Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Hâlbuki istemek kalbde olur. Bunu, Allahü teâlâdan başka kimse anlıyamaz. Eğer sapıklar, (Yakacağını söylememişdi, yakarım diye korkutmuşdu) demek istiyorsa, hazret-i Ömer, bu sözü ile birkaç kişiyi korkutmuşdur. Bunlar, hazret-i Fâtımanın evinin yanında toplanmışlardı. (Biz burada oldukça kimse bize bir şey yapamaz) demişlerdi. Bunlar, halîfe seçimini karışdırmak, fitne fesâd çıkarmak istiyorlardı. Hazret-i Fâtıma, bunların gürültüsünden çok sıkılmışdı. Fekat, başını çıkarıp oradan kovmağa edebi, hayâsı bırakmıyordu. Ömer-ül-Fârûk, oradan geçerken, bunları gördü ve anladı. Onları korkutmak için, (Evi başınıza yıkarım) dedi. Böyle söylemek, korkutmak için Arabistânda âdet hâlinde idi. Nitekim, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” de nemâza gelmiyenleri, imâma uymıyanları irşâd için, (Eğer bu hâlden vazgeçmezlerse, evlerini başlarına yıkarım) buyurmuşdu. Hazret-i Ebû Bekr Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz tarafından nemâz için imâm yapılmışdı. Ba’zı kimseler, Ona uymamağı, cemâ’ate karışmamağı düşünmüşlerdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Onları böyle korkutmuşdu. Hazret-i Ömerin de böyle söylemesinde bir incelik vardır. Bundan başka, Mekke feth olunduğu gün, İbni Hatal adındaki bir kâfirin Peygamber efendimizi kötüliyen şi’rler söylediği bildirilmişdi. Kendisinin Kâ’be-i mu’azzamaya sığındığı, perdesinin altında saklandığı haber verildi. (Hiç çekinmeyiniz. Hemen orada öldürünüz!) buyuruldu. Allahü teâlânın dînine karşı gelenlerin, Allahın evine sığınması câiz olmayınca, nasıl olur da, hazret-i Fâtımanın dıvârına sığınabilirler? Hazret-i Fâtıma da, o sapıkların sığınmasından nasıl olur da üzülmez? Çünki, Resûlullahın o temiz kerîmesi “radıyallahü teâlâ anhâ”, Allahü teâlânın ahlâkı ile ahlâklanmış idi. Sahîh haberlerden anlaşıldığına göre, hazret-i Fâtıma da, onların dağılmasını emr buyurmuşdu.
Hazret-i Osmân “radıyallahü anh” şehîd edilince, hazret-i Alî halîfe olduğu zemân, birkaç kişi ortalığı karışdırmak için, Mekkeden Medîneye gitdiler. Mü’minlerin annesi olan hazret-i Âişenin evine sığınarak, hazret-i Osmânın kâtillerine kısâs yapılmasını istediler. Muhârebeye hâzır olduklarını bildirdiler. Bunların içinde Eshâb-ı kirâmdan kimse yokdu. Hazret-i Alî haber alınca, bunları orada öldürtdü. Bu işi yaparken, Resûlullahın muhterem zevcesine saygısızlık olacağını düşünmedi. Bu işde, Resûlullahın mubârek zevcesine olan saygısızlık yanında, hazret-i Ömerin korkutmak için söylediği söz, pek küçük kalmakdadır. Evet hazret-i Alî, yerinde bir iş yapmışdı. Bütün müslimânlara yayılacak fitne ve fesâdı önlerken, böyle küçük ve ince şeyleri gözetmesi lâzım olmazdı.
Hazret-i Osmân “radıyallahü anh” şehîd edilince, hazret-i Alî halîfe olduğu zemân, birkaç kişi ortalığı karışdırmak için, Mekkeden Medîneye gitdiler. Mü’minlerin annesi olan hazret-i Âişenin evine sığınarak, hazret-i Osmânın kâtillerine kısâs yapılmasını istediler. Muhârebeye hâzır olduklarını bildirdiler. Bunların içinde Eshâb-ı kirâmdan kimse yokdu. Hazret-i Alî haber alınca, bunları orada öldürtdü. Bu işi yaparken, Resûlullahın muhterem zevcesine saygısızlık olacağını düşünmedi. Bu işde, Resûlullahın mubârek zevcesine olan saygısızlık yanında, hazret-i Ömerin korkutmak için söylediği söz, pek küçük kalmakdadır. Evet hazret-i Alî, yerinde bir iş yapmışdı. Bütün müslimânlara yayılacak fitne ve fesâdı önlerken, böyle küçük ve ince şeyleri gözetmesi lâzım olmazdı.