faruk islam
Özel Üye
Sure: 3 - Al-i İmran Suresi
Ayet:93
Konu: İsrail Oğullarına Haram Kılınanlar
بســـم الله الرحمن الرحيم
كُلُّ الطَّعَامِ كَانَ حِلاًّ لِّبَنِي إِسْرَائِيلَ إِلاَّ مَا حَرَّمَ إِسْرَائِيلُ عَلَى نَفْسِهِ مِن قَبْلِ أَن تُنَزَّلَ التَّوْرَاةُ قُلْ فَأْتُواْ بِالتَّوْرَاةِ فَاتْلُوهَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
93 - Tevrat indirilmeden önce, İsrail'in kendisine haram kıldığı şeyler dışındaki bütün yiyecekler İsrail oğullarına helal idi. (Ey Muhammed! O yahudilere) de ki: "Eğer doğru sözlülerden iseniz (haydi) Tevrat'ı getirin ve hemen onu okuyun."
Al-i İmran suresinin başından bu ayete kadar olan bölümde Allah (c.c); Rasulullah (s.a.s)'in resullüğünün isbatını yapmış, katında geçerli olan tevhidi açıklamış, Rasulullah (s.a.s)'in kitap ehliyle kendi risaleti ve tevhid konusunda yaptığı tartışmayı anlatmış ve kitap ehlinin bu konularla ilgili saptırdıkları meselelerin hakikatini ortaya koymuştu.
Allah (c.c) bu ve bundan sonraki ayetlerde kitap ehlinin İslam dini ve Rasulullah (s.a.s) hakkında ortaya attığı iki şüpheye cevap vermektedir.
Yahudiler, insanların İslam dinine bağlanmalarını önlemek ve müslümanları dinlerinde şüpheye düşürerek onları dinlerinden uzaklaştırmak için İslam dininde kapalı kalmış gibi görünen, tahrif edebilecekleri ve bununla insanları saptırabilecekleri noktalar arıyor, bunları çıkarıp gündeme getiriyor ve bu gaye için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Rasulullah (s.a.s), Tevrat'ı tasdik edici bir kitapla gönderildiğini söylediği zaman yahudiler hemen şöyle dediler: "Sen hem Tevrat'ı tasdik edici ve İbrahim'in dini üzere olduğunu iddia ediyorsun hem de deve etini yiyor ve sütünü içiyorsun. Halbuki bunlar İbrahim'in dininde haram kılınmıştı. Sen haram olan bu şeyleri kendine helal kılarak İbrahim'in dinine muhalefet ettiğin halde nasıl olur da İbrahim'e en yakın kişi olabilirsin? Senin bu iddian doğru değildir."
Allah (c.c), yahudilerin insanları Rasulullah (s.a.s) hakkında şüpheye düşürmek için ortaya attıkları bu iddiaya şöyle cevap verdi:
"Yakub'un kendi nefsine haram kıldığı ve İsrail oğullarının işlediği günahlardan dolayı Allah'ın onları cezalandırarak terbiye etmek için haram kıldığı hariç bütün temiz yiyecekler İsrailoğullarına ve onlardan önce yaşamış olan İbrahim'e helal idi. Bu, Tevrat'ın Musa (a.s)'a inmesinden önce olmuştu." Fakat Allah (c.c), işledikleri günahlar sebebiyle ceza olarak İsrail oğullarına bazı nimetleri Tevratta haram kıldı. Bu haramlar İsa (a.s) gelinceye kadar devam etmiştir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Yahudilere, zulmettiklerinden dolayı kendilerine helal kılınmış olan bazı temiz nimetleri haram kıldık." (Nisa: 160)
"Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarında veya bağırsaklarında, ya da kemiğe karışmış olarak bulunan yağlar hariç iç yağlarını da... İsyanlarından dolayı onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru sözlüyüzdür." (En'am: 146)
Yahudilerin Kur'an ve Rasulullah hakkında ortaya attıkları şüphelerin diğer bir sebebi de şudur:
İşledikleri zulüm ve günahlardan dolayı bazı nimetlerin kendilerine haram kılındığı Kur'an'da zikredilince bu, yahudileri kızdırdı ve kinlendirdi. Bunun üzerine Kur'an'da zikri geçen bu hakikatlerin gerçek olmadığını iddia etmeye ve bunu ispatlamak için de bir takım şüpheler ortaya atmaya başladılar. Ve şöyle dediler:
"Bize haram kılınan bu nimetler Muhammed'in iddia ettiği gibi suç işlediğimiz için haram kılınmamıştır. Aslında bize haram kılınan bu nimetler bizden öncekilere; Nuh'a ve İbrahim'e ve ondan sonrakilere de haramdı ve böylece bu, Yakub (a.s)'a ve bizlere kadar ulaştı." Onların böyle söylemesinin sebebi: Allahu tealanın onlara bazı nimetleri haram kılmasının sebebinin onların, zulmetmesi ve insanları Allah yolundan saptırması olduğunu bildirmesi, onların da bu gerçeği gizlemek istemeleridir. Fakat, Allah (c.c) bu ayette onların yalancı olduklarını bildiriyor ve Rasulullah (s.a.s)'in İbrahim'in dinine en yakın olduğunu söylemesi üzerine onu yalanmak için ortaya attıkları iddiada Rasulullah (s.a.s)'in İbrahim'in dininde haram olan şeylere helal dediğini dolayısıyla İbrahim'in dininden uzak olduğunu söylemeleri üzerine Allahu teala onların bu iddialarını yalanlayarak, şöyle cevap verdi:
"Muhammed ve ümmeti yahudilerin işledikleri günah ve zulüm gibi kötü amelleri işlemediler. Bu nedenle bazı nimetlerin İsrail halkına haram kılınması müslümanlara da haram kılınmasını gerektirmez. Zaten İbrahim (a.s)'ın şeriatinde de bunlar haram değildi. Bütün temiz nimetler ona helal idi. Bazı nimetlerin haram kılınması ise Tevrat'ın indirilmesinden önce olmuştu. Dolayısıyla müslümanların bu yasaklanan nimetleri kendilerine helal kılmaları İbrahim'in şeriatine zıt değildir. Bilakis onlar İbrahim'in şeriatine gerçekten tabi olmuş kimselerdir."
İsrail'in Kendisine Haram Kıldığı Nimetler:
“İsrail'in kendisine haram kıldığı şeyler dışında bütün yiyecekler İsrail oğullarına helal idi.”
Ayette geçen "İsrail'den kastedilenin kim olduğu konusunda alimler arasında ihtilaf vardır.
1 - Alimlerin çoğuna göre; ayette geçen "İsrail"den kasıt Yakup (a.s)'dır. Çünkü Yakup (a.s) şiddetli bir hastalığa tutulduğu zaman, tekrar iyileştiğinde, en sevdiği yiyecek ve içecek olan deve eti ve sütünü hiç yememeyi ve içmemeyi adamıştı.
İbn-i Abbas (r.a)'dan rivayet edildiğine göre; yahudiler Rasulullah (s.a.s)'e şöyle dediler:
"İsrail'in kendi nefsine haram kıldığı şeyleri bize haber ver" Rasulullah şöyle cevap verdi:
"İsrail çölde yaşıyordu. Irkı'nnisa (siyatikvaris) hastalığına tutulmuştu. Bu hastalıktan kurtulmak için çok sevdiği deve etini ve sütünü kendi nefsine yasak etmeyi uygun gördü ve bunları nefsine haram kıldı." Yahudiler:
"Doğru söyledin" dediler. (Tirmizi, Nesei, Ahmed) (Tirmizi bu hadis için hasen garib dedi)
Yakup (a.s)'ın kendi nefsine deve eti ve sütünü bu şekilde yasak etmesi Tevrat indirilmeden çok önce olmuştu ve Yakub (a.s)'dan sonra çocukları da onun sünnetine tabi olarak deve etini ve sütünü kendilerine haram kıldılar.
Bir rasul bir şeyi kendisine haram kılar ve Allah (c.c) da onu düzeltmezse bu, artık o rasulün dininde bir şeriat olarak kabul edilir. Dolayısıyla o rasule bağlı olanlar da bu hükme tabi olmak zorundadırlar.
Allah (c.c) bazı rasullerine böyle bir hak tanımıştır. Şayet böyle bir hak tanımamış olsaydı Allah (c.c) onları düzeltirdi. Bu şekilde herhangi bir şeyi haram kılma yetkisi Yakub (a.s)'a verilmiştir. Fakat Rasulullah (s.a.s)'e bu yetki verilmemiştir. Çünkü Rasulullah (s.a.s) kendisine balı haram kılmak istediğinde Allah (c.c) ona izin vermemiş ve şöyle buyurmuştur:
"Ey nebi! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi kendine niçin haram kılıyorsun? Bununla eşlerini hoşnut mu etmek istiyorsun? Muhakkak ki Allah Gafur'dur, Rahim'dir." (Tahrim: 1)
Fakat Muhammed (s.a.s)'in şeriatinde kişi, kendisine veya başkalarına zarar vermemek şartıyla bazı şeyleri nefsine yasaklayabilir. Bir kimsenin; "bir daha gömlek giymeyeceğim" yahut "bir daha sarımsak yemeyeceğim" demesi gibi...
2 - Bazı alimlere göre; ayette geçen İsrail'den kasıt Yakub (a.s) değil İsrail halkıdır. Çünkü İsrail halkı kendilerine İsrail ismini vermekte idi.
Allah (c.c)'nun "İsrail oğullarının, kendilerine haram kıldıkları" diye zikretmesinin sebebi şudur:
İsrail oğulları zulüm ve kötü ameller işledikleri için, Allah (c.c) onlara ceza olarak bazı şeyleri haram kılmıştı. Bunun sebebi kendileri olduğu için kendi kendine haram kılmış gibi nitelendirilmiştir.
Yahudilerin işledikleri zulüm ve günah sebebiyle kendilerine haram kılınanlar Tevrat'ta zikredilmiştir. Oysa Yakub (a.s) ile Tevrat'ın inmesi arasında çok uzun bir zaman vardır. Yakub (a.s)'ın, Tevrat indirilmeden çok önce yaşadığını yahudiler de biliyorlardı. Fakat onların, bu nimetlerin eskiden beri haram kılınmış olduğunu söylemelerinin sebebi; yaptıkları isyanların ve işledikleri günahların ortaya çıkmaması içindi.
Rasulullah'ın Risaletinin Hak Olduğunun İspatı:
(Ey Muhammed! O yahudilere) De ki: "Eğer doğru sözlülerden iseniz (haydi) Tevrat'ı getirin ve hemen onu okuyun."
Allah (c.c), rasulü Muhammed (s.a.s)'in, yahudilerin insanları saptırmak için ortaya attıkları şüpheye şöyle cevap vermesini istemektedir:
"Allah (c.c) size bütün temiz nimetleri helal kılmıştır. Size haram kılınanlar ise; ya Yakup (a.s)'ın kendisine haram kıldığı ya da kendi işlemiş olduğunuz zulüm ve günahlar sebebiyle, ceza olarak Allah'ın size haram kıldığı nimetlerdir. Bu meselenin böyle olduğu sizin elinizdeki Tevrat'ta da mevcuttur. Eğer aksini iddia ediyorsanız Tevrat'ı getirin de okuyalım."
Fakat yahudiler Rasulullah (s.a.s)'in haber verdiği meselelerin doğru olduğunu çok iyi bildikleri için Tevrat'ı getirmekten kaçındılar. İşte bu, Rasulullah (s.a.s)'in rasul olduğunu gösteren apaçık delillerden birisidir. Çünkü okuma yazma bilmeyen ve başkasından da duymamış olan bir kimsenin Tevrat'ta neler geçtiğini bilmesi mümkün değildir. Böyle bir kimsenin bilmediği bir şeyin içyüzünü haber vermesi ancak tek bir yolla mümkündür, o da; vahiydir.
Ancak yahudiler bu açık delillere rağmen yine de kibirlendiler, Rasulullah (s.a.s)'e iman etmediler ve onun risaletinden yüz çevirdiler. Onların gayesi hakkı aramak değil, İslam'ı tahrif etmek ve insanların İslam dinine bağlanmalarını engellemekti. Çünkü onlar hakkı çok iyi biliyorlardı.
Ayet:93
Konu: İsrail Oğullarına Haram Kılınanlar
بســـم الله الرحمن الرحيم
كُلُّ الطَّعَامِ كَانَ حِلاًّ لِّبَنِي إِسْرَائِيلَ إِلاَّ مَا حَرَّمَ إِسْرَائِيلُ عَلَى نَفْسِهِ مِن قَبْلِ أَن تُنَزَّلَ التَّوْرَاةُ قُلْ فَأْتُواْ بِالتَّوْرَاةِ فَاتْلُوهَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
93 - Tevrat indirilmeden önce, İsrail'in kendisine haram kıldığı şeyler dışındaki bütün yiyecekler İsrail oğullarına helal idi. (Ey Muhammed! O yahudilere) de ki: "Eğer doğru sözlülerden iseniz (haydi) Tevrat'ı getirin ve hemen onu okuyun."
Al-i İmran suresinin başından bu ayete kadar olan bölümde Allah (c.c); Rasulullah (s.a.s)'in resullüğünün isbatını yapmış, katında geçerli olan tevhidi açıklamış, Rasulullah (s.a.s)'in kitap ehliyle kendi risaleti ve tevhid konusunda yaptığı tartışmayı anlatmış ve kitap ehlinin bu konularla ilgili saptırdıkları meselelerin hakikatini ortaya koymuştu.
Allah (c.c) bu ve bundan sonraki ayetlerde kitap ehlinin İslam dini ve Rasulullah (s.a.s) hakkında ortaya attığı iki şüpheye cevap vermektedir.
Yahudiler, insanların İslam dinine bağlanmalarını önlemek ve müslümanları dinlerinde şüpheye düşürerek onları dinlerinden uzaklaştırmak için İslam dininde kapalı kalmış gibi görünen, tahrif edebilecekleri ve bununla insanları saptırabilecekleri noktalar arıyor, bunları çıkarıp gündeme getiriyor ve bu gaye için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Rasulullah (s.a.s), Tevrat'ı tasdik edici bir kitapla gönderildiğini söylediği zaman yahudiler hemen şöyle dediler: "Sen hem Tevrat'ı tasdik edici ve İbrahim'in dini üzere olduğunu iddia ediyorsun hem de deve etini yiyor ve sütünü içiyorsun. Halbuki bunlar İbrahim'in dininde haram kılınmıştı. Sen haram olan bu şeyleri kendine helal kılarak İbrahim'in dinine muhalefet ettiğin halde nasıl olur da İbrahim'e en yakın kişi olabilirsin? Senin bu iddian doğru değildir."
Allah (c.c), yahudilerin insanları Rasulullah (s.a.s) hakkında şüpheye düşürmek için ortaya attıkları bu iddiaya şöyle cevap verdi:
"Yakub'un kendi nefsine haram kıldığı ve İsrail oğullarının işlediği günahlardan dolayı Allah'ın onları cezalandırarak terbiye etmek için haram kıldığı hariç bütün temiz yiyecekler İsrailoğullarına ve onlardan önce yaşamış olan İbrahim'e helal idi. Bu, Tevrat'ın Musa (a.s)'a inmesinden önce olmuştu." Fakat Allah (c.c), işledikleri günahlar sebebiyle ceza olarak İsrail oğullarına bazı nimetleri Tevratta haram kıldı. Bu haramlar İsa (a.s) gelinceye kadar devam etmiştir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Yahudilere, zulmettiklerinden dolayı kendilerine helal kılınmış olan bazı temiz nimetleri haram kıldık." (Nisa: 160)
"Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarında veya bağırsaklarında, ya da kemiğe karışmış olarak bulunan yağlar hariç iç yağlarını da... İsyanlarından dolayı onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru sözlüyüzdür." (En'am: 146)
Yahudilerin Kur'an ve Rasulullah hakkında ortaya attıkları şüphelerin diğer bir sebebi de şudur:
İşledikleri zulüm ve günahlardan dolayı bazı nimetlerin kendilerine haram kılındığı Kur'an'da zikredilince bu, yahudileri kızdırdı ve kinlendirdi. Bunun üzerine Kur'an'da zikri geçen bu hakikatlerin gerçek olmadığını iddia etmeye ve bunu ispatlamak için de bir takım şüpheler ortaya atmaya başladılar. Ve şöyle dediler:
"Bize haram kılınan bu nimetler Muhammed'in iddia ettiği gibi suç işlediğimiz için haram kılınmamıştır. Aslında bize haram kılınan bu nimetler bizden öncekilere; Nuh'a ve İbrahim'e ve ondan sonrakilere de haramdı ve böylece bu, Yakub (a.s)'a ve bizlere kadar ulaştı." Onların böyle söylemesinin sebebi: Allahu tealanın onlara bazı nimetleri haram kılmasının sebebinin onların, zulmetmesi ve insanları Allah yolundan saptırması olduğunu bildirmesi, onların da bu gerçeği gizlemek istemeleridir. Fakat, Allah (c.c) bu ayette onların yalancı olduklarını bildiriyor ve Rasulullah (s.a.s)'in İbrahim'in dinine en yakın olduğunu söylemesi üzerine onu yalanmak için ortaya attıkları iddiada Rasulullah (s.a.s)'in İbrahim'in dininde haram olan şeylere helal dediğini dolayısıyla İbrahim'in dininden uzak olduğunu söylemeleri üzerine Allahu teala onların bu iddialarını yalanlayarak, şöyle cevap verdi:
"Muhammed ve ümmeti yahudilerin işledikleri günah ve zulüm gibi kötü amelleri işlemediler. Bu nedenle bazı nimetlerin İsrail halkına haram kılınması müslümanlara da haram kılınmasını gerektirmez. Zaten İbrahim (a.s)'ın şeriatinde de bunlar haram değildi. Bütün temiz nimetler ona helal idi. Bazı nimetlerin haram kılınması ise Tevrat'ın indirilmesinden önce olmuştu. Dolayısıyla müslümanların bu yasaklanan nimetleri kendilerine helal kılmaları İbrahim'in şeriatine zıt değildir. Bilakis onlar İbrahim'in şeriatine gerçekten tabi olmuş kimselerdir."
İsrail'in Kendisine Haram Kıldığı Nimetler:
“İsrail'in kendisine haram kıldığı şeyler dışında bütün yiyecekler İsrail oğullarına helal idi.”
Ayette geçen "İsrail'den kastedilenin kim olduğu konusunda alimler arasında ihtilaf vardır.
1 - Alimlerin çoğuna göre; ayette geçen "İsrail"den kasıt Yakup (a.s)'dır. Çünkü Yakup (a.s) şiddetli bir hastalığa tutulduğu zaman, tekrar iyileştiğinde, en sevdiği yiyecek ve içecek olan deve eti ve sütünü hiç yememeyi ve içmemeyi adamıştı.
İbn-i Abbas (r.a)'dan rivayet edildiğine göre; yahudiler Rasulullah (s.a.s)'e şöyle dediler:
"İsrail'in kendi nefsine haram kıldığı şeyleri bize haber ver" Rasulullah şöyle cevap verdi:
"İsrail çölde yaşıyordu. Irkı'nnisa (siyatikvaris) hastalığına tutulmuştu. Bu hastalıktan kurtulmak için çok sevdiği deve etini ve sütünü kendi nefsine yasak etmeyi uygun gördü ve bunları nefsine haram kıldı." Yahudiler:
"Doğru söyledin" dediler. (Tirmizi, Nesei, Ahmed) (Tirmizi bu hadis için hasen garib dedi)
Yakup (a.s)'ın kendi nefsine deve eti ve sütünü bu şekilde yasak etmesi Tevrat indirilmeden çok önce olmuştu ve Yakub (a.s)'dan sonra çocukları da onun sünnetine tabi olarak deve etini ve sütünü kendilerine haram kıldılar.
Bir rasul bir şeyi kendisine haram kılar ve Allah (c.c) da onu düzeltmezse bu, artık o rasulün dininde bir şeriat olarak kabul edilir. Dolayısıyla o rasule bağlı olanlar da bu hükme tabi olmak zorundadırlar.
Allah (c.c) bazı rasullerine böyle bir hak tanımıştır. Şayet böyle bir hak tanımamış olsaydı Allah (c.c) onları düzeltirdi. Bu şekilde herhangi bir şeyi haram kılma yetkisi Yakub (a.s)'a verilmiştir. Fakat Rasulullah (s.a.s)'e bu yetki verilmemiştir. Çünkü Rasulullah (s.a.s) kendisine balı haram kılmak istediğinde Allah (c.c) ona izin vermemiş ve şöyle buyurmuştur:
"Ey nebi! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi kendine niçin haram kılıyorsun? Bununla eşlerini hoşnut mu etmek istiyorsun? Muhakkak ki Allah Gafur'dur, Rahim'dir." (Tahrim: 1)
Fakat Muhammed (s.a.s)'in şeriatinde kişi, kendisine veya başkalarına zarar vermemek şartıyla bazı şeyleri nefsine yasaklayabilir. Bir kimsenin; "bir daha gömlek giymeyeceğim" yahut "bir daha sarımsak yemeyeceğim" demesi gibi...
2 - Bazı alimlere göre; ayette geçen İsrail'den kasıt Yakub (a.s) değil İsrail halkıdır. Çünkü İsrail halkı kendilerine İsrail ismini vermekte idi.
Allah (c.c)'nun "İsrail oğullarının, kendilerine haram kıldıkları" diye zikretmesinin sebebi şudur:
İsrail oğulları zulüm ve kötü ameller işledikleri için, Allah (c.c) onlara ceza olarak bazı şeyleri haram kılmıştı. Bunun sebebi kendileri olduğu için kendi kendine haram kılmış gibi nitelendirilmiştir.
Yahudilerin işledikleri zulüm ve günah sebebiyle kendilerine haram kılınanlar Tevrat'ta zikredilmiştir. Oysa Yakub (a.s) ile Tevrat'ın inmesi arasında çok uzun bir zaman vardır. Yakub (a.s)'ın, Tevrat indirilmeden çok önce yaşadığını yahudiler de biliyorlardı. Fakat onların, bu nimetlerin eskiden beri haram kılınmış olduğunu söylemelerinin sebebi; yaptıkları isyanların ve işledikleri günahların ortaya çıkmaması içindi.
Rasulullah'ın Risaletinin Hak Olduğunun İspatı:
(Ey Muhammed! O yahudilere) De ki: "Eğer doğru sözlülerden iseniz (haydi) Tevrat'ı getirin ve hemen onu okuyun."
Allah (c.c), rasulü Muhammed (s.a.s)'in, yahudilerin insanları saptırmak için ortaya attıkları şüpheye şöyle cevap vermesini istemektedir:
"Allah (c.c) size bütün temiz nimetleri helal kılmıştır. Size haram kılınanlar ise; ya Yakup (a.s)'ın kendisine haram kıldığı ya da kendi işlemiş olduğunuz zulüm ve günahlar sebebiyle, ceza olarak Allah'ın size haram kıldığı nimetlerdir. Bu meselenin böyle olduğu sizin elinizdeki Tevrat'ta da mevcuttur. Eğer aksini iddia ediyorsanız Tevrat'ı getirin de okuyalım."
Fakat yahudiler Rasulullah (s.a.s)'in haber verdiği meselelerin doğru olduğunu çok iyi bildikleri için Tevrat'ı getirmekten kaçındılar. İşte bu, Rasulullah (s.a.s)'in rasul olduğunu gösteren apaçık delillerden birisidir. Çünkü okuma yazma bilmeyen ve başkasından da duymamış olan bir kimsenin Tevrat'ta neler geçtiğini bilmesi mümkün değildir. Böyle bir kimsenin bilmediği bir şeyin içyüzünü haber vermesi ancak tek bir yolla mümkündür, o da; vahiydir.
Ancak yahudiler bu açık delillere rağmen yine de kibirlendiler, Rasulullah (s.a.s)'e iman etmediler ve onun risaletinden yüz çevirdiler. Onların gayesi hakkı aramak değil, İslam'ı tahrif etmek ve insanların İslam dinine bağlanmalarını engellemekti. Çünkü onlar hakkı çok iyi biliyorlardı.
Moderatör tarafında düzenlendi: