Kâinat Ay , dünya , güneş hep yörüngesinde ,
Bütün kâinat bozulmayan dengesinde .
Düzenden bahsediliyorsa eğer bir yerde,
Ona bir düzen veren vardır herhalde .
Güneş gökyüzüne asılmış parıldayan lamba ,
Yakıtı tükenmeyen , ölçülü ısıtan bir soba .
Meyveyi , sebzeyi sıcağıyla pişiren bir ocak,
Yerini şaşırmaz , yine doğudan doğacak .
Ay ve güneş vakitleri bilelim diye takvim ,
Ay nurunu güneşten alır yansıtır her daim .
Görünür kimi zaman hilâl , kiminde dolunay ,
Denizleri etkileyen çekim gücü ne müthiş olay .
Gökyüzü yıkılmayan , koruyucu bir tavan ,
Vazifeleri farklı yaratılmış tam yedi katman .
Yükseltilmiş bir bina , hiç direk olmadan ,
Bir bak , göz geri döner çatlak bulamadan .
Gece uyuyup dinlenelim diye karanlık ,
Gündüz çalışalım diye yaratılmış aydınlık .
Gece – gündüz birbirini izler , hep ard arda ,
Mevsimler gelir geçer , kısalır da uzar da .
Yeryüzü yerleşmemiz için yayılmış bir döşek ,
Başka gezegen bulunmadı , rızık elde edilecek ,
Yıldızlardır karanlıkta yönümüzü bulduran ,
Gökyüzünün süsüdür , ışıl ışıl yanıp duran .
Bulutlar tonlarca suyu üstümüzde tutar ,
Birden bırakmaz suyunu , damla damla atar .
Rüzgâr ağır bulutları yüklenip sürükler ,
Yağmur öncesinde müjdedir şimşekler .
Yağmur canlıların vazgeçilmez ihtiyacı ,
Tatlıdır şükredelim ne tuzludur , ne acı ,
İndiğinde çorak toprak yeşerir , canlanır .
Irmakta , gölde , pınarda birikir toplanır .
Aynı toprak , aynı hava , aynı su ,
Her bitkinin ayrıdır tadı , rengi , şekli , kokusu .
Tohumu büyütmek için şefkatle yarılır toprak ,
Petrol , maden , elmas bağrındadır , sanki yatak .
Deniz , dağ gibi gemileri kaldırıp yüzdürür ,
Taze et , inci , mercan sunar , yüzü güldürür .
Karışmaz birbirine sınır olan iki su ,
Bir tarafı tatlıdır , bir tarafı tuzlu .
Kâinatta her varlık bize hizmet için var ,
Hiçbiri işini aksatmaz , Rabbimize uyar .
İnsan da başıboş değil elbet , vazifesi var ,
Allah’a kul olmayan , başka ne işe yarar ?
OĞUZ BAKAR
Bütün kâinat bozulmayan dengesinde .
Düzenden bahsediliyorsa eğer bir yerde,
Ona bir düzen veren vardır herhalde .
Güneş gökyüzüne asılmış parıldayan lamba ,
Yakıtı tükenmeyen , ölçülü ısıtan bir soba .
Meyveyi , sebzeyi sıcağıyla pişiren bir ocak,
Yerini şaşırmaz , yine doğudan doğacak .
Ay ve güneş vakitleri bilelim diye takvim ,
Ay nurunu güneşten alır yansıtır her daim .
Görünür kimi zaman hilâl , kiminde dolunay ,
Denizleri etkileyen çekim gücü ne müthiş olay .
Gökyüzü yıkılmayan , koruyucu bir tavan ,
Vazifeleri farklı yaratılmış tam yedi katman .
Yükseltilmiş bir bina , hiç direk olmadan ,
Bir bak , göz geri döner çatlak bulamadan .
Gece uyuyup dinlenelim diye karanlık ,
Gündüz çalışalım diye yaratılmış aydınlık .
Gece – gündüz birbirini izler , hep ard arda ,
Mevsimler gelir geçer , kısalır da uzar da .
Yeryüzü yerleşmemiz için yayılmış bir döşek ,
Başka gezegen bulunmadı , rızık elde edilecek ,
Yıldızlardır karanlıkta yönümüzü bulduran ,
Gökyüzünün süsüdür , ışıl ışıl yanıp duran .
Bulutlar tonlarca suyu üstümüzde tutar ,
Birden bırakmaz suyunu , damla damla atar .
Rüzgâr ağır bulutları yüklenip sürükler ,
Yağmur öncesinde müjdedir şimşekler .
Yağmur canlıların vazgeçilmez ihtiyacı ,
Tatlıdır şükredelim ne tuzludur , ne acı ,
İndiğinde çorak toprak yeşerir , canlanır .
Irmakta , gölde , pınarda birikir toplanır .
Aynı toprak , aynı hava , aynı su ,
Her bitkinin ayrıdır tadı , rengi , şekli , kokusu .
Tohumu büyütmek için şefkatle yarılır toprak ,
Petrol , maden , elmas bağrındadır , sanki yatak .
Deniz , dağ gibi gemileri kaldırıp yüzdürür ,
Taze et , inci , mercan sunar , yüzü güldürür .
Karışmaz birbirine sınır olan iki su ,
Bir tarafı tatlıdır , bir tarafı tuzlu .
Kâinatta her varlık bize hizmet için var ,
Hiçbiri işini aksatmaz , Rabbimize uyar .
İnsan da başıboş değil elbet , vazifesi var ,
Allah’a kul olmayan , başka ne işe yarar ?
OĞUZ BAKAR