Ezan nedir? Ezan nasıl okunur? Ezan sözleri ve anlamı nedir? Ezan'ın makamları nelerdir? Ezan duası ve anlamı
Sözlükte bildirmek, çağrıda bulunmak anlamlarına gelen ezan, Müslümanlara farz namazların vaktinin geldiğini duyurur. Ezan, yeryüzünde kesintisiz olarak okunur ve Müslümanların ibadet ve kültür medeniyet hayatında ayrı önem taşır. Peki, İslam için bir çağrı olan ezan ilk olarak ne zaman okunmaya başlandı? Ezanın sözleri nelerdir? Ezanın makamları nelerdir?
EZAN NEDİR?
Ezan, sözlükte "bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilân etmek" manasına gelir. Terim olarak ezan ise farz namazların vaktinin geldiğini, nasla belirlenen sözlerle ve özel şekilde müminlere duyurmayı ifade eder. Müezzin ise 'ezan okuyan kimse', minare ise 'ezan okunan yer'e denir.
Ezan kelimesi Kur'an-ı Kerim'de bir yerde "bildiri, ilâm" manasında geçer. Aynı zamanda terim anlamında ezana nidâ kökünün türevleriyle Maide ve Cuma surelerinde geçer.
Ezan esasında mana bakımından hem namaz hem de İslâm için bir çağrıdır. Ezan vasıtasıyla insanlar bir taraftan namaza çağrılırken diğer taraftan İslâm'ın üç temel ilkesini oluşturan Allah'ın varlığı ve birliği, Hz. Muhammed'in O'nun elçisi olduğu ve asıl kurtuluşun ahiret mutluluğunda bulunduğu gerçeği açıklanmış olur. Hz. Peygamber, Mekke'yi fethettiği zaman Kâbe'yi putlardan temizledikten sonra ilk iş olarak, müezzini Bilâl-i Habeşi'yi Kâbe'nin damına çıkartıp ezan okutmuştu.
EZAN NE ZAMAN OKUNMAYA BAŞLANDI?
Namaz, Mekke döneminde farz kılındığı halde Hz. Peygamber'in Medine hicretine kadar namaz vakitlerini bildirmek için bir yol düşünülmemişti. Medine döneminde de Müslümanlar başlangıçta zaman zaman bir araya toplanıp namaz vakitlerini gözetirlerdi. Bir süre namaz vakitlerinde sokaklarda 'namaza namaza!' (es-salâh es-salâh) diye çağrıda bulunulduysa da bu yeterli olmuyordu. Namaz vaktinin geldiğini haber vermek üzere bir işarete ihtiyaç duyuluyordu.
Bu ihtiyacı gidermek için Müslümanlar tarafından nakus çalınması, boru öttürülmesi, ateş yakılması veya bayrak dikilmesi şeklinde çeşitli tekliflerde bulunulduysa da nakus geleneği Hristiyanların, boru Yahudilerin, ateş Mecusilerin âdeti olduğu için Resûlullah tarafından kabul edilmedi.
Fakat bu sırada ashabtan Abdullah b. Zeyd b. Sa'lebe'ye rüyasında ezan öğretilmiş, Abdullah da ertesi gün Hz. Peygamber'e gelerek durumu haber vermişti. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Bilâl'e ezan cümlelerini ezanda ikişer, ikamette ise birer defa okumasını emretti. Bu arada Hz. Ömer Resulullah'a gelip aynı rüyayı kendisinin de gördüğünü, ancak Abdullah b. Zeyd'in daha erken davrandığını bildirmişti.
Hz. Bilâl'de, Neccâroğulları'ndan bir kadına ait yüksek bir evin üstüne çıkıp ilk olarak sabah ezanını okudu. Böylece ezan 622 bir diğer rivayete göre de 623yılda meşrû kılınmış oldu. Daha sonra Mescid-i Nebevinin arka tarafına ezan okumak için özel bir yer yapıldı.
EZANIN SÖZLERİ NELERDEN OLUŞUR?
Ezan şu sözlerden oluşur:
"Allahu ekber, Allahu ekber
Allahu ekber, Allahu ekber
(Allah en büyüktür)
Eşhedü enlâ ilahe illallah
Eşhedü enlâ ilahe illallah
(Şahadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur)
Eşhedü enne Muhammeden Rasulullah
Eşhedü enne Muhammeden Rasulullah
(Şahadet ederim ki Muhammed Allah'ın resulüdür)
Hayye 'âlâ-s salâh
Hayye 'âlâ-s salâh
(Haydin namaza, Allah'a ibadet etmeye, dua etmeye)
Hayye 'ale-l felâh
Hayye 'ale-l felâh
(Haydin kurtuluşa)
Es-salâtü hayrun minen-nevm
-yalnızca sabah okunur-(Namaz uykudan hayırlıdır)
Allahu ekber, Allahu ekber
La ilahe illallah.
(Allah en büyüktür. Allah'tan başka tapılacak yoktur.)
EZANI MAKAMLI OKUMAK
Ezanın geçmişten günümüze musikîsi ile seslendirilmesi tartışmaya konu olsa da, gerek Kuran-ı Kerim gerek Hz. Peygamber'in hadislerindeki ifadeler doğrultusunda olumlu yönde desteklendiği görülür. Yüce Allah, özellikle "Lokman suresi 19. ayetinde ve İsrâ suresi 110. ayetinde yüksek ve kötü ses konusunda insanlığa bir uyarı da bulunur. Bir kurtuluşa davet olan ezanı Hz. Peygamber ilk olarak Hz. Bilal okutmuştu. Resulullah'ın bu dünyadan ayrılışına kadar da ezanı hep ondan dinlemek istemesinin sebebi de Bilal'in ezanı en güzel şekilde okumasıydı.
EZANIN MAKAMLARI NELERDİR?
Ezan bir davet olmasının yanında bir terapi olarak da görülüyordu. Ezanın okunmasında özellikle önem verilen dönemlerde, onun tekdüze tekrarlanan bir çağrı olmaması ve ruhunun zenginleştirilmesi amaçlanır. Bu nedenle de her vaktin ezanı ayrı bir makamda okunurdu.
Sabah Ezanı: Saba Makamı
Öğlen Ezanı: Rast Makamı
İkindi Ezanı: Hicaz Makamı
Akşam Ezanı: Evc ve Segâh Makamları
Yatsı Ezanı: Uşşak ve Beyâti Makamları
EZAN MAKAMLARININ ANLAMLARI NELERDİR?
Vakitlerde farklı makamlarda ezan okunurken insanların o vakitteki ruh halleri ve seçilecek makamın seyri göz önünde bulundurulurdu. Örneğin, sabah namazı vakti sabâ makamında ezan okunmasının nedeni saba makamının özelliği seyrinin yukarıya doğru çıkıyor olmasıydı. Bu da sabah vakti uykularından kalkan insanların yavaş yavaş hareketlenmeleri ile ilgiliydi. Farâbî'nin verdiği bilgiye göre de sabâ makamı insana güç ve cesaret verir. Bu makamda okunan sabah ezanıyla da insanların yeni güne güçlü ve zinde bir halde başlamaları amaçlanırdı.
Diğerlerine göre daha kısıtlı olması nedeniyle Hz. Peygamber akşam namazı için acele ettirirdi. Bu vakitte genellikle tercih edilen segâh makamı ise göre biraz daha çabuk bir seyre sahiptir. Segâh makamının diğer özelliği de kişiye mistik duygular vermesiydi. Akşam karanlığı çöktüğünde insanın yapacağı iç yolculuk da düşünülerek segâh makamının seyriyle ezan okunurdu.
Yatsı ezanı içinse uşşak ve beyâti makamları tercih edilirdi. Bunun nedeni ise bu makamlar dinleyene zindelik verirdi. Günün son saatlerinde insanların yorgunluğunu aldığı düşünülürdü.
Osmanlı'ya has bir özellik ise Perşembe günleri ikindi ezanının nihâvend makamında okunmasıydı. Nihâvend, diğerlerine göre biraz daha neşeli ve canlı bir makamdır. Perşembe günleri ikindi ezanında nihavendin tercih edilmesi müminlerin bayramı olarak kabul edilen cumaya erişecek olmanın müjdesini vermek içindi.
SABAH EZANI ( SABA MAKAMI )
ÖĞLEN EZANI ( RAST MAKAMI )
İKİNDİ EZANI ( HİCAZ MAKAMI )
AKŞAM EZANI ( EVC VE SEGAH MAKAMLARI )
YATSI EZANI ( UŞŞAK VE BEYATİ MAKAMLARI )
Müezzin makamlara hakim ise geçkiler, göçürmeler yapar ünü de çevresini aşar.
Çünkü iyi bir müezzin iyi bir solist gibi en sert makamı bile yumuşacık yorumlayabilir, diğer yandan yetkin olmayan diğeri ise en yumuşak makamla dövüşüp durur.
Eski İstanbul geleneğine göre “makamlarla terapi” dikkate alınarak, ezanın okunuşundaki icra tarzı ve Türkiye'de tatbik edilen makamlar şunlardır:Akşam ezanı: Segâh ve nadiren evic ve rast makamları. Yatsı ezanı: Uşşak ve hicaz veya nadiren rast makamları ile okunur.
Cenazeler için ve Cuma öncesi okunan salâ ise Hüseynî makamda okunur.
SABA MAKAMI: Sabah namazı için okunur. Yiğitlik, cesaret, kuvvet, rahatlık ve huzur verir.Seher vaktinde çok daha etkilidir. Şarkılarda, genel olarak hüznü temsil eder…
Saba makamıyla okunan sabah ezanı, bedenler sımsıcak yataklardayken “namaz uykudan hayırlıdır" uyarısı ile seher vaktinin iç huzurunu kazanmak üzere kalkıp namaza yönelir.
RAST MAKAMI: Öğle namazı için okunur. Gündüz ve salı günleri etkisi daha fazladır. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur.. Akıl hastalıklarına iyi gelmektedir. Sarı safra bağlantılıdır...Gönül rahatlığı, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devada yardımcıdır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça “doğru” “dosdoğru” “sağ” ve “gerçek” demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır.
HİCAZ MAKAMI: İkindi namazı için okunur. Sıcak özellik gösterir. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi daha fazladır. Kuru-soğuk nedenli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üreme istemine ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi de diğer önemli etki alanıdır. En eski makamlardandır. Adını Hicaz bölgesinden almıştır.
SEGAH MAKAMI: Akşam namazı için okunur. Kuşluktan akşama kadar etkilidir. Uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur.
UŞŞAK MAKAMI: Yatsı namazı için okunur. Tan zamanından-kuşluk zamanına kadar ve günbatımından sonra etkisi fazladır., Perşembe günü özellik gösterir. Kalp, ayak rahatsızlıkları, damla ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. “Aşıklar” anlamına gelir. Uyku ve dinlenme için de yararlıdır
HÜSEYNİ MAKAMI: Cenaze namazı için ve Cuma selası için okunur.Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah- öğle arası etkisi daha fazladır. Bu nedenle öğleden önce salâ’lar, bu makamda okunur… Cumartesi özel günüdür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır.. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Doğa ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir. Bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. Anlamı “küçük sevgili” ve “Hüseyin ile ilgili” demektir.
EZAN DUASI, ANLAMI, EZANLA İLGİLİ HADİSLER
اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَالدَّرَجَةَ الرَّافِعَةَ وَابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ إَنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ
Arapça okunuşu: "Allâhümme Rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmmeh, ve's-salâti'l-kâimeh, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fadîlete, ved-dereceter-refîate. veb'ashü makâmem-mahmûdeni'l-lezî va'adteh. İnneke lâ tuhlifu'l-mîâd.
Türkçe anlamı: "Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed'e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin"
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ezanı işittiğiniz zaman, müezzinin söylediklerinin aynısını siz de söyleyin. Sonra bana salâvat getirin. Çünkü bir kimse bana bir defa salâvat getirirse, Allah buna karşılık ona on defa salât eder. Daha sonra benim için Allah’tan vesîleyi isteyin. Çünkü vesîle, cennette Allah’ın kullarından bir tek kuluna lâyık olan bir makamdır. O kulun ben olacağımı umuyorum. Benim için vesîleyi isteyen kimseye şefatim vâcip olur.”[ Müslim, Salât 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvud, Salât 36; Tirmizî, Menâkıb 1; Nesâî, Ezân 37.]
EZAN DUASI
Sözlükte bildirmek, çağrıda bulunmak anlamlarına gelen ezan, Müslümanlara farz namazların vaktinin geldiğini duyurur. Ezan, yeryüzünde kesintisiz olarak okunur ve Müslümanların ibadet ve kültür medeniyet hayatında ayrı önem taşır. Peki, İslam için bir çağrı olan ezan ilk olarak ne zaman okunmaya başlandı? Ezanın sözleri nelerdir? Ezanın makamları nelerdir?
EZAN NEDİR?
Ezan, sözlükte "bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilân etmek" manasına gelir. Terim olarak ezan ise farz namazların vaktinin geldiğini, nasla belirlenen sözlerle ve özel şekilde müminlere duyurmayı ifade eder. Müezzin ise 'ezan okuyan kimse', minare ise 'ezan okunan yer'e denir.
Ezan kelimesi Kur'an-ı Kerim'de bir yerde "bildiri, ilâm" manasında geçer. Aynı zamanda terim anlamında ezana nidâ kökünün türevleriyle Maide ve Cuma surelerinde geçer.
Ezan esasında mana bakımından hem namaz hem de İslâm için bir çağrıdır. Ezan vasıtasıyla insanlar bir taraftan namaza çağrılırken diğer taraftan İslâm'ın üç temel ilkesini oluşturan Allah'ın varlığı ve birliği, Hz. Muhammed'in O'nun elçisi olduğu ve asıl kurtuluşun ahiret mutluluğunda bulunduğu gerçeği açıklanmış olur. Hz. Peygamber, Mekke'yi fethettiği zaman Kâbe'yi putlardan temizledikten sonra ilk iş olarak, müezzini Bilâl-i Habeşi'yi Kâbe'nin damına çıkartıp ezan okutmuştu.
EZAN NE ZAMAN OKUNMAYA BAŞLANDI?
Namaz, Mekke döneminde farz kılındığı halde Hz. Peygamber'in Medine hicretine kadar namaz vakitlerini bildirmek için bir yol düşünülmemişti. Medine döneminde de Müslümanlar başlangıçta zaman zaman bir araya toplanıp namaz vakitlerini gözetirlerdi. Bir süre namaz vakitlerinde sokaklarda 'namaza namaza!' (es-salâh es-salâh) diye çağrıda bulunulduysa da bu yeterli olmuyordu. Namaz vaktinin geldiğini haber vermek üzere bir işarete ihtiyaç duyuluyordu.
Bu ihtiyacı gidermek için Müslümanlar tarafından nakus çalınması, boru öttürülmesi, ateş yakılması veya bayrak dikilmesi şeklinde çeşitli tekliflerde bulunulduysa da nakus geleneği Hristiyanların, boru Yahudilerin, ateş Mecusilerin âdeti olduğu için Resûlullah tarafından kabul edilmedi.
Fakat bu sırada ashabtan Abdullah b. Zeyd b. Sa'lebe'ye rüyasında ezan öğretilmiş, Abdullah da ertesi gün Hz. Peygamber'e gelerek durumu haber vermişti. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Bilâl'e ezan cümlelerini ezanda ikişer, ikamette ise birer defa okumasını emretti. Bu arada Hz. Ömer Resulullah'a gelip aynı rüyayı kendisinin de gördüğünü, ancak Abdullah b. Zeyd'in daha erken davrandığını bildirmişti.
Hz. Bilâl'de, Neccâroğulları'ndan bir kadına ait yüksek bir evin üstüne çıkıp ilk olarak sabah ezanını okudu. Böylece ezan 622 bir diğer rivayete göre de 623yılda meşrû kılınmış oldu. Daha sonra Mescid-i Nebevinin arka tarafına ezan okumak için özel bir yer yapıldı.
EZANIN SÖZLERİ NELERDEN OLUŞUR?
Ezan şu sözlerden oluşur:
"Allahu ekber, Allahu ekber
Allahu ekber, Allahu ekber
(Allah en büyüktür)
Eşhedü enlâ ilahe illallah
Eşhedü enlâ ilahe illallah
(Şahadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur)
Eşhedü enne Muhammeden Rasulullah
Eşhedü enne Muhammeden Rasulullah
(Şahadet ederim ki Muhammed Allah'ın resulüdür)
Hayye 'âlâ-s salâh
Hayye 'âlâ-s salâh
(Haydin namaza, Allah'a ibadet etmeye, dua etmeye)
Hayye 'ale-l felâh
Hayye 'ale-l felâh
(Haydin kurtuluşa)
Es-salâtü hayrun minen-nevm
-yalnızca sabah okunur-(Namaz uykudan hayırlıdır)
Allahu ekber, Allahu ekber
La ilahe illallah.
(Allah en büyüktür. Allah'tan başka tapılacak yoktur.)
EZANI MAKAMLI OKUMAK
Ezanın geçmişten günümüze musikîsi ile seslendirilmesi tartışmaya konu olsa da, gerek Kuran-ı Kerim gerek Hz. Peygamber'in hadislerindeki ifadeler doğrultusunda olumlu yönde desteklendiği görülür. Yüce Allah, özellikle "Lokman suresi 19. ayetinde ve İsrâ suresi 110. ayetinde yüksek ve kötü ses konusunda insanlığa bir uyarı da bulunur. Bir kurtuluşa davet olan ezanı Hz. Peygamber ilk olarak Hz. Bilal okutmuştu. Resulullah'ın bu dünyadan ayrılışına kadar da ezanı hep ondan dinlemek istemesinin sebebi de Bilal'in ezanı en güzel şekilde okumasıydı.
EZANIN MAKAMLARI NELERDİR?
Ezan bir davet olmasının yanında bir terapi olarak da görülüyordu. Ezanın okunmasında özellikle önem verilen dönemlerde, onun tekdüze tekrarlanan bir çağrı olmaması ve ruhunun zenginleştirilmesi amaçlanır. Bu nedenle de her vaktin ezanı ayrı bir makamda okunurdu.
Sabah Ezanı: Saba Makamı
Öğlen Ezanı: Rast Makamı
İkindi Ezanı: Hicaz Makamı
Akşam Ezanı: Evc ve Segâh Makamları
Yatsı Ezanı: Uşşak ve Beyâti Makamları
EZAN MAKAMLARININ ANLAMLARI NELERDİR?
Vakitlerde farklı makamlarda ezan okunurken insanların o vakitteki ruh halleri ve seçilecek makamın seyri göz önünde bulundurulurdu. Örneğin, sabah namazı vakti sabâ makamında ezan okunmasının nedeni saba makamının özelliği seyrinin yukarıya doğru çıkıyor olmasıydı. Bu da sabah vakti uykularından kalkan insanların yavaş yavaş hareketlenmeleri ile ilgiliydi. Farâbî'nin verdiği bilgiye göre de sabâ makamı insana güç ve cesaret verir. Bu makamda okunan sabah ezanıyla da insanların yeni güne güçlü ve zinde bir halde başlamaları amaçlanırdı.
Diğerlerine göre daha kısıtlı olması nedeniyle Hz. Peygamber akşam namazı için acele ettirirdi. Bu vakitte genellikle tercih edilen segâh makamı ise göre biraz daha çabuk bir seyre sahiptir. Segâh makamının diğer özelliği de kişiye mistik duygular vermesiydi. Akşam karanlığı çöktüğünde insanın yapacağı iç yolculuk da düşünülerek segâh makamının seyriyle ezan okunurdu.
Yatsı ezanı içinse uşşak ve beyâti makamları tercih edilirdi. Bunun nedeni ise bu makamlar dinleyene zindelik verirdi. Günün son saatlerinde insanların yorgunluğunu aldığı düşünülürdü.
Osmanlı'ya has bir özellik ise Perşembe günleri ikindi ezanının nihâvend makamında okunmasıydı. Nihâvend, diğerlerine göre biraz daha neşeli ve canlı bir makamdır. Perşembe günleri ikindi ezanında nihavendin tercih edilmesi müminlerin bayramı olarak kabul edilen cumaya erişecek olmanın müjdesini vermek içindi.
SABAH EZANI ( SABA MAKAMI )
ÖĞLEN EZANI ( RAST MAKAMI )
İKİNDİ EZANI ( HİCAZ MAKAMI )
AKŞAM EZANI ( EVC VE SEGAH MAKAMLARI )
YATSI EZANI ( UŞŞAK VE BEYATİ MAKAMLARI )
Müezzin makamlara hakim ise geçkiler, göçürmeler yapar ünü de çevresini aşar.
Çünkü iyi bir müezzin iyi bir solist gibi en sert makamı bile yumuşacık yorumlayabilir, diğer yandan yetkin olmayan diğeri ise en yumuşak makamla dövüşüp durur.
Eski İstanbul geleneğine göre “makamlarla terapi” dikkate alınarak, ezanın okunuşundaki icra tarzı ve Türkiye'de tatbik edilen makamlar şunlardır:Akşam ezanı: Segâh ve nadiren evic ve rast makamları. Yatsı ezanı: Uşşak ve hicaz veya nadiren rast makamları ile okunur.
Cenazeler için ve Cuma öncesi okunan salâ ise Hüseynî makamda okunur.
SABA MAKAMI: Sabah namazı için okunur. Yiğitlik, cesaret, kuvvet, rahatlık ve huzur verir.Seher vaktinde çok daha etkilidir. Şarkılarda, genel olarak hüznü temsil eder…
Saba makamıyla okunan sabah ezanı, bedenler sımsıcak yataklardayken “namaz uykudan hayırlıdır" uyarısı ile seher vaktinin iç huzurunu kazanmak üzere kalkıp namaza yönelir.
RAST MAKAMI: Öğle namazı için okunur. Gündüz ve salı günleri etkisi daha fazladır. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur.. Akıl hastalıklarına iyi gelmektedir. Sarı safra bağlantılıdır...Gönül rahatlığı, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devada yardımcıdır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça “doğru” “dosdoğru” “sağ” ve “gerçek” demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır.
HİCAZ MAKAMI: İkindi namazı için okunur. Sıcak özellik gösterir. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi daha fazladır. Kuru-soğuk nedenli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üreme istemine ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi de diğer önemli etki alanıdır. En eski makamlardandır. Adını Hicaz bölgesinden almıştır.
SEGAH MAKAMI: Akşam namazı için okunur. Kuşluktan akşama kadar etkilidir. Uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur.
UŞŞAK MAKAMI: Yatsı namazı için okunur. Tan zamanından-kuşluk zamanına kadar ve günbatımından sonra etkisi fazladır., Perşembe günü özellik gösterir. Kalp, ayak rahatsızlıkları, damla ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. “Aşıklar” anlamına gelir. Uyku ve dinlenme için de yararlıdır
HÜSEYNİ MAKAMI: Cenaze namazı için ve Cuma selası için okunur.Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah- öğle arası etkisi daha fazladır. Bu nedenle öğleden önce salâ’lar, bu makamda okunur… Cumartesi özel günüdür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır.. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Doğa ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir. Bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. Anlamı “küçük sevgili” ve “Hüseyin ile ilgili” demektir.
EZAN DUASI, ANLAMI, EZANLA İLGİLİ HADİSLER
اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَالدَّرَجَةَ الرَّافِعَةَ وَابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ إَنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ
Arapça okunuşu: "Allâhümme Rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmmeh, ve's-salâti'l-kâimeh, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fadîlete, ved-dereceter-refîate. veb'ashü makâmem-mahmûdeni'l-lezî va'adteh. İnneke lâ tuhlifu'l-mîâd.
Türkçe anlamı: "Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed'e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin"
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ezanı işittiğiniz zaman, müezzinin söylediklerinin aynısını siz de söyleyin. Sonra bana salâvat getirin. Çünkü bir kimse bana bir defa salâvat getirirse, Allah buna karşılık ona on defa salât eder. Daha sonra benim için Allah’tan vesîleyi isteyin. Çünkü vesîle, cennette Allah’ın kullarından bir tek kuluna lâyık olan bir makamdır. O kulun ben olacağımı umuyorum. Benim için vesîleyi isteyen kimseye şefatim vâcip olur.”[ Müslim, Salât 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvud, Salât 36; Tirmizî, Menâkıb 1; Nesâî, Ezân 37.]
EZAN DUASI
- YouTube
Auf YouTube findest du die angesagtesten Videos und Tracks. Außerdem kannst du eigene Inhalte hochladen und mit Freunden oder gleich der ganzen Welt teilen.
www.youtube.com