Dağıldık Topla bizi ALLAH'ım.

.

BİR TESPİH TANESİYİM BU SABAH... DAĞILDIK TOPLA BİZİ ALLAHIM,
Hicaz çöllerinden esen bu deli rüzgarın önüne katma bizleri,
kum tanelerine karışıp, nefsinin elinde/rüzgarında savrulanlardan eyleme bizleri..
dağıldık topla bizleri Allahım...
boncuk boncuk akan gözyaşlarımızla sula gönülleri..
ama gözlerimizi kinden nefretten arındır Allahım...
sabah duaları dola dillerimize...
yanan yüreklere ab-ı hayat eyle bizleri,
duasız bırakma bizleri Allahım...
sana çok ihtiyacımız var tut ellerimizden bırakma Allahım,
her bir zerrede adın saklı,
baktığım her gözde senin güzelliğin saklı...
saklı güzelliklerini buldur bize Allahım...
sen istersen bol bol verirsin, cömertsin...
cimriliğimizden kurtar bizleri Allahım
sana el açmak da bir şeref, bu şereften bizleri mahrum etme Allahım.
tane tane dua etmeyi,
duadan vazgeçmemeyi öğret bizlere Allahım.
gönlümüze seni duyur Allahım...
duymayan gönüllerimize de duyur Allahım.
dağıldık, savrulduk, kavrulduk...
TOPLA BİZLERİ ALLAHIM!
AMİN...
Alıntı..........
]Hacer AKYİĞİT

Amin amin. Allah ac razı olsun inşaallah. güzel yazı , mükemmel bir dua.

AMİN amin ecmain inşallah....

Allah razı olsun çok anlamlı...gerçekten çok dagildik,
O kadar doluyumki bu konuda.susmak belkide doğru olandır.

Dağıldık topla bizi Allah'ım!

SSCB güçlü olduğu dönemde batılı ülkeler ABD öncülüğünde güç birliğine vardı.
Hedef SSCB nin yayılmacı politikasını önlemek ve olası tehlikelere karşı hazır bir vaziyette beklemekti.
Bu minvalde SSCB ile mücadele eden guruplarada bazı destekler verildi.

Nihayetinde güçlü büyük SSCB zayıflayıp parçalanınca batı bu sefer yeni düşmanını bulmada hiç gecikmedi.

Hedefte bu sefer topyekûn İslam vardı.

Tarihin her devresinde Müslüman ve gayri müslimler mücadele etmişti ama özellikle son asırda batı dünyası çok ciddi saldırılar başlattı Evvela SSCB ye karşı büyük direniş sergileyen Afgan halkına yönelik ciddi saldırılar ve katliamlar gerçekleştirdiler.

Daha sonra önceden sınırlarla böldükleri zayıflattıkları Osmanlı coğrafyasına hücum ettiler.

Iraktan başladılar kimyasal silah dediler tehlike dediler ve bu sefer Irak halkına yönelik soykırımlar yaptılar ve bir milyon insanı vahşice şehid ettiler geride sağ kalıp hayatı zindan olanlarınsa haddi hesabı yok.

Diğer ülkelerde ise kendine köle olarak seçtikleri liderleri başa getirdiler. Mısır'da yıllarca kendilerine hizmet eden uşaklara destek çıktılar. Ne zaman ki İhvan Hareketi halkı arkasına alıp zafer elde etti yine kendi yerel piyonlarını devrete sokup Müslüman halkı katlettiler.

Bu sistem yıllardır çarkın dişlileri gibi işleye duruyor peki neden bu zalimlere bu kafirlere karşı galip gelemiyoruz ?
Az evvel belirttiğim gibi bizleri bölüp parçaladılar bir bütün olan ümmeti islamı yapay sınırlarla ayırdılar.

Bugün Suriye üzerinde dikkat ederseniz hiçbir islam ülkesi söz sahibi değil. Ateşkesede savaşada kafirler karar veriyor. Yerli işbirlikçileri ile hergün aralıksız Müslüman kanı döküyorlar ama biri çıkıp kafirlere dur demiyor diyemiyor çünkü arkası sağlam değil birlik beraberlik yok !
Peki biz bu harap halden nasıl kurtulacağız ?

Çare basit aslında :

Allah'ın ipine sımsıkı sarılacaz ve Allah'ın kardeş olun emri gereği kucaklaşacağız.
Müslüman birliği kuracağız o zaman kardeşlerimizin kanı ve göz yaşı dinecek.

Tabi vahdet ve beraberlik deyince aklınıza İran gelmesin.
Çünkü İran batının sadık uşağı ayakçısıdır.
ABD Irak topraklarını Saddam Hüseyin'den alıp sadık dostu İrana teslim etmedi mi ?

Bugün katil Esedin hamisi babası İran değil mi ? Bugün bebeklerin şehid edildiği Haleb'te bomba yağdıran Rusya'nın hizmetçisi İran ifsat cumhuriyeti ve gayri meşru çocuğu Nasrullat değil mi ?
Yemende Husi milisleri azdıran yine İran değil mi ?

Tarihin her devrinde Acem oyunlarıyla Müslümanları sırtından vuran yine İran değilmiydi ?
Kısacası İran ümmetin sırtında ki kene değil mi ?
Söyleyecek çok söz var ama şimdilik bu kadar olsun.
Rabbim bizlere birlik ve beraberlik nasip nasip etsin.

Gücümüzü birleştirsin Haleb'li kardeşlerimize sabır versin şehadetlerini kabul eylesin ve kendilerine zafer nasib eylesin.
Rabbim Suriye topraklarında sivillere bomba yağdıran Rusya Esed ve İranı helak eylesin.
Allah'ın Selamı Hidayete Tabii Olanların Üzerine Olsun

Mehmet Rıdvan BİNGÖL

Ümmetin Suskunluğunu Sana Şikayet Ediyorum!
17/11/2012 — Cahide Sultan

Bugünlerde hep Atam İbrahim aleyhisselam düşüyor aklıma.
Susmayan, korkmayan, zalime yiğitçe kafa tutan, korkulacak tek merci olarak ALLAH’I bilen babam İbrahim…

Diğer susmayanlar da bir bir geliyor aklıma. Hubeyb geliyor mesela.
Ebu Zer geliyor…

Ve sonra küffara karşı özgürlük mücadelesi veren, katledilen bir halkın karşısında, kadın gibi susan ümmetin erkekleri geliyor.
Felç ve hasta bir insanın dağ gibi yüreğine hayranım hâlâ…

Benim sözlerim cılız ve kısır, O’nun sözleri bıçak gibi keskin ve sağlam…

Şeyh Ahmed Yasin’in Ümmete vasiyeti:

Ümmetin Suskunluğunu Sana Şikayet Ediyorum!

Allah’ım!
Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!
Ben ki kocamış bir yaşlıyım.
Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!
Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!
Ben ki saçları ağarmış, ömrümün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belâlarının estiği biriyim!
Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!

Siz ey Müslümanlar!
Suskun ve aciz, helâk olmuş ölüler!
Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felâketler karşısında?
Bir halk yok mu?
Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?
Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak!
Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken?
Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!
Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış..!
Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilâtları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı?
Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; “Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü’min kullarına yardım et!” diye çağıramaz mı?
Buna da mı gücünüz yetmiyor?

Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:
“Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!”
Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek!
Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!
Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin!
Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz.
Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!
Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın!
Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin!
Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır!
Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!
Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!

Allah’ım!
Sana şikâyette bulunuyorum…
Sana şikâyette bulunuyorum…
Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı Sana şikâyet ediyorum.
Sen mustazafların Rabbisin…
Sen bizim Rabbimizsin…
Bizi kime bırakıyorsun?
Bize cehennem olacak uzaklara mı?
Veya düşmana mı?

Allah’ım!
Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına Sana şikâyette bulunuyorum.

Sana şikâyette bulunuyorum!
Gücümüz dağıldı…
Birliğimiz bozuldu…
Yollarımız ayrıldı…
Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini Sana şikâyet ediyoruz…

ŞEHİD Şeyh Ahmed Yasin

Allah'ım razı olsun,ne güzel paylaşımlar...
Okuyunca insani düşündürüyor...