araf 40 -41

Mevsimsiz Kar

Aktif Üyemiz
selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu

bismillahirrahmanirrahiym
40-Âyetlerimizi yalan sayanlara ve onları kabule tenezzül etmeyenlere gök kapıları açılmayacak ve deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar da cennete giremeyeceklerdir.
İşte mücrimleri Biz böyle cezalandırırız.

41-Onlara cehennem ateşinden bir döşek ve üzerlerinde de yine ateşten örtüler var. İşte zalimleri Biz böyle cezalandırırız!
sadakallahulaziym

elamalılı hamdi yazır tefsirine göre deve iğne deliğinden geçmeyeceğinden bu hal muhladir bu yüzden iş bitirilmiş olarak tefsir edilmiş yani bu hal kesinlik ifa eden bir ayet olarak tefsir edilmiştir.

bu açıdan bu husus da acizane bilgimi paylaşmak istiyorum. ALLAH telanın kesinlik bildiren haline örnek olarak ölümden sonraki hal eğer örnek ise bu kuran-ı hakimin yaşamsal desteği bakımından diriler bakımından ifade edeceği anlamın açıklanması olmalıdır ve vardır.

iğne deliğinden devenin geçmesi veya diğer açıklama ile halatın iğne deliğinden geçmesi halleri bakımından birinci görüş tercihe şayan tutulmuş ve canlı bir varlık misal olarak verilmiştir.

toplam hadis bilgisi bakımından fatiha suresi hakkında HZ. ALİ radıyallahu anhın 40 deve yükü kitap yazabilirdim dediği rivayet olabilir. bu bakımdan tefsir husunda bir nevi genişlik sahibi olduğumuz ve kişisel tecellilerin varlığı kabul edilebilir.

devenin iğne deliğinden geçmesi esasen mümkündür. eğer tefsir olarak önü kapalı bir hal olmaması bakımından dirilerin dünyasında bu hal nutfeye işaret eder. bu ayet esasen çımazdaki insana ALLAK suresindeki yani ilk inen ayetlerin yardımına bir yol verir. insanı bir hücreden yarattık der.

hücre yani nutfe dediğimiz hal boyutu mikron ile ölçülür ve mevcut bir boşluktan yol bulup geçebilir. ALLAH teala ıslak kuru her mevzuyu kuran-ı hakimde yazdık demesi dediğimiz hal bakımından gerek günah gerekse sevap olsun her halin bir halinin açıklaması kuran-ı hakimde mevcut olmalıdır. bu bakımdan insanın eylemi kötü ise bu kuldandır ama bunu mağfiret edecek olan ne şekilde bir tutum izler.

o kimsenin ameliyesi varış noktası olarak yukarıdaki gibi bir çıkmaz ise bu halde yardımcı olacak ve mevzuyu açıklayacak olan da başaka bir ayet olmalıydı.

insanın israfı adına yapılmış olan her nefsi ameliyenin yoplamı bakımından asra yemin edilmesi ve hüsranın açıklanması haliyle birlikte düşünülürse, kendi nefsini eski hale döndürmeye çalışan her insanın toplam ameliyesi bu hal hücre olacak kader çocukluğu gerektirecek hale gelmişse esasen bir çıkış yolu arıyordur ancak bu hal onun için 41 ayetin anlamı olarak ortaya çıkar.

bu haldenkurtuluş yolu olarak kuran-ı hakimin ilk ayetlerine dayanma dediğimiz hal esasen secde ayetinin geçtiği sure olması bakımından anlamlıdır. ve hesap olarak sorulacak eksikliğin başındaki namaz eksiğini de ele verir. namazı nazara veren bir ayet olması bakımndan hem araf ehlinin halini ve ordan çıkış yolunu da gösterir.

insan orda amliye olarak nutfe haline dönmek isteyecek ama bunu başaramayacak bu halden kurtuluş hali olarak da namaz veya secdenin çokluğu aranacak şeklinde tevil ve tefsir edilebilir. bu bakımdan diri olmak denen her hal hesabın her yerinde hatta ölümden sonra anlamlı olacak şekilde her halde varsa bu ayetin anlam ve meali kapalı bir nokta değil açık uçlu bir girizgahtır denilebilir. ALLAH tealanın rahmet ve bereketini anmak dediğimiz bir halde hüsrana düşen kimsenin eylemleri bakımından koruyucu aile uygulaması ile ilgili bir salih nesep veya nesil bahşedişi de bu ayetle ilgili olmalı.

nesebin devamı adına yapılan ameliyeler şayet salih bir nesle ilişkin değil ise meselenin hücre veya nutfe boyutu denen halinin akim kalması denen hale yakınlığı içeren doğan çocuğun her türlü eyleminin 41. ayetin anlamı olması hali ise görünen azap şekli olarak bu dünyanın temel nirengi noktalarını oluşturur.

gelen nesil şehvetine uyar ve namazı bırakır MERYEM 59 daki gayyeye yuvarlanır. ve babasının ameliyle amellenme denen her hal dahi esasen bu neslin namazsızlık tesiri ile fiili veya beyni gayyalara yuvarlanmasına sebebiyet verir.

bu nedenle rahman ve rahim olanın adıyla başlamayan her mevzu derin bir gayyadır ve daha başında bitirilen bir iştir ve burda baba-ana rolünü esasen şedit bekçiler oynar diyebiliriz.

çocuğun rolu bakımından bu hal ana-babsına taç giydirmek denen her halin ona anlatımıdır ve daha başında düşülen gayyadan o çocuğun her çıkış hali de bir namazla olacaktır.

bu nedenle namazsız anne babanın en korkunç mirası diri olarak gömülen çocuğa günahın neydi diye sorulduğu zamanın dehşetli bir anlatımıdır. ve esasen karşı taraf kalın kafalıdır ancak bir türlü anlamaz da doğru yola gelecek insan dahi mania olurlar. böyle ana-babların varlığı bile şedit bekçilerin varlığıdır ve azabi bir tutum olmak bakımından her türlü hafsalanın bozulması eylemi esasen affa da tabidir.

bu açıdan özellikle genç ve bekar insanlardaki halet bozuklukları sinema gibi seyretmeyi değil müdahaleyi gerektirir. az yemek içmek veya diğer haller namazsız olursa mankenliğe sebebiyet veriri yoksa o çovuklarda gayyaya yavaş yavaş yuvarlanırlar ve dibine geldiklerinde işte şimdi nefsim olgunlaştı artık vaad ettiklerini bana vercekler dedikleri her halde başlarında çetin bir bekçi bulurlar.

bu nedenle şehvete uymak açık bir tabirdir ve nutfenin zaman ve mekan bağımsız anlamını yaşatacak her halden çocuğu uzak tutulması kuran-ı hakim endeksi ile namazdır. bunda nakısiyet gösteren ana-babalar ise isevilerin cenneti denen hayali bir cennete yaşarlar ve dibe yuvarlanan taş olgunlaştığında başlarına tuğla olarak yerler. bu sebeplerle ALLAH tealanın koyduğu kuraalların nerdeyse yarısı TEVVAB ĞAFFAR tealayı işaretle derhal tevbe etmesi gereken ana-babalardır ve çocuğuna yap demek yerine gerekirse kendileri onun yerine nafile namaz kılmalıdır.

tehlikesi direk ALLAK suresindeki zebanilerle çevrilmek denen bir hal olması bakımından ve bunlar karşısında çocuğunu korumayı değil düşünmeyi bile beceremeyen ana-babalara şahit olduğumuzdan gerçek sevgi ilgi alakayı anlamayan bir nesle ana-babalık vazişfesi verilmemelidir. zira çocuğunun yangın azabını bile anlamazlar ve elleriyle doktor diye zebanilere teslim ederler.

ALLAH teala kapımdaki düşmandan korusun denen her ana-babaya dönüşünce de başlayan düşmanlığı da RASULULLAH sallallahu aleyhi ve sellem savaş meydanında babayı oğluna vurdurmayara neleri bildiğini çok veciz bir tarzla açıklamıştır.

ana-bablık bir ruhsat veya ehliyetse burda başlayan iptaller karar noktasını ukbada gösterecek çıplak ve kimsesiz olarak bir çok kul ALLAH tealanın karşısına deve yükü ama anlamsız hayat bilgisiyle bir kurtarıcı bekleyecektir.
 
Üst Alt