Evren Dede Efsanesi
Evren dede - efsane Evren dede - Efsaneler - Ünlü efsaneler
Uşak’ta saz ve söz ustası birçok aşık yaşamıştır. Aşıklar halk arasında dilden dile yayılan söylencelere de konu olmuştur. Bunlardan biri Evren Dede söylencesidir. Anlatılanlara göre bir zamanlar Uşak’ın Banaz ilçesinin günümüzde Evren Dede koruluğu denilen bölgesinde, türküler çalıp söyleyen bir Türkmen koca yaşamaktadır. Ezgiler o kadar güzeldir ki; ezgiyi duyan sese doğru koşar ve Evren Dede susmadıkça da yanından ayrılamaz. Bir gün gelir ve artık koruluktan ses gelmez olur. Koruluğa gidenler ise, Evren Dede’den hiçbir iz bulamazlar. Ama Uşak’lılar onun sazından gelen nağmelerin koruluğa sindiğine ve hala rüzgar estikçe onun sazının nağmelerinin duyulduğuna inanırlar.
Ele geçen buluntular, Uşak ve çevresinin M.Ö. 4. binden itibaren iskan edildiğini gösterir. Kalkolitik çağ olarak adlandırılan bu devri takip eden Bronz çağında da bölgede yaşam devam etmiştir. M.Ö. 2. binde Anadolu’da ilk siyasi birliği kuran Hititler’in batısındaki Uşak, bu medeniyete sınır olmuştur. Afyon ve Kütahya illeri bu medeniyetin batıdaki son yerleşim alanlarıdır.
M.Ö. 620 tarihindeki Kimmeri istilasından önce ve Hititler’den sonraki Frig medeniyetinin de batısında kalan bu bölge, aynı tarihlerde Lidya hakimiyetinde idi.
Lidya Kralı Cresüsün, Pers İmparatoru Cyrusa yenilmesinden sonra Uşak bölgesi Pers hakimiyetine geçti. Bu durum Büyük İskender’in zamanına kadar devam etti ve onun komutanı Antiagosun Anadolu seferi ile Makedonya’ya katıldı. Ege Bölgesi’ni orta doğuya bağlayan meşhur Kral Yolu üzerinde bulunan Uşak, M.Ö. 189′da, Roma Konsülü Manlius’un Anadolu seferi ile Roma hakimiyetine girdi.
Kısa bir süre de Bergama Krallığı’na bağlanan Uşak, Roma’nın yıkılışı ile 12. yüzyıla kadar Bizans egemenliğine girdi.
1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Türkler hızla Anadolu içlerine yayılmaya başlamışlardı. Uşak ve yöresi de Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından 1076′da Bizans’tan alındı. Bizanslılar, Türkler karşısında tutunamaması sonucu sürekli toprak kaybetmeye başlamışlardı. Bizans İmparatoru I. Aleksios Kommenos, Papa Urben’e başvurarak Avrupa’da Türkler’e karşı haçlı seferleri düzenlenmesini sağladı. İlk haçlı akınlarını savuşturan Selçuklular, büyük haçlı ordusu karşısında yenildiler. İznik’i kaybeden Türkler, Anadolu içlerine çekilmek zorunda kaldılar. Bundan yararlanan Bizanslılar, Ege Bölgesi’nde Türkler’e kaptırdıkları yerleri tekrar ele geçirmeye başladılar. İoannes Dukas komutasındaki Bizans donanması, Çaka Bey’in elindeki İzmir’i aldı. İoannes Dukas, bu kez kara ordusuyla Efes’te bulunan Barak ve Tanrıbermiş komutasındaki Türk güçlerinin üzerine yürüdü. Türk birlikleri Bolvadin’e doğru geri çekildiler. Bunları izleyen Bizans ordusu Alaşehir ve Uşak’ı aldı ve Bolvadin’deki Türk birliklerine bir baskın düzenleyerek yendi (1098). Haçlı seferlerinden sonra Konya’yı kendilerine merkez edinen Selçuklular yeniden toparlanmaya başladılar. 1182′de Uşak ve yöresini yeniden ele geçirdiler. Ancak bu sıralarda Selçuklular’ın taht kavgasıyla uğraşmasından yararlanan Bizans bölgeyi yeniden ele geçirdi. Uşak ve çevresi Selçuklu egemenliğini altına ancak I. Alaeddin Keykubad zamanında 1233′te girdi.
Evren dede - efsane Evren dede - Efsaneler - Ünlü efsaneler
Uşak’ta saz ve söz ustası birçok aşık yaşamıştır. Aşıklar halk arasında dilden dile yayılan söylencelere de konu olmuştur. Bunlardan biri Evren Dede söylencesidir. Anlatılanlara göre bir zamanlar Uşak’ın Banaz ilçesinin günümüzde Evren Dede koruluğu denilen bölgesinde, türküler çalıp söyleyen bir Türkmen koca yaşamaktadır. Ezgiler o kadar güzeldir ki; ezgiyi duyan sese doğru koşar ve Evren Dede susmadıkça da yanından ayrılamaz. Bir gün gelir ve artık koruluktan ses gelmez olur. Koruluğa gidenler ise, Evren Dede’den hiçbir iz bulamazlar. Ama Uşak’lılar onun sazından gelen nağmelerin koruluğa sindiğine ve hala rüzgar estikçe onun sazının nağmelerinin duyulduğuna inanırlar.
Ele geçen buluntular, Uşak ve çevresinin M.Ö. 4. binden itibaren iskan edildiğini gösterir. Kalkolitik çağ olarak adlandırılan bu devri takip eden Bronz çağında da bölgede yaşam devam etmiştir. M.Ö. 2. binde Anadolu’da ilk siyasi birliği kuran Hititler’in batısındaki Uşak, bu medeniyete sınır olmuştur. Afyon ve Kütahya illeri bu medeniyetin batıdaki son yerleşim alanlarıdır.
M.Ö. 620 tarihindeki Kimmeri istilasından önce ve Hititler’den sonraki Frig medeniyetinin de batısında kalan bu bölge, aynı tarihlerde Lidya hakimiyetinde idi.
Lidya Kralı Cresüsün, Pers İmparatoru Cyrusa yenilmesinden sonra Uşak bölgesi Pers hakimiyetine geçti. Bu durum Büyük İskender’in zamanına kadar devam etti ve onun komutanı Antiagosun Anadolu seferi ile Makedonya’ya katıldı. Ege Bölgesi’ni orta doğuya bağlayan meşhur Kral Yolu üzerinde bulunan Uşak, M.Ö. 189′da, Roma Konsülü Manlius’un Anadolu seferi ile Roma hakimiyetine girdi.
Kısa bir süre de Bergama Krallığı’na bağlanan Uşak, Roma’nın yıkılışı ile 12. yüzyıla kadar Bizans egemenliğine girdi.
1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Türkler hızla Anadolu içlerine yayılmaya başlamışlardı. Uşak ve yöresi de Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından 1076′da Bizans’tan alındı. Bizanslılar, Türkler karşısında tutunamaması sonucu sürekli toprak kaybetmeye başlamışlardı. Bizans İmparatoru I. Aleksios Kommenos, Papa Urben’e başvurarak Avrupa’da Türkler’e karşı haçlı seferleri düzenlenmesini sağladı. İlk haçlı akınlarını savuşturan Selçuklular, büyük haçlı ordusu karşısında yenildiler. İznik’i kaybeden Türkler, Anadolu içlerine çekilmek zorunda kaldılar. Bundan yararlanan Bizanslılar, Ege Bölgesi’nde Türkler’e kaptırdıkları yerleri tekrar ele geçirmeye başladılar. İoannes Dukas komutasındaki Bizans donanması, Çaka Bey’in elindeki İzmir’i aldı. İoannes Dukas, bu kez kara ordusuyla Efes’te bulunan Barak ve Tanrıbermiş komutasındaki Türk güçlerinin üzerine yürüdü. Türk birlikleri Bolvadin’e doğru geri çekildiler. Bunları izleyen Bizans ordusu Alaşehir ve Uşak’ı aldı ve Bolvadin’deki Türk birliklerine bir baskın düzenleyerek yendi (1098). Haçlı seferlerinden sonra Konya’yı kendilerine merkez edinen Selçuklular yeniden toparlanmaya başladılar. 1182′de Uşak ve yöresini yeniden ele geçirdiler. Ancak bu sıralarda Selçuklular’ın taht kavgasıyla uğraşmasından yararlanan Bizans bölgeyi yeniden ele geçirdi. Uşak ve çevresi Selçuklu egemenliğini altına ancak I. Alaeddin Keykubad zamanında 1233′te girdi.