Ey bütün çiçeklerin naif susuşlarının ardında, hiç durmadan söylenip duran sevda ikliminin şanlı adı…
Ey ılık gamzeleri gibi toprağın, ruhumun buz tutmuş dehlizlerine merhametle inen bahar…
Gül kokusunda içime çektiğim şefkatin, eşsiz timsali…..
Uzak zamanlarında ömür tüketiyoruz saadet asrının… bir tek kalbimde büyüyen sevgi aşabiliyor zamanı, mesafeleri, asırları… donup kalıyor zaman, içimdeki özlemin sıcaklığında… çözülüyor imkansızlıklar, sessiz eriyişlerde… zaman susuyor kör kuyuların diplerinde… tarihler ses vermiyor gizli köşelerde… ve bir tek özlemim aşıyor zamanı, mesafeleri… bir tek gözyaşımdan bir kuşun kanadı bırakıyor beni, senin yürüdüğün çöl zerrelerin arasına… bir tek özlemin dev bir dalga olup, sürüklüyor… bir tek dualarımın kabulü taşıyor beni yaşadığın zamanların kıyısına… hıçkırıklar kesiyor nefesimi, yüzümde pişmanlıkların buyun eğişleri… anlatamıyorum… sevmekten uzak seslenişlerim susuyor iç yangınlarımda… senin adını yüreğime mühürleyip dönüyorum amin deyişlerime…
İçimin ülkelerine çöreklenmiş menfaat bulutlarından kaçıyorum..kaçıyorum kibirden yalnız kendine istiyor olmaktan, öfkeden… kaçıyorum ne varsa faniliğe dair… pişmanlıkla ıslanmış bir hıçkırıkta, selamlarımın kabul edilmesi umudunda yeniden geliyorum hayata…kan revan oluyor aklımda hüzünler… yağmamış yağmurlar kadar latif şimdi kalbimde devleşen sıkıntılar…
bütün çaresizlikler gündoğumu... bütün boyun büküşler amin oluyor dudaklarımda… bütün amin deyişler gül adında… seni ta içimde taşıdığım zaman bu ömür türküsünde…..
Yalnız kalıyor bazen aminler…gecenin sakinliğinde usulca hayat bulan aminler uykuya yenik düşüyor çoğu zaman…daha derinden dua etmeye susuz dudaklarım… Zaman merhametsizlikte hüküm sürüyor ya Resulalah…
İçim acıyor Ya Resulullah… her haksızlığın ardında tükeniyor nefeslerim… içim kanıyor… her acının ardında çaresizlik yağmamış bir bulut gözlerimde… bir tek silahım var… ona sarılıyorum gece yarıları… duaya…
Sevmek çekince dalgalarını bir zamanlar hiç durmadan dövdüğü kıyılarımızdan, okyanus ortasında su arar olduk… öldük hatta susuzluktan… yağmur sağanak sağanak boşanırken bedenlerimize… Adını unuttukça anmayı, dudaklarımızdan, başka isimler söyler oldu dillerimiz… başka sevdalar salınır oldu bakışlarımızda… içimize yabancı hevesler ,içimizde… hasretleri bile yabancılaştı dünyamızın… sevgi uzaklaştığımız hatta kaçtığımız bir hastalık gibi…ben böyleyken… hala umudu var mıdır sana olan selamlarımın kabulünün?… bu kadar kendimi bulanmışken sensizliğe…
Aynı zaman diliminde atsaydı kalplerimiz seninle… Yüreğimiz hissetseydi seni bir kere görmüş olmanın bahtiyarlığını… oysa şimdi hercai sevgilerde kanıyor ümitlerimiz… Varsa zihnimin kirli dumanları arasında ,dünyaya bel bağlamış iniltili hayatımın ortasında,hala sevmeye dair kımıldayan bir tomurcuk sana olan özlemimin sıcaklığındandır…
Ya Resulullah bu özlemimizin sınırsızlığına bakıp dua eder misin yüreklerimize? secdenin izi alınlarımızdan, amin deyişler gece uyanışlarımızdan ve sana olan sevgi solmayan yediverenler gibi hiç silinmesin gönüllerimizden…
Ey beni en çok sevenin en sevdiği…
Bir lale vakti… bir bahar gecesi… dudaklarımda sana selamlarla göz kapayışlarım var geceye… herşeye rağmen sevilme umuduyla bükülüyor boynum… sevginin sonsuzluğuna açılıyor avuçlarımda ruhum…
Ey Rabbim,
en sevdiğinin sevgisini artır ki kalbimde…
senin yanına sevdiğinin sevgisiyle dolu bir yürekle varabileyim son nefesimde…
selam ve dua ile....