GÖzÜnÜzde mercek var

ceylannur

Yeni Üyemiz
GÖZÜNÜZDE MERCEK VAR

Yaratılmışların en kıymetlileri hayat sahibi olanlardır, insan ise akıl, kalp, ruh ve bedeniyle yaratılmışlar içinde bir şaheserdir. İnsanın sadece bedeni her bir parçasıyla mükemmel tanzim edilmiş vaziyettedir.Vücudumuzu oluşturan hücreler kendi iç işlerinde harikulade işler yaparken içinde bulundukları koloni ile(doku ya da organ) çok şuurlu münasebet içinde çalışmaktadırlar . Aynı zamanda Rabb’imizin külli iradesinin tecellisi olarak, parmak ucumuzdaki bir hücre, beynin hücresi ile uyumlu iş görür. Bu sayede insanı oluşturan tüm hücreler kendi işlevini mükemmel yaparken aynı zamanda diğer hücreler ile de uyumlu çalışırlar. Mesela akciğer hücresi oksijeni kan hücrelerini aktarmakla tüm vücut hücrelerinin yardımına koşmaktadır. Kandaki alyuvarlarda sırtlarına aldıklar oksijeni tüm hücrelere, hücrelerden aldıkları karbondioksidi de dışarı doğru(akciğere) taşımaktadırlar ki bu sayede tüm hücrelere yardım etmiş olurlar.Aynen bunun gibi gözlerimizle gördüğümüz bazı şeyler kalbimizin ritmini etkileyebilmekte hüzünlenmemize yada sevinmemize nenden olabilmektedir.
.Biz bu yazımızda gözdeki merceği(lensi) mercek altına almayı amaçladık.Lensin vazifesini yaparken hal dili ile bizlere söylediklerine kulak kesileceğiz.
Gözümüzün içindeki lens katarakt ameliyatı ile çıkarılmaktadır bu durumda +11 numara gibi oldukça kalın gözlük takılması zorunluluğu doğmaktadır.Bilim adamları katarakt ameliyatı sonrası kalın camlı gözlükten kurtarmak için …tarihinde gözdeki lensin işlevini yapabilecek ….hammadde keşfettiler.Bu durum çok önemli bir gelişmeydi çünkü gözün içine konulacak bu madde insanların +11 numara gözlük takmaktan kurtulmaları anlamına gelmekteydi.

İnsanlık gözün içine konulabilecek suni lens bulundu diye sevinirken bu suni lenslerden kat be kat daha işlevsel gözümüzdeki lensimizin belki varlığından bile bihaber.Gelin Kerem-i sonsuz Rabbimizin hazinesinden hizmetimize verdiği gözümüzdeki lensi tanıyalım .Münim-i Hakikin bize bahşettiği lensin ne kadar büyük bir nimet olduğunu görelim..

Gözümüzdeki lens asıcı liflerle, hamağın ağaçlara asılması misali göz yuvarlağına çepeçevre asılı vaziyettedir ve gözün ortasında durmaktadır. Merkezde durması gerekir, çünkü ancak bu şekilde ihtiyacın gerektirdiği işlevi yerine getirebilir.
Gözdeki lens saydamdır çünkü Sani-i Hakim Rabbimiz onu güneş ışığını gözün sinir tabakasına (retinaya) aktaracak şekilde yaratmıştır.

Lensi göz yuvarlağının duvarına asan lifler kasılıp gevşeme özeliği taşırlar. Lensi asan liflerin kasılma-gevşeme özelliği sayesinde gözdeki lens yakına bakarken bombeleşmekte(akomodasyon) uzağa bakarken incelmektedir. Bu sayede yakın ve uzağı görmemiz sağlanmaktadır. Şayet kasılı vaziyette kalsaydı uzağı, kasılmasaydı yakını rahat göremezdik. Lensin yakın ve uzağa uyum kabiliyeti olmasaydı bebeklikten itibaren +3 numara gözlük takılması icap ederdi.

Yakına bakarken gözümüzdeki lensin bombeleşme kabiliyetinin olmaması durumunda tüm bebeklerde göz tembelliği gelişme riski olurdu. Göz tembelliği gelişmesin diye bir insanın vaktinin önemli bir kısmını bebeğe gözlük takmaya ayırması gerekirdi ki buda hayatı oldukça zorlaştırırdı. Oysa mahlukatın var oluşundan beri lens en mükemmel şekilde uyum işlevini yapmaktadır.

Lensin bir diğer özelliği saydam olmasıdır. Saydam olması gereken lens anne karnında geçirilen bazı hastalıklara bağlı doğuştan kesif(katarakt) olabilir. Eğer gözdeki lens kesifse, gözün diğer tüm yapıları (göz kapağı, kornea, vitreus, retina, sklera gibi) normal olsa bile o göz ameliyat edilmediği takdirde göremez.
ALLAH ezelden beri her baharda gözdeki lenslerin trilyonlarca numunelerini saydam yaratarak bizlere hazırladığı dünya sofrasını göstermekte, hayatımızın idamesi için gerekli görmeyi ihsan etmektedir.. Lensin saydam kalması lensteki hücrelerin pompa vazifesi ile sağlanmaktadır. Eğer lens hücrelerinin lensi saydam tutma işlevleri olmasaydı çok kısa bir zaman içinde…. katarakt gelişirdi. Buna karşın lens hücreleri lensin saydamlığını korumak için görevli memurlar gibi bir ömür boyu(80-100yıl..) mükemmel şekilde çalışmaktadırlar.
Şimdi modern tıbbın bize takdim ettiği gözün içine katarakt ameliyatı sonrası takılan suni lenslere bakalım. Kendi lensimiz 70-80 yıl göz içinde saydamlığını korumasına karşın, suni lensleri katarakt ameliyatı yapılmış bir bebeğin gözüne koyduğunuzda kısa bir süre sonra puslanmaktadır.
Aynı şekilde gözümüzdeki lensin uyum kabiliyeti ezelden beri varken tıp daha yeni uyum sağlayan lensleri icat edebilmektedir. Oysa suni lenslerden çok daha işlevsel gözümüzdeki lensler milyarlarca yıldır Kadir-i Mutlak Rabbimiz tarafından uyum yapabilecek vasıfta yaratılmaktadır(yakına bakarken bombeleşme uzağa bakarken incelme).
Diğer bir özelliği de lens iristen(gözün rengini veren kısım) belli bir uzaklıktadır. Şayet yakında olsa idi birçoğumuz hayatın belli dönemlerinde şiddetli göz ağrılarına neden olan göz tansiyonu hastası olurduk.

Lens ışığı sinir tabakasının(retinaya) üzerine kırmakla görmemizi sağlamaktadır. Şayet lens olmasaydı ışığın retinaya düşmesi için yaklaşık +11 numara gözlük takılması gerekecekti. …gözlüğün bulunduğu tarihten önce ise insanlar körlük düzeyinde bir görme ile(görmenin %3’ü ile) hayatlarını devam ettirmek zorunda kalacaklardı. Ve tüm insanlarda göz tembelliği olurdu.
. Lens de vücudun diğer yapıları gibi üstlenmiş olduğu görevi harikulade bir vaziyete yapmakla hal dili ile ALLAH’ın her şeyi yerli yerinde yaratmış olduğunu göstermektedir. Kadir-i Mutlak, Alim-i Mutlak ve Hakim-i Mutlak olan ALLAH’ın bir bahar mevsiminde çok kısa bir zaman diliminde trilyonlarca gözü her canlıda, karıştırmadan, şaşırmadan tam vaktinde, yerli yerinde, mükemmel bir tarzda yaratması karşısında insanın hayran kalmaması mümkün değildir.
Tüm vazifeleri ile gözümüzdeki lens gözünüzü açın gözünüze bakın milyarlarca yıldır her baharda trilyonlarca yaratılan göz ALLAH diye haykırıyor demektedir.
İçimizde ve dışımızda sayısız nimetleri hizmetimize ücretsiz tahsis eden ALLAH’a ilmi adedince şükürler olsun
. ALLAH’a emanet olun.
 
Üst Alt