MustafaCİLASUN
Özel Üye
Yetsin artık
Yıllara sari
sukut ettiren nazar
İbretin resmi
yadımda her vakit
hicran içinde yatar
Bir lahza
yok ki dile gelmesin,
içimi titretmeden geçsin yakar
Hasretin
eşşiz kitabı ruhumun
vecdinde sanki bir nar
Ey hazan
sen müthiş ayetsin
tefekkür sinemde açar
Nereye
temaşa etsem
sevdası içimde yatar
Kader derler
Ruhun ve kalbin
firakından bihaberler
Sessizce sual
etsem akıl niye var,
irade kanaattır yar
Emel hırs
olmadan umutlaşmalı,
ufkunu karartmamalı yakar
Nefsi
maslahatlar
her zaman
yolda koyar ve yorar
Kalbin
eşşiz bir lehçesi var,
aşk kokar
Gülün
yadında edep
en ulvi nazar
Artık
gel diyemem
Nasibin perdesini
aralamaya erişemem
İnşirahın
ruhuma seslenen
inhisarını elbette bilemem
Heves için
gam çekip beyhude
yere istikametler belirleyemem
Ümidi
hiçbir zaman katledip,
görmezden geleemem
Hareket
ve kuvvet kimin
sualinden vazgeçemem
İradem
adına zafiyetlere
taviz veremem
Ey gönlümde ki hicran
Neden bir ömür
sinemde ikamet ettin
Her burukluğumda
yanımda biterdin,
hiç tükenmedin
Hüznümle
refakat edip, ruhumun
düşen kadrelerinde demlendin
Her
dirilişin ölümünde ne
latif bir ibret ve derstin
Bir karşılık
beklemeden ve
yüksünmeden estin
Aşkın
en nadide olan
suhuletinde ki ahenktin
Ne zaman sala verilse
Ötenin serencamı
bir bir ömüme serilse
Nefsin
hüzün zerkeden kederi
derlenip ruhumda esse
Aklım o vakit
iradem için azmetmeyi
izanıma birçırpıda öğretse
Edebin
deruniliği hiçbir zaman
gönlümü terk etmeyen ferse
Umutlarım
bahtın mizanında
hicran ile beklemekte
Her arefe
şevkin şiarında
ki bir sırr-ı nasipse
Neye
üzülürüm ki
gönlüm onu şehretse
Mustafa CİLASUN