27 Mayıs Darbesi

MURATS44

Özel Üye
27 Mayıs Darbesi, 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk askerî darbe. Ayrıca 27 Mayıs Askerî Müdahalesiya da 27 Mayıs İhtilâli olarak da anılır. Darbe emir komuta zinciri içinde yapılmamıştır; 37 düşük rütbeli subayın planları ile icra edilmiştir. Kritik mevziler bu subayların ellerindeki asker ve silahlarla önce ordudaki komuta kademesinin etkisiz hale getirilmesi ile ele geçirilmiştir. Sonra cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri tutuklanarak, hükümet; 235 general ve 3500 civarında subay (daha çok albay, yarbay, binbaşı) emekliye sevk edilerek, ordu; 147 üniversite öğretim görevlisi görevden alınarak ve bazı üniversiteler kapatılıp el konularak, üniversiteler; 520 hakim ve yargıç görevden alınılarak, yargı kontrol altına alınmıştır.

Darbeden sonra darbeyi planlayan ve icra eden 37 düşük rütbeli subay ve Emekli Orgeneral, Cemal Gürsel'in oluşturduğu Millî Birlik Komitesi ülke yönetimini üstlendi.

1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü gerekçelerini ileri sürerek Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir grup subay, 27 Mayıs 1960 sabahı ülke yönetimine bütünüyle el koydu.37 subaydan oluşan Millî Birlik Komitesi bu harekat ile anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere birçok Demokrat Partiliyi tutuklattı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun, İstiklal Savaşı kahramanlarından Ali Fuat Paşa, Kore gazisi Tahsin Yazıcı ve emekli olduktan sonra DP'den milletvekili seçilen eski Genelkurmay başkanı Mehmet Nuri Yamut da tutuklananlar arasındaydı.

3. Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala'nın, eğer darbenin lideri kendisinden daha kıdemli değilse ordusuyla Ankara'ya yürüyüp isyancıları yakalayacağını söylemesi üzerine darbeden haberi olmayan Emekli Orgeneral Cemal Gürsel Milli Birlik Komitesi'nin başına getirildi. Bu darbenin daha sonraki yıllarda meydana gelen askeri darbelerden farkı, Türk Silahlı Kuvvetleri emir komuta zinciri içinde yapılmamış olmasıydı;[SUP][[/SUP] nitekim dönemin Genelkurmay başkanı da yönetime el koyan askeri güçler tarafından tutuklanmıştı.
 

MURATS44

Özel Üye
27 Mayıs Darbesisinin nedenleri

Darbenin nedenleri


DP - Ordu ilişkisi

200px-Celal_bayar.jpg
magnify-clip.png

Dönemin cumhurbaşkanı "Reşad-ı Sani" Celâl Bayar


1950'li yılların sonlarına doğru ordunun DP iktidarından memnun olmadığını duyan Adnan Menderes'in çevresine "Ben bu orduyu yedek subaylarla da idare ederim" dediği iddia edilerek ordu mensupları tahrik ediliyordu. Yassıada Yargılamaları sırasında Refik Koraltan'ın avukatlığını yapan Hüsamettin Cindoruk, Mahkeme başsavcısının Menderes'e bu konuyu sorması üzerine Menderes'in “Efendim ben devleti idare ettim, yedek subaylık yaptım, kendi gücümü biliyorum. Bu ordu yedek subaylarla nasıl idare edilir. Bunu kim uydurmuş?” dediğini belirtmiştir. Kendisinin bu lafı söyleyip söylemediği kesin olarak bilinmemekle birlikte darbeyi hazırlayanların bu sözleri propaganda amacıyla kullandığı bilinmektedir. Bu sözler 27 Mayıs'tan sonra da darbeyi meşrulaştırmak için kullanılmıştır.

Darbenin nedeninin Menderes hükümetinin uygulamaları ve çıkardığı yasalar olduğu, cunta yönetimi tarafından ileri sürülmüştür. MBK; darbeyi, kardeş kavgasına son vermek ve laiklik ilkesine aykırı uygulamaları durdurmak için yaptığını ileri sürmüştür. Ayrıca kimi subaylar DP iktidarının Kemalist ve laik rejimi tehdit ettiğini düşünmekteydi. Bunların dışında, darbenin iktidarı geleneksel elit iktidar gruplarına (ordu ile siyasî bürokrasiye) vermek amacıyla yapıldığını öne süren kaynaklar da mevcuttur.

Başlangıç aşamasında sayılabilecek bir ekonomik kriz havasının darbenin etkenlerinden olduğu belirtilmektedir.

DP'nin siyasi faaliyet ve kararları

DP anayasa ihlalleriyle suçlamaktadır., Adnan Menderes'in üniversite çevrelerine "kara cübbeliler" olarak hitap ettiği ve bunun yayınlanmaması için basına yasak koyduğu iddia edilir. Üniversite çevreleri ve bazı aydınlar bu eleştirilere destek verirler. İhtilalden bir ay önce İstanbul Üniversitesi'nde DP karşıtı bir eylem zorlukla bastırılır. Eylemi bastırmakla görevli askerlerin tutumu ordunun da DP'ye cephe aldığını gösterir. Bu olaya şahit olan Ali Fuat Başgil o an, gördüklerini şu şekilde değerlendirir:


« Tamam dedim. Bu hareket orduya da sirayet ettiğine göre, artık Menderes Hükümeti gitmiştir. »


Tırmanan olaylardan ve huzursuz ortamdan CHP'yi sorumlu tutan Demokrat Parti'nin, 2 Ağustos 1958 tarihli bir Meclis grubu bildirisi şu şekildeydi:
"CHP idarecileri, Meclis ve hükümetin meşruiyet ve istikrarını, şiddet yolu ile tahrip etmenin mümkün, hatta lazım olduğu kanaatini uyandırmaya müncer olacak, çok tehlikeli bir yola girmişlerdir"[SUP][28][/SUP]
DP hükûmetinin sansür politikaları basınla olan ilişkilerini de büyük oranda zedelemiştir.
Dış politika bazlı etkenler

Menderes, iktidarının son yıllarında artık Marshall Planı kapsamında Amerika'dan daha fazla kredi alamadığını görmüş ve Seydişehir Aluminyum ve İskenderun Demir-Çelik ve diğer sanayi projelerini kredilendirmek için Sovyetler Birliği ile yakınlaşmaya başlamıştı. Bu amaçla Sovyetler Birliği'ne üst düzey ziyaretler yapılıp, ülkedeki sanayinin gelişmesi için Sovyetlerle yatırım antlaşmaları imzalanma hazırlığı yapılmaktaydı. Nitekim, Demokrat Parti'nin devamı olan ve "Demokrat Parti'nin Yedek Takımı", adıyla anılan Adalet Partisi, darbeden 5 yıl sonra yapılan seçimlerde 1965 yılında tek başına iktidara geldiğinde, Adnan Menderes döneminde projesi yapılıp da kredi yokluğundan gerçekleştirilemeyen bu projeleri Sovyetler Birliği'nden alınan proje kredileriyle bitirmiştir.

Bazı iddialara göre bu askeri darbe'nin arkasında, evvelce Mısır lideri Cemal Abdülnasır'ın Asvan Barajı için ABD'nin kredi vermemesi üzerine Sovyetler Birliği'ne yakınlaştığını gören ABD ve diğer bazı Batılı devletler ile CIA vardır.

1957 seçimleri

Ana madde: 1957 Türkiye genel seçimleri
27 Ekim 1957 seçimleri oldukça sert bir hava içerisinde yapıldı. DP seçimler öncesinde yasal düzenlemeler yaparak, muhalefetin bütünleşerek seçimlere bir cephe halinde girmesini engelledi. [SUP][35][/SUP] CHP'nin iddiasına göre CHP'li seçmenler kütüklere yazılmamış ve bazı yerlerde sandıklarda seçim sonuçları bile değiştirilmiştir. Kayseri, Giresun, Çanakkale ve Samsun'da gösteriler yapılmış ve kavgalar yaşanmıştır. Gaziantep'te ise radyo ve gazeteler önce CHP'nin zaferini ilan etmiş fakat daha sonra "köyden gelen oylar" ile seçim sonucunu DP'nin zaferi olarak değiştirilmiştir. CHP'nin itirazı üzerine oy pusulaları Gaziantep Adliyesi binasına getirilmiş ancak Gaziantep Adliyesi oy pusulalarıyla birlikte yanmıştır.[SUP]][/SUP] İsmet İnönü, bu usulsüzlükleri "Kütük Marifetleri" ve İçişleri Bakanı Namık Gedik'i de "Kütük Bakanı" olarak adlandırmıştır. DP hükûmeti bu "Antep hadisesi" haberlerinin yayınlanmasını yasaklamıştır.

DP oyların %47,88'ini alarak yürürlükteki çoğunluk esasına dayalı seçim sistemi sayesinde 424 milletvekili çıkardı. İsmet İnönü'nün başında bulunduğu CHP %41,09 oyla 178 milletvekilliği kazanmıştı. Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Hürriyet Partisi dörder milletvekilliği kazandılar. Muhalefetin toplam oy miktarı DP'yi geride bırakıyordu. Demokrat Parti, matematiksel olarak muhalafet partilerinin oyları karşısında azınlığın iktidarı konumundaydı.[SUP][39][/SUP]Seçimlerden sonra, siyasal ortamdaki gerginlik artarak devam etti. CHP yurt çapında destek görmeye başlamıştı. Bir önceki seçimde %35 olan oy oranını % 41'e yükseltmesi bunun göstergesiydi. Oysa DP 1954'te % 57 olan oy oranını % 47'ye düşürmüştü.

Gizli komiteler ve Dokuz subay olayı

Ana madde: Dokuz Subay Olayı
1954'te İstanbul'da Dündar Seyhan ve Orhan Kabibay'ın kurduğu komiteye Faruk Güventürk, Ahmet Yıldız, Suphi Gürsoytrak, Orhan Erkanlı ve Necati Ünsalan gibi genç subaylar katılmışlardır. Ankara'da ise Talat Aydemir, Millî Müdafaa Vekili Ethem Menderes'in yaveri Adnan Çelikoğlu, Sezai Okan, Osman Köksal ve yandaşları ayrı bir komite kurmuşlardır. 1957'de İstanbul ve Ankara'daki iki komite birleşmiştir.

Birleşik komite 27 Ekim 1957'de öngörülen seçimlerinde DP'nin kaybedeceğini varsayarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninde zırhlı birlikler ile şeref tribünündeki DP'lileri tutuklayarak yönetime el koymayı planladı. Fakat seçimde DP kazandığı için darbe Şubat 1958'e ertelendi.

Bu arada 16 Ocak 1958'de komite üyesi Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu'nun ihbarı üzerine emekli Kurmay Albay Cemal Yıldırım, Kurmay Albay Naci Aşkun, Kurmay Albay İlhami Barut, Topçu Yarbay Faruk Güventürk, Piyade Binbaşı Ata Tan, Piyade Binbaşı Ahmet Dalkılıç, Piyade Yüzbaşı Kazım Özfırat, Piyade Yüzbaşı Hasan Sabuncu ve Kuşçu'nun kendisi başta olmak üzere 9 subay tutuklanmıştır. Yargılamalar sonucunda 8 subay beraat etmiş ve Kuşçu "iftira" suçundan mahkûm olmuştur.

CHP Kurultayı ve İlk Hedefler Beyannamesi

CHP'nin 1959 yılındaki XIV. kurultayında, ülkenin acilen ihtiyaç duyduğu bazı değişiklikler için çaba gösterilmesi kararlaştırıldı. "İlk Hedefler Beyannamesi" adıyla hazırlanan bildirinin, 1961 Anayasası'nın temelini oluşturduğu ileri sürülür. Bildiri metnindeki başlıklar şu şekildeydi:
1. Eşit Muamele, 2. II. Meclis, 3. Anayasa Mahkemesi, 4. Nisbi Temsil Usulü, 5. Yüksek Hakimler Şurası'nın kurulması, 6. Memurlar Kanunu'nun düzenlenmesi, 7. Baskıdan uzak tutulan bir basın rejiminin kurulması, 8. Üniversite muhtariyeti, 9. Sosyal Güven ve Sosyal Adalet esaslarının teminat altına alınması, 10. Yüksek İktisat Şurası'nın kurulması[SUP][44][/SUP]
Uşak, Topkapı, Kayseri olayları

17 Şubat 1959'da Menderes'in başkanlığında Londra'daki Kıbrıs görüşmelerine gelen Türk delegasyonunu taşıyan uçak Londra yakınlarında bir ormana düştü. Bu uçak kazasından Menderes'in yara almadan kurtulması iktidar ve muhalefet arasında bir yumuşamaya yol açsa da bu durum fazla sürmedi. 1959'un Nisan ayında CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, Batı Anadolu illerini kapsayan bir geziye çıktı. CHP'liler geziye "Büyük Taarruz" adını taktı.

29 Nisan'da İnönü Trikupis'i esir aldığı Uşak'ı "Büyük Taarruz"un ilk durağı olarak seçmiş ancak oraya ulaştığında taşlı saldırıya uğrayıp, başından yaralanmıştır.İçişleri Bakanının emriyle İnönü'nün gezisini engelleyen Uşak valisi İlhan Engin'e muhalif basın 'İktidarın "Uşak" Valisi' demeye başlamıştı.

İnönü, Manisa ve İzmir'den sonra 4 Mayıs'ta İstanbul'a gelmiş ve Yeşilköy Havalimanı'ndan şehir merkezine giderken Topkapı'da önce trafik müdürü tarafından durdurulmuş ve sonra halkın saldırısına uğramıştır. Polisler ve askerler müdahale etmemişlerdir. Ancak o sırada Binbaşı Kenan Bayraktar'ın emriyle askerler müdahale etmiş ve İnönü kurtarılmıştır.

Birçok ilde CHP-DP arasında olaylar patlak verdi. 1960 başlarında basında sansür artmıştı, gazeteler sansür nedeni ile beyaz sayfalarla çıkıyordu. Cezaevleri tutuklu gazetecilerle doluydu. 2 Nisan 1960'ta Kayseri'ye gelen İsmet İnönü'nün treni, vali Ahmet Kınık'ın emriyle durduruldu. Kendisine İnönü'nün Himmet Dede Demiryolu İstasyonu'nda trenin durdurulması ve yolunun kesilmesi için emir verilmiş Binbaşı Selahattin Çetiner, "Sizin yolunuzu kesmek ve sizin Kayseri'ye gitmenize engel olmaktansa intiharı tercih ederim" sözlerini söylemiştir. Olaydan sonra emekli edilmiş; ancak Danıştay Kararı ile göreve iade edilmiş, daha sonra orduda Generalliğe kadar yükselmiş, 12 Eylül Darbesi sonrası kurulan hükümette İçişleri Bakanlığı yapmıştır. Zorlukla yoluna devam eden İsmet İnönü'yü Kayseri'de 50 bin kişi karşıladı. Seçim öncesi meydana gelen bu olaydan dönemin Ulaştırma Bakanı sorumlu tutuldu. 27 Mayıs Darbesi'nden sonra hazırlanan 1961 Anayasası'na Millet Meclisi genel seçimlerinden önce Ulaştırma, İçişleri ve Adalet Bakanları çekilir(m. 109) maddesinin eklenmesinin sebebi olarak da bu olay gösterilir.

"İhtilal beyannameleri"

Nisan 1960'ta TBMM'de gazete ve dergilerin "yıkıcı, gayrimeşru ve kanun dışı" faaliyetlerini inceleyerek meclise bildirmek için Ahmet Hamdi Sancar başkanlığında kurulan Tahkikat Komisyonu meclis ile ilgili bütün neşriyatı yasaklayınca DP-CHP ilişkisi daha gerginleşmiştir. CHP'lilerin konuşmaları basına yansımadan elden ele dolaşmıştır. DP yönetimi bu konuşmalarını "İhtilal beyannameleri" olarak adlandırmıştır.

18 Nisan 1960 günü Mazlum Kayalar ve Baha Akşit'in CHP'nin "yıkıcı, gayrimeşru ve kanun dışı" faaliyetleri olduğu gerekçesiyle meclis araştırmasına açılması yolundaki önerge karşısında İnönü şöyle konuştu:
*Biz demokratik rejim dedik, bu rejim kurulmuştur. Bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp, baskı rejimi haline götürmek tehlikeli birşeydir. Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam.

*Şartlar tamam olduğunda milletler için ihtilal, meşru bir haktır.
*Bu tedbire teşebbüs eden baskı tertipçileri zannediyorlar ki: Türk Milletinin Kore Milleti kadar haysiyeti yoktur.
CHP Genel Başkanı uyarılarını sürdürdü. 27 Nisan 1960 günkü TBMM toplantısında İnönü tekrar Tahkikat Komisyonu'nu hedef alınca Meclis, İnönü'ye oniki oturum toplantılara katılmama cezası verildi. Kararı protesto eden CHP milletvekilleri Meclisten polis zoru ile uzaklaştırıldı.

27 Nisan 1960'ta Tahkikat Encümenlerinin görev ve yetkileri hakkında kanun teklifi konuşmasını yapan İnönü'ye Afyon milletvekili Murat Ali Ülgen: "Kürsüden ihtilal beyannamesi okudun paşam" demiştir.

28-29 Nisan olayları

28 Nisan'da İstanbul'da 29 Nisan'da Ankara'da çıkan öğrenci olayları şiddetle bastırıldı.

İstanbul'da çıkan olaylarda yaklaşık 40 öğrenci yaralanmış ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz polisin kurşunuyla öldürülmüştür. Bundan dolayı "Kanlı Perşembe" olarak anılmıştır. DP yönetimi bu illerde sıkıyönetim ilan etti. Öğrenciler hep bir ağızdan Gazi Osman Paşa'nın kahramanlığı için yazılan Plevne Marşı'nın değiştirilmiş hâli olan Olur mu böyle olur mu şarkısını söylüyordu:

Olur mu, böyle olur mu? / Kardeş kardeşi vurur mu? / Kahrolası diktatörler / Bu dünya size kalır mı?
Bu olaylarda polisler "Kahrolsun diktatörler", "Hürriyet isteriz" sloganları atan öğrencileri dağıtmaya çalışmışlardır. Ancak "Türk ordusu çok yaşa" sloganı atan öğrenciler ile askerler arasında dayanışma yaşanmış ve askerler polislerin teslim ettikleri öğrencileri serbest bırakmışlardır.

Harp okulu öğrencileri bir yandan Atatürk Bulvarı'nda sessiz yürüyüş yapmış ve öte yandan 20 Mayıs'ta Türkiye'yi ziyaret edecek Hindistan Başbakanı Nehru'yu karşılamak için Esenboğa'dan şehir merkezine gitmek için aynı arabaya binecek olan Menderes'i Nehru'nun yanından kaçırmayı planlamıştır. Ancak yabancı misafir varken bu tür hareketlere girişmenin dış dünyaya karşı olumsuz etki yaratacağı kanaatine varılarak plan reddedilmiştir.
 

MURATS44

Özel Üye
Onar Komisyonu
27 Mayıs sabahı, askerler; İstanbul Üniversitesi'nden Sıddık Sami Onar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Naci Şensoy, Ragıp Sarıca, Tarık Zafer Tunaya, Hüseyin Nail Kubalı ve İsmet Giritli'yi askerî bir uçakla Ankara'ya getirmişlerdir.

28 Mayıs günü komisyona Ankara'da iştirak eden Muammer Aksoy, İlhan Arsel ve Bahri Savcı ile birlikte yeni bir anayasa taslağını hazırlamak için çalışmalara başlamışlardır. Başkanlığına getirilen Sıddık Sami Onar'ın adıyla "Onar Komisyonu" olarak anılmıştır.

"Hürriyet Şehitleri" Millî Birlik Komitesi, DP'liler hakkında daha sonradan doğru olmadığı anlaşılan bazı haberler yaymaya başlamıştı. MBK, Demokrat Partililerin yurtdışına kaçarken yakalandığını ve beraberlerinde 12 uçak dolusu altın, mücevherat ve parayı kaçırmakta iken yakalandığını iddia etti. Komite ayrıca 28 Nisan - 27 Mayıs 1960 arasında yüzlerce gencin öldürüldükten sonra kamyonlarla mezarlıklara getirilip gizlice gömüldüğünü ve bir kısmının hayvan yemi yapılan makinelerde kıyılarak toz haline getirildiğini öne sürmüş ve bu gençler "Hürriyet Şehitleri" olarak adlandırılmıştır.2 Haziran 1960'ta İstanbul Üniversitesi rektörü Sıddık Sami Onar, Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun memleketi hürriyete kavuşturmak için şehit düşenler adına anıt inşa etmeye karar verdiğini açıklamıştır. 3 Haziran'da MBK Hürriyet Şehitlerimizin tesbiti işine Silahlı Kuvvetlerimizin idareyi aldığı andan itibaren ehemmiyetle devam edilmektedir. diyen bir tebliğ yayınlamıştır.

Fakat gençlerin cesetleri hiç ortaya çıkmayınca, 9 Haziran'da Sıddık Sami Onar Naaşları belki bulamayacağız ama ölülerimiz vardır. diye konuşmuştur. 10 Haziran'da 28 Nisan olayının kurbanı Turan Emeksiz, tanktan düşerek ezilen İstanbul Lisesi öğrencisi Nedim Özpolat, 27 Mayıs'ta kaza kurşunuyla ölen Harp Okulu öğrencisi Teğmen Ali İhsan Kalmaz, Ersan Özey ve Sökmen Gültekin'in naaşları Anıtkabir'deki "Hürriyet Şehitliği"ne nakledilmiştir.
MBK üyelerinin kimlikleri 18 Haziran 1960'ta açıklanmıştır. Yurt dışında bulunan gizli komite mensupları Dündar Seyhan, Talat Aydemir, Sadi Koçaş komiteye girmemişlerdir.
Millî Birlik Komitesi üyeleri[gizle]
#İsim27 Mayıs 1960'ta göreviSonraki görevi
1Orgeneral Cemal Gürselİzmir'de zorunlu izinli26 Ekim 1961'de Cumhurbaşkanı
2Tuğgeneral İrfan BaştuğGenelkurmay Başkanlığı Personel Başkanı12 Eylül 1960'ta trafik kazasında öldü
3Tuğgeneral Sıtkı UlayHarp Okulu KomutanıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
4Tümgeneral Cemal MadanoğluKKK Lojistik BaşkanıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi (Katılmadan istifa)
5Kurmay Albay Ekrem AcunerKKK Harekât Şube MüdürüCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
6Kurmay Yarbay Refet AksoyoğluKKK Harekât ŞubesiCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
7Kurmay Albay Mucip AtaklıKara Harp Akademisi öğretmeni
Cumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
8Hava Kurmay Binbaşı Emanullah ÇelebiHava Harp Akademisi öğrencisiCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
9Kurmay Yarbay Vehbi Ersü43.Süvari Alay II. Grup KomutanıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
10Kurmay Binbaşı Suphi Gürsoytrak1.Ordu Topçu Komutanlığı 608.Topçu TaburuCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
11Kurmay Yarbay Kadri KaplanMillî Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği Harekât SubayıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
12Kurmay Yarbay Suphi KaramanKKK Personel Başkanlığı Erkân Şube MüdürüCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
13(Kurmay) Yüzbaşı Kamil KaravelioğluKara Harp Akademisi öğrencisiCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
14Kurmay Albay Osman KöksalCumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı KomutanıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
15Kurmay Albay Fikret KuytakKKK Harekât Şube MüdürüCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
16Kurmay Albay Sami KüçükGenelkurmay V.SubesiCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
17Kurmay Yarbay Sezai OkanGenelkurmay Başkanlığı Pl. ve Prens. ŞubesiCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
18Orgeneral Fahri Özdilek1.Ordu KomutanıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
19Kurmay Binbaşı Mehmet Özgüneş61.Tümen Topçu KomutanlığıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
20Deniz Kurmay Binbaşı Selahattin ÖzgürDeniz Harp Akademisi öğrencisiCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
21Kurmay Binbaşı Şükran Özkaya3.Zırhlı Tugay Piyade Tabur KonumtanıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
22Hava Kurmay Albay Haydar TunçkanatHava Harp Akademisi öğretmeniCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
23Kurmay Yarbay Ahmet Yıldız4.Tümen 13.Topçu Taburu KomutanıCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
24Kurmay Albay Muzaffer YurdakulerGenelkurmay Başkanlığı Özel P.P.Şubesi MüdürüCumhuriyet Senatosu Tabiî Üyesi
25Kurmay Albay Alparslan TürkeşKKK NATO Şubesi Müdürü13 Kasım 1960'ta Yeni Delhi hükûmet müşaviri
26Kurmay Yarbay Orhan Kabibay
13 Kasım 1960'ta Brüksel hükûmet müşaviri
27Kurmay Binbaşı Orhan Erkanlı
13 Kasım 1960'ta Mexico City hükûmet müşaviri
28Deniz Kurmay Binbaşı Münir Köseoğlu
13 Kasım 1960'ta Stokholm hükûmet müşaviri
29Kurmay Yarbay Mustafa Kaplan
13 Kasım 1960'ta Lizbon hükûmet müşaviri
30Tank Binbaşı Muzaffer KaranTank Taburu Harekât ve Eğitim Subayı13 Kasım 1960'ta Oslo hükûmet müşaviri
31Kurmay Binbaşı Şefik Soyuyüce
13 Kasım 1960'ta Kopenhag hükûmet müşaviri
32Piyade Binbaşı Fazıl AkkoyunluGenelkurmay Başkanlığı Muhafız Taburu Komutanı13 Kasım 1960'ta Kabil hükûmet müşaviri
33Deniz Kıdemli Yüzbaşı Rıfat Baykal
13 Kasım 1960'ta Tel-Aviv hükûmet müşaviri
34Kurmay Binbaşı Dündar Taşer
13 Kasım 1960'ta Rabat hükûmet müşaviri
35Kurmay Yüzbaşı Numan Esin
13 Kasım 1960'ta Madrid hükûmet müşaviri
36Kurmay Yüzbaşı İrfan Solmazer
13 Kasım 1960'ta Lahey hükûmet müşaviri
37Kurmay Yüzbaşı Muzaffer Özdağ
13 Kasım 1960'ta Tokyo hükûmet müşaviri
38Jandarma Yüzbaşı Ahmet Er
13 Kasım 1960'ta Trablusgarp hükûmet müşaviri

 

MURATS44

Özel Üye


24. Hükûmet - 1. Milli Birlik Komitesi Hükûmeti (30 Mayıs 1960 - 5 Ocak 1961)[gizle]
GörevİsimTarih
Devlet Başkanı, Başvekil ve Millî Müdafaa Vekili
Devlet Vekili ve Başvekili Yardımcısı
Devlet Vekili
Devlet Vekili
Dahiliye Vekili
Adliye Vekili
Hariciye Vekili
Maliye Vekili
Maarif Vekili
Millî Müdafaa Vekili
Nafia Vekili
Ticaret Vekili
Sıhhat ve İçtimî Muavenet Vekili
Gümrük ve İnhisarlar Vekili
Ziraat Vekili
Münakat Vekili
Çalışma Vekili
Sanayi Vekili
Basın-Yayın ve Turizm Vekili
İmar ve İskân Vekili

Cemal Gürsel
Fahri Özdilek
Âmil Artus
Hayri Mumcuoğlu - Şefik İnan
Muharrem İhsan Kızıloğlu
Abdullah Gözübüyük - Âmil Artus
Selim Sarper
Ekrem Alican - Kemal Kurdaş
Fehmi Yavuz - Bedrettin Tuncel
Fahri Özdilek - Hüseyin Ataman
Daniş Koper - Mukbil Gökdoğan
Cihat İren - Mehmet Baydur
Nusret Karasu - Ragıp Üner
Fethi Aşkın
Feridun Üstün - Osman Tosun
Sıtkı Ulay
Cahit Talas - Raşit Beşerler
Muhtar Uluer - Şahap Kocatopçu
Zühtü Tarhan
Orhan Kubat - Fehmi Yavuz


22 Ekim 1960

6 Eylül 1960
6 Eylül 1960
27 Ağustos 1960

26 Aralık 1960
10 Eylül 1960
9 Haziran 1960
22 Ekim 1960
12 Eylül 1960
6 Eylül 1960

29 Ağustos 1960

6 Eylül 1960
6 Eylül 1960

27 Ağustos 1960



Yassıada Tutuklamalar 27 Mayıs sonrasında Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri ve aralarında Milli Mücadele'nin önemli komutanlarından Ali Fuat Cebesoy'un da olduğu Demokrat Parti milletvekilleri, parti yöneticileri, asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri tutuklanarak Yassıada'ya götürüldü. Burada tutuklulara ağır işkence ve kötü muameleler yapıldığı iddia edildi. İşkence ve kötü muameleler neticesinde Cemil Keleşoğlu ve Namık Gedik'in intihar ettiği ileri sürüldü. Hatta DP avukatlarından Hüsamettin Cindoruk, Namık Gedik'in intiharının dahi şüpheli olduğunu iddia etti:

Namık Gedik'in intiharında fiziki zorluk var. Çift camlı bir odada yatağın üzerinden atlayıp çerçevelere çarpmadan camları kırabilmek için Hezarfen Ahmet Çelebi olmak lazım. Olabilirliği çok zor ama tek şahit Ethem Menderes. Bir de cüsseli biri, atletik yapılı değil. Namık Bey'in ailesi intihar olayına hiç inanmadı.

Yassıada tutuklularından eski DP milletvekili Gıyasettin Emre, başına gelenleri şu şeklide anlatır:
Askerî havaalanında uçaktan indiriliyoruz. Sille tokat, tekme, küfür... Yemekte konuşamıyorduk.Konuştuğu için dayak yiyen çok oldu. Her sabah kumlu pırasa, akşam da taşlı fasulye veriyorlardı.

Tutukluluk süresinde; Yusuf Salman, Lütfi Kırdar, Gazi Yiğitbaşı, Yümnü Üresin, Nuri Yamut ve Kenan Yılmaz hayatlarını kaybettiler.

Yargılamalar Ana madde: Yassıada Yargılamaları
14 Ekim 1960'ta başlayan Yassıada davaları, 11 ay 1 gün sürdü. 203 gün davalara bakıldı, 872 oturum yapıldı. 19 davaya bakıldı, 1068 tanık dinlendi ve yargılamalar hükmün açıklandığı 15 Eylül 1961 tarihinde son buldu.Sivil ve askerlerden oluşan Yassıada mahkemelerinde yargılanan siyasîler; vatana ihanet, kamu fonlarının kötüye kullanımı, Kırşehir'in ilçe yapılması, meclis iç tüzüğünde yapılan değişiklik, Meclis oturumlarının yayına engel olunması, CHP'nin mallarına el konulması, Tahkikat komisyonu oluşturmak, hakim teminatı ve mahkeme bağımsızlığının ihlali gibi konularla toplam 19 dava açıldı, davalar anayasayı ihlal davasıyla birleştirildi. Bu bağlamda 14 Ekim'de ilk dava "Köpek Davası"dır. Davanın sanıkları Celâl Bayar ve Nedim Ökmen'dir. Konusu ise bir köpeğin değerinden fazlasına Atatürk Orman Çiftliği'ne satılmasıdır. TCK'nın 209. maddesine göre 5 yıl hapis ve ömür boyu memuriyetten mahrumiyetleri istendi. Bayar'ın savunması Milli Mücadele yıllarında gösterdikleri yardımlardan dolayı bu parayla Bursa 'daki Umurbey Köyü'ne çeşme yaptırdığı yolundadır.

Yassıada spor salonunda gerçekleştirilen ikinci davanın konusu 6-7 Eylül Olayları'nın DP hükümetince çıkartıldığına dair suçlamadır. Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Fuad Köprülü, İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, Emniyet müdürü Alaaddin Eriş, İzmir Valisi Kemal Hadımlı, Selanik başkonsolosu Mehmet Ali Balin ve diğerleri Selanik'te Atatürk'ün evinin bombalanması ve Rum azınlığın evlerinin yağmalanmasının organizasyonunu yapmakla suçlanıp, 5 ile 10 yıl ağır hapis, kamu hizmetlerinden sürekli men cezası istenildi. Savunma Türk hükümetinin tertip etmesi asla doğru değildir denilerek yapıldı. Bayar beraat ederken, Menderes ve Zorlu 6 yıl hapis, diğerleri 4 ay hapis cezası aldı

Bir sonraki dava "Bebek Davası" olup sanıklar Adnan Menderes ve Fahri Atabey'dir. Cemal Gürsel tarafından gizli celse olarak yapılması istense de açık olarak yapılmıştır. Ayhan Aydan'dan olan bebeğini Fahri Atabıyık'ı azmettirerek öldürtmek suçundan her ikisine 5 ile 10 yıl ağır hapis istenir[SUP][91][/SUP] Ayhan Aydan ve Menderes dava sırasında ilişkilerinin ve bebeklerinin olduğunu fakat doğum sırasında öldüğünü belirtirler. Dava sırasında savcı bir kadın külotunu gösterip, kimin giydiğini ve başbakanlıkta unuttuğunu sorar. Adnan Menderes'in avukatı Burhan Apaydın'ın müdahalesi ile olay kapanır. Beraatlerine karar verilir.

Bir sonraki dava "Vinilex Davası"'dır. Maliye bakanı Hasan Polatkan'ın şirkete usülsüz kredi sağladığı ve bunun üzerine 110 bin lira rüşvet aldığı iddia edilmiştir. Adnan Menderes ve Hasan Polatkan'ın nüfuzlarını kullanarak "Vinileks" firmasına Türkiye Vakıflar Bankasından kredi verdirmekle suçlanmışlardır. Adnan Menderes tarafından kurulan bu Bankanın 27 Mayıs darbesine kadar Umum Müdürlüğü'nü yapan ve 1961 seçimlerinden sonra tekrar aynı Bankanın Genel Müdürlüğüne getirilecek olan Sabahattin Tulga yaptığı savunmada krediyi, suni deri imal ederek ithal ikamesi yapacak bu firmanın karlı olacağına inandıkları için verdiklerini; nitekim darbe sonrası işbaşına gelen yeni Banka yönetiminin de aynı firmaya ilave kredi vererek bu firmanın kredi limitini iki misli arttırdığını belirtmiştir. Buna rağmen bu mahkeme Menderes ve Hasan Polatkan'ı bu davadan da suçlu bulmuştur. Polatkan 7 yıl ağır hapis ve memuriyetten men cezası alırken, şirket yetkilileri de ceza almışlardır.

Bu duruşmalarda açılan bir diğer dava radyo davasıydı. Adnan Menderes, bazı bakanlar ve Basın Yayın ve Turizm genel müdürü olan Altemur Kılıç hakkında radyoyu parti organı haline getirdikleri yolunda açılmıştır.

Yüksek Adalet Divanı 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Celâl Bayar, Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan oybirliğiyle, eski T.B.M.M. Başkanı Refik Koraltan, eski Genelkurmay başkanı Rüştü Erdelhun, Agah Erozan, İbrahim Kirazoğlu, Ahmet Hamdi Sancar, Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, Emin Kalafat, Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman oy çokluğuyla ölüm cezasına çarptırıldı.
Daha sonra özellikle sanık yakınları, bazı sanıklara savunma için süre ve imkân verilmediğini iddia ettiler. Hasan Polatkan'ın yargılamalar sırasında kaybettiği 175 sayfalık savunması yıllar sonra, dönemin Yassıada İrtibat Bürosu Müdürü albay Ömer Faruk Erus'un kasasından çıktı.

Sanıklardan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, Adnan Menderes 17 Eylül 1961'de saat 13.30'da İmralı Adası'nda idam edildi. Dünyanın bütün ülkelerinde ceza muhakemesi kanunlarına göre idam cezaları sabaha karşı infaz edilirken Adnan Menderes'in cezasının infazında bu kuralın dışına çıkılarak öğle vaktinde idam gerçekleştirilmiştir. Bu durumun nedeni olarak, Zorlu ve Polatkan'ın idamlarından sonra, İngiltere Karaliçesi II. Elizabeth başta olmak üzere tüm Avrupa devletlerinin var güçleriyle Türkiye'ye baskı yapmaları gösterilir. İdamdan 9 gün sonra Menderes'in evine gidilerek evin kapısına idam hükmünün bir sureti asıldı ve idam edilirken kullanılan ip, idam gömleği, cellat, imam ve son gün yiyip içtiklerinin parası eşi Berrin Menderes'ten alındı.

Zorlu, Polatkan ve Menderes'in dışındakilerin cezaları infaz edilmeyip, hapis cezasına çevrildi.İdamları durdurmak için ABD başkanı Kennedy'nin Ankara büyükelçisi Raymond A. Hare aracılığı ile Dışişleri Bakanı Selim Sarper'e bir mesaj ilettiği iddia edilir.
 

MURATS44

Özel Üye
Sonrası
Alyans kampanyası 27 Mayıs Darbesi'nden sonra bozulan ekonomiyi düzeltmek iddiasıyla alyans bağışı kampanyası Zırhlı Tugay tarafından başlatıldı. Hatta bu konuda Gürsel'in, ABD'den mali yardım istediğine dair belgeler olduğu iddia edilmektedir.Halktan toplanılan bu alyanslar yerine ucuz metalik alyanslar verildi. Alyanslarını bağışlayanlara MBK tarafından bakır "Devrim" yüzükleri verildi. Vehbi Koç hazineye 26 kilo altın ve bir bina bağışladı. Ankara'nın Yücetepe semtinde yapılan askeri lojmanların halktan toplanan bu alyanslar ve birikimlerle yapıldığına dair söylentiler çıkmış ve "Alyans Evler" olarak anılmaya başlanmıştır.

147'ler Ana madde: 147'ler
Ekim 1960'da Millî Birlik Komitesi 147 öğretim üyesini üniversitelerden uzaklaştırdı. Görevine son verilenler arasında Ali Fuat Başgil, Sabahattin Eyüboğlu, Yavuz Abadan, Nusret Hızır, Tarık Zafer Tunaya, Mina Urgan, Haldun Taner de vardı. Genelde bu tasfiyeler üniversite içinden gelen ihbarlara dayanıyordu. Kararı protesto etmek için Turhan Feyzioğlu, Sıddık Sami Onar, Fikret Narter ve Suut Kemal Yetkin gibi bir çok rektör ve öğretim üyesi görevinden istifa etti.1962 yılında çıkarılan yasayla öğretim üyelerine üniversiteye geri dönüş hakkı tanındı.

55'ler olayı Ana madde: 55'ler olayı
27 Mayıs Darbesi'nde DP'liler Kürdistan Hükümeti tesis etmek üzere çalışmalar yapmakla suçlandılar.31 Mayıs 1960'da Cumhuriyet gazetesinde MBK'nin bu konuyla ilgili çeşitli belgeler bulduğu ve Şeyh Said'in oğlunun DP iktidarı döneminde doğuda propaganda gezileri yaptığı iddia edilmiştir. Darbeden 4 gün sonra Doğu ve Güneydoğu'dan seçilen 485 ağa ve şeyhler Sivas Garnizonu (Kabakyazı)'nda bir kampa yollanmıştır. Bu konu hakkında Cemal Gürsel'in "ileri gelen 2500 Kürdü öldürelim" dediği iddia edilmektedir. Sivas'taki kamp 19 Ekim 1960 tarihinde çıkan 105 numaralı Mecburi İskân Kanunu ile boşaltılıp Milli Birlik Komitesi tarafından "55 ağa" DP'yi destekliyor iddiasıyla Antalya, Isparta, İzmir, Afyon, Manisa, Denizli ve Çorum'a sürüldü.

Bu kanun 1962 yılında kaldırıldı. 1961 Anayasası'nda bir takım değişiklikler yapıldı. 1924 Anayasası'nın 3. maddesi olan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü "Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir" şeklinde değiştirildi.

Emekli İnkılap Subayları Derneği Ana madde: Emekli İnkılap Subaylar Derneği
Ağustos 1960 - Şubat 1961 arasında Milli Birlik Komitesi tarafından emekliye sevkedilen 235 general ve yaklaşık 5.000 subay tarafından Emekli İnkılap Subayları Derneği kurulmuş ve orduya geri dönmeye çalışmışlardır. Bu derneğe bağlı emekli subaylar "Eminsular" olarak anılmıştır. En yüksek rütbeli üyesi olan Orgeneral Ragıp Gümüşpala daha sonra Adalet Partisi'nin genel başkanlığına getirilmiştir.

14'lerin tasfiyesi Ana madde: Ondörtler
Milli Birlik Komitesi kuruluşundan itibaren karma ve heterojen bir gruptu. Madanoğlu - Küçük grubu ile Türkeş - Kabibay grubu karşı karşıya gelmiştir.
Madanoğlu - Küçük grubu iktidarı bir an önce sivillere devretmeyi planlamıştır. Fakat Türkeş, Kabibay ve Erkanlı grubu reformların yapılmadan önce iktidarını sivillere devretmesine karşı çıkmış ve hemen sivillere devretmenin iktidarı Cumhuriyet Halk Partisine teslim etmek anlamına geleceğini savunmuştur.

Eylül ayının başlarında Türkeş, Kabibay, Erkanlı ve Dündar Seyhan, ihtilalin gayesine aykırı çalışan dört beş kişinin ülke dışına çıkarılmasını kararlaştırmışlardır. Türkeş, kararı uygulamak için hazır olduğu halde Kabibay zamana bırakmayı tercih etmiştir.
İstanbul'da Muzaffer Özdağ'ın "Bâb-ı Âli'den de geçeceğiz" demesi büyük yankılar uyandırmış ve Cemal Gürsel'in tasfiye kararı almasını hızlandırmıştır.
MBK üyelerinden Muzaffer Yurdakuler, Seyhan tasfiye kararını arkadaşlarına anlatırken kulak misafiri olmuş ve diğer MBK üyelerine haber vermiştir.
Karşı taraf erken davranmış ve Gürsel 13 Kasım 1960'da Alparslan Türkeş'e bir mektup göndererek Kurmay Albay Alparslan Türkeş, Kurmay Yarbay Orhan Kabibay, Kurmay Yarbay Mustafa Kaplan, Kurmay Binbaşı Orhan Erkanlı, Kurmay Binbaşı Şefik Soyuyüce, Kurmay Binbaşı Dündar Taşer, Piyade Binbaşı Fazıl Akkoyunlu, Tank Binbaşı Muzaffer Karan, Deniz Kurmay Binbaşı Münir Köseoğlu, Deniz Kıdemli Yüzbaşı Rıfat Baykal, Kurmay Yüzbaşı İrfan Solmazer, Kurmay Yüzbaşı Numan Esin, Kurmay Yüzbaşı Muzaffer Özdağ ve Jandarma Yüzbaşı Ahmet Er olmak üzere çoğunluğu Türkçü subaydan oluşan 14 MBK üyesini emekliliğe sevkedip yurtdışındaki temsilciliklere danışman olarak tayin etmiştir.

OYAK'ın kuruluşu Ana madde: Ordu Yardımlaşma Kurumu
27 Mayıs darbesinden 8 ay sonra 1961 yılında Osmanlı Devleti'nin subayların ihtiyaçlarını karşılamak için yarattığı fondan devredilerek 50 bin altınla kuruldu. Kurumun kuruluşu 3 Ocak 1961 kabul edilen Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu'na dayanmaktadır. Üye olması zorunlu subay ve astsubayların maaşlarının %10'u ve yedek subayların maaşlarının %5'i her ay bu fona aktarıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu
Ana madde: Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu
Mustafa Kemal Atatürk tarafından konulan ve askerin siyasete müdahale etmesini kesinlikle yasaklayan mevcut 22 Mayıs 1930 tarih ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu dışında, 27 Mayıs'tan sonra 4 Ocak 1961 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu çıkarıldı ve Türk Silahlı Kuvvetleri daha sonraki darbe ve teşebbüslerini bu kanunun 35. ve 85. maddesine dayandırdı. 27 Mayıs Darbesi'nin Türkiye'de askeri darbelerin meşru olduğu intibasını yarattığı ve diğer askeri darbelerin yolunu açtığı yönünde iddialar bulunmaktadır.

25. Hükûmet - 2. Milli Birlik Komitesi Hükûmeti (5 Ocak 1961 - 20 Kasım 1961)[gizle]
GörevİsimTarih
Başbakan
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Devlet Bakanı
Devlet Bakanı
Devlet Bakanı
Adalet Bakanı
Millî Savunma Bakanı
İçişleri Bakanı
Dışişleri Bakanı
Maliye Bakanı
Millî Eğitim Bakanı
Bayındırlık Bakanı
Ticaret Bakanı
Sağlık ve Soysal Yardım Bakanı
Gümrük ve Tekel Bakanı
Tarım Bakanı
Ulaştırma Bakanı
Çalışma Bakanı
Sanayi Bakanı
Basın-Yayın ve Turizm Bakanı
İmar ve İskân Bakanı

Cemal Gürsel
Muharrem İhsan Kızıloğlu - Fahri Özdilek
Hayri Mumcuoğlu - Adnan Erzi
Nâsır Zeytinoğlu
Sıtkı Ulay
Ekrem Tüzemen - Kemal Türkoğlu
Muzaffer Alankuş
Muharrem İhsan Kızıloğlu - Nâsır Zeytinoğlu
Selim Sarper
Kemâl Kurdaş
Turhan Feyzioğlu - Ahmet Tahtakılıç
Mukbil Gökdoğan
Mehmet Baydur
Ragıp Üner
Fethi Aşkın
Osman Tosun
Orhan Mersinli
Ahmet Tahtakılıç - Cahit Talas
Şahap Kocatopçu - İhsan Soyak
Cihat Baban - Sahir Kurutluoğlu
Fehmi Yavuz - Rüştü Özal


3 Mart 1961
26 Ağustos 1961

3 Mart 1961
17 Ağustos 1961

7 Şubat 1961


3 Mart 1961






3 Mart 1961
29 Nisan 1961
4 Eylül 1961
8 Şubat 1961





Silahlı Kuvvetler Birliği 6 Haziran 1961'de ordu içinde Milli Birlik Komitesine muhalif olan general ve subaylar Silahlı Kuvvetler Birliği (SKB)'ni kurmuş ve sembolik başkanlığına Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay'ı getirmişlerdir. SKB ordunun yönetimde kalmasından yanaydı ve parlamentonun açılmasına taraftar değildi.SKB, MBK tarafından Washington'a atanan İrfan Tansel'in bindiği uçağı yanlı jetler ile havada geri çevirerek Hava Kuvvetleri Komutanlığına tekrar getirilmesini sağlayacak kadar güçlenmiştir. Bu olay üzerine Cemal Madanoğlu görevinden istifa etti.
 

MURATS44

Özel Üye
Kurucu Meclis ve 1961 Anayasası'nın Hazırlanması
Ana madde: 1961 Anayasası
6 Ocak 1961'de MBK ve Temsilciler meclisi'nden oluşan Kurucu Meclis kuruldu. Daha sonra Enver Ziya Karal ve Turhan Feyzioğlu başkanlığında Kurucu Meclis'e bağlı 20 kişilik bir anayasa komitesi kurularak yeni anayasa için çalışmalara başlandı.

Yeni hazırlanan anayasada 1924 Anayasası'ndan farklı olarak halkçılık, devletçilik ve inkılapçılığa yer verilmemiş, milliyetçilik ise Milli Devlet olarak değiştirilmiştir. İlk kez Sosyal Devlet ilkesi bu anayasa ile ortaya çıkmıştır. Adalet Partisi de resmi olarak yeni anayasanın 1924 Anayasası'na kıyasla "ileri bir adım" olacağını belirtmiştir. Ancak Adalet Partisi'nin desteğiyle "hayırda hayır vardır", "hayır deyin hayırlı olsun", "demli çay" ("hayır" oyunun renginin kırmızı olmasından) gibi sloganlarıyla "hayır" kampanyası yürütülmüştür. Hatta "Mr. Refarendum" adlı bir Amerikalı'nın olduğu ve "evet" oyu vermesinin o Amerikalıya evet demek anlamına geleceği anlatılmıştır. 9 Temmuz 1961'de yapılan halk oylaması sonucu 1961 Anayasası %61.7 gibi bir evet oranıyla kabul edilse de, bazı akademisyenler ve uzmanlar %40'a yakın hayır oyunun oldukça anlamlı olduğunu ileri sürdüler ve yeni Anayasanın toplumun ciddi bir kesimi tarafından onaylanmadığını savundular.

1961 Seçimleri ve Çankaya Protokolü Adnan Menderes'in idamından üç hafta sonra 15 Ekim 1961'de Demokrat Parti'nin oy tabanının "mirasçıları" Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi oyların % 62'sini alarak 277 milletvekili çıkarmışlardır. Buna karşı Cumhuriyet Halk Partisi 173 milletvekili çıkarabilmiştir. Bu seçim "Menderes'in zaferi" olarak nitelendirilmiş ve ordu durumdan rahatsız olmuştur.25 Ekim 1961'de 12. dönem TBMM toplandı ve askeri rejim sona erdi.

Ordu içinde MBK kadar etkili olmaya başlayan SKB, seçimlerin millî iradeyi tam olarak yansıtmadığı ve yeni bir darbenin gerektiğini savunmuştur. 21 Ekim'de MBK'nın İstanbul kanadına bağlı 10 general ve 18 albay toplanmış ve en geç 25 Ekim'e kadar yönetime el koyacağını kararlaştıran "21 Ekim Protokolü" imzalamıştır. 22 Ekim'de MBK'nın Ankara kanadı aynı içerikteki "Mürted Protokolü" imzalamıştır.

Fakat SKB onursal başkanı durumunda bulunan Cevdet Sunay'ın müdahalesiyle protokoller askıya alınmış ve siyasi parti liderleriyle uzlaşma yolu tercih edilmiştir.

Bunun için 24 Ekim'de Çankaya'da Ragıp Gümüşpala (Adalet Partisi), Ekrem Alican (Yeni Türkiye Partisi), İsmet İnönü (Cumhuriyet Halk Partisi), Osman Bölükbaşı (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi), Cevdet Sunay, Cemal Gürsel ve generalların önünde Yassıada mahkumlarına af çıkarılmayacağına, Emekli İnkılap Subaylar Derneğine bağlı subayların orduya geri alınmayacağına ve Cemal Gürsel'in cumhurbaşkanı seçilmesi için çalışacaklarına dair protokolü imzalamışlardır.
Ali Fuat Başgil'in MBK üyeleri tarafından ölümle tehdit edilerek adaylıktan çekilmesiyle 26 Ekim 1961'de yapılan seçimle tek aday Cemal Gürsel cumhurbaşkanlığına getirildi.

Millî Güvenlik Kurulu Ana madde: Millî Güvenlik Kurulu
Ülkenin milli güvenlik politikalarının belirlenmesi amacıyla daha önce çeşitli kararname ve kanunlarla kurulan Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Katipliği ve Milli Savunma Yüksek Kurulu, 1961 Anayasası'nda Milli Güvenlik Kurulu ismiyle düzenlendi[SUP].[/SUP]

Darbenin meşrulaştırılması Anayasa Nizamını, Milli Güvenlik ve Huzuru bozan fiiller hakkında kanun hazırlanıp, 5 Mart 1962'de kabul edilen 38 Sayılı Kanun'da darbeyi eleştirmenin suç olduğu vurgulandı.[SUP][147][/SUP] Bu kanunun birinci maddesinin B bendinde şöyle denilmekteydi:
27 Mayıs 1960 devrimini zedeliyebilecek şekilde: Bu devrimin neticesi olarak Yüksek Adalet Divanınca veya sair kaza mercilerince verilmiş ve kesinleşmiş olan karar ve hükümleri, söz yazı, haber, havadis, resim, karikatür veya sair vasıta ve suretlerle kötüleyenler, veya üstü kapalı da olsa matufiyeti belli olacak şekilde kötülemeye çalışanlar veya mahkûm edilenlerin mahkûmiyetlerine esas teşkil eden fiillerini, yahut şahıslarını övenler veya neticelenmiş hazırlık, ilk, son tahkikat veya infaz safhalariyle ilgili resim, hatırat, röportaj yapanlar veya beyanat verenler.
Eleştirenler hakkında bu kanunda belirtilen 5 madde gereğince Anayasa Mahkemesi'nde dava açıldı. Bunlardan biri Yeni Demokrat Parti genel başkanı Fuad Köprülü'nün, "af ancak bir haksızlığın tamiri olacaktır" sözleri üzerine açılan kamu davasıdır.

Değerlendirmeler Celâl Bayar (Cumhurbaşkanı):
Ve yine hiç şüphe etmiyorum 27 Mayıs başarıya ulaşmamış ya da hiç yapılmamış olsaydı, ne ordu içinde cuntalar kurulacak, ne 12 Mart, 12 Eylül müdahaleleri yapılacak, ne de demokrasi dejenere edilebilecekti.

Cemal Gürsel (MBK lideri):
Demokrat Parti'nin memlekete yaptığı en büyük kötülüklerden biri orduyu ihtilale zorlaması olmuştur.

Süleyman Demirel (Devlet Su İşleri Genel Müdürü):
(1950) Devlete karşı, onların yönettiği devlete karşı kazanılmış bir zaferdi... Onların elinden devleti alma hareketidir. 1960, halkın elinden devleti alma hareketidir.

Bülent Ecevit (Cumhuriyet Halk Partisi Ankara milletvekili):
60 İhtilali... Ve kaptılar, işte kendileri güya demokrasisinin bayraktarlığını yapıyorlar... Müdahaleci ekip. Fakat ne yaptılar; üniversiteden geçmeler, 147'ler olayı, arkasından Bab-ı Ali önünden geçeceğiz lafları derken birden, bir ülke ve kültür birliği projesi ortaya çıktı. Bunu biz orataya çıkardık. Dünyada görülmemiş bir totaliter rejim projesi, yani Nazi Almanyası'nda bile eşi görülmemiş bir proje.

ABD Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Dairesi'nin 1961 tarihli değerlendirme raporu:

Türk Silahlı Kuvvetleri'nce yapılan kansız darbe, Türkiye dışında genellikle ağırlık taşıyan , Türk Silahlı Kuvvetleri'nin apolitik olduğu ve ciddi bir siyasi bunalımda müdahale etmeyeceği yolundaki inanışı yıkmıştır.

Dönemin bazı sonuçları
  • Anayasa Mahkemesi: 22 Nisan 1962'de Anayasa Mahkemesi Kanunu kabul edilmiş ve 20 Aralık'ta çalışmalarına başlamıştır. Kurucu meclis; yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemek üzere bir Anayasa Mahkemesi kurulmasına karar verdi.
  • Yüksek Hâkimler Kurulu
  • Devlet Planlama Teşkilatı
  • Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
  • Cumhuriyet Senatosu
  • Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
  • İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi
  • Milli Prodüktivite Merkezi
  • Hürriyet ve Anayasa Bayramı
 

MURATS44

Özel Üye
27 Mayıs'ın kültür alanına yansımaları

27 Mayıs'ın kültür alanına yansımaları
250px-Plevne_Mar%C5%9F%C4%B1_pul.jpg
magnify-clip.png

27 Mayıs Darbesi döneminde eklenen sözlerin bulunduğu posta pulu


Edebi eserler
  • Necip Fazıl Kısakürek'in Adnan Menderes için yazdığı "O Zeybek" isimli mersiye
  • Attilâ İlhan'ın "Aynanın İçindekiler" serisinin ilk üç kitabı (Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak)ve Kurtlar Sofrası
  • Adalet Ağaoğlu'nun "Dar Zamanlar" serisinin ilk romanı Ölmeye Yatmak
  • Cevat Fehmi Başkut'un "Buzlar Çözülmeden" adlı oyunu
Diziler
  • Hatırla Sevgili
  • Ben Onu Çok Sevdim
Kaynakça
32px-Portal-puzzle.svg.png
Türk Silahlı Kuvvetleri portali

Anılar
  • Ali Fuad Başgil (çev. Mehmet Ali Sebük ve İsmail Hakkı Akın), 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, Çeltüt Matbaası, 1966. ISBN 975-7747-49-1
  • Dündar Seyhan, Gölgedeki Adam, Nurettin Uycan Matbaası, 1966.
  • Sıtkı Ulay, 27 Mayıs 1960 Harbiye Silah Başina - General Sıtkı Ulay'ın Hatıraları, Kitapçılık Ticaret Ltd. Şti. Yayınları, Akşam Kitap Kulübü Serisi, 1968.
  • Orhan Erkanlı, Anılar...Sorunlar...Sorumlular - 27 Mayıs 1960 - 12 Mart 1971 Türkiyesi, Baha Matbaası, 1972.
  • Haydar Tunçkanat, 27 Mayıs 1960 Devrimi (Diktadan Demokrasiye), Çağlayan Yayınevi, 1996.
  • Hulûsi Turgut, Türkeş'in Anıları - Şahinlerin Dansı, ABC, 1995.
  • Celâl Bayar (haz. Yücel A.Demirel), Kayseri Cezaevi Günlüğü, Yapı Kredi Kültür ve Sanat Yayıncılık, 1999.
  • Numan Esin, Devrim ve Demokrasi - Bir 27 Mayısçının Anıları, Doğan Kitap, 2005.
  • Mehmet Şükran Özkaya, Adım Adım 27 Mayıs, İleri Yayınları, 2005.
  • Talat Aydemir, Talât Aydemir'in Hatıraları, Akşam Kitap Kulübü Yayınları, 1968.
Araştırmalar
  • Şevket Süreyya Aydemir, Menderes'in dramı?, Remzi Kitabevi, 1969.
  • Şevket Süreyya Aydemir, İhtilâlin Mantığı ve 27 Mayıs İhtilâli, Remzi Kitabevi, 1973.
  • Gülsün Bilgehan, 'Çankaya'nın Hanımefendisi: Mevhibe İnönü', Milliyet Gazetesi Yazı Dizisi, 1997.
  • Gülsün Bilgehan, Mevhibe - II Çankaya'nın Hanımefendisi, Bilgi Yaynevi, 1998.
  • Cumhuriyet'in Seksen Yılı Ansikopedisi, Cumhuriyet Gazetesi, 2003.
  • Öner Gürcan, Ben İhtilalciyim, Süvari Yayıncılık, 2005.
  • Rıdvan Akar-Can Dündar, Karaoğlan, İmge Kitabevi, 7.Baskı, 2006.
  • Can Dündar-Bülent Çaplı, İsmet Paşa, İmge Kitabevi, 2.Baskı, 2007.
  • Cüneyt Arcayürek, Çankaya, Detay Yayınları, 4.Baskı, 2007.
  • Nazlı Ilıcak, 27 Mayıs Yargılanıyor, Merkez Kitapçılık ve Yayıncılık, 2008 (ilk baskısı: Kervan Yayınları, 1975).
  • Mithat Perin, Yassıada ve İnfazların İçyüzü, M. Çevik Matbaası, İstanbul 1970.
  • Abdi İpekçi ve Ömer Sami Coşar, İhtilalin İçyüzü 2 cilt, Uygun Yayınevi, İstanbul, 1965. (1962 ve 1965 yılarında Milliyet Gazetesi'nde tefrika edilmiştir)
  • Avni Elevli, 1960-1965 Olayları ve Batırılamıyan Gemi "Türkiye", Balkanoğlu Matbaacılık, Ankara, 1967.
Belgeseller
  • Demirkırat - Bir Demokrasinin Doğuşu, "VI.Baskı", "VII.İsyan", "VIII.Darbe", "IX.Ada" ve "X.İdam" bölümleri, TRT ve Milliyet, Haz.: Bülent Çaplı ve Can Dündar
  • 12 Mart - İhtilalin Pençesinde Demokrasi, "I.Sancı" ve "II.Albay" bölümleri, 32. Gün yapımı, Haz.: Bülent Çaplı ve Can Dündar
  • İsmet Paşa, Üçüncü bölüm, "Ak saçlı, düşkün paşa...! 1950-1959", "75 yaşında başlayan yeni hayat 1959/1960", "Asmayın 1960-1961" ve "Tankın karşısında bir topçu 1961" kısımları.
Resmi yayın
  • Ak Devrim, (Yazarı belirtilmemiş), Ankara Başbakanlık Devlet Basımevi, 1960
  • Yassıada Broşürü (Yassıada duruşmalarını izlemeye gelenler için hazırlanmış resmi rehber)
 
Üst Alt