Emanetler

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Emanetler
’İsrâiloğulları’ndan abraş (cilt hastası), kel ve kör üç kişi vardı. Hz. Allah bu üç kişiyi imtihan etmek istedi de kendilerine bir melek gönderdi. Melek abraşa geldi ve:
’ Hangi şey sana daha sevimlidir? diye sordu. Abraş:

’ Güzel vücut, güzel ten ve halkın iğrendiği abraşlığın benden giderilmesidir, dedi. Melek onun vücudunu sıvazladı, hemen çirkin manzarası gitti; kendisine güzel bir renk, güzel bir ten verildi. Melek yine sordu:

’ En çok hangi maldan hoşlanırsın? Abraş:

’ Deve’den, dedi. Ona, on aylık bir dişi deve verildi. Melek:

’ Allah bu deveye senin için bereket kılsın, diye duâ etti.

Sonra melek kel’in yanına geldi ve ona:

’ En çok hangi şeyi istersin? diye sordu. Kel:

’ Güzel saç ve halkın tiksindiği şu kelliğin benden gitmesini, dedi. Melek onu da sıvazladı, kelliği gitti; kendisine güzel bir saç verildi.

Melek tekrar sordu:

’ Hangi mal daha çok hoşuna gider? Kel:

’ Sığır, dedi. Ona da yüklü bir inek verildi. Melek:

’ Allah bu inekte senin için bereket kılsın, diye duâ etti.

Daha sonra melek, kör’ün yanına geldi ve ona da sordu:

’ Hangi şey daha çok hoşuna gider?

’ Allâh’ın, gözümü bana iâde buyurup insanları görmem, dedi. Melek onu da sıvazladı. Allah Teâlâ da ona gözünü iâde buyurdu. Melek:

’ Hangi mal daha çok hoşuna gider? dedi. Kör:

’ Koyun, diye cevap verdi. Ona da kuzulu bir koyun verildi.

Bir müddet sonra deve ve sığır sahiplerinin bu hayvanları yavruladı, koyun sahibinin koyunu da kuzuladı. Öyle ki; deve sahibinin bir vâdi dolusu devesi, sığır sahibinin bir vâdi dolusu sığırı, koyun sahibinin de bir dere dolusu koyunu oldu... Derken bir zaman sonra o melek, ilk görüştüğü andaki sûret ve hey’etinde abraş’a geldi:

’ Ben yoksul bir adamım, dedi, yolculuğum esnasında maişet imkânlarım kesildi. Bugün gitmek istediğim yere varmam, ancak evvelâ Allâh’ın, sonra da senin sâyende olacak. Sana güzel renk, güzel ten ve bolca mal veren Allah hakkı için, ben senden bir deve istiyorum ki, yolculuğumda (gitmek istediğim yere) onun sırtında varayım. Abraş:

’ Hak sahipleri çoktur (yardım edilecek pek çok yer var, sana verecek malım yoktur), dedi. Melek:

’ Ben seni tanıyor gibiyim. Sen halkın tiksindiği abraş değil misin? Sen Allâh’ın (sonradan) servet verdiği fakir değil misin? dedi. Abraş:

’ Ben bu mala ancak ata’dan ata’ya intikâl ile vâris oldum, dedi. Melek:

’ Eğer iddiânda yalancı isen, Allah seni eski vaziyetine çevirsin, dedi.

Sonra melek (ilk görüşmelerindeki) sûret ve hey’etinde kel adama geldi. Ona da abraş’a dediği gibi dedi. Kel de abraş gibi reddetti. Melek:

’ Eğer yalancı isen, Allah seni önceki hâline soksun, dedi.

Daha sonra melek (yine ilk görüşmelerindeki) sûret ve şekliyle kör’e geldi ve dedi ki:

’ Ben yoksul biriyim; yolda kaldım, yolculuğum esnasında maîşet sebeplerim kesildi. Bugün gitmek istediğim yere varmam, önce Allah, sonra da senin sâyende olacak. Sana gözünü iâde eden Zât hakkı için, senden bir koyun istiyorum ki; yolculuğumda onun (sütünden gıdâlanarak) memleketime varayım.

Bunun üzerine o adam:

’ Dilediğin kadar al, dilediğin kadarını da bırak. Vallâhi bugün, Allah için alacağın hiçbir şeyde sana güçlük çıkarmayacağım, dedi. Melek de:

’ Malın sana kalsın. Siz imtihan olundunuz. Senden râzı olundu (hoşnut kalındı), diğer iki arkadaşına da gadap olundu, dedi.

Mevlâmız, cümlemizi cimrilik ve nankörlük illetlerinden uzak eyleyip, hayır ve hasenatta yarışan ve zâtına dâima şükreden kullarından eylesin. Âmîn

.........................
Bizlere her verileni bizim sanırız aslında bizlere ait olan hiç birşey yoktur.Biz bile bize ait değilken..Nasıl bizde olanların sahipleri oluruz ki..
Okuduğum hikayeyi paylaşmak istedim sizlerle..Şimdi olmuyor mu bunlar hemde daha fazla örnek verebiliriz..
Hiçbir uzvumuza dahi elimizden alınanca yerine yenisini koyamazken..
Az işlevleri değişse tüm hayatımız değişir..Az düşünün nefes alamadığınızı o anda çektiklerinizi..
Boncuk boncuk terler dökerken o kişiye oan bir nefesin için herşeyini ver deseniz vermek ister..Ama vermek istediklerinin de asıl sahibi sadece yaratandır..
Ellerimize verilen herşeyin tek sahibi biz kendimizi sanırız çok defa..
Bir ihtiyaç sahibi istese kıyameti koparırız vermeyiz ya da sebepler buluruz..
Kardeşlerimize yardım etmeyi bilebilsek şu anda dünyanın hali bir başka güzel olurdu..
Bazan da hiç ihtiyacı yokken almayı kar sayanlar olsada yine de en iyisi yardım etmek diyorum ben ..Alıpta vermeyenler veya aldattık diyenler içinse sadece sadaka verilmesi istendi bir şekilde elden çıktı derim..
Sevabını Rabbimiz fazlasıyla verir..
Bir baba evladına koskoca bir bağı bağışlar ama o evlat bir salkım üzümü çok görür
iLK sahibinin Allah emanet edilenin babası evladına o emaneti hibe eden babaya verilmez bir salkım üzüm..
Alan evlad veya başkası o nu kendinin sanır oysa emanetler daima el değişitirir..
Emanete hakkıyla sahip çıkmayan gerektiğinde devretmeyenden alınır bir başkasına verilir..
Vücütumuz da bizlere emanettir..
O emanetin değerini bilmezsek doktor doktor gezeriz..
Evlatlarımız her ne varsa alemde her şey emanettir birbirlerine..
Allah ım emanetlerine iyi davranan adil olanlardan eyle..
Tasadduk etmemiz istenince kibir ve gururdan bizleri koru..
Bencillik hastalığından bizleri koru..
Bizleri doğru yoldan ayırma..
Bizleri dosdoğru eyle..Hile etmeyen emanetlerine gözü gibi bakan..
Aslında her şeyin tek sahibi sensin .Mülkiyetin tek sahibi olan ALLAH IM ..Sen bizlerden razı ol..Kendine ve habibine yakın eyle amin..Selam ve dua ile..
 
Üst Alt