GUSL BÂBI
Guslün farzları hanefîde üç, mâlikîde beş, şâfi’îde iki, hanbelîde birdir. Hanefîde:
1- Bir kerre ağzına su vermek. Dişlerin arasını ve diş çukurunun içini ıslatmak farzdır. [Hanefî mezhebinde olan kimse, zarûret olmadan diş dolduramaz ve kaplatamaz. Takma diş yapdırır ve gusl abdesti alırken, bunları çıkarıp altını yıkar. Zarûret olursa, dolgu veyâ kaplama yapdırması câiz olur. Fekat, gusl ve abdest alırken ve nemâza dururken (Şâfi’î veyâ mâlikî mezhebini taklîd ediyorum) diye niyyet etmesi lâzımdır.]
2- Bir kerre burnuna su vermek.
3- Bir kerre cemî’i bedenini yıkamakdır. Bedenin, ıslatmasında harac olmıyan yerlerini yıkamak farzdır. Bedenin bir yeri, zarûrî olan, ya’nî insanın yapmadığı, yaratılışda bulunan bir sebeb ile ıslatılmazsa afv olur, gusl sahîh olur.
(Dürr-ül-muhtâr)da diyor ki, dişler arasında veyâ diş çukurunda kalan yemek, guslün sahîh olmasına mâni’ olmaz. Fetvâ böyledir. Çünki, bunların altı ıslanır. Kalan şey, katı ise, mâni’ olur denildi. Doğrusu da budur. (İbni Âbidîn) “rahime-hullahü teâlâ”, bunu açıklarken buyuruyor ki, (Hülâsa) kitâbında da, mâni’ olmaz. Çünki su, akıcı olduğu için, yemeğin altına sızar demekdedir. Suyun sızmadığı anlaşılırsa, bu âlimlere göre de, gusl sahîh olmamakdadır. (Hilye) kitâbı bunu açık bildirmekdedir. Kalan şey, ağızda ezilerek katılaşmış ise, suyu sızdırmıyacağı için, gusl sahîh olmaz. Çünki, burada zarûret yokdur. [Ya’nî, kendiliğinden hâsıl olan birşey değildir. Bunları temizlemekde] harac, ya’nî güçlük de yokdur.
Guslün farzları hanefîde üç, mâlikîde beş, şâfi’îde iki, hanbelîde birdir. Hanefîde:
1- Bir kerre ağzına su vermek. Dişlerin arasını ve diş çukurunun içini ıslatmak farzdır. [Hanefî mezhebinde olan kimse, zarûret olmadan diş dolduramaz ve kaplatamaz. Takma diş yapdırır ve gusl abdesti alırken, bunları çıkarıp altını yıkar. Zarûret olursa, dolgu veyâ kaplama yapdırması câiz olur. Fekat, gusl ve abdest alırken ve nemâza dururken (Şâfi’î veyâ mâlikî mezhebini taklîd ediyorum) diye niyyet etmesi lâzımdır.]
2- Bir kerre burnuna su vermek.
3- Bir kerre cemî’i bedenini yıkamakdır. Bedenin, ıslatmasında harac olmıyan yerlerini yıkamak farzdır. Bedenin bir yeri, zarûrî olan, ya’nî insanın yapmadığı, yaratılışda bulunan bir sebeb ile ıslatılmazsa afv olur, gusl sahîh olur.
(Dürr-ül-muhtâr)da diyor ki, dişler arasında veyâ diş çukurunda kalan yemek, guslün sahîh olmasına mâni’ olmaz. Fetvâ böyledir. Çünki, bunların altı ıslanır. Kalan şey, katı ise, mâni’ olur denildi. Doğrusu da budur. (İbni Âbidîn) “rahime-hullahü teâlâ”, bunu açıklarken buyuruyor ki, (Hülâsa) kitâbında da, mâni’ olmaz. Çünki su, akıcı olduğu için, yemeğin altına sızar demekdedir. Suyun sızmadığı anlaşılırsa, bu âlimlere göre de, gusl sahîh olmamakdadır. (Hilye) kitâbı bunu açık bildirmekdedir. Kalan şey, ağızda ezilerek katılaşmış ise, suyu sızdırmıyacağı için, gusl sahîh olmaz. Çünki, burada zarûret yokdur. [Ya’nî, kendiliğinden hâsıl olan birşey değildir. Bunları temizlemekde] harac, ya’nî güçlük de yokdur.