227- se’âdet-i ebediyye kitâbinda adi geçenlerin hâl tercemeleri

HASAN CAN

Active member
694 — MÛSÂ CÂRULLAH BEYKIYEF: Rusyada dinde reformcudur. Ehl-i
sünnet düsmanıdır. (Fâideli Bilgiler) kitâbımıza bakınız!
695 — MÛSÂ KÂZIM: Oniki imâmın yedincisidir. Ca’fer-i Sâdıkın oglu,
imâm-ı Alî Rızânın babasıdır. 128 [m. 745] de Medînede tevellüd ve 183 [m.
799] de Bagdâdda habshânede vefât etdi. Kâzimiyyededir. Mehdî, sonra Hârûn
Resîd kendisini Medîneden Bagdâda getirip habs etdiler. Ismâ’îliyye fırkası bunun
imâmlıgını inkâr etdi. 62, 455, 1061, 1084, 1162, 1175.
696 — MÜSEYLEME-TÜL KEZZÂB: Yemâmede, Peygamber oldugunu iddi’â
eden bir yalancıdır. Önce îmâna gelmisdi. Mürted oldu. Ebû Bekr-i Sıddîkın
“radıyallahü anh” hilâfetinin ikinci senesinde, Hâlid bin Velîdin askeri ile Yemâmede
büyük muhârebe yapdı. Mürtedlerden yirmibin, müslimânlardan ikibin kisi
öldü. Müseyleme askeri maglûb oldu. Hazret-i Hamzanın “radıyallahü anh” kâtili
olan Vahsî, hazret-i Hamzayı sehîd etmis oldugu kılınc ile Müseylemeyi öldürdü.
Hazret-i Ömerin büyük kardesi Zeyd bin Hattâb bu muhârebede bayrak tasıyordu.
Bu ve hatîb-i nebevî Sâbit bin Kays Ensârî ve Ebû Dücâne ve Ebû Huzeyfe-
tebni Utbe ve üçyüzaltmıs Muhâcir ve o kadar Ensâr ve binden fazla Tâbi’în
sehîd oldu. Yetmisden ziyâdesi kurrâ hâfız idi. 423, 1090, 1091, 1187.
697 — MÜSLIM “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül-Hüseyn Müslim bin Haccâc
Kuseyrî, Sâfi’îdir. Hadîs âlimlerinin en üstünlerindendir. 206 [m. 821] da Nîsâpûrda
tevellüd, 261 [m. 875] de orada vefât etdi. (Sahîh-i Müslim) kitâbı, (Buhâ-
– 1152 –
rî)den sonra, müslimânların en kıymetli temel kitâbıdır. Içinde yedibinikiyüzyetmisbes
[7275] hadîs vardır. Bu iki kitâba (Sahîhayn) denir. Imâm-ı Buhârî ile
Nîsâpûrda bulusdu. 386, 423, 476.
698 — MUSTAFÂ ÂTIF: Defterdâr Mustafâ Âtıf efendi, Istanbulludur. [1104]
de Vefâda kütübhâne yapdı. 1155 [m. 1742] senesinde vefât etdi.
699 — MUSTAFÂ BEKRÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kutb-üd-dîn Mustafâ bin
Kemâlüddîn 1099 [m. 1688] da Sâmda tevellüd, 1162 [m. 1749] de orada vefât etdi.
Fıkhı Abdülganî Nablüsîden, tesavvufu Abdüllatîf-i Halvetîden aldı. Yazdıgı
kitâblar [222] yi asmakdadır. (El-hikem-ül-ilâhiyye vel-mevârid-ül-behiyye) ve (Elvasıyyet-
ül-celiyye) ve (Ber-ül-eskâm) kitâbları çok kıymetlidir. 458.
700 — MUSTAFÂ HÂN-II: Sultân dördüncü Muhammedin oglu, birinci Mahmûd
ile sultân üçüncü Osmânın babalarıdır. 1074 [m. 1664] de tevellüd, 1115 [m. 1703]
de vefât etdi. 1106 [m. 1695] da halîfe oldu. Yeni Câmi’ yanında, Turhân sultân türbesindedir.
Babası da bu türbededir. Mustafâ hânın silâhdârı olan Çorlulu Alî pâsa
tarafından tersâne içinde iki katlı bir câmi’ yapılmısdır. Mihrâbı üstünde Kâ’be
tası yerlesdirilmisdir. Ikinci Mustafâ hânın zevcesi Sâliha sultân, oglu Birinci Mahmûd
hân zemânında, Azâbkapısı dâhilinde sebîl ve çesme, hamâm, mekteb yapmıs
ve Arab câmi’ini tecdîd ve tevsî’ eylemisdir. Ta’mîr târîhinin 1147 [m. 1734] oldugu,
sâdırvânı etrâfındaki beytlerde yazılıdır. 347, 622, 1071, 1184, 1188, 1191.
701 — MUSTAFÂ HÂN-III: Sultân üçüncü Ahmedin oglu, üçüncü Selîm hânın
babasıdır. 1129 [m. 1717] da tevellüd, 1187 [m. 1774] de vefât etdi. 1171 [m. 1757]
de halîfe oldu. Yapdırmıs oldugu Lâleli câmi’inin yanındaki türbededir. Dört kerîmesi
ile iki oglu da buradadır. Fâtih câmi’ini yeniden yapdırdı. Çakmakçılar yokusunda
kendi adında bir câmi’i vardır. [1174] de Kâdî-köy Iskele câmi’ini yapdırdı.
1177 [m. 1763] de Pâsabagçe Incirliköy câmi’ini yapdırdı. Üsküdârda Ayazma
câmi’ini de 1174 [m. 1760] de yapdırmısdır. 1167, 1176, 1184.
702 — MUSTAFÂ KEMÂL PÂSA: 1881 de Selânikde dogdu. Osmânlı ordusunda
subay oldu. 1923 de Lozan antlasması ile Osmânlı devletine son verip,
Türkiye Cumhûriyyetini kurdu. 1934 de Atatürk soyadını aldı. 1938 de Istanbulda
vefât etdi. Ankaradadır.
703 — MUSTAFÂ NÂILÎ: Sultân Abdül’azîz hân zemânında sadr-ı a’zam
[Bas vekîl] idi. Kabri Fâtih Câmi’i yanındadır.
704 — MUSTAFÂ RESÎD PÂSA: 1262 [m. 1846] da sadr-ı a’zam oldu. 1274 [m.
1857] de öldü. 1252 [m. 1836] de Londra sefîri iken mason oldu. Bir sene sonra hâriciye
nâzırı oldu. Ingilterenin Osmânlı sefîri lord Redcliffe ile berâber hâzırladıkları
(Tanzîmât fermânı)nı sultân Abdülmecîd hâna tasdîk etdirerek, Osmânlı
türklerinin din, ahlâk, fen, teknikdeki muvâffakıyyetlerine büyük darbe indirdi.
26 Sa’bân 1255 [m. 1839] da Gülhâne meydânında okunan bu fermâna göre, birçok
sehrlerde mason locaları açılarak, gençler dinsiz yetisdirilmege baslandı.
Medreselerden fen dersleri kaldırılarak, din adamları câhil bırakıldı. Iktisâd doktoru
profesör Ömer Aksu, 22 Ocak 1989 târîhli Türkiye gazetesine verdigi beyânâtda,
(Bizde batılılasma hareketinin baslangıcı olarak, 1839 Tanzîmât fermânı gösterilir.
Biz, batıdan almamız gereken seyin teknoloji oldugunu, kültürün ise millî
olması gerekdigini görememisiz. Batılılasma hareketine, hıristiyanlıgı benimseme
olarak bakmısız. Mustafâ Resîd Pâsanın, ingilizlerle yapdıgı ticâret anlasması,
sanâyilesmemize büyük darbe vurmusdur) demekdedir. 1047.
705 — MUSTAFÂ SABRÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Islâm halîfelerinin sonuncusu
olan sultân Vahîdeddîn hân zemânındaki islâm âlimlerindendir. Tokad
meb’ûsu idi. 4 Mart 1337 [m. 1919] de seyh-ul-islâm oldu. Yedi ay sonra yerine Hayderî
zâde Ibrâhîm efendi geçdi. 31 Temmuz 1920 de ikinci def’a seyh-ul-islâm olup,
iki ay sonra yerine, son seyh-ul-islâm olan Medenî Mehmed Nûrî efendi geçdi. Kay-
– 1153 – Se’âdet-i Ebediyye 3-F:73
seri medresesinde Divrikli hâcı Emîn efendiden ders okudu. [1277] de Tokadda tevellüd,
1373 [m. 1954] de Mısrda vefât etdi. 1340 [m. 1922] senesinde, Istanbuldan
Kâhireye hicret etdi. Orada yazdıgı arabî eserleri ile, zemânının âlimlerini hayretde
bırakdı. (Mevkıf-ül’akl) kitâbı dört cilddir. Burada Abdühün islâmı yıkmak için
çalısdıgını göstermekde, fikrlerini red etmekdedir. 399, 461, 485, 1072, 1122, 1193.
706 — MUTRIF BIN ABDÜLLAH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Tâbi’îndendir.
Çok takvâ sâhibi idi. Doksanbes 95 [m. 714] senesinde vefât etdi. 694.
707 — NÂBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Yûsüf Nâbî efendi Osmânlı sâ’irlerindendir.
Urfalıdır. 1124 [m. 1712] senesinde vefât etdi. 44.
708 — NÂMIK KEMÂL: Yenisehrli Mustafâ Âsım begin oglu, Râtıb bin Osmân
pâsanın torunudur. Istanbulda dogmus, 1306 [m. 1889] da Sakız adasında ölmüsdür.
Anası Arnavuddur. Tanınmıs masonlardandır. Bir yandan, ikinci Abdülhamîd
hâna, (Zemânımızın kutbu, asrımızın imâm-ı Rabbânîsi) diye mektûblar
yazar ve Ziyâ pâsa gibi mesâî arkadaslarını jurnal ederdi. Öte yandan da, halîfeyi
kötüleyici yazılar yazıp hürriyyet kahramanı olmaga çalısırdı. Riyâkârca yazdıgı
mektûb ve jurnallarından birçogu, Istanbulda basvekâlet arsivinde mevcûddur.
709 — NAPOLYON: Bonapart âilesinin birincisidir. 1182 [m. 1769] de Korsika
adasında tevellüd, 1236 [m. 1821] da öldü. Ondokuz sene sonra kemikleri
Fransaya götürüldü. General ve kumandan iken, kendinden kat kat fazla Avusturya
ordularını maglûb etdi. Ingilizlere karsı gönderilmek istendi ise de, önce Hindistânın
yolunu kesmek için Mısrı almak lâzım dedi ve 1212 [m. 1798] de Mısra geldi.
Sâma da yürüdü. Sayda vâlîsi Cezzâr Ahmed pâsa Akkâ kal’asını kahramanca
müdâfe’a edip, Napolyonun ordusu dagıldı, kaçdı. Ahmed pâsa Sâm vâlîsi yapıldı.
1219 da Sâmda vefât etdi. Napolyon, [m. 1804] de Fransız imperatörü oldu.
[m. 1812] de Moskovaya kadar ilerledi. [m. 1814] de maglûb olup hükûmetden çekildi.
Tekrâr is basına geldi ise de, Belçikada Vaterlo muhârebesini gayb edip, çekildi.
Yerini oglu ikinci Napolyona bırakdı. Ingiliz harb gemisine sıgındı. Ingilizler,
iyi karsılamadı. (Sent Halen) adasına habs etdiler. Orada öldü. 406, 460.
710 — NASREDDÎN HOCA: Latîfe sözleri ve hikâyeleri ile meshûrdur. Aksehirde
683 [m. 1284] de vefât etdi. 1183.
711 — NECÂSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Habes pâdisâhlarının hepsine
(Necâsî) denir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” zemânındaki Necâsînin adı
Eshame idi. Nasrânî iken müslimân oldu. Cenâze nemâzını Resûlullah “sallallahü
aleyhi ve sellem” Medînede kıldırdı. 380, 1186.
712 — NECMEDDÎN-I GAZZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin
Muhammed Gazzî, Sâfi’î fıkh âlimlerindendir. [977] de tevellüd, 1061 [m. 1651] senesinde
vefât etdi. 629, 635.
713 — NECMEDDÎN-I KÜBRÂ: Ahmed bin Ömer, Hârezmlidir. Bir kimseye
teveccüh edince, vilâyet derecesine yükselirdi. Amcası olan Ebû Necîb-i Sühreverdîden
ve Mısrda seyh Rûz-i Behân hazretlerinden feyz aldı. 539 [m. 1145] da
tevellüd etdi. 618 [m. 1221] senesinde Hârezme Cengiz askeri tatârlar hücûm
edince, talebelerine: (Memleketinize gidiniz! Sarkdan fitne atesi geliyor. Her tarafı
yakacakdır. Islâmiyyetde bu kadar fitne görülmemisdir) dedi. (Düâ buyursanız,
bu belâ müslimân memleketlerinden uzaklassın) dediler. Bu, (Kazâ-i mübremdir.
Düâ bunu gideremez) buyurdu. Eshâbı Horâsâna gitdi. Kâfirler sehre girince
cihâda çıkdı. Sehîd oldu. Kübreviyye veyâ Zehebiyye tarîkatinin reîsidir. 1163.
714 — NEMRÛD: Keldânî pâdisâhlarına denir. Birinci Nemrûd, Nûh aleyhisselâmın
oglu Hâm soyundandır. Bâbil sehrini yapdı. Heykellere tapardı. Ibrâhîm
aleyhisselâmı atese atdı. Sivri sineklerle öldü. 62, 356, 391, 850, 1118.
– 1154 –
715 — NERON: Roma imperatörlerinin besincisidir. Mîlâdın [37]. ci senesinde
dogdu. [m. 68] de vatan hâini i’lân edildi. Magarada saklanıp kama ile intihâr
etdi. [m. 54] de üvey babası birinci Klavdiyos ölünce tahta çıkdı. Çok zulm yapardı.
Tiyatrolarda oynardı. [m. 64] de, tiyatro piyesi hâzırlamak için Romanın büyük
bir kısmını yakdı. Kendi annesini öldürdü. Etrâfına nâmûssuzları topladı. Zevcesini
de öldürdü. Çok iskence yapdı. Çok adam öldürdü. 1108, 1161.
716 — NESÂÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Abdürrahmân Ahmed bin Alî,
215 [m. 829] de Horâsânda, Nesâ sehrinde tevellüd, 303 [m. 915] de Remle sehrinde
vefât etdi. Hadîs âlimidir. (Sünen-i kebîr) ve (Sünen-i sagîr) adında iki hadîs kitâbı
çok kıymetlidir. (Sünen-i sagîr) kütüb-i sittedendir. 424, 993.
717 — NESEFÎ ABDÜLLAH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebülberekât Hâfızüddîn
Abdüllah bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 710 [m. 1310] da Bagdâdda vefât
etdi. (Vâfî) ve bunun serhı (Kâfî) ve (Kenz-üd-dekâık) kitâbları ve (Medârik) tefsîri
ile (Menâr) adında üsûl-i fıkh kitâbı meshûrdur. Ömer Nesefînin (Manzûme)sini
serh edip, (Müstasfâ) adını vermisdir. (Umde-tül-akâid) kitâbı, William Courton
tarafından 1259 [m. 1843] da Londrada basılmısdır. 229, 1067, 1093, 1115.
718 — NESEFÎ LÜTFULLAH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hanefîdir. (Hulâsa-
i Gîdânî) fıkh kitâbı meshûrdur. 750 [m. 1349] de vefât etmisdir.
719 — NESEFÎ ÖMER: Necm-üd-dîn Ebû Hafs Ömer bin Muhammed, Îrânın
Fâris vilâyetinde, Nesef kasabasında 461 [m. 1068] de tevellüd, 537 [m. 1143] de Semerkandda
vefât etdi. (Akâid-i Nesefî) kitâbı ve Teftâzânînin serhi ve Abdül’azîz
Ferhârî Hindînin bu serhe yapdıgı (Nebrâs) hâsiyesi çok kıymetlidir. Çesidli serhleri
vardır. (Zahîre) fıkh kitâbı ve (Manzûme)si meshûrdur. 48, 292, 747, 856.
720 — NESEFÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Meymûn bin Muhammed Nesefî,
Hanefîdir. (Temhîd) akâid kitâbı meshûrdur. Besyüzsekiz 508 [m. 1114] senesinde
vefât etmisdir. Ebû Sekür Muhammed Sülemînin (Temhîd)i baskadır.
721 — NESÎMÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyyid Imâd-üddîn-i Nesîmî, sâir ve
tesavvuf ehlinden idi. (Kâmûsül-a’lâm)da, Bagdâdın Nesim nâhiyesinde dogdugu
yazılıdır. Sultân birinci Murâd-ı Hüdâvendigâr zemânında Bursaya geldi. Mısrdaki
Çerkes sultânlarının elinde bulunan Haleb sehrinde yerlesdi. Orada iken, Vahdet-
i vücûd serhoslugundaki ba’zı yazıları ve sözleri, islâmiyyete uygun görülmiyerek,
820 [m. 1417] de i’dâm edildi. Mesnevî sârihlerinden sarı Abdüllah efendi, (Semerât-
ül-füâd) kitâbında ve Ismâ’îl Hakkı efendi, (Rûh-ul-beyân) tefsîrinde, kendisinin
Ehl-i sünnet ve ehl-i tarîk oldugunu yazmakdadırlar. (Müncid)de ve 990 da
ölen, Tokatlı sâir Lutfullah efendinin türkçe (Tezkiret-üs-su’arâ)sında, Nesîmînin
hurûfî zındıklarından oldugu bildirilmekdedir. Alî Cânib beg, (Edebiyyât) kitâbında
diyor ki, (Bu türk sâiri hakkında en mevsûk ma’lûmâtı, kendi asrında yasamıs olan
meshûr âlim Ibni Hacer-i Askalânî vermekdedir. Ibni Hacere göre, seyyid Nesîmî
Tebrîzlidir. Asl ismi seyh Nesîmeddîndir. Hurûfîlik denilen yolun müessisi Fadlullah
Esterâbâdînin talebesidir. Dîvânının en dogru olanı Bâyezîd kütübhânesindedir.
Âzerî lehcesi ile yazmısdır.) Önce hurûfî oldugu, sonra tevbe etdigi anlasılıyor. Sarı
Abdüllah efendinin hâl tercemesi, (Mesnevî) serhinin önsözünde yazılıdır. 504.
722 — NESLI SÂH SULTÂN: 813. cü sırada Selîm hân I ismine bakınız!
723 — NESTORIUS: Hıristiyanlıgın Nestûriyye fırkasını kurdu. Mîlâdın [428].
ci senesinde, Kostantîniyye patrîki oldu. [m. 421] senesinde, Istanbulda yapılan toplantıda,
bunun kitâbı incelendi. Kabûl edildi. Buna göre, Allah birdir. Bunun vücûd,
hayât ve ilm sıfatlarından, ilm uknûmu [kelime] Îsâya hulûl etmis, ilâh olmusdur.
Meryem, ilâh anası degil, insan anasıdır. Îsâ, Allahın ogludur diyordu. Bu fikrleri,
sark memleketlerinde yayıldı. [m. 431] senesinde, Efesus [Efes]de, dördüncü
papas meclisi kurulup, Nestorius red ve tekfîr edildi. Mısra gitdi. [m. 439] da orada
öldü.
– 1155 –
724 — NESÛHÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Nesûh, Halvetî mesâyıhindendir.
Kastamonili seyh Sa’bân-i Velî torunlarındandır. Sa’bân-ı Velî silsilesinden
Karabas tecvîd sâhibi Alî efendinin halîfesidir. 1130 [m. 1717] Ramezânında
vefât etdi. Üsküdârda, Dogancılarda, 1099 [m. 1687] senesinde Dördüncü
Muhammed hânın dâmâdı Hasen pâsanın yapdırdıgı câmi’ yanında medfûndur.
On cild tefsîri, Niyâzî Mısrî gazelinin serhı ve çesidli risâleleri vardır. 1087.
725 — NES’ET EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hoca Süleymân Nes’et
efendi, Osmânlı âlim ve sâ’irlerindendir. 1148 [m. 1735] de Edirnede tevellüd, 1222
[m. 1807] de Istanbulda vefât etdi. (Mesnevî) dersi verirdi. Mesnevînin iki beytine
Molla Câmî tarafından yapılan fârisî manzum serhı türkçeye terceme etmisdir.
Bu serh ve tercemesi, [1263] de basılmısdır. Dîvânı vardır. 732.
726 — NEVEVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Yahyâ bin Seref Nevevî, büyük islâm
âlimlerindendir. Sâfi’îdir. 631 [m. 1233] de tevellüd, 676 [m. 1277] da Sâmda
vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Minhâc-üt-tâlibîn) fıkh kitâbı, Râfi’înin (El-muharrer)
inin muhtasarıdır. Minhâcın çok serhleri vardır. Sübkînin ve Süyûtînin ve
ibni Hacer Mekkînin ve Celâlüddîn Mehallînin serhleri ile Nevreddîn Alî bin Yahyâ
Ziyâdînin Mehallî serhine hâsiyesi meshûrdur. (Ravda-tüt-tâlibîn), (Rıyâd-ussâlihîn)
ve (Hilye-tül-ebrâr) da denilen (Ezkâr) kitâbları çok kıymetlidir. 47,
113, 243, 248, 352, 415, 422, 434, 513, 632, 780, 782, 1035, 1064, 1072, 1092, 1144,
1162.
727 — NEWTON: Ingiliz matematik ve fizikcisidir. 1052 [m. 1642] de tevellüd,
1140 [m. 1727] da vefât etdi. Yer çekimi kanûnunu buldu. Isık üzerinde de bulusları
vardır. Bir gök dürbünü yapdı. 539, 545, 551, 1048.
728 — NISÂNCI MUHAMMED PÂSA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Haleb
kâdîsi pîr Ahmed efendinin ogludur. Üçüncü Murâd hânın nisancısı iken bindört
1004 [m. 1596] de vefât etdi. Fâtih ile Kara-gümrük arasında yapdırdıgı Nisancı câmi’i
yanındaki türbesindedir. Câmi’, harâb olmakda iken, 1380 [m. 1960] de basvekil
Adnan Menderes tarafından temelden ta’mîr ve tezyîn edilmisdir.
729 — NISÂNCI ZÂDE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Ahmed
bin Muhammed bin Ramezân, Edirnede kâdî idi. [898] de tevellüd etdigini
(Mir’ât-i kâinât) kitâbında yazmısdır. 1031 [m. 1622] de Edirne yolunda vefât etdi.
(Mir’ât-i kâinât) ve (Fetâvâ-i rûmiyye) ve baska eserleri vardır.
730 — NIYÂZÎ-I MISRÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sôfiyyenin meshûrlarından,
Halvetî mesâyıhindendir. Anadoluda Soganlıda tevellüd, Mısrda tahsîl etdi.
Bursada yasadı. Midilliye nefy edildi. 1105 [m. 1693] de Limni adasında vefât etdi.
Türkçe divânı çok yanık ve tatlı olup, birkaç kerre basılmısdır. Ba’zı yazarlar,
bunun için, sonradan sapıtdı diyorlar. (Peygamberimiz Muhammed Mustafâ hepimizden
üstündür. Âli güzel, Eshâbı çok temizdir) beytleri, sapık olmadıgını
göstermekdedir. Ikiyüzikinci [202] sırada Cüneyd-i Bagdâdî ismine bakınız! 220,
504, 651, 932, 1018, 1075, 1087.
731 — NIZÂMÜDDÎN EVLIYÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sultân-ül mesâyıh
Evrenk-Âbâdîdir. Babası Buhârâdan Hindistâna gelip, Bedâyün kasabasında
yerlesmisdir. Kendisi 633 de tevellüd, yediyüzyirmibes 725 [m. 1325] de vefât etdi.
Delhî civârında Gıyâspurda, Emîr Hüsrev Dehlevî türbesine yakın büyük türbesi
ziyâret edilmekdedir. Yirmi yasında iken Çestiyye mesâyıhinden Ferîdeddîn-i
Genc-i sekere intisâb ederek kemâle gelmisdir. (Ferâid-ül-fevâid) ve (Râhat-ül-muhibbîn)
kitâbları vardır. Talebesinden Hasen Sencerînin yazdıgı (Fevâid-ül-füâd)
kitâbında hâl tercemesi uzun bildirilmisdir. Talebesinden M.Fahrüddîn, Imâm-ı a’zamın
(Fıkh-ı ekber)inin Molla Aliyy-ül-kârî tarafından yapılan serhini kısaltarak fârisî
ve urdu dillerine terceme ederek (Akâid-i nizâmiyye) ismini vermis, (Hakîkat Kitâbevi)
tarafından 1993 de baskısı yapılmısdır. 721, 733, 767, 1129, 1171, 1177.
– 1156 –
732 — NIZÂM-ÜL-MÜLK “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hâce Kıvâm-üd-dîn Ebû
Alî Hasen bin Alî, Îrân Selçûkîlerinden Alb Arslanın ve oglu Meliksâhın vezîridir.
408 [m. 1018] de Tus sehrinde tevellüd, 485 [m. 1092] de Nihâvendde Hasen
Sabbâhın adamı tarafından sehîd edildi. Fıkh ve hadîs âlimi idi. Akl, tedbir ve adâleti
ile devleti idâre etdi. Âlimlere, zâhidlere çok ihsân ederdi. Çok sayıda câmi’,
medrese, hayrât yapdı. Bagdâdda (Medrese-i nizâmiyye) adında bir üniversite yapdı.
Isfehânda da büyük mekteb yapdı. 1107, 1122, 1134.
733 — NIZÂR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Resûlullahın ondokuzuncu babasıdır.
Nizâr, az demekdir. Dünyâya gelince, babası Me’add, bunun alnındaki nûru
gördü. Çok sevinip, büyük bir ziyâfet vermisdi. Böyle ogul için, bu kadar ziyâfet
az birsey demisdi. Bunun için oglunun ismi Nizâr kaldı. Bu nûr, Âdem aleyhisselâmdan
beri oguldan ogula gelmis, nihâyet, asl sâhibi olan Muhammed aleyhisselâmda
kalmısdır. Böylece Adnân ogulları arasında, nûrlu bir soy vardır. Her asrda,
bu soydan olan zât, alnındaki nûrdan belli olurdu. Bu zât hangi kabîlede ise,
o kabîle serefli olurdu. Nizâr ogulları arasında bu seref, Mudar ve Ilyâs kabîlesinde
bulundu. Sonra Kureys kabîlesinde kaldı. 387, 390, 1139.
734 — NÛH “aleyhisselâm”: Idrîs “aleyhisselâm” göke çıkarıldıkdan sonra, insanlar
azdı. Dogru yoldan ayrıldı. Putlara ya’nî heykellere tapmaga basladılar. Cenâb-
ı Hak, bunlara Nûh aleyhisselâmı gönderdi. O zemân, elli yasında idi. Nice yıl,
onları dîne da’vet etdi. Yalnız ogulları Sâm, Hâm, Yâfes ile az kimse îmân etdi. Çogu
kulak asmadı. Kendi oglu Yâm, ya’nî Ken’ân bile îmân etmedi. Alay ve iskence
etdiler. Onlara bed düâ etdi. Besyüz yasından sonra, gemi yapması emr olundu.
Gemi bitince, tûfân oldu. Mü’minler ile gemiye bindi. Gemiye binenlerin
seksen kisi oldugu ve geminin üç kat oldugu (Arâis-ül-mecâlis)de yazılıdır. Bu kitâb
Mısrda basılmısdır. Her hayvandan da birer çift aldı. Oglu Ken’ânı da gemiye
çagırdı. Ben, daga çıkar kurtulurum dedi. Bir dalga geldi. Oglunu alıp bogdu.
Sular dagları asdı. Insanlar ve hayvanlar telef oldu. Altı ay sonra, yagmurlar durdu.
Sular çekildi. Gemi, Hakkârîde Cûdî dagına oturdu. Insanlar, üç oglundan üredi.
Nûh aleyhisselâma ikinci Âdem “aleyhisselâm” denildi. Sâmdan arab, fars ve
rum, Hâmdan Hindistân, Habes ve Afrika halkı, Yâfesden de Asyalılar ve türkler
meydâna geldi. Behreng bugazından Amerikaya da geçip yerlesenler oldu. Nûh
“aleyhisselâm”, bin yasında vefât etdi. 26, 62, 81, 83, 106, 354, 356, 377, 379, 431,
482, 483, 488, 525, 1128, 1154, 1166, 1180, 1189.
735 — NÛH BIN MUSTAFÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Allâme Nûh efendi,
Konyalıdır. Mısra gitdi. 1070 [m. 1659] de Kâhirede vefât etdi. 416, 1180.
736 — NÜZHET “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Me’ârif mektûbcusu idi. 1244 de
Istanbulda tevellüd ve 1304 [m. 1886] de, Sivâsda vefât etdi. Hıristiyanlara cevâb
olan (Izhâr-ul hak) kitâbının birinci kısmını türkceye terceme ederek (Îzâh-ul-hak)
ismini vermisdir. 1161.
737 — OGUZ HÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Eski türkler, sark ve garb
türkleri diye ikiye ayrılmısdı. Sark türkleri, bes, garb türkleri, onbes kabîle idi. Uygurlar
sark, Oguz ve Kırgızlar da, garb türklerinden idi. Hicretden besbin sene önce,
Hind, Îrân ve Irâka yayılmıslardı.
Oguz türkleri hicretden binüçyüz sene önce, Oguz hânın kumandasında, Sâma
kadar gelmisdi. Islâmiyyet yayılınca, Mâverâünnehr ve Buhârâ tarafları (Horâsân)
emâretine verildi. Me’mûn halîfe tarafından buraya vâlî ta’yîn edilen Sâmân ogulları,
sonra [261] de hükûmet kurdu. Merkezleri Buhârâ idi. Oguz türkleri ve Selçuk
türkleri, Abbâsî halîfesi Mutî’ zemânında [334] de müslimân oldu. Oguzların
en kıymetlisi, Kayı hânın kabîlesi idi. Bunun torunlarından Süleymân sâh, Cengiz
zemânında Anadolu tarafına gelip, 626 [m. 1229] senesinde Fıratda boguldu.
Dört oglu kaldı. Bunlardan Ertugrul beg, Cengizlerden uzaklasmak için, kabîle-
– 1157 –
si ile Sivâs tarafına geldi. Bir tatâr ordusu ile, Selçuk sultânı Alâ’üddîn harb ediyordu.
Selçuklulara yardım etdi. Sultân, Ertugrul begin Kayı hân kabîlesini Ankara
civârına yerlesdirdi. Sonra, besyüz kisi ile Sögüde yerlesdi. 680 [m. 1281] senesinde
vefât etdi. Üç oglundan küçügü olan Osmân beg, babası yerine emîr seçildi.
699 [m. 1299] da Osmânlı devletini kurdu. 533.
738 — OSMÂN AGA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sultân Ahmed hân-ı evvelin
bâb-üs-seâde agası idi. Binyirmibir 1021 [m. 1612] senesinde Kadıköyünde Osmân
aga câmi’ini yapdı. Bunun yerinde kadı Muhammed efendi câmi’i vardı. Bunun için
oraya Kadı-köyü denilmisdir.
739 — OSMÂN BEDREDDÎN: Seyyid Selmân efendinin ogludur. 1274 [m. 1857]
de Erzurumda tevellüd, 1340 [m. 1922] da Harputda vefât etdi. 1293 [m. 1875] de Karsda
üçüncü tabur imâmı oldu. O yıllarda seyyid Tâhânın oglu ve halîfesi seyyid Ubeydüllah
ile ve mevlânâ Hâlidin halîfelerinden Kufrevî seyh Muhammed ve Gümüshâneli
Ahmed Ziyâeddînin ve Erzincanlı Terzi baba demekle meshûr Vehbî Hayyâtın
talebelerinden hâcı Fehmi efendilerle sohbet eyledi. 1297 [m. 1879] de Palu
kasabasında yirmisekizinci alayın üçüncü tabur imâmı iken seyyid Mahmûd-i Sâminî
ile mülâkî oldu. Sâminî, sekizinci müceddid demekdir. Onsekiz günde icâzet
aldı. 1325 [m. 1906] de emekli olunca, Harputda birçok zevâtı sülûk ile, bir kısmını
da yalnız sohbet ile cehâletden kurtardı. Ikiyüzbine yakın tesnedilân, çesme-i
feyzinden sîrâb olmusdur. 1327 [m. 1908] de Hicâz seferinde, Sâm, Mekke ve
Medîne âlimlerinin ta’zîm ve tekrîmlerine mazhar olmusdur. (Gülzâr-ı Sâminî)
adındaki mektûbâtı ve (Gülbün-i irsâd) ve (Mecâlis-i sâminiyye) adındaki bes cild
kasîdeleri vardır. Beyâz fes üzerine beyâz sarık sarardı. Ogulları Nûreddîn ve Ziyâeddîn
Uz birer cevher idi. 639, 1132.
 

HASAN CAN

Active member
740 — OSMÂN BIN AFFÂN “radıyallahü anh”: Ebul’âs bin Ümeyye bin
Abd-i Sems bin Abd-i Menâf torunudur. Asere-i mübesseredendir. Üçüncü halîfedir.
Resûlullahın iki kızını aldıgı için (Zinnûreyn) denir. Önce müslimân olanların
besincisidir. Zevcesi Rukayye “radıyallahü anhâ” ile iki kerre Habesistâna ve
sonra Medîne-i münevvereye hicret etdi. Çok zengin tüccâr idi. Bütün malını,
dîn-i islâm için sarf etdi. Hilm ve hayâ ile meshûrdur. Hicretin yirmidördüncü [24]
sene bası olan Muharremin birinci günü halîfe seçildi. Kıbrıs adasının ilk fâtihidir.
[35]. ci senenin Zil-hicce ayında, Kur’ân-ı kerîm okurken sehîd edildi. Mubarek kanı
bulunan Kur’ân-ı kerîm için, 388. ci sahîfeye bakınız! Hadîs-i serîflerle medh-u
senâ edilmisdir. Orta boylu, gür sakallı, sarısın güzel yüzlü, dogan burunlu idi. Sallanan
dislerini altın tel ile sardırmısdı. Bedr gazâsından baska her gazâda bulundu.
Bedrin fazîletine de dâhil edildi. Nemâzda bir rek’atde bütün Kur’ân-ı kerîmi
okuyan dört kimseden biridir. Çok okumakdan iki mushaf eskitdi. Hazret-i Ebû
Bekrin topladıgı bir Kur’ân-ı kerîmden altı nüsha dahâ yazdırıp, altı vilâyete gönderdi.
44, 47, 59, 60, 114, 204, 242, 261, 350, 376, 380, 381, 388, 440, 510, 511, 621,
628, 717, 738, 752, 772, 790, 802, 1012, 1014, 1066, 1072, 1085, 1092, 1105, 1112, 1117,
1135, 1138, 1142, 1162, 1163, 1165, 1168, 1186, 1187.
741 — OSMÂN GÂZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sultân birinci Osmân hân,
Ertugrul begin oglu ve Süleymân sâhın torunudur. Süleymân sâh, Cengiz fitnesinde
Ahlat taraflarına yerlesmisdi. Osmân hân, Osmânlı devletinin kurucusudur. 656
[m. 1257] da Sögüdde tevellüd, 726 [m. 1326] da Sögüdde vefât etdi. Bursadadır.
680 [m. 1281] de babası Ertugrul beg vefât edince yerine geçdi. Inegölü, Karacahisârı
rumlardan aldı. 699 [m. 1299] da Konyadaki Selçûk sultânı üçüncü Alâüddîn
Keykûbâd, Gazân hâna esîr olunca, Yenisehrde Osmânlı devletini kurdu.
Cesûr, zekî ve tam bir müslimân idi. Çok cömerd idi. Seyh Edebâlî hazretlerinin
kızı ile teehhül edip, bundan Alâüddîn pâsa oldu. Ömer begin kızı Bâlâ hâtundan
da sultân Orhân oldu. Konya Selçûkî sultânı Alâüddîn sâhın altıyüzseksensekiz
[688] senesinde sultân Osmâna gönderdigi takdîr ve iltifât ve nasîhatlerle dolu uzun
– 1158 –
mektûbu ve sultân Osmânın edeb ve nezâket dolu cevâbı, (Mir’ât-i kâinât) kitâbında
yazılıdır. Ömrü, rum kâfirleri ile savasmakla ve islâmiyyeti yaymakla geçdi.
Müslimânları râhata, huzûra kavusdurmak için çalısdı. Vefât edecegi zemân,
oglu Orhân bege gönderdigi vasıyyetnâmesi, islâmiyyete olan sevgi ve saygısını ve
türk milletinin râhat ve huzûrunu düsündügünü ve insan haklarına olan gönülden
baglılıgını açıkça bildirmekdedir. Vasıyyetnâmenin özü söyledir:
(Allahü teâlânın emrlerine muhâlif bir is islemiyesin! Bilmedigini islâm ulemâsından
sorup anlıyasın! Iyice bilmeyince bir ise baslamıyasın! Sana itâ’at edenleri
hos tutasın! Askerine in’âmı, ihsânı eksik etmiyesin ki, insan ihsânın kulcagızıdır.
Zâlim olma! Âlemi adâletle senlendir. Ve Allah için cihâdı terk etmiyerek beni
sâd et! Ulemâya ri’âyet eyle ki, ahkâm-ı islâmiyye isleri nizâm bulsun! Nerede
bir ilm ehli duyarsan, ona ragbet, ikbâl ve hilm göster! Askerine ve malına gurûr
getirip, islâmiyyet ehlinden uzaklasma! Bizim meslegimiz Allah yoludur ve maksadımız
Allahın dînini yaymakdır. Yoksa, kuru gavga ve cihângirlik da’vâsı degildir.
Sana da bunlar yarasır. Dâimâ herkese ihsânda bulun! Memleket islerini
noksânsız gör! Hepinizi Allahü teâlâya emânet ediyorum.) Osmânlı sultânları, bu
vasıyyetnâmeye cândan sarılmıs, devletin altıyüz sene hiç degismiyen anayasası olmusdur.
532.
742 — OSMÂN HÂN-III: Islâm halîfelerinin doksanıncısı ve Osmânlı pâdisâhlarının
yirmibesincisidir. Binyüzaltmıssekiz 1168 [m. 1754] de cülûs etdi. Binyüzyetmisbir
1171 [m. 1757]de vefât etdi. Yeni câmi’ yanında, Turhân sultân türbesindedir. Kardesi
birinci Mahmûd hân da buradadır. 1169 [m. 1755] da Üsküdârda (Ihsâniyye câmi’i)
ile (Ihsâniyye mescidi)ni ve aynı senede Istanbulda (Nûr-i Osmâniyye) câmi’ini
yapdırmısdır. Bu câmi’i, kardesi birinci Mahmûd hân yapdırmaga baslamısdı.
Vâlidesi Sâhsuvâr sultân, câmi’ yanındaki türbededir. 666, 1152, 1153, 1184.
743 — OSMÂN HOPAVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Babası Hasendir. 1241 [m.
1825] de vefât etdi. (Dürre-tün-nâsıhîn) tefsîri ve hadîs kitâbları vardır. 419, 732.
744 — OSMÂN KARABIYIK: Hüseyn Hilmi Isıkın talebesi ve Hakîkat Kitâbevinin
müdîridir. Islâm kitâblarının basılması ve yayılmasına çok hizmet etmisdir.
745 — OSMÂNLI SULTÂNLARI “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”: Osmânlı
devleti 699 [m. 1299] da kuruldu. Dîn-i islâm ile idâre edildi. Osmânlı sultânları
923 [m. 1517] den i’tibâren bütün müslimânların halîfeleri oldular. Her islerinde
islâmiyyete uydular. Altıyüzyirmiüç sene islâmiyyete hizmet etdiler. Ehl-i sünnet
olup, hanefî mezhebinde idiler. Üçüncü kısm, 65. ci maddenin sonuna bakınız!
Islâmiyyeti yaymak ve müslimânları korumak için kâfirlerle cihâd yapdılar. Islâmiyyeti
bozmak, müslimânları bölmek için saldıran mezhebsizleri terbiye etmek için
çok ugrasdılar. Âlûsî (Gâliyye)nin doksanbesinci sahîfesinde diyor ki, (Yeryüzünü
sâlih kullarıma mîrâs bırakırım) meâlindeki âyet-i kerîmenin Osmânlı sultânlarını
övdügünü Abdülganî Nablûsî bildirmekdedir. (Burhân) kitâbı da bunu yazmakdadır.
940 [m. 1534] da Hindistân sâhillerine gitdiler. Masonların ve Ingilizlerin
oyunları ile 1326 [m. 1908] da halîfelerin salâhiyyetleri sınırlandı. 1340 [m.
1922] da Devlete ve 3 Mart 1342 [m. 1924] de hilâfete son verildi. Azgın islâm düsmanlarından
Ingiliz câsûsu Lawrence’in bu islerde çok te’sîri oldu. Osmânlı toprakları
üzerinde kurulan küçük arab devletleri, Avrupalıların kontrolu altında kaldı.
Ikinci cihân harbinden sonra da, baslarına geçen din câhili devlet adamları, islâmiyyeti
içerden yıkdılar. Doktor Muhammed Harb tarafından 1413 h. [m. 1991]de Samda
üçüncü baskısı yapılan arabî (Müzekkiratü sultân Abdülhamîd) kitâbında Osmânlı
devletinin yıkılması ve islâmiyyetin yok edilmesi için, ingilizlerin hîleleri ve
askerî hücûmları uzun yazılıdır. 350, 441, 460, 532, 621, 802.
746 — ÖMER BIN ABDÜL’AZÎZ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mervân bin Ha-
– 1159 –
kemin torunudur. Emevî halîfelerinin sekizincisidir. Annesi, Ömer bin Hattâbın
oglu Âsımın kızıdır. [60] senesinde Medînede tevellüd, 101 [m. 720] senesinde zehrlenerek
sehîd edildi. [99] da halîfe oldu. Amcası olan halîfe Abdülmelikin dâmâdı
idi. Adâletde ikinci Ömer idi. Hazret-i Mu’âviyeden sonra hutbelerde, Ehl-i beyte
la’net edilmege baslanmısdı. Bu kötü âdeti kaldırdı. Beyâz, ince ve nâzik yüzlü,
za’îf, güzel sakallı, sevimli bir zât idi. Imâmlıgı, Resûlullah efendimize çok benzerdi.
Malatyayı rumlardan, yüzbin esîr karsılıgı satın aldı. 120, 350, 465, 512,
513, 609, 738, 988.
747 — ÖMER BIN ALÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ibni Mülkın Sirâcüddîn Ebû
Hafs Mısrî, Sâfi’î hadîs ve fıkh âlimlerindendir. [723] de tevellüd, 804 [m. 1401] senesinde
vefât etdi. Çok kitâb yazdı.
748 — ÖMER BIN FÂRID “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Tesavvuf büyüklerinden
ve Resûlullahın âsıklarındandır. Benî-Sa’d kabîlesindendir. 576 [m. 1180] da
Mısrda tevellüd, 636 [m. 1238] da orada vefât etdi. (Kurâfe)dedir. Onbes sene Hicâzda
kaldı. (Hamriyye) ve (Tâiyye) kasîdeleri çok makbûldür. (Tâiyye)sinde
din bilgilerinin hakîkatini ve Evliyânın zevklerini toplamısdır. Böyle olgun kasîde
yazmak baskasına nasîb olmamısdır. Yediyüzelli beyt kadardır. 497.
749 — ÖMER BIN HATTÂB “radıyallahü anh”: Resûlullahın ikinci halîfesidir.
Asere-i mübesseredendir. Hicret-i Nebeviyyede kırk yasında idi. Kureysin esrâfından
idi. Önce, islâma düsman oldu. Bi’setin altıncı yılında, kırkıncı veyâ
kırkbesinci olarak îmâna geldi. Bununla müslimânlar çok kuvvetlendi. Silâhlı
olarak, açıkca hicret etdi. Resûlullahın gelmekde oldugunu Medînedeki müslimânlara
müjdeledi. Bütün gazâlarda bulundu. Çok kahramânlık gösterdi. Fârûk adını
aldı. Ebû Bekri halîfe yaparak, karısıklık çıkmasını önledi. Onüçüncü yılın Cemâzil’âhır
ayı yirmisekizinci Salı günü halîfe seçildi. Çok memleket aldı. Islâmın
adâletini bütün dünyâya tanıtdı. Yirmiüçüncü [23] senenin son ayında, câmi’de sabâh
nemâzına durunca, Mugîre bin Su’benin kölesi Ebû Lü’lü Fîruz kâfiri tarafından
bıçakla, karnından yaralanıp yirmidört sâat sonra vefât etdi. Resûlullahın yanına
defn edildi. Ogluna, islâmiyyetin emr etdigi kadar degnek vurulmasını emr
etdi. Eshâb-ı kirâm yalvardıgı hâlde, bir degnek az vurulmasına izn vermedi.
Dayakdan oglu bayıldı. Çok üzüldü ise de, pismân olmadı. Çok hadîs-i serîf ile
medh edildi. Bunların çogunu hazret-i Alî haber vermisdir. Iri yarı, bugday renkli,
uzun boylu, gözleri kızıl, bıyıklarının ucu sarı idi. Üzüntülü veyâ düsünceli olunca
uclarını bükerdi. Sakalı ve bıyıkları sık idi. Yanaklarının üzerinde az idi. Sol elini,
sag eli gibi iyi kullanırdı. Egere dokunmadan ata binerdi. Çok heybetli, yüregi
çok kuvvetli idi. Edebinden, hayâsından, Resûlullahın huzûrunda o kadar yavas
konusurdu ki, (Yüksek söyle yâ Ömer! Isitmiyorum) buyurulurdu. Resûlullahın
kayın pederi idi. Hazret-i Alînin dâmâdı idi. Benî-Adiy kabîlesi büyüklerinden
olup, soyu Hattâb bin Nüfeyl bin Abdül’uzza bin Rebâh bin Abdüllah bin Kurat
bin Rezâh bin Adiy bin Kâ’bdır. 21, 28, 44, 45, 59, 60, 71, 108, 109, 114, 204, 235,
249, 252, 259, 263, 347, 349, 350, 379, 380, 381, 388, 442, 447, 448, 450, 452, 457, 471,
473, 478, 497, 498, 505, 506, 507, 508, 509, 510, 511, 516, 532, 578, 583, 584, 595, 607,
608, 609, 610, 616, 621, 645, 687, 696, 698, 699, 717, 719, 729, 738, 752, 788, 801, 802,
848, 885, 909, 913, 920, 923, 952, 993, 1014, 1065, 1068, 1092, 1094, 1096, 1100, 1104,
1118, 1126, 1129, 1138, 1139, 1147, 1152, 1165, 1168, 1169, 1176, 1180, 1186, 1189,
1195, 1197.
750 — ÖMER FEHMÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyyid Ömer Fehmî bin Hasen
1292 [m. 1875] de (Izhâr-ül-hak) ikinci kısmını terceme ederek, (Ibrâz-ül-hak)
ismini vermisdir. 1161.
751 — ÖMER RIZÂ: Sâ’ir Muhammed Âkifin dâmâdıdır. 1310 [m. 1893] da Kâhirede
tevellüd, 1371 [m. 1952] de Istanbulda vefât etdi. Edirne-kapıdadır. Câmi’ulezherde
okudu. Muhammed Abduhun reformcu fikrlerine saplandı. Mu-
– 1160 –
hammed Alî ismindeki bir Kadyânînin ingilizce tefsîrini türkçeye terceme ederek
(Tanrı buyrugu) ismini verdi. Burada, Îsâ aleyhisselâmın babası vardır demekde
ve Nahl sûresinin altmıssekizinci âyetine verdigi ma’nâ da küfre sebeb olmakdadır.
Ingilizceden çevirdigi (Asr-ı se’âdet târîhi) de, onun gibi düsünen bir zümre
tarafından halkın önüne sürülmekdedir. 468, 499, 887, 1088.
— PÂNI-PÜTÎ: Senâüllah ismine bakınız!
752 — PASKAL: Fransız fizikcisidir. 1032 [m. 1623] de tevellüd, 1072 [m. 1662]
de vefât etdi. Papas idi. Fizikde sıvıların basınc kanûnu ile ve geometride bilhâssa
koniler üzerindeki bulusları ile meshûrdur. Dahâ onsekiz yasında iken bir hesâb
makinesi yapmısdır. Dînî düsünceleri fransız papasları ve papa tarafından kabûl edilmemisdir.
Hıristiyanlık dîni, ilm ve fen adamlarını kabûl etmemekdedir. 27.
753 — PASTÖR: Fransız kimyâgeridir. 1237 [m. 1822] de tevellüd, 1312 [m. 1895]
de vefât etdi. Bulasıcı hastalıklar, mikroblar ve asılar üzerine kesfleri vardır. Cenâzesinin
hıristiyan merâsimi ile kaldırılmasını vasıyyet etmisdir. 27, 704.
754 — PAULUS: Bolüs adında bir yehûdî idi. Fransızlar (Saint Paul) derler. Mîlâdın
ikinci yılında Tarsusda dogdu. Îsevî görünüp, kendini din âlimi tanıtdı. Îsâ
aleyhisselâmdan sonra ilk isi, semâdan inen Incîli yok etdirmek oldu. Îsâ, Allahın
ogludur dedi. Serâbı ve domuzu halâl etdi. Kıblelerini Kâ’beden sarka, günesin dogdugu
tarafa döndürdü. Allahın kendisi birdir. Sıfatları üç dürlüdür dedi. Bu sıfatlara
(Uknûm) dedi. Dönme yehûdînin bu sözleri ilk yazılan dört (Incîl)e, bilhâssa
Lukanın Incîline karısdı. Havârîlerden olan Barnabas, bunun yalanlarına aldanmadı.
Îsâ aleyhisselâmdan gördüklerini ve isitdiklerini dogru olarak yazdı. Fekat
bozuk dört Incîle aldananlar, fırka fırka ayrıldı. Birbirine uymaz yetmisiki fırka hâsıl
oldu. Paulusün düsmanlıgı anlasılarak Kudüsde iki kerre habs edildi. Sonra Romaya
götürüldü. Mîlâdın altmısyedinci [67] senesinde Neron tarafından orada bası
kesildi. Kemikleri, Sen Piyer kilisesindedir. Hazîranın yirmidokuzunda yortusu
yapılır. 42, 1079, 1083, 1122, 1130.
755 — PETRUS: Sen Piyer de denir. Eski ismi Sem’ûn idi. Havârîlerdendir. Andriyasın
kardesidir. Üçyüzdoksandokuzuncu [399] sırada (Havârîler) ismine bakınız!
1108, 1133.
756 — PEZDEVÎ: Üçyüzonyedinci [317] sırada Fahr-ul-islâm ismine bakınız!
757 — PISAGOR: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (Isrâkıyyun) denir.
758 — RÂBI’A-I ADVIYYE “rahmetullahi teâlâ aleyhâ”: Babası Ismâ’îldir.
Zühd ve salâh ile meshûr bir hâtundur. Basralıdır. Süfyân-ı Sevrî ve Hasen-i Basrî,
Râbi’adan feyz alırlardı. 135 [m. 752] de Kudüs civârında vefât etdi. 212.
759 — RÂFI’Î: Yirmiikinci [22] sırada Abdülkerîm-i Râfi’î ismine bakınız!
760 — RAHMETULLAH EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Rahmetullah
bin Halîl-ür-rahmân Hindî, Hanefî fıkh âlimidir. Delhîde yetisdi. Abdül’azîz hân
kendisini Istanbula da’vet etdi. Madalya verdi. Ma’âs bagladı. Hıristiyanlara bir
reddiye yazmasını istedi. Istanbulda, arabca (Izhâr-ül-hak) kitâbını yazdı. Kitâb
dört cilddir. Mekke baskısı pek nefîsdir. Londradan Hindistâna gelen protestân papasları
ile yapdıgı mücâdelesini ve onları kaçırdıgı yazılıdır. Kitâbı Sultân Abdül’azîz
Hân için yazmısdır. Ingiliz gazeteleri, (Bu kitâb yayılırsa, hıristiyanlık mahv
olur) yazmıslardır. Nüzhet efendi bunun birinci kısmını, Ömer Fehmî efendi de ikinci
kısmını türkceye terceme etdi. Delhîde hıristiyan papasları ile mücâdele edip,
hepsini maglûb etdi. Bu mücâdeleleri (Beyân-ül-hak) kitâbında ve türkce tercemesinde
yazılıdır. 1306 [m. 1889] da 75 yasında iken Mekkede vefât etdi. 389.
761 — RÂKIM EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mustafâ Râkım efendi,
meshûr hattâtlardandır. Yedi-kulelinin talebesidir. 1181 [m. 1767] de vefât etmisdir.
Merkez efendidedir. Yüz kadar Mıshaf-ı serîf yazdı.
– 1161 –
762 — RÂKIM EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Meshûr hattâtdır. Anadolu
kâdı-askeri idi. 1242 [m. 1826] de vefât etdi. Kara-gümrükde Zincirli kuyu civârındadır.
Mezâr tasındaki yazı kendisinindir.
763 — RÂSIM EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Egri kapılı Muhammed Râsim
efendi, hattât ve sâ’irdir. 1099 da Istanbulda tevellüd, 1185 [m. 1771] de vefât
etmisdir. Ahmed Yekdest hazretlerinin talebesi olan Tatâr Ahmed efendiden
feyz almısdır. Nûr-i Osmâniyye câmi’i serîfi orta kapı hâricindeki âyet-i kerîmeler
bunun yazısıdır. Câmi’in târîhini gösteren (Humâyûn ola bu nev’u câmi’i sultân
Osmânın) beytini de bu yazmısdır. Kabri Igri kapı hâricinde, kapıya karsı parmaklık
içindeki Eshâb-ı kirâmdan Abdüs-Sâdık Âmir bin Ubâdenin ayak tarafındadır.
764 — RAT: Fransız müstesriki olup, kıymetli islâm kitâblarını fransızcaya
terceme etmisdir. 1142.
765 — REBÎ’ BIN HAYSEM “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Zühd ve takvâsı ile
meshûrdur. 68 [m. 687] de Tus sehrinde vefât etdi. 633, 692.
766 — REMLÎ HANEFÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Dörtyüzüçüncü [403] sırada
Hayreddîn-i Remlî ismine bakınız! 825.
767 — REMLÎ SÂFI’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Hüseyn Sihâbüddîn-
i Remlî, Sâfi’î olup, 753 de tevellüd, 844 [m. 1440] de vefât etmisdir.
768 — REMLÎ SÂFI’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Ahmed Sihâbüddîn-
i Remlî, sâfi’î âlimlerinden olup, 973 [m. 1565] de vefât etmisdir.
769 — REMLÎ SEMSÜDDÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Allâme Semseddîn
Muhammed bin Ahmed bin Ahmed Menûfî, 919 da tevellüd ve 1004 [m. 1596] de
vefât etmisdir. Çok eser yazmıs ve babasının fetvâlarını toplamısdır. Bu fetvâlar,
Ibni Hacerin (Fetâvâ-yı kübrâ)sı kenarında Mısrda 1357 de basılmısdır. Nevevînin
(Minhâc)ını da serh etmisdir. 223, 323.
 

HASAN CAN

Active member
770 — RESÎD PÂSA: Serîf Ahmed Resîd bin seyyid Nu’mân Fikri, Mûsul vâlîsi
idi. Tekaüd olunca, 1325 [m. 1907] de (Rûh-ul-Mecelle) kitâbını, sekiz cild olarak,
Istanbulda, bir senede yazmıs, bu ve (Dîn-i mübîn-i islâm) kitâbı basılmısdır.
367, 816, 823.
771 — RESÎD RIZÂ: Muhammed Resîd Rızâ, 1281 [m. 1865] de Lübnânda Kalemun
kasabasında tevellüd ve 1354 [m. 1935] de vefât etdi. Muhammed Abdühün
talebesi oldugu (Müncid)de de yazılıdır. Hocasının dinde reformcu fikrlerini yaymak
için Mısrda (El-Menâr) mecmû’asını çıkardı. (Elda’vetü vel-irsâd) medresesinde
hocalık yapdı. (El-muhâverât) kitâbında, Ehl-i sünnet mezhebine ve fıkh kitâblarına
saldırdı. Diyânet isleri reîslerinden Hamdi Akseki bu kitâbı türkçeye çevirmisdir.
(Fâideli Bilgiler) kitâbında, buna cevâb verilmisdir. 310, 1105, 1117.
772 — RIZÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Imâm-ı Alî Rızâ, oniki imâmın sekizincisidir.
Imâm-ı Mûsâ Kâzımın oglu ve Muhammed Cevâd Takînin babasıdır. 153
[m. 770] de Medînede tevellüd ve 203 [m. 818] de Tus, ya’nî Meshedde vefât etdi.
Nemâzını halîfe kıldırdı. Me’mûn halîfe, Imâm hazretlerini çok sever ve sayardı.
Imâmı dâmâd yapdı. Yerine halîfe olmasını emr ve i’lân edip, paralara ismini
yazdı. Bayragı ve asker elbisesini siyâh yerine yesil yapdı. Fekat, Imâm önce vefât
etdi. Bâyezîd-i Bistâmî, Imâmın sohbeti ile sereflendi. 62, 992, 1061, 1081,
1087, 1133, 1143, 1152.
773 — RISLIÖ: Fransada onüçüncü Louisnin basvekîli idi. 993 [m. 1585] de tevellüd,
1052 [m. 1642] de vefât etdi. Papas idi. Kardinal olmusdu. Protestan düsmanı
idi. Çok kurnaz ve zâlim idi. 27.
774 — RUKAYYE “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın kızıdır. Otuzüç yasında iken
tevellüd eyledi. Çok güzel idi. Ebû Lehebin oglu Utbeye nikâh edildi. (Tebbet ye-
– 1162 –
dâ) sûresi gelince Utbe, dügünden önce bosadı. Vahy gelerek hazret-i Osmâna nikâh
edildi. Birlikde iki kerre Habesistâna hicret etdiler. Yirmiiki yasında iken, Bedr
gazâsında hasta oldu. Hazret-i Osmâna Bedre gelmeyip zevcesine hizmet etmesi
emr olundu. Bedr zaferinin müjdesi Medîneye geldigi gün defn olundu. 1158,
1186.
775 — RUTHERFORD: 1288 [m. 1871] de Yeni Zelândada tevellüd, 1356 [m.
1937] de vefât etdi. Fizikcidir. Radio-aktif su’âların üç çesid oldugunu buldu.
Atomun yapısını kesf etdi. Gazların ionisation teorisini kurdu. 1326 [m. 1908] da
Nobel mükâfâtını aldı. 549, 550.
776 — RUZBEHÂN-I BAKLÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyh Ebû Muhammed
Sîrâzî, Kübrevîyye mesâyıhindendir. Necmüddîn-i Kübrânın mürsididir. Ebû
Necîb-i Sühreverdînin halîfesi olan Ammâr Yâserin halîfesidir. Altıyüzaltı 606 [m.
1209] târîhinde Sîrâzda vefât etdi. (Tefsîr-i arâyis), (Kitâb-ül envâr) ve (Serh-ulsathiyyât)
kitâbları vardır. 765, 1154.
777 — RÜKNEDDÎN-I ÇESTÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Imâm-ı Rabbânînin
“kuddise sirruh” babası olan Abdül-Ehadın üstâdıdır. Seyh Abdül-kuddüsün
ikinci oglu ve halîfesidir. Tesavvufun ve islâmiyyetin esrârını bildiren (Merec-ülbahreyn)
kitâbı ve (Mektûbât)ı çok kıymetlidir. 983 [m. 1575] senesinde vefât etdi.
Hindistânda babasının yanındadır. 93, 1060, 1064.
778 — RÜKNEDDÎN-I HÂFÎ: (Mesmû’at) 99.cu sahîfesinde ismi geçmekdedir.
99.cu sırada Alaüddevle ismine bakınız!
779 — SÂBIT BIN KAYS “radıyallahü anh”: Ensâr-ı kirâmdandır. Resûlullahın
hatîbi idi. Bütün gazâlarda bulundu. Hazret-i Ebû Bekr zemânında, Arabistânın
ortasındaki Yemâme cenginde sehîd oldu. 644, 1013, 1152.
780 — SA’D BIN EBÎ VAKKÂS “radıyallahü anh”: Mâlik bin Übeyd bin
Abd-i Menâf bin Kâ’b bin Zühre bin Hakîm bin Mürre torunudur. Ilk müslimân
olanların yedincisidir. Cennetle müjdelenen on kisiden biridir. Onyedi yasında müslimân
oldu. Mekkede nemâz kılarlarken, alay eden kâfirin basına deve kemigi atarak
ilk kâfir kanı akıtan bu oldu. Bütün gazâlarda bulundu. Düsmana ilk ok atan
budur. Îrânı alan, Kadsiye zaferini kazanan ordunun baskumandanı idi. Sonra Irâk
vâlîsi oldu. Hazret-i Osmân zemânında Kûfe vâlîsi oldu. Deve ve Sıffîn muhârebelerine
karısmadı. Ellibes 55 [m. 675] senesinde vefât etdi. Medîne-i münevverededir.
510, 607, 643, 1010, 1084.
781 — SA’D BIN MU’ÂZ “radıyallahü anh”: Evs kabîlesinin reîsi idi. Hicretden
evvel Medînede îmân etdi. Bedr, Uhud ve Hendek gazâlarında bulundu. Besinci
yılda, Hendekde aldıgı yaradan vefât etdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”
buna çok agladı. Cenâze nemâzını kendisi kıldırdı. Hadîs-i serîflerle medh
edilmisdir. 506, 693, 1003.
782 — SA’DÜDDÎN-I CEBÂVÎ: Sa’dî tarîkatinin reîsidir. Babası, Mûsâ Seybânîdir.
Sâmda Havran ile Kuds arasında Cebâ kasabasındandır. Üç vâsıta ile Ebû
Medyen-i Magribîden feyz almısdır. Yediyüz 700 [m. 1300] senesinde vefât etmisdir.
783 — SA’DÜDDÎN-I KASGARÎ: Molla Câmî’nin üstâdı, Nizâm-i Hâmûsun
halîfesidir. Bu da, Alâüddîn-i Attârın talebesi idi. Vefâtı 860 dadır. 720, 1137.
784 — SA’DÜDDÎN-I MUHAMMED HAMEVÎ: Büyük Velîdir. Necmüddîn-
i kübrâdan feyz almısdır. Sadr-eddîn-i Konevî ile de sohbet etmisdir. (Mahbûbül-
muhibbîn) kitâbı meshûrdur. 650 [m. 1252] senesinde vefât etmisdir.
785 — SA’DÜDDÎN-I TEFTÂZÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mes’ûd bin
Ömer, en büyük sâfi’î âlimlerindendir. 722 [m. 1322] de Horâsânda, Teftâzânda tevellüd,
792 [m. 1389] de Semerkandda vefât etdi. (Mutavvel) kitâbı, (Telhîs) ser-
– 1163 –
hi olup, bedî, beyân, me’âni ve belâgat ilmlerini bildirmekdedir. 1309 Istanbul baskısı
nefîsdir. (Telhîs)i Celâlüddîn Muhammed Kazvîni yazmıs, 739 da vefât etmisdir.
(Akâid-i Nesefî serhı) meshûrdur. Sadr-üs-serî’anın (Tenvîh) kitâbına serhı
olan (Telvîh) kitâbından, imâm-ı Rabbânînin ders verdigi, (Berekât)da, Bedî’uddîn
isminde yazılıdır. Ilm-i kelâmda yazdıgı (Mekâsıd) kitâbı ve buna yapdıgı
serhı çok kıymetlidir. 1062, 1183.
786 — SA’DÎ ÇELEBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sa’dullah bin Îsâ, Kastamonilidir.
Istanbul kâdîsı ve müftîsi idi. Kemâl pâsa zâdeden sonra, onuncu Seyh-ulislâm
oldu. 945 [m. 1539] de vefât etdi. Eyyûbdedir. Beydâvî tefsîrine ve (Inâye)
adındaki Hidâye serhine ve Fîrûzâbâdî Kâmûsuna yapdıgı hâsiyeleri çok kıymetlidir.
518. ci sıraya bakınız! 1084, 1125.
787 — SA’DÎ SÎRÂZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Müslih-ud-dîn seyh Sa’dî,
Ehl-i sünnet âlimlerindendir. Tesavvuf büyüklerindendir. 589 [m. 1193] da Sîrâzda
tevellüd ve 691 [m. 1292] de orada vefât etdi. Abdülkâdir-i Geylânînin halîfesinin
talebesidir. Ilm ögrenmekle, tâlibleri irsâdla ve kâfirlerle cihâdla ugrasdı. Nazm
ve nesr üzere kitâblar yazdı. (Gülistân) kitâbında Etabekler devletinin besinci sultânı
Ebû Bekr bin Sa’di çok medh etmekdedir. (Gülistân) ve (Bostân) kitâbları çesidli
dillere terceme edilmisdir. Ondört kerre hacca gitdi. Haçlı ordularına esîr düsdü.
Sîrâzdaki Etabekler devleti 543 den 662 ye kadar devâm etdi. 621, 955.
788 — SADREDDÎN-I KONEVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebülme’âlî Muhammed
bin Ishak, Sôfiyye-i aliyyeden ve sâfi’î kelâm âlimlerindendir. Konyalıdır.
Üvey babası olan Muhyiddîn-i Arabîden feyz aldı. Celâleddîn-i Rûmînin ve
Sa’îdeddîn-i Fergânînin hocaları idi. 671 [m. 1272] senesinde vefât etdi. Konyadadır.
964, 1148, 1163, 1165.
789 — SADR-ÜS-SEHÎD HÜSÂMEDDÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Dörtyüzonsekizinci
[418] sırada Hüsâmeddîn Ömere bakınız!
790 — SADR-ÜS-SERÎ’A-I SÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ubeydüllah bin
Mes’ûd bin Tâc-üs-serî’a Ömer, Burhân-üs-serî’a Mahmûd bin Ubeydüllahın kızının
ogludur. Birinci Sadr-üs-serî’a Ahmed bin Ubeydüllah, anasının da, babasının da dedesidir.
Dedesinin (Vikâye) kitâbını hem serh etmis, hem de kısaltmısdır. Kısaltdıgına
(Muhtasar-ı Vikâye) veyâ (Nikâye) adını vermisdir. Bunun (Vikâye serhı)ne çesidli
hâsiyeler yapılmısdır. Bunlar arasında, Ehî Çelebînin ve Hasen Çelebînin ve
imâm-ı Birgivînin hâsiyeleri meshûrdur. (Tenkîh) ve bunun serhi (Tevdîh) üsûl kitâbları
çok kıymetlidir. 750 [m. 1349] de Buhârâda vefât etdi. Hasen bin Muhammed
Çelebî, molla Fenârî neslinden olup, 886 [m. 1480] da vefât etmisdir. 1084.
791 — SAFIYYE “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın halasıdır. Halaları arasında
yalnız bu îmâna geldi. Zevci Hâris, nübüvvetden evvel ölmüs, Hadîce-tül-kübrânın
kardesi Avvâm ile nikâhlanmıs, Zübeyr tevellüd etmisdi. Safiyye, Hendek
gazvesinde bir yehûdî öldürüp, ganîmetden hisse aldı. 20 [m. 641] senesinde yetmisüç
yasında Medînede vefât etdi. 1198.
792 — SAFIYYE “radıyallahü anhâ”: Hayber yehûdîlerinin bası olan Huyey ibni
Ahtabın kızı idi. Hayberde bir yehûdîye nisanlı idi. Sonra çok zengin olan Kenâne
bin Hakîk ile evlenmisdi. Hicretin yedinci senesinde Hayber feth olundukda Safiyye
de esîr edilmisdi. Resûlullahın hissesine düsüp âzâd buyurdu. Îmân eyledi ve
Resûlullahın nikâhı ile sereflendi. 50 [m. 670] senesinde Medînede vefât etdi. 166.
793 — SAFIYYÜDDÎN-I ERDEBÎLÎ: Tanınmıs tesavvufculardandır. Muhammed
Geylânîden feyz almısdır. Yediyüzotuzbes 735 [m. 1335] senesinde Erdebilde
vefât etdi. Hâcı Bayram-ı velînin feyzi, Erdebîlî yolundan gelmekdedir. Erdebil,
Tebrîz civârında bir kasabadır. 1087, 1175.
794 — SALÂH [Ibni]: Ibni Salâh Osmân sâfi’î sehr-i zûrî, 643 [m. 1277] de vefât
etdi.
– 1164 –
795 — SA’ÎD BIN CÜBEYR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Tâbi’înin büyüklerindendir.
Hadîs ve tefsîrde bir dâne idi. 95 [m. 714] de Vâsıtda vefât etdi. 440, 677.
796 — SA’ÎD EFENDI: Hüseyn Hilmi Isıkın pederidir. Eyyûb sultânda Vezîr
tekke mahallesinin esrâfından idi. 1929 da vefât etdi.
797 — SA’ÎD BIN MENSÛR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hadîs âlimlerindendir.
Horâsânlıdır. 229 [m. 844] senesinde Mekkede vefât etdi. 392.
798 — SA’ÎD BIN MÜSEYYIB “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Muhammed
Medenî, Tâbi’înin büyüklerinden ve Medînedeki yedi büyük âlimdendir. Onbesinci
[15] senede tevellüd, 91 [m. 710] senesinde Medînede vefât etdi. Kırk hac yapdı.
66, 628, 641, 1014.
799 — SA’ÎD BIN ZEYD “radıyallahü anh”: Asere-i mübesseredendir. Dedesi
Amr, hazret-i Ömerin amcasıdır. Yine bunun kayın birâderi ve enistesi idi.
Bedrden baska gazâlarda bulundu. Yermük muhârebesinde ve Sâmın fethinde bulundu.
51 [m. 671] senesinde vefât etdi. 510.
800 — SA’ÎDEDDÎN-I FERGÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin
Ahmed, Sôfiyye-i aliyyeden ve fıkh âlimlerindendir. Necîbeddîn Alî Sîrâzîden, bu
da Sihâbüddîn-i Sühreverdîden ve Sadreddîn-i Konevîden feyz aldı. 699 [m. 1299]
senesinde vefât etdi. (Füsûs)u serh etmisdir. (Menâhic-ül-ibâd) fıkh kitâbını dört
mezhebe göre fârisî yazmısdır. 1409 [m. 1988] senesinde, Hakîkat Kitâbevi tarafından,
ofset baskısı yapılarak nesr edilmisdir. 1164.
801 — SA’LEBE: Sa’lebe bin Ebî Hâtıb, Ensârdan idi. Bedr gazâsında bulunmadı.
Tefsîrlerin çoguna göre, (Hazret-i Osmân zemânında vefât etdi. Malının çok
olması için düâ istedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Kanâ’at et!) buyurdu.
Düâ için, tekrâr tekrâr isrâr etdi. Düâ buyurunca malı, hayvânları çogaldı.
Onlarla ugrasıp nemâza gelmez oldu. Resûlullahın gönderdigi zekât toplama
me’mûrlarına zekât vermedi. Hakkında Tevbe sûresinin yetmisaltıncı [76] âyeti nâzil
oldu. Bunu isitince, sadakasını getirip yalvardı ise de, kabûl buyurulmadı.
(Sa’lebeye yazıklar olsun!) hadîs-i serîfine hedef olmak felâketine dûçâr oldu.) Yukarıdaki
âyet-i kerîmenin çesidli kimseler hakkında geldigi ve bunlardan Sa’lebe
bin Ebî Hâtıbın meshûr oldugu (Beydâvî) hâsiyesinin tercemesi olan (Tibyân) tefsîrinde
ve (Hüseynî), (Ebüssü’ûd) ve (Râzî) tefsîrlerinde uzun yazılıdır. (El-isâbe
fî-temyîz-is-sahâbe)de birinci cüz, yüzdoksansekizinci sahîfede diyor ki, (Münâfık
olan Sa’lebe, Bedr gazâsında bulunan Sa’lebe “radıyallahü anh” degildir. Çünki,
Bedr gazâsında bulunan Sa’lebenin Uhud gazâsında sehîd oldugunu Ibni Kelbî
bildirmekdedir. Bundan baska, Ahmed bin Mûsâ ibni Merdeveyh tefsîrinde yazdıgı
üzere, ibni Abbâs “radıyallahü anh”, Sa’lebenin zekât vermedigini anlatırken,
Sa’lebe bin Ebî Hâtıb demekdedir. Bedr gazâsında bulunan ise Sa’lebe bin Hâtıbdır.
Bundan baska, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Bedr gazâsında ve
Hudeybiyede bulunanların hiçbiri Cehenneme girmez!) buyurdu. Bunlardan biri
münâfık olabilir mi?) Bunun gibi, iki Hâtıb vardır. (Tefsîr-i Mazherî)de, Nisâ sûresinin
altmısbesinci âyetinde diyor ki, (Hâtıb ibni Ebî Beltea muhâcirînden idi.
Bedr gazâsında bulundu. [Otuz senesinde vefât etdi.] Ikincisi, Hâtıb ibni Beltea
ise, Ensârın arasında olup, bir münâfık idi.) Eshâb-ı kirâmın hepsi Cennete gireceklerdir.
Allahü teâlâ, hepsinden râzı oldugunu bildirmisdir. Bu müjde, hepsinin
îmân ile öleceklerini haber vermekdedir. Fekat, Asere-i mübessereden baskasının
îmân ile ölecegi önceden bilinemezdi. Çünki, aralarına karısmıs olan münâfıkları
Resûlullahdan baska kimse bilmezdi. Bu münâfıklar îmânsız gitdi. Resûlullahın
vefâtından sonra, Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri mürted olmadı. Hepsi Sahâbî olarak
öldü. Cennete gitdiler. 64.
802 — SA’LEBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Ishak Ahmed bin Muhammed,
fıkh âlimidir. Nîsâpûrda tevellüd, 427 [m. 1035] de orada vefât etdi. 416.
– 1165 –
803 — SÂLIH GÜLÂBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Imâm-ı Rabbânî “kuddise
sirruh” hazretlerinin eshâbındandır. Ibrik tutmak hizmetini görürdü. Kemâle
yetisdi. Irsâda izn verildi. Mevlânâ Muhammed Sâlih bir mektûbunda diyor ki: (O
mukaddes makâmın süpürgecilerinin en asagısı olan Muhammed Sâlih, o kapının
hizmetcilerine arz ederim ki, bu garîb zerre, o makâmın kölelerinin sadakasına kavusarak,
muhlislerinize ihsân buyurdugunuz hâller içindeyim. Hep tecellîlerle
sereflenmekdeyim. Her tecellîde, baska bir fenâ hâsıl olmakdadır. Bir tecellîde,
bundan baska tecellî olmaz sanıyorum. Bu sonsuz tecellîlerden anlasılıyor ki,
ismlerde ve sıfatlarda ayrı ayrı seyr edip ilerlemek nasîb olmakdadır. Böyle ayrı
ayrı tecellîlerle, bu yolda ilerlemek pek güc olacakdır. O hakîkî kıblenin kapısına
sıgınarak, bu hiçbirseye yaramıyan beceriksizi, alçak olan yerinden kaldırdıgınız,
böyle serefli hâllere ulasdırdıgınız ve bu alçagın hâtırına, hayâline bile gelmiyen
ni’metlere kavusdurdugunuz gibi, lutf ve ihsân buyurarak, husûsî bir teveccühünüz
ile, bu yolun sonuna ulasdırmanızı, noksânlıkdan, yolda kalmakdan kurtarmanızı,
kendi murâdlarından, isteklerinden vaz geçerek, Allahü teâlânın rızâsından
baska hiçbirsey söylememek, yapmamak ve düsünmemek se’âdetine kavusdurmanızı,
yalvarırım. Arayanların özledigi o yüksek teveccühünüz ve ihsânınız
olmadıkça, bunlara kavusmak imkânsızdır. Ucu bucagı olmıyan, o merhamet deryânızdan
bu fakîre birkaç damla serpmekle sereflendireceginizi ümmîd ediyorum.
Bunları yazmak, bunları istemek, bu alçak için çok yersiz oldugunu düsünüyorum.
Bu garîbi, dogru olarak, size lâyık olarak sevebilmekle sereflendiriniz. Insanı, bütün
se’âdetlere, bütün yüksekliklere kavusduracak, ancak, sizi böyle sevebilmekdir.
Allahü teâlâ, sizin yetisdirme, yükseltme gölgenizi, bütün insanların basları üstünden
ayırmasın! Âmîn.)
Mevlânâ Sâlih, Imâm-ı Rabbânî hazretlerinin hergün ve her gece yapdıgı ibâdetleri
ve vazîfeleri, mubârek ogullarının isâret ve emrleri üzerine, toplamıs ve yazmısdır.
Bir yerinde diyor ki, (Ibâdetlerinin, vazîfelerinin hepsini yapmaklıgım
için izn vermelerini ricâ etdim. Yapılacak, uyulacak is yalnız Resûlullahın “sallallahü
aleyhi ve sellem” yapdıklarıdır. Bunları, hadîs kitâblarından ögrenip, hepsini
yapmaga çalısmalı buyurdu. Efendim sizin her hareketiniz, her isiniz, o insanların
ve cinnin en yükseginin isleri gibidir dedim. Evet öyledir. Ammâ, her yapacagınızı
iyi düsününüz! Sünnete uygun olan her sözü, her isi yapınız. Uygun olmıyanı
yapmayınız, buyurdu.) Mevlânâ Sâlih, 1038 [m. 1628] senesinde Hindistânda
vefât etdi. 716.
804 — SÂLIH “aleyhisselâm”: Semûd kavmine gönderilen Peygamberdi. Bunlar,
Hicâz ile Sâm arasında idi. Âd kavminden sonra idiler. Putlara, heykellere tapıyorlardı.
Dinlemediler, inanmadılar. Kayadan deve çıkdı, yavruladı. Yine inanmadılar.
Deveyi öldürdüler. Dagları, tasları oyup, saglam sıgınaklar yapdılar. Sâlih
“aleyhisselâm”, îmân eden birkaç kisi ile, Mekkeye veyâ Kudüse gitdi. Kâfirlere
gökden azâb gelip helâk oldular. 482, 1128.
805 — SÂM: Nûh aleyhisselâmın büyük oglu idi. Keldânîler, Âsûrîler, Süryânîler,
Finikeliler, Ibrânîler ve Arablar, bunun soyundandır. 1128, 1157.
806 — SAN’ÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdüllah bin Îsâ, Yemen âlimlerindendir.
(Seyf-ül-hindî fî-ibâneti tarîkatis-seyhinnecdî) kitâbında vehhâbîleri red
etmekdedir. Bu kitâbı 1218 [m. 1803] senesinde yazmısdır.
807 — SAN’ÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdürrezzak Ebû Bekr San’ânî,
fıkh âlimidir. Yüzyirmiyedide [127] tevellüd ve 211 [m. 826] de vefât etmisdir. (Elmusannef)
kitâbı 1392 [m. 1972] de Beyrutda basılmısdır. Altı cilddir.
808 — SEDIDEDDÎN-I KASGARÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed,
705 [m. 1305] de vefât etdi. (Münye-tül-musallî) fıkh kitâbı meshûrdur.
809 — SEHL-I TÜSTERÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Muhammed Sehl bin
– 1166 –
Abdüllah, Sôfiyye-i aliyyedendir. 200 [m. 815] senesinde tevellüd, 283 [m. 896] de
Basrada vefât etdi. 22, 607, 689, 694, 788, 1198.
 

HASAN CAN

Active member
810 — SEHL BIN SA’D “radıyallahü anh”: Ensârî ve Sâ’idî, Eshâb-ı kirâmdandır.
Resûlullahın vefâtında onbes yasında idi. Seksensekiz 88 [m. 707] senesinde
vefât etdi. Medîne-i münevverede en son vefât eden Sahâbî budur. 441.
811 — SELÂMÎ EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Selâmî Alî efendi, Istanköy
müftîsi iken Zâkirzâde Abdüllah efendiden hilâfet almısdır. Kısıklıda tekke,
Selâmsızda ve Acıbâdemde ve Bulgurluda birer câmi’ ve Bursada bir tekke yapdırmısdır.
1104 [m. 1693] senesinde vefât edip Kısıklıda defn edilmisdir. Pîrdâsi olan
seyyid Osmân efendi, Üsküdâr Atpazarında bir câmi’ yapdırmısdır. 1103 [m. 1692]
de vefât etmisdir. Selâmî efendinin halîfesi Kütâhyalı seyyid Alî Fenâyî efendi, eski
vâlide câmi’ine yakın bir tekke ve mescid yapmısdır. Magnisâda da bir câmi’i
vardır. Baltacı Muhammed pâsanın Rusya seferinde bulunarak bayrak tasımısdır.
1151 [m. 1738] de vefât etmisdir. Kendi adındaki câmi’i yanındadır.
812 — SELÎM CIHÂNGÎR SÂH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hindistândaki Tîmûr
sultânlarının dördüncüsüdür. Ekber sâhın oglu, Hurrem Sâhcihânın babasıdır.
977 [m. 1569] de tevellüd edip, [1014] de babasının yerine geçdi. 1037 [m. 1627] de
vefât etdi. Lâhordadır. Imâm-ı Rabbânî hazretlerini 1027 [m. 1617] de habs etdi. Iki
sene sonra pismân olup özr diledi. Fekat iki sene dahâ askerde bırakdı. Hindistânda
ingilizlere ilk ticâret te’sisleri veren budur. Yerine geçen oglu, otuzbir sene hükûmet
sürmüs ve sekiz sene Egrede habs olmusdur. Zevcesi için burada yapdırmıs
oldugu (Tâc mahal) türbesine 1076 [m. 1665] da defn edilmisdir. 400, 1087, 1106, 1120.
813 — SELÎM HÂN-I “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Islâm halîfelerinin yetmisdördüncüsü
ve Osmânlı pâdisâhlarının dokuzuncusudur. Ikinci Bâyezîd hânın oglu, sultân
Süleymân hânın babasıdır. Hilâfeti Osmânlı pâdisâhlarına baglıyan budur. 875
[m. 1470] de tevellüd, 926 [m. 1520] da vefât etdi. Fâtihde sultân Selîm câmi’i bagçesindedir.
920 [m. 1514] de Çaldıranda Îrân sâhı Ismâ’îl-i Safevîyi maglûb ederek,
bozuk inanıslarının yayılmasını önledi. Böylece islâmiyyete büyük hizmet etdi.
Tebrîzi de aldı. 922 [m. 1516] de Istanbulda ilk tersâneyi yapdı. Burada gemiler insâ
edildi. 923 [m. 1517] de Mısrı aldı. Haremeyn-i serîfeyn de ele girmis oldu. Hutbelerde,
(Mekke ve Medînenin hizmetcisi) diye ismini okutdu. Mısrdaki son Abbâsî
halîfesi olan Ya’kûb bin Müstemsîk-billahdan emânetleri alarak halîfe oldu. Büyük
donanma yapdı. 926 [m. 1520] da Çorlu ovasında hastalanarak vefât etdi. Sekiz
buçuk senede devleti iki kat büyütdü. Yavûz adını kazandı. Türbesinin yanındaki
bir türbede, kızı Hadîce sultân ile bunun da kızı Hânım sultân vardır. Baska bir türbede,
sultân Süleymânın vâlidesi Hafsa sultân ile sultân Süleymânın üç oglu Murâd,
Mahmûd ve Abdüllah efendiler vardır. Bir türbede de sultân Abdülmecîd hân
medfûndur. Kızı Sâh sultân, Dâvüdpâsada bir câmi’ ve tekke ve Eyyûbde Bahâriyye
caddesi ile deniz arasında (Sâh Sultân câmi’i)ni ve yanında, ilk seyhi Merkez efendi
olan tekkesini 963 [m. 1555] de yapdırmıs olup, bu câmi’ yanındaki türbededir.
Selîm hânın kızkardesi Gevher Mülûk sultânın kızı Nesli-sâh sultân, Edirnekapıda
ve Istinyede birer câmi’ yapdırmısdır. Zevci Iskender beg ile birlikde Eyyûbde
zâl Mahmûd pâsa câmi’i yanındadır. Gevher Mülûk sultân ve zevci Muhammed
beg de buradadır. 487, 500, 504, 1100, 1173, 1175, 1176, 1195.
Çaldıran bozgununda Anadoluya dagılan kızılbaslardan yirmibin kadarı Bozok
seyhi Celâl adında bir sapık yanında toplanarak Turhalda ısyân etdiler. Ankaraya
yürüdüler. Mer’as vâlîsi Sâhsuvâr oglu Alî beg, 926 da bunları imhâ etdi. Böyle
kızılbas ısyânlarına (Celâlî vak’ası) denildi. 1099.
814 — SELÎM HÂN-III “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Islâm halîfelerinin doksanüçüncüsü
ve Osmânlı pâdisâhlarının yirmisekizincisidir. Sultân üçüncü Mustafânın
ogludur. 1175 de tevellüd etdi. 1203 [m. 1789] de amcası birinci Abdülhamîd
– 1167 –
hândan sonra halîfe oldu. 1222 [m. 1807] de ingiliz câsûslarının tesvîki ile, yeniçeri
zorbaları ısyân ederek tahtdan indirildi. 1223 [m. 1808] de Topkapı serâyında sehîd
edildi. Halîm, selîm ve çok zekî idi. Dâhilde, hâricde düsmanların saldırdıgı sırada
tahta çıkdı. Vehhâbîlik bunun zemânında ortaya çıkdı. Yeni, modern ordu kurmaga
basladı. 1205 [m. 1791] de Bahriye mektebi ve Halıcıoglunda mühendis ve
topçu mektebleri yapdı. Üsküdârda Selimiyye kıslasını ve 1220 [m. 1805] de Selimiyye
câmi’ini ve Çiçekçi câmi’ini yapdı. Eyyûb câmi’ini yeniden büyük olarak yapdı.
Bunu önce Fâtih, küçük yapdırmısdı. Karaca-Ahmedde Miskînler tekkesi denilen
(Dedeler Mescidi)ni yapdı. Küçük Mustafâ pâsada (Gül câmi’i)ni kiliseden
çevirdi. Yeni bölükler kurdu. Tâm islâhata baslıyacagı sırada sehîd edildi. Lâleli
câmi’i yanında, babasının türbesindedir. Yerine amcasının oglu sultân dördüncü
Mustafâ hân ve bir yıl sonra bunun kardesi, ikinci Mahmûd hân geçdi. 406, 460, 461,
1062, 1092, 1137, 1152, 1153, 1173.
815 — SELMÂN-I FÂRISÎ “radıyallahü anh” Isfehânlı idi. Mecûsî idi. Îrânda
iken kiliseye girip hıristiyan oldu. Anadoluya kaçıp, kiliselerde hizmet etdi. Sâma
geldi. Medînede âhır-zemân Peygamberinin çıkacagını bir papasdan isitdi. (Incîl)
i ögrendi. Âlim oldu. Medîneye girerken, köle yapdılar. Hicretden sonra,
Medîneye gelerek, evvelce isitmis oldugu alâmetleri gördü. Hemen îmân etdi. Çok
hâlis müslimân oldu. Ehl-i beytden sayıldı. Hendek gazâsında, hendek kazılmasını
istedi. Ondan sonraki gazâların hepsinde bulundu. Hazret-i Ömer zemânında
Medâyn vâlîsi oldu. Resûlullahın huzûrunda ve sohbetinde kemâle geldi. Zâhir
ve bâtın ilmlerinde çok yüksek derecelere kavusdu. Eshâb-ı kirâmın hepsi de
böyle olmusdu. Fekat, Resûlullahdan herkes, kendi kâbiliyyeti ve kapasitesi kadar
feyz alırdı. Hazret-i Ebû Bekrin kavusdugu derecelere hiçbir Sahâbî kavusamadı.
Selmân-ı Fârisî, Resûlullahdan sonra, hazret-i Ebû Bekrin sohbetinde ve
hizmetinde de çok bulunarak, hazret-i Ebû Bekrin almıs oldugu kemâlâtdan da
ba’zılarına kavusdu. Resûlullaha kendi kalbi ile baglanmıs oldugu gibi, hazret-i
Ebû Bekrin dahâ parlak olan kalb aynası ile de baglanarak, dahâ çok feyzlere,
ma’rifetlere kavusdu. Ikiyüzelli yasında Medâynda, bir rivâyete göre, 33 senesinde
vefât etdi. 47, 313, 487, 969, 1126.
816 — SEMHÛDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Nûr-üd-dîn Alî bin Abdüllah, 844
[m. 1440] de Mısrda tevellüd, 911 [m. 1506] de Medînede vefât etdi. Sâfi’îdir. Serîflerdendir.
Mescid-i Nebînin ta’mîri, kütübhâne insâsı ile ugrasdı. Çok kitâb yazdı.
(Hülâsa-tül-vefâ) ve (Cevâhir-ul-akdeyn) kitâblarını okuyan, Ibni Teymiyyenin
ve Vehhâbîlerin bozuk yola sapmıs olduklarını iyi anlar. 458.
817 — SEMNÂNÎ: Doksandokuzuncu sırada, Alâüddevle ismine bakınız!
818 — SENÂÜLLAH-I PÂNÎ-PÜTÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed Senâüllah,
Seyh Celâl-i kebîr-i Çestînin onikinci torunudur. Hazret-i Osmân bin Affân
soyundandır. Hanefî, Mazherîdir. 1143 [m. 1730] senesinde Hindistânda Pânî-püt
sehrinde tevellüd etdi. Yedi yasında Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Naklî ve aklî ilmlerde
ihtisâs kazandı. Delhîye giderek Sâh Veliyyullah-i Dehlevîden hadîs ilminde kemâle
geldi. Önce mevlânâ Muhammed Âbid-i Semânînin, bundan sonra, Mazher-i Cân-ı Cânânın
teveccühleri ile büyük Velî oldu. Sonra, vatanına gidip, ölünceye kadar kâdîlık
ile hizmet etdi. 1225 [m. 1810] de Pânî-püt sehrinde vefât etdi. Mazher-i Cân-ı Cânân
hazretlerinin zevcesinin kabri yanındadır. Seyh Celâlüddîn de orada büyük bir türbededir.
Otuzdan fazla kitâb yazmısdır. (Tefsîr-i Mazherî)si arabîdir. 1384 [m. 1964] senesinde
Delhîde basılmısdır. On cilddir. Büyük fıkh kitâbı ve (Irsâd-üt-tâlibîn) tesavvuf
kitâbı da çok kıymetlidir. (Kıyâmet ve Âhıret) kitâbı, 290.cı sahîfeye bakınız! Fârisî
(Mâ-lâ-büdde) fıkh kitâbı 1409 [m. 1989] da Hakîkat Kitâbevi tarafından da basdırılmısdır.
(Ibn-ül-hüdâ) adı ile meshûr oldu. Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki,
(Kıyâmet günü, bana, ne getirdin denilince, Senâ-üllah-ı pânîpütîyi getirdim, diyecegim.)
Muhammed Âbid hazretleri, Abdül-ehad hazretlerinin talebesidir. Abdül-ehad
– 1168 –
hazretleri de, Muhammed Sa’îd-i Fârûkî hazretlerinin oglu ve talebesi olup, 1126
[m. 1714] de vefât etmisdir. (Gülsen-i vahdet) adındaki fârisî mektûbâtı, 1386 [m. 1966]
da Karaside basılmısdır. 165, 263, 390, 461, 604, 992, 993, 1085, 1133.
819 — SERAHSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sems-ül-eimme Ebû Bekr Muhammed
bin Ahmed, Türkistândaki islâm âlimlerindendir. 483 [m. 1090] de vefât etdi.
On sene habsde kaldı. Habsde iken yazdıgı (Usûl) kitâbı ve (Câmi’-i kebîr) ve
(Câmi’-i sagîr) ve (Siyer-i kebîr), (Muhtasar-ı Tahâvî) serhleri ve (Mebsût) adındaki
(Kâfî serhi) ve (Muhît) kitâbları meshûrdur. 444, 786.
820 — SEVDE “radıyallahü anhâ”: Sevde binti Zem’a, Resûlullahın üçüncü zevcesidir.
Zevci ile îmâna gelip Habesistâna hicret etmislerdi. Mekkeye dönünce zevci
vefât etdi. Resûlullah önce hazret-i Âiseyi, sonra Sevdeyi nikâhladı. Sevdeyi Mekkede,
hazret-i Âiseyi ise Medînede evine aldı. Yaslı oldugundan Medînede sırasını
hazret-i Âiseye bagısladı. Hazret-i Ömer zemânında vefât etdi. 349.
821 — SEYF BIN ZILYEZEN: Habes pâdisâhı iken, Abdülmuttalibi Yemende
serâyına da’vet etdi. Konusmaları, (Sevâhid-ün-nübüvve)de yazılıdır.
822 — SEYFEDDÎN-I FÂRÛKÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed
Ma’sûm-i Fârûkînin altı oglu da kemâle gelmis, vilâyet-i hâssa-i Muhammediyyeye
kavusmakla sereflenmislerdir. Bunlardan Muhammed Seyfeddîn, tesavvuf
bilgilerinin mütehassısı idi. (Muhyis-sünne) adı ile meshûr oldu. Binkırkdokuz
[1049] senesinde Serhend sehrinde tevellüd, 1096 [m. 1684] da orada vefât etdi.
Mubârek babasının türbesinin birkaçyüz metre cenûbundaki büyük türbededir.
Çok kerâmetleri görüldü. (Açlık çekmege lüzûm yokdur. Açlık ve nefsle mücâhede
hârika ve kerâmeti artdırır. Evliyânın sohbeti ise, kalbe zikr etmegi yerlesdirir.
Sünnete tâbi’ olmagı kolaylasdırır) buyururdu. Her sâat emr-i ma’rûf yapardı.
Bindörtyüz Velî yetisdirdi. (Mektûbât-ı Seyfiyye) adındaki kitâbı, 1331 [m.
1913] de Haydarâbâdda basılmısdır. Içinde yüzdoksan [190] mektûb vardır. 969,
1075, 1170.
823 — SEYYID ABDÜLHAKÎM EFENDI: 14. cü sıradadır.
824 — SEYYID ABDÜLLAH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdüllah-i Semdînî,
Hâlid-i Bagdâdînin Süleymâniyye kazâsındaki medresede arkadası ve talebesinin
büyüklerindendir. 1229 [m. 1813] da ruhsat aldı. Abdülkâdir-i Geylânînin
onuncu torunu ve Tâhâ-i Hakkârînin amcasıdır. Semdinanın Nehri köyünde medfûndur.
922, 969, 1181.
825 — SEYYÎD EMÎR GILÂL “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 300. cü sırada,
Emîr Gilâl ismine bakınız!
826 — SEYYID FEHÎM EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Islâm âlimlerinin
büyüklerinden ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Tâhâ-i Hakkârînin sohbetinde kemâle
geldi. Seyyid Tâhâ “kuddise sirruh”, 1269 [m. 1852] de vefât edince, kardesi olan
seyyid Muhammed Sâlihi ziyâret ederdi. Muhammed Sâlih [1281] de vefât etdi.
Nehride Seyyid Tâhâ yanındadır. Fazla bilgi almak için, (Abdülhakîm Efendi) ve
(Tâhâ-yı Hakkârî) “rahmetullahi teâlâ aleyh” ismlerini ve (Eshâb-ı Kirâm) kitâbında,
bu ismleri okuyunuz! Seyyid Fehîm efendi [1241] de tevellüd, 1313 [m. 1895]
de vefât etdi. Vanda, Müküs kazâsının Arvâs köyünde medfûndur. Babası, molla
Abdülhamîd efendidir. Vâlidesi Âmine hânım, hâcı Ibrâhîm efendinin kızıdır.
Dedesi seyyid Abdürrahmân, seyyid Abdülhakîm efendinin dedesinin dedesidir.
Seyyid Fehîm efendinin kardesi Molla Safiyyüddînin torunu Abdülhamîd efendi
[m. 1967] de hayâtda idi. 291, 922, 969, 1072, 1134, 1171.
827 — SEYYID KUTB: 1321 [m. 1903] de Mısrda dogdu. Kâhire ilm enstitüsünde
okudu. Önce sosyalist fikrlerini yaydı. Sonra din adamı sekline girerek, eski Kâhire
müftîsi ve mason locası baskanı olan Abduhun dinde reformist yolunu tutdu.
Bütün kitâblarında oldugu gibi, (Fî-zılâl-il-Kur’ân) ismindeki tefsîrinin birinci
– 1169 – Se’âdet-i Ebediyye 3-F:74
cildinde de, cihâdın bir kısmını kabûl, esâs kısmını inkâr etmekde, (Insanların dîne
girmelerini kolaylasdırmak için cihâd edilmez) demekdedir. Seyyid Kutb hakkında
bize sorulanları ve cevâbları, (Fâideli Bilgiler) kitâbında uzun yazılıdır.
Lütfen oradan okuyunuz! (Cihâd, zulm edenlere ve zâlimlere karsıdır) meâlindeki
âyet-i kerîmeyi ileri sürerek hükûmetlere karsı ayaklanmaga, ısyâna ve fitne çıkarmaga
kıskırtmakdadır. Hâlbuki, zâlim sultânlara, hattâ kâfir hükûmetlere bile
ayaklanmagı dînimiz yasak etmekdedir. Böyle ayaklanmak, cihâd degil, ahmaklıkdır.
Böyle zemânlarda yapılacak cihâd, islâm bilgilerini yaymak, îmânlı
gençlik yetismesine çalısmakdır. Hac sûresinin otuzdokuzuncu âyetinde meâlen,
(Mü’minlere saldıran zâlimlerle cihâd etmege izn verildi) buyruldu. Mekkede kâfirler,
müslimânlara, zulm edip, öldürünce, bunlarla dögüsmek için, tekrâr tekrâr
izn istediler. Izn verilmedi. Medîneye hicret edince, bu âyet gelerek, yeni kurulan
islâm devletinin, Mekkedeki zâlimler ile cihâd etmesine izn verildi. Bu âyet, müslimânların
kâfir, zâlim hükûmete isyân etmesi için degil, islâm devletinin, insanların
islâm dînini isitmelerine, müslimân olmalarına mâni’ olan, zâlim diktatörlerin
orduları ile cihâd etmesine izn vermekdedir. Seyyid Kutbun bu câhilce, ahmakca
yazıları, Mısrda fitne çıkarmasına, onbinlerce müslimânın zindânlarda çürümelerine,
çoklarının ölmesine sebeb oldu. Bu fâci’a ve fitnelerin cezâsını kıyâmetde çekecekdir.
Câhilce davranısları ve gâfilce yazıları ile devlete karsı ihtilâle sebeb oldugu
için, kendisi de 1386 [m. 1966] da i’dâm edildi. Ilmi, aklı ve ihlâsı olmıyan din
adamları târîh boyunca, hep böyle felâketlere sebeb olmuslardır. Islâm bilgilerini
sessizce yayan ilmli ve akllı din âlimleri, hep basarı saglamıslardır. Kâdî zâde Ahmed
efendi, (Birgivî vasıyyetnâmesi) serhinde 200. cü sahîfesinde buyuruyor ki, (El
ile, güc kullanarak emr-i ma’rûf ve nehyi münker yapmak, ya’nî günâh isliyene mâni’
olmak; devlet adamlarının vazîfesidir. Söz ile, yazı ile cihâd etmek, âlimlerin vazîfesidir.
Kalb ile, düâ etmekle mâni’ olmak ise, her mü’minin vazîfesidir. Te’sîrli,
basarılı olacagı zan olunursa, bu vazîfeleri yapmak vâcib olur. Fitneye sebeb olacagı
zan olunursa, terk etmek vâcib olur. Fitne bulunan mahalle zarûretsiz varmak
câiz degildir. Eger dînini korumak için hicret ederse, güzel olur. Cennete girmege
lâyık olur. Sefâ’ate mazhar olur. Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yaparken niyyetin
hâlis olması ve isi anlayıp, Allahü teâlânın buradaki emrini iyi bilmesi ve sabrlı
olup münâkasa ve kavga etmemesi, yumusak ve tatlı dil ve yazı ile yapması lâzımdır.)
Görülüyor ki, zor kullanarak cihâdı devlet yapar. Cihâd, Seyyid Kutbun
anladıgı gibi degildir. Eger cihâd ile emr-i ma’rûfu iyi anlamıs olsaydı, kendi basını
yimez ve kırkbinden fazla müslimânı felâkete sürüklemezdi. Istanbuldaki yüksek
islâm enstitüsü eski müdîrlerinden ve ögretim üyelerinden Ahmed Dâvüdoglu,
1394 [m. 1974] de Istanbulda basılan (Dîni ta’mîr da’vâsında din tahrîbcileri) kitâbında,
(Seyyid Kutb bir edîbdir. Biraz dînî kültürü vardır. Mehmed Âkife benzemekdedir.
Sözü dinde sened olamaz. Çünki, din âlimi degildir) demekdedir. Seyyid
Kutb, Zümer sûresinin üçüncü âyetinin tefsîrinde, (Tevhîd ve ihlâs sâhibi, Allahdan
baska kimseden birsey istemez. Hiçbir mahlûka i’timâd etmez. Insanlar, islâmiyyetin
bildirdigi tevhîdden ayrıldı. Bugün bütün islâm memleketlerinde Evliyâya
ibâdet ediliyor. Câhiliyye zemânındaki arabların meleklere, heykellere tapınmaları
gibi, onlardan sefâ’at istiyorlar. Tevhîd ve ihlâs sâhibleri, Allah ile kul arasına
vâsıta koymaz. Kimseden sefâ’at istemez) diyor. Bu sözleri ve Ehl-i sünnet âlimlerinin
bunlara verdikleri cevâblar (Fâideli Bilgiler) kitâbımızın ve arabî olarak (Fitne-
tül-vehhâbiyye) kitâbımızın sonunda da yazılıdır. Bu sözleri ile de, vehhâbî, mezhebsiz
oldugunu i’lân etmekdedir. 310, 399, 409, 452, 461, 462, 842, 887, 970.
828 — SEYYID NÛR: Muhammed Bedâyûnî, Berillî sehrine yakın Bedâyûn kasabasındandır.
Zâhir ve bâtın ilmlerinde mütehassıs idi. Seyf-üd-dîn-i Fârûkînin
talebesi ve Mazher-i Cân-ı Cânânın üstâdıdır. Kerâmetleri söhret bulmusdu. 1135
[m. 1722] senesinde vefât etdi. Türbesi, Delhînin cenûbunda, Nizâmeddîn-i Evli-
– 1170 –
yânın garbındadır. Bir teveccühü ile tâliblerin kalbleri zikre baslardı. Tecellî-i sıfat
hâsıl olurdu. (Sokakda fâsıkla karsılasmak, kalbde zulmet hâsıl eder) buyurur,
talebesinin hangi fıskı isliyenle karsılasdıgını haber verirdi. 969, 1133.
829 — SEYYID SÂLIH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin
onbirinci torunu ve seyyid Tâhâ-i Hakkârînin kardesidir. 1281 [m. 1865]
de Nehrîde vefât etdi. Halîfelerinden seyh Ezrâ’î, Giride ve oradan Brezilyaya hicret
edip, orada islâmiyyeti nesr etdi. Seyh Ezrâ’înin kerîmesi, seyyid Fehîm Arvâsînin
zevcesi ve seyyid Resîdin annesidir. Bir halîfesi de, seyyid Fehîm-i Arvâsî olup,
seyyid Abdülhakîm-i Arvâsînin mürsididir. 922, 969, 1181.
830 — SEYYID SERÎF-I CÜRCÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Alî bin Muhammed
Cürcânî, 740 [m. 1339] da Cürcânda tevellüd, 816 [m. 1413] da Sîrâzda vefât
etdi. Hanefî âlimlerindendir. Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin sohbetinde bulundu.
Çok kitâb yazdı. 42, 411, 489, 996, 1048, 1052, 1074, 1124.
 

HASAN CAN

Active member
831 — SEYYIDET NEFÎSE “rahmetullahi teâlâ aleyhâ”: Hazret-i Hasenin oglu
Zeydin oglu Hasenin kızıdır. [145] de Mekkede tevellüd, Medînede ikâmet, Mısra
hicret edip, 208 [m. 823] senesinde Mısrda vefât etdi. Ishak bin Ca’fer Sâdıkın
zevcesi idi. Velî idi. Çok kerâmeti görüldü. Buna nezr olunarak yapılan düâ kabul
olunmakdadır. (Tabakât-ül-kübrâ)ya, 1290 senesinde Mısrda basılmıs olan (Nûrul-
ebsâr) kitâbının 188. ci ve kenârındaki (Is’âf) kitâbının 212. ci sahîfelerine bakınız!
479, 1070.
832 — SEYYIDET SÜKEYNE: Hazret-i Hüseynin kızı idi. Aklı, zekâsı, ilmi ve
si’rleri ve edebi ve hüsn-i cemâli ile meshûrdur. 117 [m. 735] de Mısrda vefât etdi. 538.
833 — SIBGATULLÂH-I HÎZÂNÎ: Seyyid Tâhâ-i Hakkârînin halîfelerindendir.
(Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 969.
834 — SICSTÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hâfız Ebû Dâvüd Süleymân
bin Es’âs, hadîs âlimlerindendir. Hanbelî mezhebindendir. 202 [m. 817] de tevellüd,
275 [m. 888] de Basrada vefât etdi. (Sünen) ve (Delâil-ün-nübüvve) kitâbları
meshûrdur. 164, 338, 364, 424, 452, 651, 1091.
835 — SIRRI PÂSA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Muhammed
Sâlih, Osmânlı vâlî ve ilm adamlarındandır. [1260] da Giridde tevellüd, 1312 [m.
1895] de vefât etdi. Sultân Mahmûd türbesi kabristânındadır. (Serh-i akâid) tercemesi
ve (Sırr-ül-Furkân) tefsîri basılmısdır. 367, 368.
836 — SIRRÎ-YI SEKÂTÎ: Ebül-Hasen denir. Sôfiyye-i aliyyedendir. Ma’rûf-i
Kerhîden ve Fudayl bin Iyâddan feyz aldı. Cüneyd-i Bagdâdînin dayısı ve mürsididir.
251 [m. 865] de Bagdâdda vefât etdi. 312, 845, 1087, 1093, 1102, 1133.
837 — SÎRET NEFÎSE: Hüseyn Hilmi Isıkın zevcesidir. Annesi Sü’adâ hânım,
babası Yûsüf Ziyâ Akısıkdır. 1024.
838 — SOKRAT: Eski yunan hakîmlerindendir. Mîlâddan [470] yıl önce Atinada
tevellüd etmis, yetmis yasında habs olunarak, zehr içirilerek öldürülmüsdür.
Bir yaratanın bulunduguna inanmıs ise de, madde ve rûha kadîm demis, küfrden
sıyrılamamısdır. Hiç kitâb yazmadı. Eflâtun, Ksenefon ve Oklidis, Sokratın talebeleridir.
Kendisi de, Fisagorsun talebesidir. Din bilgilerini, eski Peygamberlerin
kitâblarından ve kendi zemânına kadar agızdan agıza gelen sözlerden ögrenmisdir.
377, 758, 1097.
839 — SOKULLU MUHAMMED PÂSA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kânûnî
sultân Süleymân hân ve ikinci Selîm hân ve üçüncü Murâd hân zemânlarında onbes
sene kadar Sadr-ı a’zamlık yapmısdır. Bosnanın Sokol kasabasındandır. [969]
da dâmâd-ı sehriyârî olmusdur. [972] de Sadr-ı a’zam olmus, [985] de Azâbkapı câmi’ini
yapdırmıs, 987 [m. 1579] de dîvân kurmus iken, bir meczûb tarafından sehîd
edilmisdir. Eyyûbde Seyh-ul-islâm Ebüssü’ûd efendinin kabri yanındaki tür-
– 1171 –
besindedir. Türbesi yanındaki (Yazılı medrese)yi de kendisi yapdırmısdır. Zevcesi
Ismi-hân sultân, ikinci Selîm hânın kızıdır. Sultân Ahmed câmi’i ile Kumkapı arasındaki
Muhammed pâsa câmi’ini, Sokullu, zevcesi Ismi-hân sultân için yapdırmısdır.
Orta kapısı, mihrâbı ve minber kapısı üstlerinde birer (Hacer-ül-esved) tası parçaları
vardır. Câmi’ [979] da yapılmısdır. Sultânın kabri, Ayasofyada babasının türbesindedir.
840 — STALIN: Josef Cugasvilî, 1295 [m. 1879] de Rusyada tevellüd, 1371
[m. 1952] de Moskovada vefât etdi. Teflisde yetismisdir. [m. 1920] de komünist partisinin
genel sekreteri oldu. [m. 1924] de, Lenin ölünce, Rusyanın idâresini eline
aldı. Ölünciye kadar Rus milletini ve hele Rusyadaki müslimânları iskence altında
inletdi. Yirmisekiz sene içinde ellibesmilyon vatandasın cânına kıydı. Milleti kendine
tapındırdı. Ölümünden sonra, heykelleri yıkıldı. Resimleri her yerden kaldırıldı.
Stalingrad dedigi büyük sehrin adı Volga-grad yapıldı. Rus târîhlerine kötü
adam diye yazıldı. Cugasvilî, gürcü lisânında, yehûdî oglu demekdir. 524, 526, 1130.
841 — SÜ’ADÂ AKISIK: Hüseyn Hilmi Isıkın kayın vâlidesi olup, 1958 de vefât
etmisdir. Edirnekapı kabristânında, zevci Yûsüf Ziyâ Akısıkın yanında medfûn
iken, 2000 senesinde, Eyyûbde Kasgârî dergâhı yanındaki kabrlerine nakl edilmislerdir.
1024.
842 — SÜBKÎ: Ikiyüzkırküçüncü [243] sırada, Ebû Hasen ismine bakınız! 136,
341, 348.
843 — SÜFYÂN BIN UYEYNE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Muhammed,
müctehid idi. Mezhebi zemânla unutuldu. [107] de Kûfede tevellüd, 198
[m. 813] senesinde Mekke-i mükerremede vefât etdi. 91, 443.
844 — SÜFYÂN-I SEVRÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Abdüllah bin Sa’îd,
büyük islâm âlimlerindendir. Müctehid idi. Mezhebi zemânla unutuldu. 95 [m. 713]
senesinde Kûfede tevellüd, 161 [m. 778] de Basrada vefât etdi. Cüneyd-i Bagdâdî
bunun mezhebinde idi. 50, 565, 607, 609, 641, 909, 1161.
845 — SÜHEYB-I RÛMÎ “radıyallahü anh”: Ebû Yahyâ Süheyb bin Sinân, ilk
islâma gelenlerdendir. Rumların elinde köle idi. Bütün gazâlarda bulundu. Hadîs-
i serîfle medh olundu. Otuzsekiz 38 [m. 659] senesinde, yetmis yasında, Medîne-
i münevverede vefât etdi. Iyi rumca bilirdi. 693.
846 — SÜLEMÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Abdürrahmân Muhammed bin
Hüseyn, Nîsâpûrludur. [330] da tevellüd, 412 [m. 1021] de vefât etdi. Tefsîr, hadîs
ve tesavvuf âlimidir. (Tabakât-i sôfiyye)si ve (Hakâyık) tefsîri meshûrdur. Hâl tercemesi
(Nefehât)da yazılıdır. (Temhîd) kitâbının sâhibi olan Ebû Sekûr Muhammed
Ebû Bekr Sülemî baskadır. 415.
847 — SÜLEYMÂN “aleyhisselâm”: Dâvüd aleyhisselâmın ogludur. Hem
Peygamber, hem sultân idi. Kudüsde, Mescid-i aksâyı yedi yılda, çok san’atlı yapdı.
Serâylar yapdırdı. Akabe körfezinden Fırat kenârına kadar kırk sene adâletle
hükûmet sürdü. Ticâret gemileri yapdı. Kızıl deniz ve Ummân denizinde ticâret
yapdırdı. Yemendeki Sebe’ sultânı olan Belkıs ile evlendi. Vezîri (Âsâf) çok
akllı ve hakîm idi. 62, 381, 482, 736, 737, 772, 790, 1082, 1089, 1194.
848 — SÜLEYMÂN BIN ABDÜLVEHHÂB “rahmetullahi teâlâ aleyh”:
Ehl-i sünnet âlimlerinden idi. Kardesi Mehmedin kitâblarına reddiyyeler yazdı.
Bunlardan (Savâik-ul-ilâhiyye firredd-i alel-vehhâbiyye) kitâbında diyor ki, (Ibnül-
kayyım-ı Cevziyye (Serh-ul-menâzil) kitâbında, Allahü teâlâ bir kimseyi bir bakımdan
sever, baska bir bakımdan sevmez diyor. Böylece bir kimsede îmân ile küfr
birlikde bulunur. Peygamberlere inanmazsa, îmânının fâidesi olmaz. Peygamberlere
inanmıs ise, çesidli sirkleri onu îmândan çıkarmaz, diyor. Vehhâbîlerin her
biri, bir müslimânda baska baska küfr bulundugunu söylüyor. Her birine göre, bir
müslimâna baska çesid kâfir diyenlerin kendilerinin de kâfir olmaları lâzım ge-
– 1172 –
lir. Vehhâbîler, kendilerinin Hanbelî mezhebinde olduklarını söylüyorlar. Hanbelî
mezhebinin çok kıymetli (Iknâ’) kitâbında, Peygamberlerin ve Evliyânın mezârlarına
ilticâ ve istigâse etmenin mekrûh oldugu yazılıdır. Küfr, sirk diyen hiç
yokdur. Vehhâbîler ise, mezârlardan istigâse eden müsrik olur diyor. Kendi kendilerini
yalanlıyorlar.) Süleymân hazretleri, ölünciye kadar onlarla mücâdele etdi.
Onları tasvîb eden bir eser bırakmadı. 454.
 

HASAN CAN

Active member
849 — SÜLEYMÂN BIN CEZÂ’ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Birçok kitâbdan
ve en çok hüccet-ül-islâm imâm-ı Gazâlînin kitâblarından toplıyarak hâzırladıgı (Ey
ogul) ilm-i hâl kitâbını 960 [m. 1552] senesinde yazmısdır. Çok kıymetlidir. Hakîkat
Kitâbevi tarafından (Islâm Ahlâkı) kitâbının üçüncü kısmı olarak çesidli baskıları
yapılmısdır. Yanlıs olarak (Huccet-ül-islâm) adı ile de sık sık basılmakdadır.
850 — SÜLEYMÂN ÇELEBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Süleymân bin Ivez
pâsa bin Mahmûd, meshûr türkce mevlidin yazarıdır. Mevlidin asl adı (Vesîle-tünnecât)
dır. Süleymân Çelebî 800 [m. 1398] senesinde Bursada vefât etdi. Çekirgededir.
Dedesi Mahmûd beg, 738 [m. 1338] senesinde, Süleymân pâsa ile, Rumeliye
sal ile geçenlerdendir. Mevlid cem’iyyeti, ilk olarak 604 [m. 1207] de yapıldı. 386.
851 — SÜLEYMÂN HÂN-I “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kânûnî sultân Süleymân,
islâm halîfelerinin yetmisbesincisi ve Osmânlı pâdisâhlarının onuncusudur.
Yavuz sultân Selîm hânın oglu, ikinci Selîm hânın babasıdır. Dokuzyüz 900 [m.
1494] senesinde tevellüd, 974 [m. 1566] de vefât etdi. Süleymâniyye câmi’i yanındaki
türbededir. Ikinci Süleymân ve ikinci Ahmed hân da bu türbededirler. 926 [m.
1520] de halîfe oldu. Onüç kerre cihâd yapdı. Hepsinde zafer kazandı. Yapdıgı donanma,
Avrupada birinci idi. Atlas okyânusundan Ummân denizine kadar ve
Macaristân, Kırım ve Kazandan Habesistâna kadar genis yerleri, Allahü teâlânın
dîni ile, adâlet ile idâre etdi. Almanya Imperatoru ve Ispanya kralı olan Sarlkent
ya’nî besinci Sarl 932 [m. 1526] senesinde Fransaya saldırdıgı zemân, Fransızlar Osmânlı
devletinden yardım istedi. Sultân Süleymân, Barbaros Hayreddîn pâsayı büyük
bir donanma ile imdâda gönderdi. Sarlkent, Fransa ile sulh yapmaga mecbûr
oldu. Karada da, sultân Süleymânın idâre etdigi Osmânlı ordusuna maglûb oldu.
Sultân Süleymân hân pekçok hayr ve hasenât yapdı. Sultân Selîm, Sâhzâdebası,
Cihângir ve Süleymâniyye câmi’lerini ve Anadolu ve Rumelinin her yerinde, Rodos
ve baska adalarda müzeyyen câmi’ler, medrese, hastahâneler, ashâneler, yollar, köprüler
yapdı. Kızları, dâmâdları, kumandanları da sayılamıyacak kadar çok hayrlı eserler
bırakdı. 969 [m. 1561] da Istanbulda kahve içilmesine baslandı. Kur’ân-ı kerîmi
sekiz kerre yazdı. 932 [m. 1526] de Fransa hükûmeti, sultân Süleymâna sıgındı.
945 [m. 1539] de Osmânlı donanması, Avrupalıların birlesik deniz kuvvetlerini
bozguna ugratdı. 963 [m. 1555] de Süleymâniyye câmi’i ve külliyesi yapıldı. 967 [m.
1559] de Avrupalıların donanmaları ikinci bozguna ugradı. Eyyûbde (Baba Haydar)
câmi’ini yapdırdı. Baba Haydar, Ubeydüllah-ı Ahrâr halîfelerinden olup, 957 [m.
1549] de vefât etdi. Edirne-kapı mezârlıgında, Münzevîye giden yol üzerinde (Emîr
Buhârî Tekkesi) mescidini yapdırdı. Bu tekkenin ilk seyhi Mahmûd Çelebî efendi,
câmi’in karsısında medfûndur. Seyyid Ahmed-i Buhârînin dâmâdıdır. Kayınpederi
vefât edince, yerine geçerek Maltadaki Emîr Buhârî tekkesine nakl etdi. 1391 [m.
1971] de Bugaz köprüsü çevre yolu yapılırken, tekke ve kabrler yıkılıp kaldırıldı. Süleymâniyye
câmi’ini ve Edirnedeki Selîmiye câmi’ini mi’mâr Sinân yapdı.
(Kâmûs-ul a’lâm)da diyor ki, (Sultân Süleymânın torunu ve sultân ikinci Selîm
hânın kızı Sâh sultân ile dâmâdı Zâl Mahmûd pâsa, Eyyûbde Defterdâr caddesinde
büyük bir câmi’ yapmıslardır. Ikisi de 988 [m. 1580] senesinde vefât etdiler.) Câmi’
yanındaki türbededirler. Sultân üçüncü Selîm hânın büyük hemsîresi Sâh sultân
bu câmi’in yanına bir mekteb ve kendi için bir türbe yapdırdı. Türbede zevci
Mustafâ pâsa ile vâlidesi sultân da vardır. Sultân Mahmûd hân ve son olarak
1380 [m. 1960] de, basvekîl Adnân Menderes, câmi’i ve türbeyi ta’mîr etdiler.
– 1173 –
Oglu sultân Cihângirin rûhu için, 967 [m. 1559] de Cihângir câmi’ini yapdı. Cihângir
960 [m. 1552] da Halebde vefât etmis, Sâhzâde câmi’i yanında agabegsi Muhammed
sultânın türbesine defn edilmisdir. Cihângir câmi’i üç def’a yandı. Son olarak,
ikinci Mahmûd hânın sadr-ı a’zamı silâhdar Alî pâsa 1239 [m. 1823] da yapdırmısdır.
978 [m. 1570] de, Iskender pâsa, Kanlıca câmi’ini yapdırdı. Aynı senede
Kıbrısda Magosa kal’asını feth etdikden iki gün sonra orada vefât etdi. Câmi’i
önündeki türbede hangi Iskender pâsa oldugu kesinlikle belli degildir. Câmi’in sag
tarafında Yenisehrli Abdüllah efendi medfûndur. 297, 504, 1071, 1100, 1126, 1135,
1137, 1167, 1171, 1176, 1185, 1190, 1195.
852 — SÜNBÜL SINÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyh Sinân-üd-dîn-i Yûsüf
efendi, Merzifonludur. Halvetî tarîkatinin Sünbülî kolunun reîsidir. Çelebî halîfe
Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesi ve Merkez efendinin mürsididir. 936
[m. 1529] da vefât etdi. Koca Mustafâ pâsadaki tekkesindedir. Çelebî halîfe, sultân
Bâyezîd-i Velî vezîrlerinden Koca Mustafâ pâsanın da mürsididir. Pâsa bir câmi’
ve tekke yapdı. Fâtih sultân Muhammedin oglu Cem sultânı Napolide, Koca
Mustafâ pâsa veyâ papa zehrledi. Pâsa 918 [m. 1511] de Bursada katl edildi.
Sünbül Sinân efendi, önce Efdâlzâdeden ilm tahsîl eyledi. Sonra Mısra gitdi. Mürsidi
hacca giderken, kendisini Koca-Mustafâ pâsadaki tekkesine halîfe bırakdı. Mürsidinin
kızı Safiyye hânımı aldı. 936 [m. 1529] da vefât edince, yerine Sâh sultân tekkesindeki
Merkez efendi geldi. Simâ’ ve raksın ve cenâze tasırken, cehren ilâhî, zikr
okumanın efdal oldugunu bildiren (Tahkîkiyye) risâlesi vardır. Büyük âlim, büyük
velî Ya’kûb-i Çerhî ve Sa’îdeddîn-i Fergânî “rahmetullahi aleyhimâ”nın (Ünsiyye)
ve (Menâhic-ül ’ibâd) kitâblarında, simâ’ hakkında genis bilgi verilmekdedir.
Üçüncü kısm, 27. ci maddeye ve (Mektûbât Tercemesi)nde 286.cı mektûba bakınız!
Efdâlzâde Hamîdüddîn efendi, yedinci seyh-ul-islâm olup, 908 [m. 1501] de vefât
etdi. Eyyûbdedir. Fâtih Maltasında medresesi vardır. 904, 1087, 1135.
853 — SÜNBÜLZÂDE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Altıyüzaltmısbesinci [665]
sırada Muhammed Mer’asî ismine bakınız!
854 — SÜ’ÛD: Sü’ûd bin Abdül’azîz, iki kimsedir. Birincisi Sü’ûdî Arabistânın
üçüncü meliki olup, 1217 [m. 1802] de idâreyi ele aldı. Çok müslimân kanı dökdü.
[1231] de öldü. Ikincisi, yirminci melikidir. 1372 [m. 1953] de hükûmet reîsi oldu.
Ehl-i sünnete iskence yapdı. Zevk ve safâya daldı. 1384 [m. 1964] de tahtdan indirildi.
Yunanistâna gidip, Atinada içkili, kadınlı kötü hayât geçirdi. 1388 [m.
1968] de orada öldü. Yerine kardesi, ellisekiz yasındaki Faysal getirildi. 1100.
855 — SÜVEYDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed Emîn bin Seyh Alî,
Sâfi’î fıkh âlimlerinden ve Hâlid-i Bagdâdînin talebelerindendir. 1246 [m. 1830] da
hacdan dönerken Necdde Büreyde sehrinde vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (El-cevâhir
vel-yevâkît fî ma’rifetil-kıbleti vel-mevâkît) ve (Behce-tül-merdıyye fî ihtisâril-
tuhfe-til-isnâ aseriyye) kitâbları çok kıymetlidir. 1060.
856 — SÜVEYDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyh Alî bin Muhammed, Sâfi’î
âlimlerindendir. Bagdâdda tevellüd, 1237 [m. 1821] senesinde Sâmda vefât etdi.
(Reddü alel-imâmiyye) kitâbı çok kıymetlidir.
857 — SÜVEYDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdüllah bin Hüseyn Bagdâdî,
Sâfi’î fıkh âlimidir. 1104 [m. 1692] de tevellüd, 1174 [m. 1760] de vefât etdi. Nâdir
sâh tarafından hâzırlanan meclisde, yetmis sî’î âlimi ile münâzara edip, aldandıklarını
hepsine tasdîk etdirdi. O meclisdeki konusmaları (Hucec-i kat’ıyye) kitâbında
yazmısdır. Arabca olup, 1323 [m. 1905] ve 1981 senelerinde Mısrda ve Istanbulda
basdırılmısdır. Yine kendisi tarafından Türkceye terceme edilip, [1326] da
Mısrda ve (Hak Sözün Vesîkaları) ismi ile Istanbulda (Hakîkat Kitâbevi) tarafından
basdırılmısdır. Nâdîr sâh, 1148 de Îrân sâhı oldu. 1160 da vefât etdi.
858 — SÜYÛTÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Celâleddîn Abdürrahmân bin
Muhammed, sâfi’î âlimlerinin büyüklerindendir. Hadîs imâmı, müctehid idi. 849
– 1174 –
[m. 1445] da Mısrda tevellüd, 911 [m. 1505] de orada vefât etdi. Her biri çok kıymetli
olan, besyüzden fazla kitâb yazdı. Çogu Mısrda ve Avrupada ve Istanbulda
basıldı. Dahâ yirmiiki yasında iken, Celâleddîn Muhammed bin Ahmed Mehallînin
Isrâ sûresine kadar yapdıgı ve [864] de vefât edince, yarıda bırakdıgı tefsîri temâmladı.
Bunun için (Celâleyn tefsîri) denildi. Ahmed Sâvînin bu tefsîre hâsiyesi
meshûrdur. Almanca (Meyer Lexikon) adındaki kitâbda, (Yorulmadan, yılmadan
yazan Süyûtînin üçyüzden fazla eseri vardır) diyor. Yetîm olarak büyüdü. Sekiz
yasında hâfız oldu. Tefsîr, hadîs, fıkh, nahv, me’ânî, beyân, bedî’ ve lügat ilmlerinde
mütehassıs oldu. Sâma, Hicâza, Yemene, Hindistâna, Fasa gitdi. 45, 63, 120,
390, 391, 418, 421, 442, 445, 450, 458, 463, 465, 467, 469, 504, 693, 741, 876, 1007,
1016, 1134, 1156.
859 — SA’BÂN-I VELÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kastamonilidir. Hayreddîn-
i Tokâdî 941 [m. 1535] de vefât edince, halîfesi olmusdur. Hayreddîn efendi
de, Çelebî halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesidir. Çelebî halîfe, 899
[m. 1493] de, hacca giderken Sâmda vefât etmisdir. 1125, 1156.
860 — SA’BÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Amr Âmir, Tâbi’înin büyüklerindendir.
Kûfenin en büyük âlimi idi. Imâm-ı a’zamın hocalarındandır. Yirminci
[20] senede Basrada tevellüd, 104 [m. 723] senesinde Kûfede vefât etdi. (El-Kifâye)
kitâbı meshûrdur. 504, 761.
861 — SÂFI’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Imâm-ı Ebû Abdüllah Muhammed
bin Idrîsin dedesinin dedesi Sâfi’, Kureys kabîlesinden ve Eshâb-ı kirâmdan oldugu
için, Sâfi’î adı ile meshûr olmusdur. Sâfi’in dedesinin dedesi de Hâsim bin
Abd-i Menâfdır. Büyük müctehid ve mezheb reîsidir. 150 [m. 767] senesinde Gazzede
tevellüd, 204 [m. 820] de Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır. Iki yasında
Medîneye götürüldü. Imâm-ı Mâlikden okudu. Yedi yasında hâfız oldu.
Hadîs, fıkh, lügat ve edebiyyâtda çok yükseldi. Vera’, takvâ ve salâhda esi yok idi.
Imâm-ı Ahmedin hocasıdır. [195] de Bagdâda, [197] de Mekkeye, [199] da Mısra
geldi. Üsûl-i fıkh ilmini ilk yazandır. Hadîsde (Sünen) ve (Müsned)i, fıkhda (Kitâb-
ül-ümm)ü çok kıymetlidir. 49, 50, 59, 60, 120, 223, 251, 288, 340, 341, 352, 408,
414, 415, 439, 443, 453, 455, 491, 512, 516, 567, 581, 582, 586, 587, 590, 621, 738, 739,
770, 881, 882, 1009, 1045, 1070, 1077.
862 — SÂH ISMÂ’ÎL: Seyh Safiyyeddînin torunlarından oldugu için, Safevî denir.
Îrânda, Tebrîzde 908 [m. 1502] de Safevî sî’î hükûmetini kurdu. Imâm-ı Mûsâ
Kâzım “rahmetullahi aleyh” soyundan oldugunu söylerdi. Fekat, Hüseyn Sirvânînin,
(Ahkâm-üd-dîniyye) kitâbında, bu sözü tekzîb ve red etdigi (Kâmûs-üla’lâm)
da yazılıdır. Hatay denilen türk kabîlesindendir. Babası seyh Haydar, Îrânın
Erdebîl sehrinde yerlesen Hatay kabîlesinden seyh Cüneydin oglu olup, kızıl baslık
giyerdi. 1355 [m. 1937] yılında Îrânın edebiyyât târîhini yazan ingiliz Eduard Braun
(Yavûz sultân Selîm mektûblarında, kendisini efsânevî Îrân sâhlarına, sâh Ismâ’îli
ise, türk Efrâsyâba benzetiyordu. Sâh Ismâ’îlin ordusu, Mûsullu, Sâmlı, Rumlu gibi
türk kabîlelerinden askerlerle dolu idi. Türkçe konusuyorlardı) diyor. [Efrâsyâb,
eski Tûrân hükümdârı idi. Îrân sâhlarından Ferîdûnün oglunun torunu idi. Îrânı aldı.
Çıkarıldı. Tekrâr aldı. Zâl oglu Rüstemin kahramânlıkları ile yine çıkarıldı. Nihâyet
Keyhusrev tarafından öldürüldü. (Sâhnâme)de uzun yazılıdır.] Sâh Ismâ’îlin
türkce si’rleri, el yazma dîvânı, Erdebîlde türbesindedir. [892] de tevellüd etdi. Babasından
kalan Hataylı tekkesinde seyh oldu. [905] de, mürîdleri ile Sirvâna saldırdı.
Sî’îligi i’lân edince, Ehl-i sünneti öldürdü. Bunu haber alan Yavuz Selîm hân,
920 [m. 1514] senesinde, Çaldıranda sâhı ve askerlerini perîsan etdi. Kaçdılar. 930
[m. 1524] da Erdebîlin Serab kasabasında öldü. Intikâmcı, sefîh, alçak bir zındık idi.
(Mir’ât-i kâinât)da diyor ki, Yıldırım Bâyezîd zemânındaki Evliyâdan Abdürrahmân-
ı Erzincânî, Safiyyeddîn-i Erdebîlî hazretlerinin halîfelerinden idi. Amasyada,
bir sabâh çok üzgün olup, sebebi soruldukda, (Erdebîlî ogullarının i’tikâd ve tak-
– 1175 –
vâları güzel idi. Simdi seytân onları dogru yoldan sapdırdı) buyurdu. Sonra, seyh
Haydarın sî’î oldugu haberi geldi. 61, 500, 502, 504, 515, 1103, 1167.
863 — SÂH SULTÂN “rahmetullahi teâlâ aleyhinne”: Osmânlı pâdisâhlarından,
birinci Selîm hânın ve birinci Süleymân hânın ve üçüncü Mustafâ hânın kızlarıdır.
Selîm hân ve Süleymân hân ismlerine bakınız! 1167, 1173.
864 — SÂH VELIYYULLAH-I DEHLEVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed
bin Abdürrahîm, 1114 [m. 1702] de Delhîde tevellüd, 1176 [m. 1762] da Delhîde
vefât etdi. Babası, hazret-i Ömer, vâlidesi hazret-i Alî soyundandır. Mevdûdînin
yazdıgı gibi, mezhebsiz degildir. Ehl-i sünnet âlimi idi. (Fâideli Bilgiler) kitâbına
bakınız! Büyük Velî, Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki, (Sâh Velîyyullah derin hadîs
âlimidir. Ma’rifet esrârının tahkîkinde ve ilmin inceliklerini bildirmekde, yeni
bir çıgır açmısdır. Bütün bu bilgileri ve üstünlükleri ile birlikde, dogru yolun âlimlerindendir.)
Çok kitâb yazdı. Eserleri Pâkistânda yeniden basılmakdadır. Sî’îlere
karsı (Kurretül ayneyn fî tafdîl-i seyhayn) ve (Izâle-tül hafâ an hilâfet-il-hulefâ)
kitâblarından birincisi türkçe kısaltılarak (Müslimânların iki gözbebegi) adı ile
(Eshâb-ı kirâm) kitâbının içinde, 1394 [m. 1974] de Istanbulda nesr edilmisdir.
Sâh Veliyyullah-ı Dehlevînin dört oglu oldu. Birincisi, Sâh Abdül’Azîz [1159-
1239] olup, hâl tercemesi altıncı sırada bildirilmisdir. Bunun kızının oglu Muhammed
Ishak bin Muhammed Efdal, Nezîr Hüseyn Dehlevînin hocasıdır. (1262
[m. 1845]). (Mesâil-i erba’în) kitâbı, vehhâbî oldugunu gösteriyor. Sâh Refî’uddîn
(1163-1233) ile Sâh Abdülkâdir (vefâtı 1230) de büyük âlim idiler. Dördüncü oglu
Sâh Abdülganî (vefâtı 1227) genç iken vefât etdi. Bunun oglu Sâh Ismâ’îl 1195
[m. 1781] de Delhîde tevellüd etdi. Büyük ehl-i sünnet âlimi olan dedesinin yolundan
ayrılarak vehhâbî oldu. Vehhâbîlik inançlarının Hindistânda yayılmasına önderlik
yapdı. Bu fitnenin bası olan Muhammed bin Abdülvehhâb-ı Necdînin (Kitâb-
üt-tevhîd)ini urdu diline terceme ederek (Takviyet-ül îmân) ismi ile basdırdı.
Böylece, vehhâbîligin Hindistânda yayılmasına önayak oldu. 1396 [m. 1976] da Pakistânda,
fârisîye terceme edilip, (Takvîm-ül beyân) ismi ile basdırıldı. (Sırât-ı müstekîm)
ve baska kitâblar da nesr etdi ise de, ehl-i sünnet âlimlerinin “rahmetullahi
teâlâ aleyhim ecma’în” reddiyyeleri karsısında, 1243 [m. 1828] senesinde Pisâvur
sehrine kaçdı. Müslimânlara önder olmak düsüncesi ile, orada Sîh (Sikhs)lere
cihâd i’lân etdi. Çok müslimânın telef olmasına sebeb oldu. Kendisi de bu
harbde, 1246 [m. 1831] târîhinde öldürüldü. Dedesinin söhretine aldanarak, bunun
tuzagına düsmüs olanlardan Abdüllah-ı Gaznevî ve Nezîr Hüseyn Dehlevî ve
Muhammed Sıddık Hasen hân Pühüvâlî ve Resîd Ahmed Kenkühî ve Diyobend
sehrindeki medresenin ba’zı hocaları, vehhâbîlige kendi düsüncelerini de karısdırıp,
kitâblar nesr ederek, Hindistânda vehhâbîlik ismi altında, yeni bir çıgır açdılar.
Vehhâbîler, islâmiyyeti içerden yıkmak için ve sapık düsüncelerini bütün islâm
memleketlerine yaymak için, simdi (Râbıtat-ül-âlem-il-islâmî) teskîlâtı te’sîs
etdiler. Her memleketde, bilhâssa Afrikada câhil din adamlarını aldatarak satın
alıyorlar. Bu din adamları, bunların sapık kitâblarını kendi dillerine terceme edip
parasız dagıtıyorlar. Böylece, islâmiyyetin kal’ası olan, Ehl-i sünnet mezhebini içerden
yıkmaga çalısarak islâm düsmanlarının ekmeklerine yag sürüyorlar. 165, 263,
467, 1059, 1073, 1134, 1168, 1184, 1194.
865 — SÂHZÂDE SULTÂN MUHAMMED “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kânûnî
sultân Süleymânın ogludur. 949 [m. 1541] da vefât etdi. Sultân Süleymân, bunun
adına Sâhzâde câmi’ini yapdı. Câmi’ 955 [m. 1547] de temâm oldu. Câmi’ yanındaki
türbesindedir. Bu türbede, sagında birâderi Cihângir sultân, sol yanında da kızı
Hümâ sâh sultân yatmakdadır. Sâhzade Cihângîr Halebde 960 [m. 1552] da vefât edip
Istanbula getirildi. Babası, bunun için Beyoglunda Cihângîr câmi’ini yapdırdı. 1173.
866 — SARL: Fransa, Almanya, Ingiltere, Isveç, Napoli, Sicilya, Navara ve Sardenya
kralları arasında çok Charle vardır. Fransadaki onbir Sarl sunlardır:
– 1176 –
Sarl Martel 69 [m. 689] dan 124 [m. 741] e kadar yasadı. 113 [m. 732] senesinde
Puvatiyye yakınında Endülüs müslimânlarına gâlip gelmis ve papa üçüncü
Greguvar [Grégoire] tarafından tebrîk edilmisdir.
1. ci Sarl, buna Sarlman, ya’nî büyük Sarl denir. Sarl Martelin torunudur. [m.
742-814] Endülüs müslimânlarına maglûb oldu. Almanyanın çogunu aldı. Hârûnürresîd
buna sâat ve baska hediyyeler göndermisdir. Senelerin, mîlâd gününden
baslanmasını, ilk olarak 192 [m. 808] de, bunun kabûl etdigi, sonra Kostantin tarafından
kânunlasdırıldıgı Hasîb begin Kozmografya kitâbında yazılıdır. 761,
1107.
2. ci Sarl [m. 823-877] âciz idi. Ömrü, kardesleri ile harb etmekle geçdi.
3. cü Sarl [m. 879-929], ömrü iç harblerle geçdi ve harbde öldü.
4. cü Sarl [m. 1294-1328], güzel Filipin ogludur. Ingiliz kralı ikinci Edvard bunun
enistesi idi. Edvarda hiyânet edip, öldürülmesine sebeb oldu.
5. ci Sarl [m. 1368-1380], Fransayı Ingiliz isgâlinden kurtardı. 1173.
6. ci Sarl [m. 1368-1422] zemânında, Ingiltere kralı besinci Hanri Fransayı alıp
Fransa krallıgını i’lân etdi.
7. ci Sarl [m. 1403-1461], Jandark isminde bir kızın yardımı ile Fransayı Ingiliz
isgâlinden kurtardı.
8. ci Sarl [m. 1470-1498], Napoliyi almıs, yine gayb etmisdir.
9. cu Sarl [m. 1550-1574], on yasında kral oldu. Annesi Katerina saltanat sürüp,
kadınlar saltanatı Fransayı karısdırdı. Katoliklerle protestanlar arasında
harbler oldu. Kral, hemsîresini, protestan olan Navara prensi dördüncü Hanriye
verdi ise de, dügünde [Sent Bartelemi] yortusu gecesi, Fransadaki protestanların
öldürülmesini emr etdi. Kendisi de, serây penceresinden silâh atmısdır. Sefâhat içinde
öldü. 358, 534.
10. cu Sarl Filip [m. 1757-1836], onbesinci Louinin torunu ve onaltıncı Loui ile
onsekizinci Louinin birâderidir. 1203 [m. 1789] ihtilâlinde Fransadan kaçdı. 1795
de Ingilizlerin yardımı ile Fransaya girmek istedi ise de, 1824 de girebildi. 1830 da
zâlim idâresine karsı isyân çıkararak yine kaçdı.
Sarl-kent baska olup, Alman imperatörleri olan yedi Sarlden besincisidir. Bütün
Avrupayı aldı ise de, 932 [m. 1526] de Osmânlılara maglub oldu. 1071.
867 — SÂZILÎ: Ikiyüzellisekizinci [258] sırada Ebül-Hasen ismine bakınız!
868 — SEHÂBÜDDÎN SÜHREVERDÎ: 888. ci sırada (Sihâbüddîn-i Sühreverdi)
ismine bakınız!
869 — SEKER-GENC “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ferîd-üd-dîn Mes’ûd
Genc-i seker, Hindistândaki Çestiyye Evliyâsındandır. 569 [m.1173] da Delhîde
tevellüd, 664 [m. 1265] de Mültanda vefât etdi. Kutbeddîn-i Bahtiyârın talebesi
ve Nizâm-üd-dîn-i Evliyânın üstâdıdır. Bahtiyâr Üsî, 633 [m. 1234] de Delhîde
vefât etdi. Agzına aldıgı tas, toprak, çömlek parçaları seker gibi tatlı olurmus.
Bunun için, (Seker hazînesi) demek olan Genc-i seker adı ile meshûr olmusdur.
Fârisî (Râhat-ül-kulûb) ve (Fevâid-üs-sâlikîn) kitâbları ve baska eserleri ve kerâmetleri
bilinmekdedir. Hicretin binellialtı [1056] senesinde yazılıp 1331 [m.
1913] de Lüknov sehrinde basılmıs olan (Siyer-ül-Evliyâ) kitâbında hâl tercemesi
fârisî olarak uzun yazılıdır. (Mültân seyhı) adı ile her sene, Muharremin besinde
kabri ziyâret edilmekdedir. 766, 1085.
870 — SEMSÜDDÎN SÂMÎ: 1266 [m. 1850] da Arnavutlukda tevellüd, 1322 [m.
1904] de Istanbulda vefât etdi. Erenköydedir. Fransızcadan türkceye resmli lügât
kitâbı ve altı cild (Kâmûs-ül-a’lâm)ı basılmısdır. 388, 431, 441, 514.
871 — SEMSÜDDÎN SEHÂVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Ab-
– 1177 –
dürrahmân-ı Sehâvî, 830 [m. 1427] da Mısrda Sehâ kasabasında tevellüd, 902 [m.
1496] de Medîne-i münevverede vefât etdi. Sâfi’î idi. Çok kitâb yazdı. 415, 1014.
872 — SEMSÜDDÎN TÎMÛRTÂSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Semsüddîn Muhammed
bin Abdüllah Gazzî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1004 [m. 1595] de
Gazzede vefât etdi. (Tenvîr-ül-ebsâr) kitâbı ile (Kenz) ve (Vikâye) ve (Minah-ulgaffâr)
adını verdigi (Tenvîr-ül-ebsâr) serhleri meshûrdur. Gazze, Filistindedir. Hâsim
bin Abd-i Menâf oradadır. 462, 1183.
873 — SEMS-I TEBRÎZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mevlânâ Muhammed bin
Alî, ilk mektebe giderken Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” askından, yimez,
içmez olmusdu. Ebû Bekr-i Kermânîden ve Bâbâ Kemâl-i Cündîden de feyz
aldı. Bâbâ Kemâlin yanında seyh Fahreddîn-i Irâkî de yetismekde idi. Seyh Fahreddîn,
her kesf ve hâlini, si’rler hâlinde, Bâbâ Kemâle bildirirdi. Bâbâ Kemâl, Semseddîne,
(Sana bu esrârdan ve hakîkatlerden birsey hâsıl olmıyor mu? Neden hiç
söylemiyorsun?) dedi. (Ondan dahâ çok oluyor. Fekat, ben onun gibi si’r söyliyemiyorum)
dedi. Bâbâ Kemâl buyurdu ki, (Allahü teâlâ, sana öyle bir arkadas ihsân
eder ki, o senin adına her ma’rifet ve hakîkatleri söyler) buyurdu. 642 [m. 1244]
de Konyaya geldi. Sekerrîzân hânına yerlesdi. Celâleddîn-i Rûmî talebesi ile geçerken
karsılasdılar. Celâleddîne Resûlullah ile Bâyezîdin derecelerini sordu.
Aldıgı cevâblardan bayıldı. Birgün, Mevlânâ havz kenârında idi. Yanında kitâblar
vardı. Semseddîn gelip, kitâbları sordu. (Sen bunları anlamazsın) dedi. Semseddîn
kitâbları suya atdı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazıları gitdi, diyerek
çok üzüldü. Semseddîn elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamıs görüldü. Mevlânâ
(Bu nasıl isdir?) dedi. (Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın) buyurdu. Bir kâfir,
Allah nerede, kendisi ve bulundugu yer bilinmeyen sey yok demekdir. O hâlde
Allah yokdur dedi. Seyh hazretleri, elindeki kerpiçi kâfirin basına atdı. Bası çok
acıdı. Seni mahkemeye verecegim dedi. Agrıyı ve basının neresinde oldugunu göster,
sana hak vereyim buyurdu. Kâfir bunları gösteremeyince, Allahın var olduguna
inandım deyip, müslimân oldu. 645 [m. 1247] de, bir gece Mevlânâ ile otururken,
yedi kisi gelip dısarı çagırdılar ve sehîd etdiler. Bunlardan biri, Mevlânânın
oglu Alâüddîn Muhammed idi. Kuyuya atdılar. Mevlânânın diger oglu Behâüddîn
Sultân veled rü’yâda görüp çıkardı. Mevlânânın medresesinde defn edildi. Sultân
Veled 712 [m. 1311] de vefât edip, oraya defn edildi. 937, 1085, 1101.
874 — SEMSI AHMED PÂSA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 988 [m. 1580] de Üsküdârda,
Semsi pâsa câmi’ini yapdırmısdır.
875 — SEMS-ÜL-EIMME HULVÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdül’azîz
bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 456 [m. 1064] da Buhârâda vefât etdi. Muhammed
Seybânînin (Câmi’ul-kebîr) ve (Siyer-ül-kebîr)ini serh etmis, (Nevâdir),
(Mebsût), (Vâkı’ât) ve baska kitâblar yazmısdır. 216, 223, 271, 309, 444, 826.
876 — SEMS-ÜL-EIMME-I SERAHSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sekizyüzondokuzuncu
[819] sırada Serahsî ismine bakınız!
877 — SEREFÜDDÎN AHMED MÜNÎRÎ: Babası Yahyâdır. Fârisî mektûbâtı
vardır. 782 [m. 1380] de Bihârda vefât etdi. (Ahbâr-ül-Ahyâr) da hâl tercemesi
yazılıdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbının 72.ci sahîfesine bakınız!
878 — SERHABÎL “radıyallahü anh”: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”
ile konusmak için Necrandan gelen altmıs süvârî hıristiyanın en âlimi idi. Buna
Seyyid derlerdi. Sonradan müslimân oldu. Sohbet ile sereflendi. 370.
879 — SERNBLÂLÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül-Ihlâs Hasen bin Ammâr
Sernblâlî, Hanefî fıkh âlimidir. Sürnblâlî de denir. Câmi’ul-ezherde müderris idi.
(Câmi’ul-ezher), Mısrda Fâtımîler zemânında [361] de yapılan câmi’ olup, medrese
olarak kullanılmakdadır. [994] de tevellüd, 1069 [m. 1658] da Mısrda vefât etdi.
(Nûr-ül-îzâh) ve bunun serhı olan (Imdâd-ül-Fettâh) veyâ (Merâkıl-felâh)
– 1178 –
ismlerindeki kitâbı ve kelâm ilminde (Merak-ıs-se’âde) kitâbı ve (Dürer) hâsiyesi
çok kıymetlidir. 97, 269, 279, 298, 316, 356, 393, 629, 796, 815, 858, 1020.
 

HASAN CAN

Active member
880 — SEVBERÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sems-üd-dîn Muhammed bin
Ahmed Sevberî, Sâfi’î fıkh âlimidir. [977] de Sevberde tevellüd, 1069 [m. 1658] da
vefât etdi. Kıymetli kitâbları vardır. Sevber Mısrdadır. 633, 638.
881 — SEVKÂNÎ: Kâdî Muhammed bin Alî Sevkânî, 1173 [m. 1759] de San’a sehrinin
Sevkân kasabasında tevellüd, 1250 [m. 1834] de San’ada vefât etdi. San’ada kâdî
idi. Babasından ve baskalarından (Ezhâr-ül-fıdda) ve (Bahr-ül-zehhâr) sî’î kitâblarının
serhlerini senelerce okuyarak, sî’î mezhebinde yetisdirildigi, (Feth-ul-kadîr)
tefsîri Mısrda basılırken eklenen önsözde yazılıdır. Sî’îlerin Zeydî fırkasından oldugu
Kuveyt müftîsi Muhammed bin Ahmed Halefin (Cevâb-üs-sâil) kitâbının 69. cu
sahîfesinde yazılıdır. Zeydî mezhebinde oldugunu saklar, hanefî görünürdü. Sî’îler
böyledir. Gitdikleri sehrlerdeki mezhebden olduklarını söylerler. Kendi mezheblerini
saklarlar. Sevkânî de hanefî oldugunu söyler, fekat zeydî mezhebine göre fetvâ
verirdi. Böylece sî’î mezhebini yaymaga çalısırdı. Sî’îler böyledir. Bu yola (Takıyye)
yapmak denir. Çok sayıda, istifâdeli kitâbları vardır. Ehl-i sünnete uymıyan
yazıları zararlıdır. 1976 senesinde Pâkistânda Siyalküt sehrinde urdu dilinde basılmıs
olan (Vehhâbî mezhebinin iç yüzü) kitâbında, Ibni Teymiyyenin ve Sevkânînin
mezhebsiz oldukları, vesîkalarla isbât edilmekdedir. Hindistânın büyük âlimlerinden
Abdülhay Lüknevînin, Sevkânî için (Sevkânînin kötü hâllerini ve bozuk kitâblarını
ögrenmek istiyen, benim (Ferhat-ül-müderrisîn bi-zikril-müellefât-i vel-müellifîn)
kitâbımı okusun! Burada Ibni Teymiyyenin (Minhâc-üssünne) kitâbını anlatırken,
Sevkânînin de Ibni Teymiyye gibi oldugunu, onun gibi ilmi çok ve aklı az
oldugunu ve ondan da asagı oldugunu uzun bildirdim) dedigini yazmakdadır. Abdülhay
Lüknevî (Fevâid-ül-behiyye) kitâbının sâhibidir. 415, 416, 417, 492.
882 — SEVKÎ: Behâîlik dinsizligini yaymaga ugrasanlardan biridir. Babası
Abdülbehâ Abbâs 1339 [m. 1921] da Hayfada ölecegi zemân büyük oglu Sevkîyı,
ilâhî emrin reîsi olarak rûhânî reis ve Behâîligin açıklayıcısı ta’yîn etdi. Sevkî, 1315
[m. 1897] de Akkâda dogdu. Oksford üniversitesinde okudu. Amerikalı bir kızla
evlendi. Her yerde Behâî teskîlâtının ve ma’bedlerinin kurulmasına çalısdı. 1377
[m. 1957] de Londrada öldü. 483, 1060.
883 — SEYBE: Rebî’anın oglu, Utbenin kardesi ve Abd-i Sems bin Abd-i Menâfın
torunu idi. Ümeyyenin kardesi oglu [yegeni] idi. Bedr gazâsında hazret-i Hamza
tarafından öldürüldü. 353, 506, 1069, 1093, 1186.
884 — SEYH EMÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sôfiyyedendir. 964.
— Seyh Müzzemmil: (Mektûbât Tercemesi) sahîfe 236 ya bakınız!
885 —SEYH-I NECDÎ: Seytânın ismidir. Muhammedi öldürmek lâzım, bu isi
Seyh-i Necdî yapar dedi. (Fâideli Bilgiler) kitâbının 84.cü sahîfesine bakınız!
886 — SEYH TÂCEDDÎN BIN ZEKERIYYÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hindistân
asîlzâdelerinden idi. Delhî köylerinden birinde Seyhullah Bahs hazretlerinden
icâzeti oldugu hâlde, hâce Muhammed Bâkî-billah “kuddise sirruh” Mâverâün-
nehr seferinden dönüp irsâda baslayınca, sohbetine kosdu. Tevâzu’ ve insâfına
karsılık teveccühe ve husûsî ve mahrem halvetlere kavusdu. Kemâle erdi.
Tekrâr icâzet aldı. Hazret-i Hâce vefât edince, seyh Tâc, saskına döndü. Seyâhate
çıkdı. Hacca gitdi. Hicâzda çok kimselere nasîhat etdi. Mekke âlimlerinden Ahmed
ibni Allân, (Resehât) kitâbını arabîye terceme etmisdi. Seyh Tâcın sohbeti ile
sereflendi. Kemâle erdi. 1031 [m. 1621] senesinde vefât etdi. Seyh Tâceddîn, arabî
olarak çesidli kitâb yazdı. Tesavvuf büyüklerinin fârisî kitâblarını arabîye çevirdi.
Bu büyüklere dil uzatan din adamlarına, güzel cevâb yazdı. (Resehât) ve (Nefehât)
ı arabîye terceme etdi. 1050 [m. 1641] de vefât etdi. 954.
887 — SEYHZÂDE MUHAMMED “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed
– 1179 –
bin Mustafâ, Hanefî âlimlerindendir. Müderris idi. 951 [m. 1544] de vefât etdi. Beydâvînin
(Envâr-üt-tenzîl) tefsîrine hâsiyesi çok kıymetli olup, hicretin 1306 [m. 1888]
senesinde Istanbulda matba’a-i Osmâniyyede basılmıs ve Hakîkat Kitâbevi tarafından,
dört cüz hâlinde basdırılmısdır. (Kasîde-i bürde), (Mesârık) ve (Vikâye)
serhleri meshûrdur. Babası seyh Mustafâ Müslih-uddîn efendi, Bâyezîd-i Velî
zemânı mesâyıhından olup, Abdüllah-i ilâhînin halîfesi idi ve Hırka-i serîfde
(Müslih-uddîn) mescidini yapdırmısdır. Buna Tahta minâreli mescid de denir.
Kabri, câmi’inin yanındadır. 491, 825.
888 — SIHÂBÜDDÎN-I SÜHREVERDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Hafs
Ömer bin Muhammed, Sâfi’î fıkh âlimi ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Ebû Bekr-i Sıddîkın
soyundandır. 539 [m. 1145] da tevellüd, 632 [m. 1234] de, Bagdâdda vefât etdi.
Ebû Necîb Sühreverdînin halîfesidir. Abdülkâdir-i Geylânînin sohbeti ile sereflenip
kemâle erdi. Kitâbları arasında (Avârif-ül-me’ârif) kitâbı Beyrutda (Mektebüt-
ticârî) kitâbevinde satılmakdadır. Ayrıca Beyrutda (Dâr-ül-ma’rife) tarafından
basdırılan (Ihyâ-ül-ulûm) besinci cildine de ilâve edilmisdir. Tesavvuf bilgilerini
çok iyi bildirmekdedir. Sihâbeddîn Yahyâ bin Hüseyn Sühreverdî baska olup,
felsefeye baglanmısdı. 586 [m. 1189] da, Salâhaddîn-i Eyyûbînin emri ile Halebde
katl edildi. 748, 749, 927, 953, 958, 1074, 1087, 1165.
889 — SIHRISTÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül Feth Muhammed bin Abdülkerîm,
fıkh ve kelâm âlimidir. 479 [m. 1086] da Horâsânda tevellüd, 548 [m. 1154]
de Bagdâdda vefât etdi. Es’arî mezhebinde idi. Yetmisüç islâm fırkasını genis anlatan
(Milel-nihal) kitâbı 1070 [m. 1660] senesinde vefât eden Nûh bin Mustafâ tarafından
Mısrda türkceye terceme edildigi gibi, çesidli Avrupa dillerine de çevrilmisdir.
Arabîsi Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. 416.
890 — SILLER: Alman doktoru ve sâ’iridir. 1172 [m. 1759] de tevellüd, 1219 [m.
1805] da vefât etdi. Papaslar elinde din terbiyesi ile büyüdü ise de, hıristiyanlıkda,
akl ve ilm dısı olan bozuklukları görerek, fâci’a [trajedi] tiyatro si’rleri yazarak
söhret kazanmısdır. 27.
891 — SÎT “aleyhisselâm”: Âdem aleyhisselâmın ogludur. Babası ölünce, Peygamber
oldu. Allahü teâlâ, buna elli suhuf (forma) gönderdi. Kâ’beyi tasdan yapdı.
Nûh “aleyhisselâm” bunun soyundan oldugu için tûfândan kurtulanlar ve bütün
insanlar bunun çocukları olmakdadırlar. Bunun için, ikinci Âdem sayılır. 81,
386, 387, 482, 1069, 1109, 1120.
892 — SOPEN: Chopin Polonyalı müzikcidir. 1225 [m. 1810] de tevellüd, 1265
[m. 1849] de vefât etdi. Romantizm üzerinde idi. (Polonya) yazısı meshûrdur. 46.
893 — SÜREYH (KÂDÎ) “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Ümeyye bin Hars,
Tâbi’înin büyüklerindendir. Kırk yasında iken hazret-i Ömer tarafından Kûfeye
kâdî [hâkim] yapıldı. Hazret-i Alî halîfe iken, bunun karsısında, bir zimmî yehûdî
ile muhâkeme edilmisdi. Çok âdil idi. Fıkhda ve tecribî ilmlerde çok bilgisi vardı.
Yetmisdokuz 79 [m. 698] senesinde, yüzyirmi yasında vefât etdi. Babasının adı
Hani idi. Elçi olarak Medîneye gelmisdi. Resûlullahı görünce, müslimân oldu. Resûlullah,
buna Ebû Süreyh diye soy adı verdi. Kâdî Süreyk baskadır.
894 — TABERÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Süleymân bin Ahmed Taberânî,
hadîs âlimidir. Sâmda Taberiyyede [260] da tevellüd, 360 [m. 971] da orada vefât
etdi. (Kebîr), (Evsat) ve (Sagîr) hadîs kitâblarını yazmak için, otuzüç sene, Irâk,
Hicâz, Yemen, Mısr ve baska yerleri dolasdı. 289, 386, 392, 450, 452, 472, 476, 645,
917, 1009.
895 — TABERÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Ca’fer Muhammed bin Cerîr,
tefsîr ve hadîs ve Sâfi’î fıkh âlimidir. 224 [m. 839] de Taberistânda tevellüd ve 310
[m. 923] da Bagdâdda vefât etdi. (Târîh-ul-ümem) ve yirmiüç cild (Câmi’ul-beyân)
tefsîri çok kıymetlidir. Alî bin Muhammed Simsâtî adında bir sî’î bu târîhi ihtisâr
– 1180 –
etmis, bu sî’î kitâbı, (Taberî târîhi) adı ile türkceye terceme edilmisdir. Okuyanlar
aldanmakdadır. Muhammed bin Cerîr bin Rüstem Taberînin sî’î oldugu, Âlûsînin
(Tuhfe-i isnâ-aseriyye muhtasarı) kitâbının altmıssekizinci [68] sahîfesinde
yazılıdır. Muhammed bin Ebil-Kâsım Taberînin de sî’î oldugu (Esmâ-ül-müellifîn)
de yazılıdır. Bunları Ibni Cerîr hazretleri ile karısdırmamalıdır. 548 [m. 1153]
de vefât eden imâmiyye fırkasından Fadl bin Hasen Taberînin (Mecma’ul-beyân)
adındaki (Tabersî) sî’î tefsîri de, (Taberî) tefsîri ile karısdırılmakdadır. Muhibbuddîn
Ahmed Taberî sâfi’î 694 de vefât etdi. 391, 445.
896 — TÂC-ÜD-DÎN-I ISKENDERÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin
Muhammed, Ibni Atâullah Iskenderî adı ile meshûr olmusdur. Mâlikî âlimlerinin
ve Sâzilî tarîkatinin büyüklerindendir. Ebül Abbâs-ı Mürsînin talebesi ve Ebül-Hasen-
i Sübkînin mürsididir. 709 [m. 1309] senesinde Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır.
(Hikem-i Atâ-iyye) ve (Letâif-ül-minen) kitâbları ve Ibni Teymiyyeye
reddiyyesi meshûrdur. [Hindli seyh Tâc-üd-dîn-i Naksibendî baska olup,
râbıtayı isbât eden (Tâciyye risâlesi), Hâlid-i Bagdâdînin (Tahkîk-ı râbıta)
risâlesinde mevcûddur. Bu risâle (Islâm Âlimleri) kitâbının sonunda basdırılmısdır.
Tâcüddin 1050 de Mekkede vefât etmisdir.] 1061, 1068, 1070, 1092, 1093.
897 — TÂC-ÜD-DÎN-I SÜBKÎ: Ikiyüzkırküçüncü [243] sırada Ebû Hasen-i Sübkî
ismine bakınız! 496, 498, 1092.
898 — TÂC-ÜS-SERÎ’A “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ömer bin Sadr-üsserî’atül-
evvel Ahmed bin Ubeydüllah Mahbûbî, Burhân-üs-serî’a Mahmûdun kardesidir.
Tâc-üs-serî’a Ömerin oglu Mes’ûd, amcası olan Burhân-üs-serî’a Mahmûdun
dâmâdıdır. Tâc-üs-serî’a, Buhârâda Hanefî fıkh âlimi idi. 673 [m. 1274] de, Mogol
fitnesinde sehîd oldu. (Hidâye)yi serh edip (Nihâye-tül-kifâye) adını vermisdir. 872.
899 — TAHÂVÎ: Ebû Ca’fer Ahmed bin Muhammed, Hanefî fıkh âlimidir. 238
de Mısrda tevellüd, 321 [m. 933] de orada vefât etdi. 264, 307, 444.
900 — TÂHÂ-I HAKKÂRÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyyid Tâhâ, Abdülkâdir-
i Geylânî hazretlerinin onbirinci torunudur. Ya’nî Peygamberimizin soyundan
seyyid olup, kürdlükle bir ilgisi yokdur. Hâlid-i Bagdâdînin talebelerinin büyüklerindendir.
Rûh bilgilerinin mütehassısıdır. Mevlânâ Hâlidin halîfesi olan seyyid
Abdüllahın kardesi molla Ahmedin ogludur. Seyyid Abdüllah, ma’kûl ve menkûl ilmlerde
mâhir idi. 1229 da Bagdâda gelerek, tesavvufda da kemâle erdi. Seyyid Tâhâ,
Nehri kasabasında ders vermege me’mûr edildi. 1269 [m. 1853] senesinde orada vefât
etdi. Bütün hocaları gibi, islâmın güzel ahlâkını yaymıs, siyâsete karısmamıs, müslimânları
hükûmete hizmet, kanûnlara itâat etmege ve herkese iyilik yapmaga tesvîk
eylemisdir. Hâl tercemesi, Hakîkat Kitâbevinin Istanbulda nesr etdigi (The
proof of prophethood) kitâbında ingilizce olarak yazılıdır. Oglu, seyyid Ubeydüllah,
Mekkede vefât etdi. Bunun dört oglundan seyyid Abdülkâdir efendi Istanbulda a’yân
[Senato] baskanı idi. 1344 [m. 1926] de Diyâr-ı Bekrde oglu seyyid Muhammed ile
birlikde sehîd oldu. Seyyid Muhammedin iki oglundan seyyid Mûsâ, 1391 [m. 1971]
de Sâh Rızâ Pehlevînin izni ve yardımı ile, Îrânın Rıdâiyye sehrinde Ehl-i sünnet bilgilerini
ve tesavvuf ma’rifetlerini nesr etmekde idi. Ikinci oglu Ahmed Hıdır beg Amerikada
yüksek mühendislik tahsîli yapdı. Seyyid Ubeydüllah efendinin ikinci oglu Muhammed
Sıddîk efendi, Semdinanda Katûne köyünde medfûndur. Bunun dört oglu
Râsid, Tâhâ, Semseddîn ve Müslihüddîndir. Abdülkâdir efendinin ikinci oglu Abdüllah
efendi Rıdâiyyede nesr-i ilm ederken [m. 1969] da vefât etdi. Dize kasabasındadır.
Iki oglundan Abdülkâdir efendi Rıdâiyyededir. Büyük oglu Abdül’azîz efendi,
1401 [m. 1981] de sî’î lideri Humeynî tarafından Îrândan çıkarıldı. Bagdâddadır.
Seyyid Tâhânın babası Ahmed ve dedesi Seyyid Sâlih ve bunun babası Seyyid Ibrâhîm,
Nehridedirler. 922, 969, 1061, 1158, 1169, 1171.
901 — TÂHIR-I BEDAHSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Önce subay idi. Bir kal’a
– 1181 –
almaga giderlerken, rü’yâda Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buna, (Bu muhârebeden
dönüsde askerlikden ayrıl, tesavvuf büyüklerinin sohbetinde bulun!)
buyurdu. Seferden dönüsde, askerligi bırakdı. Delhîye geldi. Sorup, arasdırıp,
Imâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” hazretlerinin sohbetine kavusdu. Yalvardı.
Cân ve gönülden hizmet etdi. Yüce Imâmın merhametine kavusdu. Nasîbini aldı.
Uyanık iken, tenhâda ve galabalıkda, hergün Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem”
görürdü. Sâf ve temiz rûhlu idi. Ba’zı kesflerini ve hâllerini, öylece bildirir,
Imâm hazretlerini güldürürdü. Yüksek ma’rifetleri isitirken, (Evet öyledir, evet
dogrudur) buyurur, mubârek basını sallardı. Tâliblere ta’lîm için icâzet verilip, Cumbura
gönderildi. 287.
 

HASAN CAN

Active member
902 — TAHTÂVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Muhammed bin Ismâ’îl,
Kâhirede Hanefî müftîsi idi. 1231 [m. 1815] de vefât etdi. (Dürr-ül-muhtâr)a
ve (Merâkıl-felâh)a hâsiyeleri basılmısdır. Dürr-ül-muhtâr hâsiyesini Ayntablı Abdürrahîm
efendi, arabîden türkçeye terceme etmis ve basılmısdır. 134, 135, 142, 143,
181, 186, 200, 201, 238, 250, 262, 269, 278, 281, 283, 298, 316, 317, 318, 330, 344, 364,
468, 628, 635, 638, 767, 869, 999, 1074.
903 — TALHA “radıyallahü anh”: Talha bin Ubeydüllah bin Osmân bin Amr,
ilk îmâna gelenlerden ve asere-i mübesseredendir. Dedesi, Ebû Bekr-i Sıddîkın dedesinin
kardesidir. Bedr gazâsında, Sâm tarafında vazîfede idi. Diger gazâlarda bulundu.
Uhudda Resûlullahı korumak için çok yara aldı. Arkasında tasıyarak kayaya
çıkardı. (Talha ile Zübeyr, Cennetde komsularımdır) hadîs-i serîfi ile medh
edildi. Çok zengin olup bütün malını Allah yolunda dagıtdı. Deve harbinde hazret-
i Alîye karsı idi. Orada, ok ile sehîd oldu. Hazret-i Alî, buna çok üzüldü. Aglıyarak,
mubârek eli ile, yüzünden topragı sildi. Nemâzını kendi kıldırdı. 510,
621, 1014, 1135, 1198.
904 — TÂLÛT: Benî-Isrâîlin ilk hükümdârı idi. Ismôîl “aleyhisselâm” ta’yîn buyurmusdu.
Filistinliler ve Amâlika ile harb edip, gâlib geldi. Askeri arasında bulunan
Dâvüd “aleyhisselâm”, onsekiz yasında idi. Filistin ordusundaki, cesûr ve çok
kuvvetli olan Câlûtu öldürdü. Ismôîl “aleyhisselâm” Tâlût yerine Dâvüd aleyhisselâmı
hükûmet reîsi yapdı. O sırada Tâlût, harbde öldü. Kırk sene hükûmet sürdü.
Yerine Dâvüd “aleyhisselâm” melik oldu. 510.
905 — TARSÛSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Ahmed, Hanefî
fıkh âlimlerindendir. 1117 [m. 1705] de vefât etdi. (Üsûl) ilminde (Mir’ât) kitâbına
hâsiyesi meshûrdur. 639.
906 — TÂRUH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ibrâhîm aleyhisselâmın asl babası
idi. Mü’min idi. (Mir’ât-i kâinât)da ve (Tefsîr-i teysîr)de ve molla Miskîn
Mu’înin fârisî (Me’âric-ün-nübüvve) kitâbında ve tefsîrlerde, Ibrâhîm aleyhisselâmın
babası Târuhdur yazılıdır. Kâfir olan Âzer, Ibrâhîm aleyhisselâmın öz babası
degildi. Amcası idi. Târuh ölünce Âzer, Ibrâhîm aleyhisselâmın annesini aldı.
Böylece, üvey babası oldu. Târuh ile Âzer, iki kardes idi. Âzerin (Tevrât)daki
adı Târuh idi demek yanlısdır. 375, 389, 390, 391, 1079, 1118.
907 — TASKÖPRÜ ZÂDE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Mustafâ,
Osmânlı âlimlerindendir. 901 [m. 1495] de Bursada tevellüd, 968 [m. 1561] de Istanbulda
Âsıkpâsa mahallesinde vefât etdi. (Sakâ’ik-i Nu’mâniyye) târîh kitâbı ile
(Miftâh-üs-se’âde) kitâbı meshûrdur. Oglu Kemâleddîn Muhammed, (Miftâh)ı
türkçeye terceme ederek (Mevdû’ât-ül ulûm) ismini vermisdir. 22, 299, 442, 1127.
908 — TAYYIBÎ: Serefüddîn Hasen bin Muhammed 743 [m. 1342] de vefât etdi.
(Miskât) serhi meshûrdur.
909 — TEFTÂZÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Yediyüzseksenbesinci [785]
sırada Sa’düddîn ismine bakınız!
910 — TEMÎM-I DÂRÎ “radıyallahü anh”: Ensâr-ı kirâmdandır. Nasrânî âlim-
– 1182 –
lerinden idi. Hicretin dokuzuncu senesinde Filistinden Medîneye gelip, Resûlullahı
görünce, hemen îmân etdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Filistindeki
Hebron, ya’nî Halîl-rahmân idâresini buna vermisdi. Simdiki idârecileri bunun
soyundandır. Sâmda vefât etdi. 440.
911 — TERMAN: Amerikalı felsefeci ve fikr adamıdır. 1380 [m. 1960] senesinde
hayâtda idi. 405.
912 — TEZVEREN DEDE: Sultân Mahmûd türbesinden, Nûr-i Osmâniyye caddesine
giden yolda, solda ufak bir türbededir. Fâtih sultân Muhammed zemânında
idi. Istanbul halkı, hâcetlerinin hâsıl olması için, bu türbeye adak yapar idi. Bursada
medfun olan seyyid Atâullah hazretlerine de Tezveren dede denilmekdedir. 334.
913 — TICÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül’ Abbâs Ahmed ticânî, büyük
tesavvuf âlimidir. Ahmed bin Idrîs hazretlerinin halîfesidir. Cezâirin cenûbunda
(Ayn-ı mâdî) denilen yerde 1150 [m. 1737] de tevellüd ve Fasda 1230 [m. 1815] da
vefât etdi. Halvetînin bir kolu olan (Ticânî) tarîkatinin reîsidir. (Cevheret-üt-hakâık
fissalât-i alâ hayril-halâik) ve (Cevâhir-ül-me’ânî) ve (Kitâb-ür-remâh) ve (Fiddifâ’an
turuk-ı ehl-il-hüdâ) ve (Câmi’u-kerâmât-il-Evliyâ) ve (Nasara-tüz-zâkirîn)
kitâblarında ve (Gâyet-ül-emânî) kitâbında kendisi ve tarîkati uzun anlatılmakdadır.
Ilk ikisi birlikde 1344 [m. 1926] da Mısrda, digerleri Beyrutda basılmısdır. 1088.
914 — TIMOÇIN: Cengizin adıdır. 197. ci sırada Cengiz ismine bakınız! 1086.
915 — TÎMÛR HÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Emîr Tîmûr Gürgân, 736 [m.
1336] da Mâverâ-ün-nehrde, Semerkandla Belh arasında, Kes kasabasında tevellüd,
807 [m. 1405] de vefât etdi. Semerkanddadır. Cengiz gibi Mogol soyundandır. 770
[m. 1369] de Belhi alıp, hânlıgını i’lân etdi. Çok harb etdi. Hep gâlib geldi. Çine ve
Delhîye kadar bütün Asyayı, Irâk, Sûriye ve Izmire kadar Anadoluyu aldı. Ikiyüzbin
kisi ile Çine giderken vefât etdi. Âlimleri severdi. Çok medrese ve kütübhâneler
yapdı. Kanûnlar çıkardı. Kendi târîhini kendi yazdı. Teftâzânî gibi büyük âlimleri
meclisinde bulundurur, nasîhatlerini dinlerdi. Nasreddîn hoca ile sohbeti vâki’
degildir. Yıldırım ile harb etdigi için, Osmânlı târîhleri bunu haksız olarak kötülemekde,
harb sâhasında ölenleri, zulm ve ortalıgı kana boyamak seklinde bildirmekdedir.
Dört oglundan ikisi kaldı. Biri Mîrân sâh olup, üç sene sonra, Kara-koyunlu
askeri ile harb ederken öldürüldü. Ikinci oglu Mu’în-üddîn Sâhruh 779 [m. 1377] da
Semerkandda tevellüd etdi. Babasının devletine hâkim oldu. 850 [m. 1445] de vefât
etdi. Bunun oglu Ulug beg 797 [m. 1395] de Semerkandda tevellüd etdi. Semerkand
vâlîsi idi. Ilme, fenne çok hizmet etdi. Babası ölünce, idâreyi ele aldı ise de, 853
[m. 1448] de, oglu Abdüllatîf tarafından öldürüldü. Bu da, altı ay sonra öldürüldü.
Tîmûr hân, hurûfîligi kuran Fadlullah-ı Tebrîzîyi öldürterek ve yanındakileri dagıtarak,
çogalmalarını önleyerek, islâmiyyete büyük hizmet etmisdir. 500, 751, 752,
1076, 1079, 1080, 1081, 1099, 1101, 1104, 1113, 1129, 1137, 1143.
916 — TÎMÛRTÂSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 872. ci sırada, Semseddîn Tîmûrtâsî
ve dokuzyüzseksenyedinci [987] sırada Zahîrüddîn Hârezmî ismlerine
bakınız! Dogrusu Tümürtas olup, Hârezm sehrinde bir kasabadır. 1178.
917 — TIRMÜZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Îsâ, hadîs âlimlerindendir.
Buhârânın cenûbunda, Ceyhûn nehri kenârında Tirmüz kasabasında
209 [m. 824] da tevellüd, 279 [m. 892] da Bog sehrinde vefât etdi. (Sahîh-i Tirmizî)
ve (Semâil-i serîfe) kitâbları çok kıymetlidir. (Semâil) kitâbını Hüsâmeddîn-i Naksibendî
1248 [m. 1832] de türkceye çevirmis, tekrâr tekrâr basılmısdır. (Sünen-i Tirmizî)
adındaki sahîhinin, Hindistânda, Diyobend sehrindeki (Dâr-ül-ulûm) müderrislerinden
Muhammed Enver sâh Kesmîrî tarafından arabî serhı yapılmıs, (Me’ârifüs-
sünen) adı verilerek 1383 [m. 1963] senesinde, Muhammed Yûsüf Benûrî tarafından
Pâkistânda basılmısdır. Altı cilddir. Enver sâh, burada Ibni Teymiyyeyi
mezheb imâmları derecesine çıkararak, onun sapık fikrlerine de yer vermis, hattâ
– 1183 –
birinci cildde, rûhun madde oldugunu söyliyerek, imâm-ı Gazâlînin madde degildir
demesini felsefeye kaymakla ithâm etmisdir. Hâlbuki, çok övdügü Sâh Veliyyullah-
ı Dehlevî, (Izâle-tül-hafâ) kitâbının ikinci cildinde, Gazâlînin fıkh âlimi oldugunu,
besinci yüzyılın müceddidi oldugunu bildirmekde, onu çok övmekdedir.
Yûsüf-i Benûrî, altıncı cildin yüzkırkdokuzuncu sahîfesinde, (Ibni Teymiyyenin, kendi
mezheb imâmı olan Ahmed bin Hanbelden ayrılarak, Dâvüd-i Zâhirî mezhebini
tutdugunu) ve (Ibni Teymiyye, birçok üsûl ve fürû’ mes’elesinde Ehl-i sünnet âlimlerinden
ayrılmıs, asrının âlimleri ve sonra gelenler, onu red etmislerdir) diyerek,
(Me’ârif-üs-sünen) kitâbının kıymet kazanmasını saglamısdır. 194, 338, 386, 424, 620,
640, 641, 993.
918 — TOKÂDLI EMÎN EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed
Emîn efendi, Istanbulda bulunan mesâyıhın büyüklerindendir. Mekke-i mükerremede
Ahmed Yekdest-i Cüryânîden 1114 [m. 1701] senesinde icâzet almakla sereflendi.
Üç sene sonra Istanbula geldi. Ayvanserâydaki Emîr Buhârî tekkesinin
seyhi olan Kırîmî Ahmed efendi 1156 [m. 1743] da vefât edince, buna halef olmus
ve 1158 [m. 1745] de vefât etdi. (Savâ’ık-ı Muhrika)yı türkceye terceme etdi. Unkapanına
inen cadde ile Zeyrek yokusunun kesisdigi tepe üzerinde Soguk kuyu Pîrî
pâsa medresesi kabristânında, âsıkları ziyâret edip feyz almakda, muradlarına
kavusmakdadırlar. Talebesi Müstekîmzâde de orada medfûndur. Muhammed
Emîn efendi kahve ve tütün içerdi. 419, 1190.
919 — TOSUN PÂSA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mısr hâkimi Kavalalı Mehmed
Alî pâsanın ogludur. Vehhâbîler Mekke ve Medîneyi ele geçirip yedi sene Ehl-i sünnet
hâcılarını Mekkeye sokmadı. Tosun pâsa 1226 [m. 1811] de Mısrdan gönderildi
ise de, muvaffak olamadı. Sonra Mısrda vefât etdi. 461, 1119.
920 — TURHÂN SULTÂN “rahmetullahi teâlâ aleyhâ”: Sultân Ibrâhîmin
zevcesi ve dördüncü sultân Muhammedin vâlidesidir. Hadîce Turhân sultân, sâliha
ve hayrı sever bir hânım idi. Eminönünde büyük Yeni câmi’in temelini Mâhpeyker
Kösem sultân atmısdı. Turhân sultân temâmlatıp, 1074 [m. 1664] de ibâdete
açıldı. Mekteb, medrese, imârethâne, kütübhâneler, çesmeler yapdırdı. 1094 [m.
1682] de vefât etdi. Yeni câmi’ yanındaki, Turhân sultân türbesindedir. Oglu sultân
dördüncü Muhammed ile torunları sultân ikinci Mustafâ ve üçüncü sultân Ahmed
ve birinci sultân Mahmûd ve sultân üçüncü Osmân hân ve sultân besinci Murâd
ve sultân Mahmûdun vâlidesi Sâliha sultân ve diger sâhzâdeler de buradadırlar.
Üçüncü Mustafâ hânın vâlidesi Mihr-i sâh Emîne sultân ile birinci Abdülhamîd
hânın vâlidesi Râbi’a sultân da buradadır. 1062, 1071, 1100, 1103, 1153.
921 — TÜR-PÜSTÎ: Fadlullah bin Hasen, hanefî fıkh âlimlerinden oldugu
(Esmâ-ül-müellifîn)de yazılıdır. 661 [m. 1262] senesinde vefât etdi. Tesavvufda
(Tuhfe-tüs-sâlikîn) kitâbı ve (Müyessir) adındaki (Mesâbîh) serhı çok kıymetlidir.
(El-mu’temed fil-mu’tekad) adındaki akâid risâlesini Hakîkat Kitâbevi 1990 da basdırmısdır.
(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbında, 53.cü sahîfeyi okuyunuz!
922 — UBEYDÜLLAH-I AHRÂR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ubeydüllah bin
Mahmûd bin Sehâbüddîn, Sôfiyye-i aliyyenin büyüklerindendir. Müslimânların gözbebegidir.
Sekizyüzaltı [806] da Taskendde tevellüd, 895 [m. 1490] de Semerkandda
vefât etdi. Ya’kûb-i Çerhînin talebesi, Mevlânâ kâdî Muhammed Zâhid Bedahsînin
üstâdı idi. Zâhirî ve bâtınî ilmlerin hazînesi idi. Dahâ çocuk iken kerâmetleri
görülüyordu. Halâl kazanmak için, zirâ’at ile mesgûl olurdu. O kadar bereket
oldu ki, binüçyüzden fazla çiftligi vardı. Herbirinde üçbin amele çalısırdı. Her sene
sekizyüzbin batman zahîre usr verirdi. (Tesavvuf bilgilerinin maksad ve netîcesi,
kendini zorlamadan, ugrasmadan, her ân Allahü teâlâya teveccüh ve ikbâldir.
Ya’nî, her ân, Allahü teâlâyı hâtırlamakdır) ve (Bir kimse, erbâb-ı cem’iyyet
sohbetinde oturup, gönlünü Hak teâlâya verebilirse, ona zikr yapmaga ihtiyâc yokdur)
buyururdu. (Râbıta edenler için, bedenin uzak olması, ma’nevî yakınlıga
– 1184 –
mâni’ olmaz) derdi. (Çok açlık ve çok uykusuzluk dimâgı yorar. Hakîkatleri ve ince
bilgileri anlamagı önler. Bunun için, riyâzet çekenlerin kesfleri hatâlı olur) ve
(Zikr ve murâkaba, bir müslimâna hizmet yapılamadıgı zemânda olur. Gönül kabûlüne
sebeb olan hizmet, zikr ve murâkabadan önce gelir) buyururdu.
Ubeydüllah-i Ahrârın talebelerinden biri, Abdüllah-i Ilâhîdir. Simavlıdır. Ilm
edindikden sonra Semerkanda, Buhârâya giderek feyz aldı. Icâzetle sereflenip
Ubeydüllah-i Ahrâra intisâbı bulunan Emîr Ahmed-i Buhârî ile Istanbula geldi.
Yolda Molla Câmî ile sohbet eyledi. Zeyrek kilise câmi’inde va’z ve halkı irsâd etdi.
Emîr Buhârîye icâzet verdi. Vardar Yenicesinde 896 [m. 1491] da vefât etdi.
Ubeydüllah-i Ahrârın bir talebesi de Abdüllah-i Semerkandîdir. Önce, Ya’kûb-i
Çerhîye intisâb etmis ve Alâüddîn-i Attârın halîfelerinden olan Nizâmeddîn-i
Hâmûsdan da feyz almısdır. Ulug beg medresesinde müderris idi. Yûsüf-i Nebhânî
diyor ki, (Sokakda giderken, ansızın atını istedi. Eshâbı ile Semerkandın dısına
çıkdı. Onlardan ayrılıp, çok zemân sonra yanlarına geldi. Türk sultânı Muhammed
hân, kâfirlerle harb ediyordu. Onun yardımına gitdim. Gâlib geldi dedi.) Fâtih,
Istanbulu bu sûretle aldı. Sekizyüzyetmisbes 875 [m. 1470] de vefât etdi.
Ubeydüllah-i Ahrârın bir talebesi de Haydar babadır. Kırk sene devâmlı Eyyûb
câmi’inde i’tikâf etdi. Sultân Süleymân bu zâtın üstün hâllerini isitince, Eyyûb Nisâncası
ile Halic arasında, Cezrî Kâsım pâsa câmi’ine inen yol üzerinde (Haydar
baba mescidi)ni yapdırdı. Haydar baba, 957 [m. 1550] de vefât etdi. Mescide girerken
soldadır. Muhammed Ma’sûm-i Fârûkînin oglu Muhammed Ubeydüllah 1083
de, bunun oglu Muhammed Pârisâ 1142 de vefât etdi. 93, 95, 112, 388, 751, 943, 957,
969, 1050, 1057, 1079, 1095, 1137, 1141, 1148, 1173.
923 — UBEYDÜLLAH BIN CAHS: Resûlullahın halası Ümeymenin ogludur.
Önce îmâna geldi, Eshâbdan oldu. Zevcesi Ümm-i Habîbe ve kardesi Abdüllah ile
Habesistâna hicret etdi. Orada, mal ve mevkı’ için, mürted oldu ve öldü. 380, 1186.
924 — UBEYDÜLLAH BIN MES’ÛD “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Yediyüzdoksanıncı
[790] sırada Sadrüsserî’a ismine bakınız! 1163.
925 — UBEYDÜLLAH BIN UTBE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Abdüllah
Ubeydüllah bin Mes’ûd bin Abdüllah bin Utbe, Tâbi’înin büyüklerinden ve Medînedeki
yedi fıkh âlimlerindendir. Abdüllah ibni Mes’ûd “radıyallahü anh” hazretlerinin
kardesi olan Utbenin torunudur. 102 [m. 721] senesinde Medînede vefât etdi. 66.
— Uhud Gazvesi: Hamza ismine bakınız!
926 — UKÂSE “radıyallahü anh”: Ebû Muhsin Esedîdir. Bedr gazâsında kılıncı
kırıldı. Resûlullahın verdigi hurma dalı ile harb edip, çok kâfir katl etdi. Bütün
gazâlarda bulundu. Çok yerinden yaralandı. Cennetle müjdelendi. Bir muhârebede
Tuhayla bin Huveylid ismindeki bir papas tarafından sırtından hançerlenerek,
kırkbes yasında sehîd edildi. Beyâz ve çok güzel idi. Kabri, Gâzîayntabda Nûrdagı
kazâsı, Durmuslar köyündedir. 677.
927 — UKAYL “radıyallahü anh”: Ebû Tâlibin dört oglundan ikincisidir. Bedr
gazâsında esîr oldu. Hazret-i Abbâs kendisi ile bunun fidyelerini verip Mekkeye
gitdiler. Hudeybiyyeden önce Medîneye gelip îmân etdi. Gazâlarda bulunup, iltifâta
mazhar oldu. Neseb bilgisi çok idi. Kardesi hazret-i Alîye karsı hazret-i
Mu’âviye ile birlikde idi. 506, 1059, 1085, 1100.
928 — URVE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Urve-tebniz-Zübeyr, Tâbi’înin büyüklerinden
ve Medînedeki yedi büyük âlimden biridir. Zübeyr bin Avvâmın ogludur.
Annesi, Esmâ bint-i Ebû Bekrdir. Yirmiikinci [22] senede tevellüd, 94 [m.
712] senesinde Medîne yanında Fer’ ovasında vefât etdi. 66.
929 — UTBE: Utbe bin Rebî’a bin Abd-i Sems bin Abd-i Menâf, Bedrde Kureys
ordusunun reîslerinden idi. Velîdin ve Ebû Huzeyfenin ve Hindin babası
idi. Hind de, hazret-i Mu’âviyenin annesidir. Babası Rebî’a, Ümeyyenin kardesi
– 1185 – Se’âdet-i Ebediyye 3-F:75
idi. Âyet-i kerîmeleri isitince, (Bu söz si’r degil, sihr degil, kehânet degildir. Ey Kureysliler!
Beni dinlerseniz, bu adama dokunmayınız!) demisdi. Bedrde, kardesi Seybe
ile birlikde, hazret-i Hamza tarafından öldürüldü. 353, 506, 1069, 1093, 1110,
1179, 1188.
 

HASAN CAN

Active member
930 — ÜMM-I GÜLSÜM “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın kızıdır. Ebû Lehebin
ikinci oglu Uteybeye nikâhlandı ise de, (Tebbet yedâ) sûresi gelince, dahâ dügünleri
olmadan bosadı ve Resûlullaha üzücü sözler söyledi. Resûlullah “sallallahü
aleyhi ve sellem” da, (Yâ Rabbî! Buna canavarlarından birini musallat et!) diye
beddüâ eyledi. Sâm yolunda bir arslan bunu parçaladı. Rukayye öldükden
sonra vahy gelerek, Ümm-i Gülsüm hazret-i Osmâna “radıyallahü anhüm” nikâhlandı.
Hicretin dokuzunda [9] vefât etdi. Nemâzını Resûlullah kıldırıp, defn olunurken
kabri yanında durup, mübârek gözlerinden yas akardı.
931 — ÜMM-I HABÎBE “radıyallahü anhâ”: Ebû Süfyân bin Harb bin Ümeyyenin
kızı idi. Hazret-i Mu’âviyenin kız kardesi idi. Annesi Hind idi. Zevci Ubeydüllah
bin Cahs ile birlikde müslimân olup, Habesistâna hicret etdiler. Zevci,
orada papaslara aldanıp mürted oldu ve öldü. Bu, yalnız, garîb, fakîr kaldı. Resûlullahın
dîninden ayrılmam, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” onu sevindirmek
için nikâh etmek istedi. Necâsîye, ya’nî Habes sultânına hicretin yedinci
[7] senesinde mektûb yazdı. Necâsî, bu emr-i nebevî üzerine, bunu Resûl-i ekreme
nikâh etdi ve Medîneye gönderdi. Babası Ebû Süfyân, o zemân, henüz îmâna
gelmemisdi. Mekke kâfirlerinin reîsi idi. 44 [m. 664] senesinde Medînede vefât
etdi. 380, 1185.
932 — ÜMM-I HÂNÎ “radıyallahü anhâ”: Ebû Tâlibin kızı ve hazret-i Alînin
“radıyallahü anh” kızkardesidir. Hübeyre bin Amrin zevcesi idi. Öz adı Fâkite idi.
Mekke-i mükerremenin feth edildigi gün, Hübeyre kaçdıgı zemân, kendisi îmâna
geldi. Resûlullah, bunun evinde gusl abdesti alıp, sekiz rek’at duhâ ya’nî kusluk
nemâzı kıldı ve su ile ekmek ıslatıp tuz ve sirke koyup yidi. (Ey Ümm-i Hânî!
Sirke ne iyi yemekdir. Sirke bulunan ev fakîr olmaz!) buyurdu. 353, 354,
1096.
933 — ÜMM-I MA’BED “radıyallahü anhâ”: Adı Âtike idi. Resûl “aleyhisselâm”,
Hicretde bunun çadırına ugrayıp, za’îf koyunu sagınca, çok süt çıkmısdı. Bu
mu’cizeyi zevcine söyledi. Sonra ikisi de, Medîneye gelip müslimân oldu. 738.
934 — ÜMM-I SELEME “radıyallahü anhâ”: Adı Hind idi. Zevci Ebû Seleme
ile Habesistâna ilk olarak hicret etdiler. Ebû Seleme, Resûlullahın halası Berrenin
oglu olup, Medînede, hicretin dördüncü [4] senesi Uhud gazâsında aldıgı yaradan
vefât etdi. Ümmü Seleme, Ebû Bekr ve Ömerin “radıyallahü anhümâ” nikâh taleblerini
kabûl etmedi. Resûlullahın nikâhı ile sereflendi. 59 [m. 678] senesinde Medînede
seksendört yasında vefât etdi. Son vefât eden zevceleri bu idi. 629, 1107.
935 — ÜMRI-ÜL-KAYS: Islâmiyyetden önce yasayan sâ’irlerdendir. Hîre hükümdârının
ogludur. Ankarada, kralın Kayseriden gönderdigi zehrli gömlegi giymekle
vefât etdi. Kâ’beye asılan si’ri edebî san’at bakımından çok kıymetlidir. Ogulları,
zemân-ı se’âdete yetismisdir. Si’rleri Avrupa lisânlarına çevrilmis, ilk olarak
1294 [m. 1877] de Pârisde basılmısdır. 367.
936 — ÜSÂME BIN ZEYD “radıyallahü anh”: Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir.
Anası Ümm-i Eymen ve babası, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” âzâdlılarındandır.
Onsekiz yasında iken, bir birlige kumandan yapıldı. [54] veyâ 59 [m.
678] senesinde Medînede vefât etdi. 376, 995, 1195, 1196.
937 — ÜSTÜVÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Ahmed, Hanefî
âlimlerindendir. Sâmda tevellüd ve 1072 [m. 1662] de orada vefât etdi. Ayasofya
câmi’inde yıllarca va’z etdi. Fıkhda (Üstüvânî risâlesi) meshûrdur. 207.
938 — VAHÎDEDDÎN HÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sultân altıncı Muham-
– 1186 –
med, Islâm halîfelerinin yüzbirincisi ve sonuncusudur. Osmânlı pâdisâhlarının otuzaltıncı
ve sonuncusudur. Sultân Abdülmecîd hânın en küçük ogludur. 1277 [m.
1861] de tevellüd, 1344 [m. 1926] de, Italyada San Remoda vefât etdi. Sâmda, sultân
Selîm câmi’i kabristânındadır. 4 Temmuz 1336 [m. 1918] da büyük kardesi sultân
Resâdın öldügü gün halîfe oldu. Ingilizlerin türk ve islâm düsmanı oldugunu
iyi biliyordu. Ismâ’îl Hâmî Danismend, (Osmânlı Târîhi Kronolojisi) kitâbının dördüncü
cildinde, Vahîdeddîn hân hakkında genis bilgi vermekdedir. 735, 1059,
1087, 1153, 1193.
939 — VÂHIDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül-Hasen Alî bin Ahmed, tefsîr
âlimi idi. (Basît), (Vesît), (Vecîz) adında üç tefsîri meshûrdur. 468 [m. 1075] de,
Nîsâpûrda vefât etdi. 416, 629.
940 — VAHSÎ “radıyallahü anh”: Vahsî bin Harb Habesî, hazret-i Hamzanın
Bedr gazâsında öldürdügü Tu’avme adındaki kâfirin kardesinin oglu Cübeyr bin
Mut’imin kölesi idi. Uhud gazâsında, Cübeyr, buna, Hamzayı öldürürsen âzâd ol
demisdi. Hind de babasının ve amcasının intikâmı için, Hamzayı öldürene çok altın
va’d etmisdi. Bunlar için Vahsî, hazret-i Hamzayı, ok atarak agır yaraladı ve kılıncı
ile sehîd etdi. Cigerlerini çıkarıp Hinde götürdü. Her ikisi de, dünyâ zîneti için,
bu isi yapdı. Uhudda, Resûlullah, birkaç kâfire beddüâ etmisdi. Vahsîye niçin la’net
etmiyorsun dediklerinde, (Mi’râc gecesi, Hamza ile Vahsîyi kolkola, birlikde
Cennete girerlerken görmüsdüm) buyurdu. Mekkenin fethinden sonra, Vahsî,
Tâiflilerle birlikde Medînede mescide gelip, îmân etdi. Afva kavusdu. Fekat, Yemâme
tarafına gitmesi emr olundu. Resûlullaha karsı çok mahcûb olup, bası
önünde yasadı. Bir dahâ Medîneye gelmedi. (Muhammediyye) kitâbında (Adı da
Vahsî, kendi de vahsî) yazısı, müslimân olmadan önce Vahsî oldugunu bildiriyor.
Îmân edince, tertemiz oldu. Bütün Evliyâdan yüksek oldu. Hicretin onbirinci
[11] senesi Yemâmede mürtedler ile çok siddetli harb oldu. Müseyleme ordusundan
yirmibin, Hâlid ibni Velîd askerinden ikibin kisi öldü. Önce müslimânlar bozuldu.
Sonra, Vahsî hazretleri kahramanca saldırıp, hazret-i Hamzayı sehîd etmis
oldugu kılınç ile Müseyleme-tül-kezzâbı öldürdü. Bunu gören müslimânlar hücûm
edip, zafer elde edildi. Resûlullahın vaktîle, Vahsîyi Yemâme tarafına göndermesinin,
büyük mu’cize oldugu böylece meydâna çıkdı. Yermük gazâsında da bulunup,
rumlara karsı çok kahramânlıkları görüldü. Humsda yerlesdi. Hazret-i Osmân
zemânında orada vefât etdi. Vahsînin îmân etdikden sonra, serâb içdigini ve bu yüzden
had cezâsı verildigini söyliyenler oluyor. Bu haberlere sahîh diyemeyiz. Sahîh
desek bile, bu yüzden bir sahâbîye hattâ herhangi bir müslimâna dil uzatmak câiz
olmaz. Her müslimânı ve Eshâb-ı kirâmın hepsini iyilikle yâd etmemiz emr olundu.
Büyük âlim ve onüçüncü asrın müceddidlerinden mevlânâ Hâlid-i Bagdâdî,
(Âdâb-ı tarîka-i aliyye) kitâbında buyuruyor ki, (Ehl-ullaha i’tirâz eden kimsenin
küfr üzere ölecegini gösteren hadîs-i serîfler vardır. Velînin ma’sûm olması sart degildir.
Eshâb-ı kirâm arasında had cezâsı verilen ve eli kesilen oldu. Hâlbuki, Sahâbenin
en asagı derecede olanı da Velî idi. Hepsi, Sahâbî olmıyan Velîlerin hepsinden
dahâ yüksek idiler. Velîlerin hepsi, günâha devâm etmekden mahfûzdurlar.
Hepsi tevbe ve istigfâr eder. Belki, ba’zan günâh isledigi için pismânlıkları, aglamaları,
Allahü teâlâya yalvarmaları dahâ çok olur. Dereceleri artar. Bu sebeble,
(Hikem-i Atâiyye)de, (Zillet ve inkisâra sebeb olan günâh, izzet-i nefse ve kibre
sebeb olan tâ’atden dahâ hayrlıdır) denilmisdir. Amelleri ve sıfatları müsâvî olan
iki Velîden, tevbesi dahâ çok olanın, ma’sûm olandan dahâ üstün oldugu bildirildi.)
(Buhârî)de diyor ki, (Eshâb-ı kirâmdan Abdüllah adında birine, serâb içdigi
için had cezâsı verildi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, buna la’net edildigini
isitince, (Ona la’net etmeyiniz! Çünki O, Allahı ve Resûlünü sevmekdedir)
buyurdu.) (Merec-ül-bahreyn)de, Ahmed Zerrûkdan alarak diyor ki, (Ma’sûm olmak,
kusûrsuz olmak, Peygamberlere mahsûsdur. Velînin ma’sûm olması sart de-
– 1187 –
gildir. Isrâr ve devâm olmadan, büyük günâh islemek, vilâyeti bozmaz. Velî, günâhından
vazgeçer ve tevbe eder. Günâh islemek, insanı helâk etmez. Günâha devâm
etmek, tevbeyi terk etmek, helâk eder. Âdem aleyhisselâmın zellesi ile, Iblîsin
ısyânı, bundan dolayı farklı oldular.) Eshâb-ı kirâmın hepsini sevmekle ve hepsine
saygılı olmakla emr olunduk. Sevilmeleri az veyâ çok olabilir. Fekat, hiçbirine
dil uzatmamız, kötü bilmemiz câiz degildir. Kendi kusûrlarımıza bakmamız, hiçbir
müslimânı gıybet etmememiz lâzımdır. 1106, 1152.
941 — VÂNÎ MUHAMMED EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kendisi
Vanlıdır. Fâzıl Ahmed pâsa 1072 [m. 1661] senesinde Vandan getirmisdir. Serâyda
sultân dördüncü Muhammed hâna, va’z ederdi. Ikinci Mustafâ hânın hocası oldu.
Binyetmisaltı 1076 [m. 1665] da Mevlevîlerin simâ’larını ve Halvetîlerin rakslarını
yasak etdirdi. Babaeskideki Hurûfî tekkesini yıkdırdı. Binseksenbir 1081
[m. 1670] de, serâb satılmasını yasak etdirdi. Yeni câmi’de ilk Cum’a va’zı yapan
budur. 1094 [m. 1682] de, sadr-ı a’zam Merzifonlu kara Mustafâ pâsa Viyanada
haçlı orduları karsısında bozguna ugradıgında, Vânî Muhammed efendi ordu
seyhi idi. Bunun için, Bursada Kestel köyüne sürüldü. Kestelde büyük câmi’ ve
mekteb yapdırdı. 1096 [m. 1684] da orada vefât etdi. Bogaziçinde Vaniköy câmi’ini
de yapdırmısdır.
942 — VÂSIL BIN ATÂ: Mu’tezile fırkasının kurucusudur. 80 [m. 699] de
Medînede tevellüd, 131 [m. 748] de vefât etdi. Hasen-i Basrî hazretlerinin talebesi
idi. Bunu dersinden kovdu.
943 — VÂSILE BIN ESKA’ “radıyallahü anh”: Eshâb-ı kirâmdan idi. Tebük
gazâsından önce îmâna geldi. Bu gazâda bulundu. 841.
944 — VEHBÎ: Muhammed Vehbî bin Hüseyn Çelik, [1280] hicrî yılında, Konyanın
Hâdim kazâsında tevellüd, 1362 [m. 1943] de Konyada vefât etdi. Siyâsî hayâta
atıldı. Ser’ıyye vekîli iken, hilâfetin ilgâsı için fetvâ vermisdir. 45.
945 — VEHBÎ EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Altıyüzaltmısbesinci [665]
sırada Muhammed Mer’asî ismine bakınız!
946 — VEHEB BIN VERD MEKKÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 153 [m. 770]
senesinde vefât etdi. 608, 688.
947 — VELÎD BIN MUGÎRE: Kureys kâfirlerinin ileri gelenlerindendir. Ebû Cehlin
amcasıdır. Babasına Mugayre de denir. Birgün Resûlullahın yanına gelip, bana
bir mikdâr Kur’ân oku dinleyeyim dedi. Dinledi. Çok tatlı, latîf, derin ve çok fâideli,
bunu insan söyliyemez, dedi. Kâfirlerin yanına gidip, içinizde, si’ri benden iyi bilen
yokdur. Muhammedin okudugu kelâm, insan ve cin si’rlerine benzemiyor. O kâhin
degildir. Sözleri kâhin sözüne benzemiyor. Deli dersek kimse inanmaz. Onda cünûn
alâmeti yokdur. Sâ’ir de degildir. Sihirbâz da diyemeyiz. Sihre benziyen bir isi
yok. Okuyup, üflemiyor, dügüm baglamıyor, dedi. Öyle ise, ne diyelim, dediler. Velîd,
ne demeli bilmem. Fekat, su sözlerimizin hiçbiri yakısmıyor. Hangisini söylesek
inanılmaz dedi. Diyecek birsey bulamadılar. Çünki, Peygamberdir demekden baska
birsey yakısdıramadılar. Hicretin birinci [1] senesinde Mekkede öldü.
 

HASAN CAN

Active member
948 — VELÎD BIN UTBE: Kureys kâfirlerinden Utbenin ogludur. Babası gibi,
Islâm düsmanı idi. Kardesi Ebû Huzeyfe ise, hâlis müslimân olup, bütün gazâlarda
bulundu. Velîd, Bedrde babası ve amcası ile, meydâna yürüdü. Hazret-i Alî
çıkıp, Velîdi bir hamlede katl eyledi. 506, 1093, 1185.
949 — VELIYYÜDDÎN TEBRÎZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Altıyüzotuzyedinci
[637] sırada Muhammed bin Abdüllah ismine bakınız!
950 — VELIYYULLAH DEHLEVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sekizyüzaltmısdördüncü
[864] sırada Sâh Veliyyullah ismine bakınız!
951 — VELVÂLICÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kâdî Zahîrüddîn Abdürresîd
– 1188 –
467 de Bedahsânın Velvâlc kasabasında tevellüd ve 540 [m. 1146] da vefât etmisdir.
Semerkandda kâdî idi. Fıkhda (Emâlî) kasîdesi ve fetvâları vardır.
952 — VEYSEL KARÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Üveys bin Âmir Karnî
de denir. Tâbi’înin büyüklerinden oldugu hadîs-i serîfde bildirilmisdir. Yemenlidir.
Resûlullah sag iken, görmedigi hâlde müslimân oldu. Fekat, Sahâbî olamadı.
Hazret-i Ömer zemânında Medîneye geldi. Çok hurmet gördü. Basrada yasadı. Sıffîn
muhârebesinde hazret-i Alînin yanında bulundu ve 37 [m. 657] de sehîd oldu.
Anadoluya hiç gelmemisdir. Veysel Karânîye hediyye edilen hırka-i se’âdet, Van
civârında Irisân beglerine kadar gelmis ve bunlardan Sükrüllah efendi, 1027 [m.
1618] senesinde, halîfe-i müslimîn ikinci Osmân hâna getirip hediyye etmisdir. Abdülmecîd
hân, bu hırka-i se’âdet için, Fâtih civârında (Hırka-i serîf) câmi’ini yapdırmısdır.
Her sene Ramezân-ı serîfde camekân içinde olarak Sükrüllah efendinin
torunları tarafından halka ziyâret etdirilmekdedir. Istanbuldaki bütün câmi’ler hakkında,
genis bilgi veren (Hadîkatül-cevâmi’) kitâbında (Akseki mescidi)ni anlatırken
diyor ki, (Bu mescidi Kemâleddîn efendi yapmısdır. Fâtih sultân Muhammed
hân ile gelenlerdendir. Mescidin karsısında, Çorlulu Alî pâsanın yapdırdıgı
binâda (Hırka-i serîf) ziyâret edilmekdedir. Binânın yanına bir imâret ve çesme
de yapmısdır. Sultân Mahmûd-i Adlî, binikiyüzkırkaltı [1246] da, bu binâyı yeniden
yapdı.) Bu kitâb 1193 [m. 1779] de te’lîf ve 1253 de tevsî’ ve 1281 [m. 1864] de
tab’ edilmisdir. Rûhların terbiye etdigi kimseye (Üveysî) denir. 677, 678, 909,
923, 1110.
953 — VOLTER: Fransız sâ’irdir. 1105 [m. 1694] de tevellüd etdi. 1192 [m. 1778]
de öldü. Islâm düsmanı idi. Resûlullahın hazret-i Zeynebi nikâh etmesini, tiyatro
olarak yazmıs, âdî, alçak iftirâlar etmisdir. Bu yüzden, düsmanı olan papadan
tebrîk mektûbu almısdır. Ikinci Abdülhamîd hân, bu tiyatronun Avrupada oynatılmasına,
çok siddet göstererek mâni’ olmusdur. 381, 1197.
954 — WEGENER: Meteoroloji âlimi ve kutub kâsifidir. 1297 [m. 1880] de tevellüd,
1348 [m. 1930] de vefât etdi. Grönland seyâhatinde, buzlar arasında öldü.
Kayaların kayması teorisini kurdu. 83.
955 — WESTENFELD: Alman müstesriklerindendir. Ibni Ishakın (Sîret-i Resûlillah)
kitâbını basdırmısdır. 374, 1115.
956 — WILLIAM CEYMS: Amerikalı felsefecidir. 1258 [m. 1842] de tevellüd
etdi. 1328 [m. 1910] de öldü. (Pragmatizm)in kurucusudur. (Dînî tecribeler) ve baska
kitâblarında, îmânlı olmagı övmüsdür. 27.
957 — WILLIAM STERN: Alman psikolog ve pedagoglarındandır. 1287 [m.
1871] de tevellüd etdi. Zekâyı ta’rîf ederken, zekâ, düsünceyi hayâtın yeni sartlarına
uydurmakdır, demisdir. 405.
958 — YÂFES: Nûh aleyhisselâmın üç oglundan biridir. Çin, rus, slav ve türkler,
bunun soyundandır. Yâfes besyüz yasında suda boguldu. Binlerle torunu,
Asyaya ve o zemân mevcûd olan kara yolları ile, okyânus adalarına yayıldılar. Nûh
aleyhisselâmın ve Yâfesin dînini ve nasîhatlerini unutarak, yıldızlara, günese,
heykellere tapınmaga basladılar. 62, 377, 431, 483, 1123, 1157.
959 — YÂFI’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Afîf-üddîn Abdüllah bin Es’ad Yâfi’î,
Sâfi’î mezhebi âlimlerindendir. 698 [m. 1298] senesinde Yemende tevellüd etdi.
Mekkede yerlesdi. Kutb-i Mekke denir. 768 [m. 1367] de Mekkede vefât etdi.
(Ravd-ur-rıyâhîn), (Nesr-ül-mehâsin-il-gâliyye) ve (Menâkıb-i Abdülkâdir) kitâbları
meshûrdur. (Nesr-ül-Mehâsin)de (Makâmât-i asere)yi anlatmakdadır. Bu kitâbı,
(Câmi’ul Kerâmât) kenârında basılmısdır. 419, 458.
960 — YAHYÂ “aleyhisselâm”: Zekeriyyâ aleyhisselâmın ogludur. Annesi
Elisâ, Imrânın kızı idi. Hıristiyanlar Elizabeth diyor. Hazret-i Meryemin teyzesi
oglu idi. Dâvüd “aleyhisselâm” soyundandır. (Tevrât)da yazılı olan Îsâ aleyhisse-
– 1189 –
lâmın gelecegini haber verdi. Îsâ “aleyhisselâm” göke çıkarıldıkdan sonra, (Incîl)e
uydugu için, zâlim yehûdî hükümdârı büyük Herodun torunu, birinci Herod tarafından
sehîd edildi. Mubârek bedeninin parçaları baska sehrlerdedir. Ibni Âbidîn,
önsözünde diyor ki, (Mubârek bası, Sâmda Ümeyye câmi’indedir.) 482, 507, 1194.
961 — YAHYÂ BIN MU’ÂZ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Zekeriyyâ Sôfiyyedendir.
Rey sehrinde tevellüd etdigi için Râzî denir. 258 [m. 872] senesinde
Nîsâpûrda vefât etdi. 419, 607, 610.
962 — YAHYÂ BIN MUHAMMED “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kâdî Ibn-ül-
Hâsim-il-Bagdâdî [228] de tevellüd, 318 [m. 930] de vefât etdi. Fıkh ve hadîs âlimidir.
(Kitâb-ül-kırâet) ve fıkhda (Sünen) ve hadîsde (Müsned) kitâbları vardır.
963 — YAHYÂ EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Besiktas ile Ortaköy arasındaki
câmi’i serîfi yapdı. Amasyalıdır. Dokuzyüz [900] de Trabzonda tevellüd,
977 [m. 1569] de vefât etdi. Kabri üzerine ikinci Selîm hân tarafından türbe yapıldı.
Tıb, matematik ve fizik bilgisi çok idi. Trabzonda vâlî olan sultân Süleymân ile
süt kardesi idi. Sultân Süleymân halîfe olunca, Istanbulda meshûr olan yere yerlesdirdi.
Babası Sâmlı Ömer efendi Trabzonda kâdî iken tevellüd etdi. Si’r ve dîvânı
vardır. Üveysîdir. Türbesinde dört erkek, dört kadın dahâ vardır. Yanındaki
üç türbenin herbirinde birer Alî pâsa yatmakdadır. Yanında bir de niyyet kuyusu
vardır.Bir niyyet kuyusu da, Eyyûbde Kasgarî dergâhı yokusunda 16 numaralı
evin bagçesindedir.
Fetvâ sâhibi Minkârî-zâde Yahyâ efendi baskadır. Kırkikinci seyh-ul-islâm idi.
1088 [m. 1677] de vefât etdi. Üsküdârda medresesi yanındadır. 250, 339, 631.
964 — YA’KÛB “aleyhisselâm”: Ishak aleyhisselâmın oglu, Yûsüf aleyhisselâmın
babasıdır. Adı Isrâîl idi. Oniki oglunun torunlarına (Benî-Isrâîl), ya’nî Isrâîl
ogulları denir. Sonradan yehûdî denildi. Sâmdadır. Ishak aleyhisselâmın ikinci
oglu Iys idi. Bunun oglu Rûm sarısın oldugu için bunun soyundan olanlara (Rûm)
veyâ (Benî-Asfer) denildi. 356, 389, 390, 391, 482, 1006, 1122, 1151.
965 — YA’KÛB BIN SEYYID ALÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Edirnede kâdî
idi. Sonra Bursada müderris iken 931 [m. 1525] senesinde vefât etdi. (Gülistân)
serhı ve (Mefâtîh-ul-cinân) ismindeki (Sir’a-tül-islâm) serhı meshûrdur. Bu serh
1288 [m. 1871]de Istanbulda basılmıs ve Hakîkat Kitâbevi tarafından 1413 [m. 1992]
de Istanbulda ofset baskısı yapılmısdır. 392, 596, 1036, 1142.
966 — YA’KÛB-I ÇERHÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Alâüddîn-i Attâr hazretlerinin
talebelerinin büyüklerindendir. Derin âlim, veliy-yi kâmil idi. Gaznede
Çerh köyünde tevellüd ve 851 [m. 1447] de Hülfetûda vefât eyledi. Hirâtda ve Mısrda
tahsîl edip, Buhârâda Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbeti ve teveccühleri
ile sereflendi. Tebâreke ve Amme cüz’lerinin tefsîri ve fârisî (Risâle-i ünsiyye)
kitâbı Hindistânda basılmısdır. 957, 969, 1148, 1174, 1184, 1185.
967 — YEHÛDÂ: Îsâ aleyhisselâma îmân eden oniki havârîden biridir. Bunun
mürted olup, Îsâ aleyhisselâmı otuz dirhem gümüs karsılıgında yehûdîlere haber
verdigi söylenmekdedir. Yudas Isharyot da denilmekdedir. Üçyüzdoksandokuzuncu
[399] sırada (Havârîler) ismine bakınız! 1108, 1109.
968 — YEKDEST “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed Yekdest Cüryânî, Buhârânın
Cüryân kasabasında tevellüd etdi. 1069 [m. 1658] da ticâret için Hindistâna
giderken Cüryândaki tâ’ûnda çoluk çocugunun öldüklerini isitdi. Yolda eskıyâlar
basıp mallarını aldılar ve sol kolunu kesdiler. Çok üzüntülü Serhend sehrine geldi.
1069 [m. 1658] senesinde Muhammed Ma’sûm-i Fârûkînin hizmeti ile sereflendi.
Onbir sene kahvesini pisirdi. Sonra hilâfet verilip Mekke-i mükerremede irsâda
emr olundu. Otuzdokuz sene bu vazîfeyi yapdıkdan sonra 1119 [m. 1707] da Mekkede
vefât etdi. Seyh Ahmed Yekdest hazretlerinin çok talebesi vardır. Bunlardan
biri, Muhammed Emîn Tokâdî hazretleridir. Bir talebesi de, Egrikapı dâhilinde Emîr
– 1190 –
Buhârî mescidi tekkesindeki tatâr Ahmed efendidir. 1156 [m. 1743] da vefât etmisdir.
Bu mescid, Ivez pâsa câmi’inden Ayvanserâya inerken sagda sed üzerinde olup,
1384 [m. 1964] de kasden yakılmıs, dört dıvârı ve mihrâbı dısındaki tatâr Ahmed
efendinin ve baska birkaç tas kabr kalmısdır. Ahmed Yekdestin bir talebesi de, seyyid
Abdülhakîm efendi hazretlerinin ikâmet etdigi, Idrîs köskü civârındaki evi, Kasgarî
tekkesini ve câmi’i yapdıran, hâcı Murtezâ efendi olup, hesâb uzmanı idi. 1160
[m. 1747] da vefât etmisdir. Bu tekkenin bagçesinde medfûndur. Bunları 1158
[m. 1745] de yapdırmısdır. Tekkenin ilk seyhi olan Abdüllah-i Kasgârî, ondört sene
sonra 1174 [m. 1760] de vefât etmisdir. Birinci sultân Mahmûd zemânındaki altmısüçüncü
seyh-ul-islâm seyyid Mustafâ efendi de, 1112 [m. 1699] de Ahmed
Yekdest hazretlerine intisâb etmisdir. 1090 [m. 1678] da tevellüd ve 1158 [m.
1745] de vefât edip Üsküdârda medfûndur. 1157 [m. 1744] de, Eyyûb Nisâncasında
seyh-ul-islâm tekkesini ve mescidini yapdırdı. Bu mescid kapısında ve ayrıca Sarâchânede
birer çesmesi vardır. Ahmed Yekdestin bir halîfesi de dördüncü Muhammed
hânın bas çuhâdârı Kahramân agadır. 1147 [m. 1734] de vefât eden târîhci Muhammed
Râsid efendi, bunun halîfesi Emîr agaya mensûbdur. Iki cild târîh kitâbı
çok kıymetlidir. Kahramân aganın bir halîfesi de, Enderûnlu Sührâb efendi olup,
sonra Abdülganî Nablüsîden de feyz almısdır. Üsküdârda Azîz Mahmûd-i Hüdâî
tekkesindeki mürsidlerden Mudanyalı zâde Muhammed Revsen efendi, Sührâb
efendiden feyz almısdır. Ahmed Yekdestin halîfelerinden biri, kâdî Zıyâüddîn efendi,
biri de rûznâmeci bası Muhammed Kumul begdir. 1132 [m. 1719] de vefât etmisdir.
Fındıklıda sâhilde molla Çelebî câmi’i yanında, 1121 [m. 1708] de vefât eden
seyh-ul-islâm Muhammed Sâdık efendinin kabri yanındadır. Sâdık efendi, kırksekizinci
seyh-ul-islâm olup, ikinci Ahmed hân zemânında, 1105 [m. 1691] de seyhul-
islâm olmus, dokuz ay sonra, ikinci Mustafâ hân tarafından azl edilmisdir.
Üçüncü Ahmed hân zemânında tekrâr seyh-ul-islâm yapılmıs, ihtiyâr oldugundan
bir sene sonra azl edilmisdir. Bu câmi’i yapdıran Molla Muhammed Çelebî, Istanbul
kâdîsı [hâkimi] idi. 998 [m. 1590] de vefât etdi. Eyyûbde Defterdâr caddesi ile
Kızılmescidden gelen yolun kesisdigi yerde büyük türbededir. Ahmed-i Yekdestin
bir talebesi de, 1117 [m. 1704] de vefât edip, Karaca Ahmed kabristânında defn
edilen Muhammed Semerkandîdir. Bir talebesi de, Dâr-üs-se’âde agası [ya’nî Istanbul
vâlîsi] Besîr agadır. Bu isme bakınız! 1073, 1082, 1162, 1184.
 
Üst Alt