Sırayı bozunca, abdest sahîh olmaz. Sıra ile yıkamak, hanbelîde de farzdır. Mâlikîde ve hanefîde ise, sünnetdir.
Bevl, mezî ve vedîden biri çıkınca, dört mezhebde de abdest bozulur. Nikâhları ebedî harâm olan 18 kişiden başka ihtiyâr erkek, ihtiyâr kadın dahî derileri birbirlerine dokununca, biri ölü olsa dahî şâfi’îde ikisinin de abdesti bozulur. Mesti açık olarak giyip, sonra bağ veyâ başka şeyle kapamak, dört mezhebde de câizdir. Örtdükden sonra hiç delik bulunmaması şâfi’îde şartdır.
Şâfi’îde guslün farzı ikidir: Birincisi, niyyet etmekdir. İkincisi, bütün bedeni yıkamakdır. İlk yıkamağa başlarken niyyet etmek lâzımdır. Dahâ önce edilirse, gusl sahîh olmaz. Kadının da, örgülü saçı çözüp, arasını ıslatması farzdır. Sünnet derisinin altını yıkamak farz olduğu için, şâfi’îde sünnet olmak vâcibdir.
Şâfi’îde, leşin bütün a’zâsı, kemiği, derisi, kılı, kanadı, yünü necsdir. Hanefîde, kemiği, tırnağı, gagası, pençesi, boynuzu, kılı temizdir. Şâfi’îde, köpeğin her yeri necsdir. Her çeşid kan ve sarı su kıyh ya’nî cerâhat necsdir. Renksiz su, ter, temizdir. Hanefîde renksiz su, hastalıkla akarsa, necsdir. Kabarcıklardan çıkan su, hastalıkla olmadığı için, tâhirdir. İnsanın ve eti yinmiyen hayvânların hattâ süt emen sabînin pislikleri, idrârları ve kusmukları her mezhebde necsdir. Merkeb ve katır böyledir. Hanefîde, bunlardan kuşların necâsetleri, hafîfdir. Şâfi’îde, eti yinen hayvânların pislikleri, bevlleri de necsdir. Hanefîde ise, hafîfe olup havada pisliyen, eti yinen kuşlarınki tâhirdir. Şâfi’îde, insanın ve hayvânların menîsi tâhirdir. Diğer üç mezhebde, menî, mezî ve vedî necsdir. Mezî, zevk zemânında çıkan, renksiz sıvıdır. Vedî, idrârdan sonra gelen beyâz sıvıdır. Mi’deden gelmiyen kusmuklar, iki mezhebde de temizdir. Kâfirin ve fâsıkın ve cünübün ve eti yinen hayvânların ve atın artıkları temizdir. Hınzırdan başka, eti yinmiyen hayvânların sütleri, hanefîde tâhirdir. Diğer üç mezhebde necsdir. Necâset ateş ile yakılınca, külü ve dumanı ve zemân ile toprak olunca, hanefîde tâhir olur. Diğer üç mezhebde tâhir olmaz. Üzümden, hurmadan ve herşeyden elde edilen serhoş edici mâyı’lerin [sıvıların] hepsi dört mezhebde de necsdir. [Biranın ve ispirtonun kaba necâset oldukları, buradan anlaşılmakdadır. Çünki, hanefîden başka, üç mezhebde, necâsetlerin her çeşidi kabadır. Hafîf necâset yokdur.]
[Abdestde ve guslde kullanılmış olan (Mâ-i müsta’mel) denilen su, üç mezhebde, yalnız tâhirdir. Fekat, mutahhir değildir. Ya’nî temizdir. Fekat, temizleyici değildir. Mâlikîde, hem tâhirdir, hem de mutahhirdir. (Mîzân).]
Mâlikîde, nemâz kılanın, necâseti temizlemesi farz veyâ vâcib değil, sünnetdir, dediler.
Bevl, mezî ve vedîden biri çıkınca, dört mezhebde de abdest bozulur. Nikâhları ebedî harâm olan 18 kişiden başka ihtiyâr erkek, ihtiyâr kadın dahî derileri birbirlerine dokununca, biri ölü olsa dahî şâfi’îde ikisinin de abdesti bozulur. Mesti açık olarak giyip, sonra bağ veyâ başka şeyle kapamak, dört mezhebde de câizdir. Örtdükden sonra hiç delik bulunmaması şâfi’îde şartdır.
Şâfi’îde guslün farzı ikidir: Birincisi, niyyet etmekdir. İkincisi, bütün bedeni yıkamakdır. İlk yıkamağa başlarken niyyet etmek lâzımdır. Dahâ önce edilirse, gusl sahîh olmaz. Kadının da, örgülü saçı çözüp, arasını ıslatması farzdır. Sünnet derisinin altını yıkamak farz olduğu için, şâfi’îde sünnet olmak vâcibdir.
Şâfi’îde, leşin bütün a’zâsı, kemiği, derisi, kılı, kanadı, yünü necsdir. Hanefîde, kemiği, tırnağı, gagası, pençesi, boynuzu, kılı temizdir. Şâfi’îde, köpeğin her yeri necsdir. Her çeşid kan ve sarı su kıyh ya’nî cerâhat necsdir. Renksiz su, ter, temizdir. Hanefîde renksiz su, hastalıkla akarsa, necsdir. Kabarcıklardan çıkan su, hastalıkla olmadığı için, tâhirdir. İnsanın ve eti yinmiyen hayvânların hattâ süt emen sabînin pislikleri, idrârları ve kusmukları her mezhebde necsdir. Merkeb ve katır böyledir. Hanefîde, bunlardan kuşların necâsetleri, hafîfdir. Şâfi’îde, eti yinen hayvânların pislikleri, bevlleri de necsdir. Hanefîde ise, hafîfe olup havada pisliyen, eti yinen kuşlarınki tâhirdir. Şâfi’îde, insanın ve hayvânların menîsi tâhirdir. Diğer üç mezhebde, menî, mezî ve vedî necsdir. Mezî, zevk zemânında çıkan, renksiz sıvıdır. Vedî, idrârdan sonra gelen beyâz sıvıdır. Mi’deden gelmiyen kusmuklar, iki mezhebde de temizdir. Kâfirin ve fâsıkın ve cünübün ve eti yinen hayvânların ve atın artıkları temizdir. Hınzırdan başka, eti yinmiyen hayvânların sütleri, hanefîde tâhirdir. Diğer üç mezhebde necsdir. Necâset ateş ile yakılınca, külü ve dumanı ve zemân ile toprak olunca, hanefîde tâhir olur. Diğer üç mezhebde tâhir olmaz. Üzümden, hurmadan ve herşeyden elde edilen serhoş edici mâyı’lerin [sıvıların] hepsi dört mezhebde de necsdir. [Biranın ve ispirtonun kaba necâset oldukları, buradan anlaşılmakdadır. Çünki, hanefîden başka, üç mezhebde, necâsetlerin her çeşidi kabadır. Hafîf necâset yokdur.]
[Abdestde ve guslde kullanılmış olan (Mâ-i müsta’mel) denilen su, üç mezhebde, yalnız tâhirdir. Fekat, mutahhir değildir. Ya’nî temizdir. Fekat, temizleyici değildir. Mâlikîde, hem tâhirdir, hem de mutahhirdir. (Mîzân).]
Mâlikîde, nemâz kılanın, necâseti temizlemesi farz veyâ vâcib değil, sünnetdir, dediler.