Bu can, bu ten, bu kalp Sana aç, Sana muhtaç…
13 Şubat 2010, gece, saat ikiye doğru, hava karanlık, oda soğuk, içim buruk…
Aklıma düştü yine güzel yüzlü yiğidin, unutmaya ahdettiğim, yakasından düşmeye söz verdiğim aklıma düştü… Ne acıdır nefsimin vicdanımdan beni yakalaması… Ah Rabbim yaralıların gizli açık bütün yaralarını saran sarmalayan tabip Sensin, benim yaralarım da kanıyor, şahitsin ey Şahid, şahidim Sensin… Kasvet sarmış kalbimi, katından bir nur bekliyor gözlerim, rahmetin sağanak sağanak yağmasını bekliyor kurak ümitlerim… Ne çare o yar güzellerle birdir, beraberdir, onlarla Seni bulacak, Sana kavuşacaktır iznin ve inayetinle… Ya, der kalb-i perişanım imrenerek, ya ben..? Ya ben..?
Ah yaralı kalbim, ah… Kimse anlamıyor halini, kimselerin umurunda değil çırpınışların, yüzüne menfaatsiz gülümseyenlerin azlığı gibi, sözünü bıkmadan dinleyenlerin bereketsizliği gibi, enaniyet soluklu konuşmaları vird edinen ağızların saçtığı fena rayiha gibi… Hayat denilen iki boyutlu olgu… Ne tarafı eğri ne tarafı doğru, neresi ebedî neresi fani… Sen neredesin, ne alemdesin sahi?
İniltileri kalbimin dinmek bilmiyor
Dilim pürşekva; ondan yakınıyor
Ey kalpleri evirip çeviren güzel Yar,
Kalbimin dert ve elemlerini hayra yor
Zira bu yol uzun, yolculuk çetin, kalp mahzun, dayanmıyor
Elinden kimse tutmuyor, can kırılıyor, can kanıyor, can dökülüyor…
Ah, ahları işiten Allah
Geçse de bu mevsim-i ah
Dilime konsa ismin Allah, Allah…
Sensiz olmazdı, kalp huzur bulmazdı
Bilemedim, diyemedim, sevemedim, eyvah…
Ne çok aradım, ne elem çektim
Ah ü efganımı işitmedi eller
Bir kapına dayandım da
Biricik dostum bildim Seni Allah…
Bir Gül takamadım yakama,
Ellerimi ulaştıramadım parıldayan Yıldızlara,
Gözlerimi okur-kör kıldım buyurduklarına
Anlayamadım, dinleyemedim, sevemedim, eyvah…
Biçareyim, gönlüm aç bîilaç
Kapına edeple varanlara kat beni de lûtfet kapını aç,
Bakma yüreğimin kirine, günahımın yüküne, vefadan nasipsizliğime,
Ummanında bir damlan olayım Yar, gönlünde acizine de bir yer aç
Bu can, bu ten, bu kalp Sana aç, Sana muhtaç…
Rabb-i Rahimim kerem et, bana hayatımda tertemiz ve hiç kirlenmeyecek bir sayfa aç, gece ölüp, yeni bir besmeleyle gün doğarken.. Ruhumu Seninle dirilt, kutlu meleğin tenime ilmek ilmek ölümü dokurken…
La Reverie
13 Şubat 2010, gece, saat ikiye doğru, hava karanlık, oda soğuk, içim buruk…
Aklıma düştü yine güzel yüzlü yiğidin, unutmaya ahdettiğim, yakasından düşmeye söz verdiğim aklıma düştü… Ne acıdır nefsimin vicdanımdan beni yakalaması… Ah Rabbim yaralıların gizli açık bütün yaralarını saran sarmalayan tabip Sensin, benim yaralarım da kanıyor, şahitsin ey Şahid, şahidim Sensin… Kasvet sarmış kalbimi, katından bir nur bekliyor gözlerim, rahmetin sağanak sağanak yağmasını bekliyor kurak ümitlerim… Ne çare o yar güzellerle birdir, beraberdir, onlarla Seni bulacak, Sana kavuşacaktır iznin ve inayetinle… Ya, der kalb-i perişanım imrenerek, ya ben..? Ya ben..?
Ah yaralı kalbim, ah… Kimse anlamıyor halini, kimselerin umurunda değil çırpınışların, yüzüne menfaatsiz gülümseyenlerin azlığı gibi, sözünü bıkmadan dinleyenlerin bereketsizliği gibi, enaniyet soluklu konuşmaları vird edinen ağızların saçtığı fena rayiha gibi… Hayat denilen iki boyutlu olgu… Ne tarafı eğri ne tarafı doğru, neresi ebedî neresi fani… Sen neredesin, ne alemdesin sahi?
İniltileri kalbimin dinmek bilmiyor
Dilim pürşekva; ondan yakınıyor
Ey kalpleri evirip çeviren güzel Yar,
Kalbimin dert ve elemlerini hayra yor
Zira bu yol uzun, yolculuk çetin, kalp mahzun, dayanmıyor
Elinden kimse tutmuyor, can kırılıyor, can kanıyor, can dökülüyor…
Ah, ahları işiten Allah
Geçse de bu mevsim-i ah
Dilime konsa ismin Allah, Allah…
Sensiz olmazdı, kalp huzur bulmazdı
Bilemedim, diyemedim, sevemedim, eyvah…
Ne çok aradım, ne elem çektim
Ah ü efganımı işitmedi eller
Bir kapına dayandım da
Biricik dostum bildim Seni Allah…
Bir Gül takamadım yakama,
Ellerimi ulaştıramadım parıldayan Yıldızlara,
Gözlerimi okur-kör kıldım buyurduklarına
Anlayamadım, dinleyemedim, sevemedim, eyvah…
Biçareyim, gönlüm aç bîilaç
Kapına edeple varanlara kat beni de lûtfet kapını aç,
Bakma yüreğimin kirine, günahımın yüküne, vefadan nasipsizliğime,
Ummanında bir damlan olayım Yar, gönlünde acizine de bir yer aç
Bu can, bu ten, bu kalp Sana aç, Sana muhtaç…
Rabb-i Rahimim kerem et, bana hayatımda tertemiz ve hiç kirlenmeyecek bir sayfa aç, gece ölüp, yeni bir besmeleyle gün doğarken.. Ruhumu Seninle dirilt, kutlu meleğin tenime ilmek ilmek ölümü dokurken…
La Reverie