Şiirin anayolunun dışında kalabilir
Geniş zamanlı, geniş hüzünlü şiirler yazıyor Erkan Kara.. Erkan Kara üçüncü şiir kitabını çıkarmış. Kitabın adı, Zaman Kesikleri. Aslında kitabının adından da çıkarabileceğiniz gibi, geniş zamanlı, geniş hüzünlü şiirler yazıyor Erkan Kara. Bu tarz şiirleri, açıkça söyleyeyim,ben pek okumaktan hazzetmem, ama Erkan Kara'nın dilinden okudum ve şiirlerinin tümünü de sevdim.Biraz Behçet Necatigil, biraz Hilmi Yavuz tadı bıraktı ağzımda. Zaten şair mizaç olarak da bu şairlere biraz benziyor; Hilmi Yavuz'un kırılganlığı, Behçet Necatigil'in sakinliği ve çalışkanlığıvar hem kişiliğinde hem şiirlerinde. Bir yerde, şairin bir şiiri üzerine neredeyse kırk gün çalıştığını işittiğimde bu sakinliğe, sabra (kısa şiir yazdığı için) şaşırmıştım. Aynı işçiliğison şiir kitabında da hissettim, şiirlere zoraki sokulmuş bir kelimeye veya hissedişe pek rastlamadım.
Necip Fazıl’dan da bazı metafizik akıntılar karışıyor sesine
Şairin şiirinin oturmuş bir kalıbı var, dünyayı ve kelimeleri bu kabın içinde yoğurup başka herhangi bir biçim değişikliğine gitmemesi, onu sıkıcı şiirler yazmayerine derin bir dünyaya doğru götürmüş. Az mırıltılı, çokça da müziğe yatkın olarak şair muhatabına derinlerden veya ötelerden sesleniyor.Nesnel bir bakış açısının hiç işlenmeden neredeyse doğrudan doğruya şiire boca edildiği günümüzün şiir anlayışı içerisinde kendi özerk, kurtarılmış bölgesindenbize ilahilere benzer bir edayla sesleniyor Erkan Kara. Necip Fazıl'dan da bazı metafizik akıntılar karışıyor bu sese. Bu tarz şiir riskli, günümüz şiiri açısından.Şiirin anayolunun dışında kalabilir belki gelecekte. Ama gerçek şair de biraz risk alan insandır, bildiğini okuyan adam demektir, yolunda direten demektir.
Erkan Kara şiiri ferahlamak için ideal
Modern yaşamın günden güne bizi boğduğuna neredeyse her gün şahit oluyoruz. Bizi tesbih taneleri gibi çaktırmadan ipine göre diziyor modernizm; içimize çeşitli kirlerini,bir yolunu bulup mutlaka akıtıyor, kalbimizi de iyice örseliyor. İşte tam bu anlarda insanın imdadına, okuruna manevi bir yoğunluk yaşatan unsurlardan biri olan şiir yetişiyor.
Modernitenin giremediği bir köşede ferahlamak için şiir önemli bir ihtiyaç. Zaman Kesikleri'ni yanınıza alıp böylesi güzel bir kaçış gerçekleştirerek birgüzel soluklanabilirsiniz. Daracık ve sıkıcı bir hayattan kurtulup geniş bir âleme geçiş yapabilirsiniz Erkan Kara'nın şiirleriyle. Meleklerle ve müzikli kafiyelerle tabi.
Yeprem Türk
19.04.2012
“Zaman Kesikleri” iyi bir kitap mı?
Erkan Kara'nın “Hüzzam Peyke” ve “Nar Meseli”nin ardından yayımladığı üçüncü şiir kitabı “ZamanKesikleri” çıktı. “Mühür Kitaplığı”ndan çıkan bu kitap, şairin son dönemde “Yedi İklim”, “Mühür” vb. muhtelif dergilerde yayımlanan ürünlerinikapsıyor. Şiirini tasavvuf merkezli bir terminolojiden beslenerek yazan Erkan Kara; kitap isimlerinden de anlaşılacağı gibi divan şiiriyle, Yahya Kemal, Tanpınar ve Hilmi Yavuz gibi geleneğe farklı perspektiflerdenyaklaşan şairlerle de yakın ilişkiler kuruyor. Doğrusu, Erkan Kara’nın oldukça ilginç bir şiir serüveni var. Pek çok şaire nazaran şiir yayımlamaya geç sayılabilecek bir yaşta, 64 doğumlu olmasına rağmen2003’te başlayan Kara, süreç içerisinde yayımladığı nitelikli şiirlerle şiirin “gençlik sanatı” olduğu algısına da müdahale etmiş oldu. Üstelik “Hüzzam Peyke”, “Nar Meseli” ve “ZamanKesikleri” arasındaki istikrarlı nitelik artışı da, şairin şiire tesadüfen değil, varoluşsal bir tutkuyla bağlandığının ve gerçek bir poetik aşka sahip olduğunun göstergesi.
Üst dilden seslenmenin riskleri de vardır!
Erkan Kara, şiirini ontolojik bir düzlemde kuruyor ve mistik bir atmosfer yaratarak insanın Allah ve evrenle olan ilişkilerini irdelemeyi deniyor. Geleneksel öğretilerlehesaplaşmadan yapıyor bunu Erkan Kara, yani binlerce yıllık kültürel birikimi pek sorgulamıyor; bu durumu, şairin kendini kültürel planda bir temellendirme çabası olarak algılayabiliriz. Ancak Erkan Kara, öncekiiki kitabıyla bu temeli zaten kurmuştu. Umarız, yeni şiirlerinde sorgulamalara girişip şiirini daha bir iddialı kılmayı dener. Zira şair, belli bir noktadan sonra “Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bana bunu öğretmediniz”(Sezai Karakoç) diyebilmelidir. Öte yandan, şairin sözünü ettiğimiz ontolojik düzlemde “üst-dil” oluşturarak seslenmesi ve bu seslenmeyi gerçekleştirirken yer yer dikte edici bir söylem edinmesi, okuru uzaklaştırıcıbir sebebe dönüşebilir. Şu üçlüğü inceleyelim:
aşkın yaşamına dahil ol. artık.
aklın hayatından çık.
‘yüksek’ bir ilişkiye gir âlem ile
İlk iki mısra güzel. İfade gücü ve “ık” tam kafiyesiyle sağlanan kararlı tonlama, aşk ve aklı somutlamada gösterilen başarı, bu iki mısradaki estetik niteliğinemir kiplerindeki içtenlikle birleşmesi; şiire görkem katıyor ve Erkan Kara’nın poetik imkanlarını da ortaya koyuyor. Ancak, bunlardan sonra gelen “’yüksek bir ilişkiye gir âlem ile” mısraı didaktikbir unsur olarak-didaktiklik bir yana, şiiriyeti eksik bir ifade yüksek- şiirde fazla duruyor sanki, ilk iki mısra da şairin problemini ortaya koyması için yeterli olabilirdi.
Ya toplumsal sözler?
Kanımca, Erkan Kara şiirinin gerçek gücü, toplumsal eleştirilerin yoğunlaştığı ve şairin gündelik dile yaklaştığı yerlerde ortaya çıkıyor. Şairimiz her ne kadarbuna pek yaklaşmamış olsa da, önümüzdeki süreçte, okurları ondan bu tatta şiirler bekleyecektir.
Erkan Kara’nın yeni şiirlerini merakla bekliyoruz. Günümüz şiiri içerisinde farklı bir ses çünkü.
AYKUT NASİP KELEBEK
11.10.2011
Son düzenleme: