HASAN CAN
Active member
NEMÂZDA İMÂMET
Ve dahî, imâma uyanlar dört nev’dir. Bunlar, Müdrik, Muktedî, Mesbûk, Lâhık diye anılırlar.
1- Müdrik, iftitâh tekbîrini imâm ile birlikde alana denir.
2- Muktedî, iftitâh tekbîrine yetişemiyene denir.
3- Mesbûk, imâm rek’atlerin birini veyâ ikisini kıldıkdan sonra uymuş olana denir.
4- Lâhık, iftitâh tekbîrini imâm ile berâber almış, fekat sonra, kendisine hades vâkı’ olduğundan, abdest alıp, tekrâr imâma uyana denir. Bu kimse, yine evvelce olduğu gibi, kırâetsiz, rükû’ ve sücûd tesbîhlerini ederek nemâzını kılar. O kişi, eğer dünyâ kelâmı söylememiş ise, imâmın ardında gibidir. Lâkin, câmi’den çıkdıkdan sonra, pek yakın yerden abdestini almalıdır. Çok ileriye giderse, nemâzı fâsid olur diyen vardır.
Bir kimse, mescide geldiğinde, imâmı, rükû’da bulsa ve rükû’a yetişeyim diye acele edip, iftitâh tekbîrini rükû’a inerken alsa, imâma uymuş olmaz.
İmâmı, rükû’da buldukda, imâma uymağa niyyet edip, tekbîri ayakda tekmil edip, sonra rükû’a gider ve imâmın beli ile berâber olup, tesbîh ederse, o rek’ate uymuş olur. Ammâ rükû’a inerken, imâmın beli doğrulsa, o rek’ate yetişmiş olmaz.
Ve dahî, imâma uyanlar dört nev’dir. Bunlar, Müdrik, Muktedî, Mesbûk, Lâhık diye anılırlar.
1- Müdrik, iftitâh tekbîrini imâm ile birlikde alana denir.
2- Muktedî, iftitâh tekbîrine yetişemiyene denir.
3- Mesbûk, imâm rek’atlerin birini veyâ ikisini kıldıkdan sonra uymuş olana denir.
4- Lâhık, iftitâh tekbîrini imâm ile berâber almış, fekat sonra, kendisine hades vâkı’ olduğundan, abdest alıp, tekrâr imâma uyana denir. Bu kimse, yine evvelce olduğu gibi, kırâetsiz, rükû’ ve sücûd tesbîhlerini ederek nemâzını kılar. O kişi, eğer dünyâ kelâmı söylememiş ise, imâmın ardında gibidir. Lâkin, câmi’den çıkdıkdan sonra, pek yakın yerden abdestini almalıdır. Çok ileriye giderse, nemâzı fâsid olur diyen vardır.
Bir kimse, mescide geldiğinde, imâmı, rükû’da bulsa ve rükû’a yetişeyim diye acele edip, iftitâh tekbîrini rükû’a inerken alsa, imâma uymuş olmaz.
İmâmı, rükû’da buldukda, imâma uymağa niyyet edip, tekbîri ayakda tekmil edip, sonra rükû’a gider ve imâmın beli ile berâber olup, tesbîh ederse, o rek’ate uymuş olur. Ammâ rükû’a inerken, imâmın beli doğrulsa, o rek’ate yetişmiş olmaz.