Aysecik
Aktif Üyemiz
Gırnata Müslümanlarını II. Bayezid'e gönderdiği kaside
1499-1500 yıllarında Katolik Kral Ferdinand ve Kraliçe İzabella'nın, Gırnata da yaptıkları zulme baş kaldıran Müslümanların isyanı çok sert bir şekilde bastırılmıştı. Gırnata Müslümanları devrin Padişahçı II.Bayezid’e bir temsilci gönderdiler. Temsilci beraberinde padişaha sunulmak üzere bir kaside götürmüştü. 105 beyitlik bu kasidenin ilk on sekiz beyiti, padişah ve idaresi altındakilere selam, övgü ve duaya tahsis edilmişti. Bu bölüme örnek olarak bir kaç beyit sunalım:
Kutsal, sonsuz ve sürekli yinelenen selamımı, halifelerin en iyisinin yüce şahsına yöneltirim.
Selam, kafirlere zillet elbisesini giydiren şerefli yüce kişiye olsun;
...
Topraklarının merkezi İstanbul olan Mevla’ya selam, O, ne güzel bir şehirdir.
....
Endülüs'ün batısında gurbette geride kalan kölelerden size selam;
Büyük bir felakete uğramış esirlerden size selam;ne büyük felakettir o.
Şerefli bir hayattan sonra, kır saçları yolunarak koparılan yaşlılardan size selam;
Daha önce kapalıyken kafirler önünde açılan yüzlerden size selam.
Papazın zorla yatağa götürdüğü şerefli genç kızlardan size selam.
Kendilerine zorla domuz ve haram, kokuşmuş etler yedirilen yaşlılardan size selam.
Hepimiz bastığınız toprakları öper, her an iyiliğiniz için dua ederiz.
Kasidenin 19-40. beyitlerinde, Müslümanların hangi şartlar altında teslim olmak zorunda kaldıkları, Ferdinand ve İzabella'nın taahhütlerini nasıl çiğnedikleri ve gerek İstanbul gerekse Kahire'den gelen ikazları nasıl kulak ardı ettikleri anlatıldıktan sonra, Müslümanların maruz kaldıkları baskılar şu şekilde dile getirilmektedir.
(Kral) Gözümüzü boyadığı antlaşmalara uymadı. Bizi baskı ve güç kullanarak, istemeye istemeye Hrıstiyanlaştırdı.
Ellerimizdeki tüm kitapları yaktı ve onları çöplüğe attı.
Din kitaplarımızı alay ve hakaretle ateşe attılar.
Hiç bir Müslümana ne bir kitap, ne de yalnızlıkta okunacak bir Kur'an bıraktılar.
Oruç tuttuğu bilinen herkes, her halükarda ateşe atılıyordu.
Bizden Kilislere gitmeyen kimseleri, papaz feci bir şekilde cezalandırıyordu;
Tokatlıyordu, malını alıyordu, perişan bir halde onu hapsediyordu.
....
Peygamberimize küfretmeyi, iyi ve kötü günlerimizde onun adını anmamamızı bize emrettiler.
....
İrademiz dışında, rızamız olmaksızın adlarımız değiştirildi.
...
Temiz ve paklıklardan sonra, kafirlerin çöplükleri olmaları için duvarlarla çevrilen mescitlere ne kadar yazık!
Ezan yerine çanlar asılan minarelere ne kadar yazık !
...
Köleleştik, ne fidye geri alınabilecek esirler, ne de şahadet getirebilen Müslümanlarız.
Başımıza gelenleri görmüş olsaydınız, gözlerinizden yaşlar boşanırdı.
....
Ey Efendimiz! Rabbimiz Allah'ın seçkin ve yaratıkların en hayırlısı Hz. Muhammed'in adına senden yardım diliyoruz.
II.Bayezid, Endülüslülerin bu yardım taleplerine cevap olarak, 1505 senesinde, meşhur denizci Kemal Reis kumandasında bir donanmayı Akdeniz'e gönderdi. Kemal reis, İspanya kıyılarını vurduktan sonra, bir gurup Endülüs Müslümanını kurtararak Kuzey Afrika ve İstanbul'a taşınmalarını sağladı.
DOĞU-BATI TARİHİNDEN İBRETLER KİTABINDAN Muzaffer Taşyürek
alıntıdır...
1499-1500 yıllarında Katolik Kral Ferdinand ve Kraliçe İzabella'nın, Gırnata da yaptıkları zulme baş kaldıran Müslümanların isyanı çok sert bir şekilde bastırılmıştı. Gırnata Müslümanları devrin Padişahçı II.Bayezid’e bir temsilci gönderdiler. Temsilci beraberinde padişaha sunulmak üzere bir kaside götürmüştü. 105 beyitlik bu kasidenin ilk on sekiz beyiti, padişah ve idaresi altındakilere selam, övgü ve duaya tahsis edilmişti. Bu bölüme örnek olarak bir kaç beyit sunalım:
Kutsal, sonsuz ve sürekli yinelenen selamımı, halifelerin en iyisinin yüce şahsına yöneltirim.
Selam, kafirlere zillet elbisesini giydiren şerefli yüce kişiye olsun;
...
Topraklarının merkezi İstanbul olan Mevla’ya selam, O, ne güzel bir şehirdir.
....
Endülüs'ün batısında gurbette geride kalan kölelerden size selam;
Büyük bir felakete uğramış esirlerden size selam;ne büyük felakettir o.
Şerefli bir hayattan sonra, kır saçları yolunarak koparılan yaşlılardan size selam;
Daha önce kapalıyken kafirler önünde açılan yüzlerden size selam.
Papazın zorla yatağa götürdüğü şerefli genç kızlardan size selam.
Kendilerine zorla domuz ve haram, kokuşmuş etler yedirilen yaşlılardan size selam.
Hepimiz bastığınız toprakları öper, her an iyiliğiniz için dua ederiz.
Kasidenin 19-40. beyitlerinde, Müslümanların hangi şartlar altında teslim olmak zorunda kaldıkları, Ferdinand ve İzabella'nın taahhütlerini nasıl çiğnedikleri ve gerek İstanbul gerekse Kahire'den gelen ikazları nasıl kulak ardı ettikleri anlatıldıktan sonra, Müslümanların maruz kaldıkları baskılar şu şekilde dile getirilmektedir.
(Kral) Gözümüzü boyadığı antlaşmalara uymadı. Bizi baskı ve güç kullanarak, istemeye istemeye Hrıstiyanlaştırdı.
Ellerimizdeki tüm kitapları yaktı ve onları çöplüğe attı.
Din kitaplarımızı alay ve hakaretle ateşe attılar.
Hiç bir Müslümana ne bir kitap, ne de yalnızlıkta okunacak bir Kur'an bıraktılar.
Oruç tuttuğu bilinen herkes, her halükarda ateşe atılıyordu.
Bizden Kilislere gitmeyen kimseleri, papaz feci bir şekilde cezalandırıyordu;
Tokatlıyordu, malını alıyordu, perişan bir halde onu hapsediyordu.
....
Peygamberimize küfretmeyi, iyi ve kötü günlerimizde onun adını anmamamızı bize emrettiler.
....
İrademiz dışında, rızamız olmaksızın adlarımız değiştirildi.
...
Temiz ve paklıklardan sonra, kafirlerin çöplükleri olmaları için duvarlarla çevrilen mescitlere ne kadar yazık!
Ezan yerine çanlar asılan minarelere ne kadar yazık !
...
Köleleştik, ne fidye geri alınabilecek esirler, ne de şahadet getirebilen Müslümanlarız.
Başımıza gelenleri görmüş olsaydınız, gözlerinizden yaşlar boşanırdı.
....
Ey Efendimiz! Rabbimiz Allah'ın seçkin ve yaratıkların en hayırlısı Hz. Muhammed'in adına senden yardım diliyoruz.
II.Bayezid, Endülüslülerin bu yardım taleplerine cevap olarak, 1505 senesinde, meşhur denizci Kemal Reis kumandasında bir donanmayı Akdeniz'e gönderdi. Kemal reis, İspanya kıyılarını vurduktan sonra, bir gurup Endülüs Müslümanını kurtararak Kuzey Afrika ve İstanbul'a taşınmalarını sağladı.
DOĞU-BATI TARİHİNDEN İBRETLER KİTABINDAN Muzaffer Taşyürek
alıntıdır...