Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, bir hastanın, önüne yasdık koyup, yasdık üzerine secde etdiğini görerek, yasdığı alıp atmış. Hasta, önüne tahta koymuş. Onu da atmış ve (Muktedir isen, erd üzerinde [ya’nî alnını toprağa koyarak] kıl! Buna gücün yetmezse, îmâ et ve secde için, rükû’dan dahâ çok eğil!) buyurmuşdur. (Bahr-ür-râık)da bildirildiği üzere, Âli İmrân sûresinin yüzdoksanbirinci âyet-i kerîmesi, (Nemâzı, gücü yeten ayakda kılar. Âciz olan oturarak kılar. Bundan da âciz olan, yatarak kılar) demekdedir. İmrân bin Husayn hasta olunca, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buna, (Ayakda kıl! Gücün yetmezse, oturarak kıl! Buna da kudretin olmazsa, yan veyâ sırt üstü yatarak kıl!) buyurdu. [Görülüyor ki, ayakda duramıyan hasta, oturarak kılar. Oturamıyan, yatarak kılar. Herhangi bir şeklde oturamıyan, yatarak kılar. Yerde oturabilen hastanın ve otobüsde, tayyârede gidenin, koltukda, sandalyada ayakları sarkıtarak kılması câiz değildir. Cemâ’ate gidince ayakda kılamıyan, evinde ayakda kılar. Yirmi şeyden birinin bulunması, cemâ’ate gitmemek için özr olur: Yağmur, şiddetli sıcak ve soğuk, canına veyâ malına saldıracak düşman korkusu, arkadaşlarının gidip yolda yalnız kalmakdan korkmak, havanın çok karanlık olması, fakîr borçlunun yakalanıp habs olunmakdan korkması, kör olmak, yürüyemiyecek felci olması, bir ayağı kesik olmak, hasta, kötürüm olmak, çamur, yürüyememek, yürüyemiyen ihtiyâr, nâdir bulunan fıkh dersini kaçırmak, sevdiği yemeği kaçırmak korkusu, yolculuğa hareket hâlinde olmak, yerine bırakacak kimse bulunmıyan hasta bakıcı, gece şiddetli rüzgâr, halâya gitmek için sıkışmak. Hastalığının artmasından veyâ uzamasından korkan hasta ve hastası bakımsız kalacak olan hasta bakıcı ve çok ihtiyârlıkdan yürümesi güç olmak, Cum’a nemâzına gitmemek için özrdür. Cemâ’ate yürüyerek gidip gelmek, vâsıtaya binerek gitmekden efdaldir. Câmi’de sandalyada, koltukda oturarak, îmâ ile kılmak câiz değildir. İslâmiyyetin bildirmediği şeklde ibâdet yapmak (Bid’at) olur. Bid’at işlemenin büyük günâh olduğu fıkh kitâblarında yazılıdır.]
Kıbleye dönemiyen hasta, kolayına gelen cihete doğru kılar. Sırt üstü yatanın başı altına birşey konarak, yüzü kıbleye karşı yapılır. Dizlerini dikmesi iyi olur. Başı ile îmâ edemiyenin nemâzı kazâya bırakması câiz olur. Nemâz arasında hasta olan, gücü yetdiği şeklde devâm eder. Yerde oturarak kılan hasta, nemâzda iyi olursa, ayakda kılarak devâm eder. Aklı, şu’ûru giden nemâz kılmaz. Beş vakt geçmeden iyi olursa, beş vakti kazâ eder. Altı nemâz geçerse, hiç kazâ etmez.