TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Tun Bilgä (st. 2) ve Tun Yägän Ärkin’dir (st. 3). Biri erkin görevi ile yazıt sahiplerinin ikisinin de Tun ön adını taşımaları dikkat çekicidir.
Tun ön adı Ötüken Uygur kağanlığı döneminde de karşımıza çıkar. Üçüncü Ötüken Uygur kağanı Bögü’yü öldürüp yerine kağan geçen ve bu devlet yıkılıncaya kadar da onun neslinden olanların kağanlık tahtını işgal ettiği Bögü’nün birinci dereceden ‘yeğen’i ve baş veziri kişinin de adında bu ön ad vardı:
Tun Baga (kağanlık süresi 779-789). Ama ondan önce, Bumın kağanın küçük kardeşi İştemi’nin oğlu, dolayısı ile Bumın kağanın birinci dereceden yeğeni Tardu’nun küçük kardeşi, Çin kaynaklarında T’ung shê-hu olarak geçen Yabgu’nun adının ilk unsuru da Tun olarak kurulabilirse (bunun için Bkz. Golden 2002:110), Tun ön adı soyu Kök Türk kağanlık sülâlesi, Aşinalara çıkanlarda da vardı. Ötüken Uygur kağanı Bögü’nün, onun babasının ve devlet idare edilecek yer Ötüken’i sonunda ele geçirip ‘Kutlug Bilge Kül Kağan’ sanıyla kağanlık tahtına oturan dedesinin sülâlesinin Yağlakar olduğunu bildiğimize göre, Maniheizme karşı Kök Tengrici eğilimleri baskın gelerek amcasının oğlu kağan Bögü’yü ve etrafını alan Manici Sogdları giderip kağanlık tahtına oturan Tun Baga da Yaglakar’dı. Tun adına, Uybat I mezar yazıtında (Y 30) ise, yazıt sahibinin adı olarak Çabış Tun Tarkan şeklinde, bu defa ikinci sırada rastlanır ve biz hem çabış hem Tun hem de Tarkan olan bu şahsiyetin kimlerden olduğuna dair bilgiye şimdilik sahip değiliz.
Kök Türk devletinin yeniden dirilişinde ciddî payı olan Aşitelerin en ünlüsü,İlteriş’i İlteriş kağan kılan, Bilge Kağanın kayın atası baş vezir ‘Tunyukuk’un adında da bu Tun’u aramak mümkün gözükse de, yalnızcı Tun adından, daha doğru olarak Tun sanından hareketle, onların belli bir aileden çıkanlara san olduğunu söylemek için bilgilerimiz yetersizdir. Ancak, mevcut malzeme en azından AşinalardanBiz çabış adını, her ne kadar hem bilgeliği hem de çabışlığı bizzat kendisi tarafından dile getirilen Tunyukuk’tan biliyor isek de, 751’de T’ang güçlerine karşı isyan eden, ama başarısız olan Kök Türk devletinin batı kanadından Çaç/Şaş/Taşkent hâkiminin adında da buluyoruz, Golden (2002:114).
Yağlakarlara uzanan bir hat üzerinde, kağan ve asıl kağan ailesi üyelerinin sanlarında Kül’ü buldururken, Tun ön adlıların/sanlıların kağanlık yönetiminde her zaman ikinci kurda, baş vezirlik makamında yer aldıklarını, kağan kılıcı bir işlevi üstlendikleri gibi,somut olarak Ötüken Uygur Kağanlığında görüldüğü üzere iktidarı ele geçirme hakkını da kendilerinde görebilen asıl kağanı çıkaran ailenin birinci dereceden akrabaları da olduklarını söylenebilir.
Yazıt sahipleri hem Tun Bilgä’nin hem de Tun Bilgä Erkin’in kimlikleri, bizce kağan kılıcı bir aile üyesi oldukları bağlamı içinde aranmaya ve Kök Türk devletinin fetret döneminin sonlarında çıkan isyan hareketleri ile birlikte araştırılmaya değerdir.
Tun ön adı Ötüken Uygur kağanlığı döneminde de karşımıza çıkar. Üçüncü Ötüken Uygur kağanı Bögü’yü öldürüp yerine kağan geçen ve bu devlet yıkılıncaya kadar da onun neslinden olanların kağanlık tahtını işgal ettiği Bögü’nün birinci dereceden ‘yeğen’i ve baş veziri kişinin de adında bu ön ad vardı:
Tun Baga (kağanlık süresi 779-789). Ama ondan önce, Bumın kağanın küçük kardeşi İştemi’nin oğlu, dolayısı ile Bumın kağanın birinci dereceden yeğeni Tardu’nun küçük kardeşi, Çin kaynaklarında T’ung shê-hu olarak geçen Yabgu’nun adının ilk unsuru da Tun olarak kurulabilirse (bunun için Bkz. Golden 2002:110), Tun ön adı soyu Kök Türk kağanlık sülâlesi, Aşinalara çıkanlarda da vardı. Ötüken Uygur kağanı Bögü’nün, onun babasının ve devlet idare edilecek yer Ötüken’i sonunda ele geçirip ‘Kutlug Bilge Kül Kağan’ sanıyla kağanlık tahtına oturan dedesinin sülâlesinin Yağlakar olduğunu bildiğimize göre, Maniheizme karşı Kök Tengrici eğilimleri baskın gelerek amcasının oğlu kağan Bögü’yü ve etrafını alan Manici Sogdları giderip kağanlık tahtına oturan Tun Baga da Yaglakar’dı. Tun adına, Uybat I mezar yazıtında (Y 30) ise, yazıt sahibinin adı olarak Çabış Tun Tarkan şeklinde, bu defa ikinci sırada rastlanır ve biz hem çabış hem Tun hem de Tarkan olan bu şahsiyetin kimlerden olduğuna dair bilgiye şimdilik sahip değiliz.
Kök Türk devletinin yeniden dirilişinde ciddî payı olan Aşitelerin en ünlüsü,İlteriş’i İlteriş kağan kılan, Bilge Kağanın kayın atası baş vezir ‘Tunyukuk’un adında da bu Tun’u aramak mümkün gözükse de, yalnızcı Tun adından, daha doğru olarak Tun sanından hareketle, onların belli bir aileden çıkanlara san olduğunu söylemek için bilgilerimiz yetersizdir. Ancak, mevcut malzeme en azından AşinalardanBiz çabış adını, her ne kadar hem bilgeliği hem de çabışlığı bizzat kendisi tarafından dile getirilen Tunyukuk’tan biliyor isek de, 751’de T’ang güçlerine karşı isyan eden, ama başarısız olan Kök Türk devletinin batı kanadından Çaç/Şaş/Taşkent hâkiminin adında da buluyoruz, Golden (2002:114).
Yağlakarlara uzanan bir hat üzerinde, kağan ve asıl kağan ailesi üyelerinin sanlarında Kül’ü buldururken, Tun ön adlıların/sanlıların kağanlık yönetiminde her zaman ikinci kurda, baş vezirlik makamında yer aldıklarını, kağan kılıcı bir işlevi üstlendikleri gibi,somut olarak Ötüken Uygur Kağanlığında görüldüğü üzere iktidarı ele geçirme hakkını da kendilerinde görebilen asıl kağanı çıkaran ailenin birinci dereceden akrabaları da olduklarını söylenebilir.
Yazıt sahipleri hem Tun Bilgä’nin hem de Tun Bilgä Erkin’in kimlikleri, bizce kağan kılıcı bir aile üyesi oldukları bağlamı içinde aranmaya ve Kök Türk devletinin fetret döneminin sonlarında çıkan isyan hareketleri ile birlikte araştırılmaya değerdir.