Bu mükâfat birçok hata ve günaha bulaşmış muvahhit mü’min bir kimse içindir. Hatta günahları bütün iyiliklerini silmiştir. Kıyamet günü cennete girmesine vesile olacak tek bir hasenesi bile olmadan gelir. Yanında kendisi için yazılmış hata ve günahlarla dolu birçok defter vardır. Hatta o kadar uzundur ki gözler artık görmez olur.
Günahları sebebiyle cehenneme girer. Günahı kadar azap çeker. Hatta kapkara bir kömüre döner. Allah’ın dilediği şekilde O’na dua eder ve Allah onu cehennemin kapısına çıkarır. Cehennemin sıcaklığı ve kokusu o kimseye sıkıntı verir. Allah’a yakında bulunan bir ağaca yüzünü çevirmesi için dua eder. Allah-u Teâlâ da onu ağaca yaklaştırır.
Daha sonra daha büyük ve gölgesi daha geniş bir ağaç görür. Ona yaklaştırması için Allah’a dua eder. Allah da onu yaklaştırır. Bu hal; Allah o kimseyi cennetin kapısına getirene kadar devam eder. Hatta Allah-u Teâlâ o kimseyi cennete alır.
O kimse genişliği gökler ve yer kadar olan cennetin sahibidir. Öyle bir cennet ki bu dünyanın on katı kadar büyük!
O kimse kelime-i tevhidden başka işlediği herhangi bir hayır olmadığı halde cennete girer. Fakat o kimse tevhid kelimesini söylerken Allah’a sadıktır. Allah’a ibadet eder ve hiç kimseyi O’na ortak koşmaz. Allah’tan başkasına dua edip dilekte bulunmaz. Kendinden zararı def etme ve iyiliği getirme konusunda (derecesi ne kadar yüksek olursa olsun) isterse Nebi yahut evliya olsun hiçbir yaratılmışa sığınmaz.
Aksine ihtiyaçları için ellerini ölmeyecek olan diri olan zata uzatır. O öyle bir kuldur ki, Rab olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan, Nebi ve Rasul olarak Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den razı olmuştur. Ki o Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i sever, emirlerine itaat eder ve gücü nispetinde hükümlerine uyar.
Ancak bu kulun tiniyeti ve beşeri tabiatı ihanet etmiş ve onu sürüklemiştir. İbadetlerin birçoğunu eksik bırakmış, birçok helak edici günah işlemiştir. Hatta cehennemde ateş onu çepeçevre sarmıştır. İyilik adına o kimsede sadece Allah’ı birlemesi kalmıştır.
Ki o kimse öldüğü vakit hiç kimseyi Allah’a ortak koşmuyor haldeydi. Bu sebeple Allah onu ateşten kurtarmış, genişliği gökler ve yer kadar olup muttakiler için hazırlanmış olan cennetine almıştır. Onlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmazlar ve Allah ile beraber hiçbir ilaha dua etmezler. Böyle amel edenlere ne mutlu!
Günahları sebebiyle cehenneme girer. Günahı kadar azap çeker. Hatta kapkara bir kömüre döner. Allah’ın dilediği şekilde O’na dua eder ve Allah onu cehennemin kapısına çıkarır. Cehennemin sıcaklığı ve kokusu o kimseye sıkıntı verir. Allah’a yakında bulunan bir ağaca yüzünü çevirmesi için dua eder. Allah-u Teâlâ da onu ağaca yaklaştırır.
Daha sonra daha büyük ve gölgesi daha geniş bir ağaç görür. Ona yaklaştırması için Allah’a dua eder. Allah da onu yaklaştırır. Bu hal; Allah o kimseyi cennetin kapısına getirene kadar devam eder. Hatta Allah-u Teâlâ o kimseyi cennete alır.
O kimse genişliği gökler ve yer kadar olan cennetin sahibidir. Öyle bir cennet ki bu dünyanın on katı kadar büyük!
O kimse kelime-i tevhidden başka işlediği herhangi bir hayır olmadığı halde cennete girer. Fakat o kimse tevhid kelimesini söylerken Allah’a sadıktır. Allah’a ibadet eder ve hiç kimseyi O’na ortak koşmaz. Allah’tan başkasına dua edip dilekte bulunmaz. Kendinden zararı def etme ve iyiliği getirme konusunda (derecesi ne kadar yüksek olursa olsun) isterse Nebi yahut evliya olsun hiçbir yaratılmışa sığınmaz.
Aksine ihtiyaçları için ellerini ölmeyecek olan diri olan zata uzatır. O öyle bir kuldur ki, Rab olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan, Nebi ve Rasul olarak Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den razı olmuştur. Ki o Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i sever, emirlerine itaat eder ve gücü nispetinde hükümlerine uyar.
Ancak bu kulun tiniyeti ve beşeri tabiatı ihanet etmiş ve onu sürüklemiştir. İbadetlerin birçoğunu eksik bırakmış, birçok helak edici günah işlemiştir. Hatta cehennemde ateş onu çepeçevre sarmıştır. İyilik adına o kimsede sadece Allah’ı birlemesi kalmıştır.
Ki o kimse öldüğü vakit hiç kimseyi Allah’a ortak koşmuyor haldeydi. Bu sebeple Allah onu ateşten kurtarmış, genişliği gökler ve yer kadar olup muttakiler için hazırlanmış olan cennetine almıştır. Onlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmazlar ve Allah ile beraber hiçbir ilaha dua etmezler. Böyle amel edenlere ne mutlu!