’nin ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
64kbit/saniye hızında olan bu hat, çok uzun bir süre tüm ülkenin tek çıkışı olmuştur. İlk ODTÜ bağlantısından sonra, 1993-96 yılları arasında, üniversitelerimizin çoğu X.25/leased line vb şeklindeki bağlantılarla ODTÜ’ye bağlanmışlardır. İstanbul’dan İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi, Ankara’dan Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kamu kuruluşları arasından MTA, TT, DİE v.b. kuruluşlar da, ODTÜ üzerinden internet erişimine sahip olmuşlardır. İlerleyen zaman içinde, internet servisi alan özel kuruluşların sayısı da sürekli artmıştır. Ayrıca Tübitak, TR-NET çatısı altında, aynı dönemde, servis.net.tr ve servis2.net.tr servis sağlayıcılarında bir kullanıcı numarası üzerinden dial-up türü bağlantılarla bazı özel kuruluşlar ve özel şahıslara internet hizmeti vermeye çalışmıştır.
Ege Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/saniye hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Bu arada Türkiye’nin ilk internet siteleri ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’nin web siteleri başı çekmek üzere ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnternet’in Türkiye’de ticari kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında mümkün olmuştur. Türk Telekom’un internetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (ISP) yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçmiş, ardından Türkiye’de internet hayatımıza girmeye başlamıştır.
TURNET’in, ikisi Istanbul’dan (2MBit/san ve 512 kbit/san hızlarında); diğeri Ankara’dan 2Mbit/san hızında 3 tane hattından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı Şirketlerin sayısı Ekim 1997 ayına gelindiğinde 80’e ulaşmış ve bu yıllarda ortaya çıkan Superonline gibi şirketler internet hizmetini üçüncü kişilere (ticari kuruluş bağlantıları ve kişisel bağlantılar olarak) belirledikleri fiyatlardan satmaya başlamışlardır.
1997 ortalarından itibaren Dünya’daki kullanıma paralel olarak, internet ve ticaret olgusu ülkemizde de popüler olmaya başlamış ve birçok banka, müşterilerine internet üzerinden kişisel bankacılık servisi vermeye başlamıştır. Öte yandan, 1996 sonlarından itibaren birçok günlük gazete ve dergi (aynı baskısı olmasa bile) internet üzerinden yayımlanmaya ve 1997 sonlarına doğru, deneme amaçlı da olsa, bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanlarını yavaş yavaş müşterilerine açmaya başlamıştır. Yine aynı yıllarda internet bağlantı hızının düşük olmasına rağmen internet üzerinden radyo ve TV yayımcılığı popüler olmaya başlamıştır.
1997 yılının sonlarına gelindiğinde tahmini bir rakam olarak Türkiye’de internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000’e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000’e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000’e ulaşmıştır.
Türkiye’de internet bu kısa macerasında herşeye rağmen büyük aşamalar kaydetmiş, 1997 yılı sonlarında 250.000 kişi olarak tahmin edilen internet kullanıcı sayısı bugün 35,5 milyon seviyesini geçmiştir.
" class="bbImage" alt="
Abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletme olan Delphi, Haziran 1992’de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve firmaları internet’e katıldılar. Böylece, internet’in ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internet’in sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin Dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 15 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama vb. çok çeşitli amaçlar için Dünya’nın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internet’e yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları vb. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.
İNTERNETİN TÜRKİYE’DE KULLANILMAYA BAŞLAMASI
12 Nisan 1993’de 64 Kbps kapasiteli kiralık hat ile, ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem salonundaki yönlendiricileri kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation Network)’e TCP/IP protokolu üzerinden Türkiye’nin ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.
64kbit/saniye hızında olan bu hat, çok uzun bir süre tüm ülkenin tek çıkışı olmuştur. İlk ODTÜ bağlantısından sonra, 1993-96 yılları arasında, üniversitelerimizin çoğu X.25/leased line vb şeklindeki bağlantılarla ODTÜ’ye bağlanmışlardır. İstanbul’dan İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi, Ankara’dan Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kamu kuruluşları arasından MTA, TT, DİE v.b. kuruluşlar da, ODTÜ üzerinden internet erişimine sahip olmuşlardır. İlerleyen zaman içinde, internet servisi alan özel kuruluşların sayısı da sürekli artmıştır. Ayrıca Tübitak, TR-NET çatısı altında, aynı dönemde, servis.net.tr ve servis2.net.tr servis sağlayıcılarında bir kullanıcı numarası üzerinden dial-up türü bağlantılarla bazı özel kuruluşlar ve özel şahıslara internet hizmeti vermeye çalışmıştır.
Ege Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/saniye hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Bu arada Türkiye’nin ilk internet siteleri ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’nin web siteleri başı çekmek üzere ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnternet’in Türkiye’de ticari kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında mümkün olmuştur. Türk Telekom’un internetten ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (ISP) yararlanmasını sağlayacak TURNET projesi 1996 Ağustos ayında hayata geçmiş, ardından Türkiye’de internet hayatımıza girmeye başlamıştır.
TURNET’in, ikisi Istanbul’dan (2MBit/san ve 512 kbit/san hızlarında); diğeri Ankara’dan 2Mbit/san hızında 3 tane hattından ticari olarak yararlanan İnternet Servis Sağlayıcı Şirketlerin sayısı Ekim 1997 ayına gelindiğinde 80’e ulaşmış ve bu yıllarda ortaya çıkan Superonline gibi şirketler internet hizmetini üçüncü kişilere (ticari kuruluş bağlantıları ve kişisel bağlantılar olarak) belirledikleri fiyatlardan satmaya başlamışlardır.
1997 ortalarından itibaren Dünya’daki kullanıma paralel olarak, internet ve ticaret olgusu ülkemizde de popüler olmaya başlamış ve birçok banka, müşterilerine internet üzerinden kişisel bankacılık servisi vermeye başlamıştır. Öte yandan, 1996 sonlarından itibaren birçok günlük gazete ve dergi (aynı baskısı olmasa bile) internet üzerinden yayımlanmaya ve 1997 sonlarına doğru, deneme amaçlı da olsa, bazı popüler alışveriş merkezleri internet üzerinden alışveriş imkanlarını yavaş yavaş müşterilerine açmaya başlamıştır. Yine aynı yıllarda internet bağlantı hızının düşük olmasına rağmen internet üzerinden radyo ve TV yayımcılığı popüler olmaya başlamıştır.
1997 yılının sonlarına gelindiğinde tahmini bir rakam olarak Türkiye’de internet servis sağlayıcılar üzerinden internet servisi alan ve internet erişimi olan ticari şirket sayısı 10.000’e, internete bağlı bilgisayar sayısı 30.000’e, her internet bağlantısından ortalama 8 kişinin yararlandığı düşünülerek internet kullanan kişi sayısı 250.000’e ulaşmıştır.
Türkiye’de internet bu kısa macerasında herşeye rağmen büyük aşamalar kaydetmiş, 1997 yılı sonlarında 250.000 kişi olarak tahmin edilen internet kullanıcı sayısı bugün 35,5 milyon seviyesini geçmiştir.
">