HASAN CAN
Active member
Elhâsıl: Beş
ile altı
ism-i mukaddesi oldukları için kerametkârâne vaziyetler gösteriyorlar. Lâfzullahın ortadaki harfi olan
yetmiş beş defa evvelki harfi olan elif oluyor. Hemen hemen umumiyetle tevafukla
adedine üç farkla tevafuk lisanıyla
okuyor.
'ın iki adedi altmış beş defa olup, ekseriyet-i mutlaka ile tevafuk ederek, farksız veya iki farkla
adedine tevafuk lisanıyla
der, zikreder. Ve
'ın üç adedi ekseri birbirine tevafukla otuz üç defa olarak, otuz üç aded-i mübarekine tevafukla ve
'ın makam-ı cifrîsine üç farkla tevafuk etmekle beraber yalnız mânidar bir farkla
,
adedine tevafuk lisanıyla
,
der, hükmeder.
'ın dört adedi on sekiz olup,
adedi olan on dokuzuna yalnız bir manidar farkla, tevafuk lisanıyla
der, tevhidi ilân eder. Bu dört adedi, iki adetle beraber, yalnız iki farkla, tevafuk diliyle
okurlar.
İşte seksen beş, yetmiş beş, altmış beş olması ve bir adedi seksen beş ve iki adedi onun yarısı olan kırka ve üçü onun nısfı Haşiye 1 yirmiye inmesi ve birbiriyle tevafukları ve Lâfza-i Celâlin ve Kelime-i Tevhidin lem'alarını ifade etmeleri gibi, munta-zam niseb-i adediye ve mânidar münasebet-ı te-vafukıye bize kanaat veriyor ki, tesadüfî değil, belki alâmet-i kabul bir tevfiktir; bir tanzimdir.
Kardeşiniz
Said Nursî
Haşiye 1: Seksen dördüncü sayfanın ikinci haşiyesinde
ahiri
'dır (Arabî İşârâtü'l-İ'câz'ın ilk tab'ı-nın seksen dördüncü sayfası)
İşte seksen beş, yetmiş beş, altmış beş olması ve bir adedi seksen beş ve iki adedi onun yarısı olan kırka ve üçü onun nısfı Haşiye 1 yirmiye inmesi ve birbiriyle tevafukları ve Lâfza-i Celâlin ve Kelime-i Tevhidin lem'alarını ifade etmeleri gibi, munta-zam niseb-i adediye ve mânidar münasebet-ı te-vafukıye bize kanaat veriyor ki, tesadüfî değil, belki alâmet-i kabul bir tevfiktir; bir tanzimdir.
Kardeşiniz
Said Nursî
Haşiye 1: Seksen dördüncü sayfanın ikinci haşiyesinde