MustafaCİLASUN
Özel Üye
Orjinal boyutu icin tiklayin 802x543px and 56KB.
Akşamın salınışı
Henüz yeni başlıyordu
Gölgenin sarhoşluğunda, gözleri
Kuşatan loşluğunda alımlıydı
Hali sessizliğindeki cazibe merakımı
Celbederek ve kalbimi titreterek bağlıyordu
O kadar kendinden emin, emrin tarifinde serin,
Lütfün sudurunda bir hayli derindi
Süzülürken
Al yazması manidardı
Sanki hat sanatının enginliğinde
Soluklanan insicamdı, ne aşktı
Sevdanın tüm müştemilatını terennüm ederek,
Edebi zindeliği yeğleyen bir farktı
Nezaketin tarifsizliği, hassasiyetin suhuleti,
Kadirşinaslığın asudeliği yüce sanattı
Cazibesine
Kapılan her şey onundu
Ne hicranın, ne vicdanın, ne aymazın,
Ne yalnızın halinde gamdı
Aidiyetinin farkında lığında olan,
Teslimiyetinin ferahlığını yaşayan bir vakıaydı
Asırlardır suskunluğunu sakladı, sırlarına
Meftun bırakan hakikatle muhabbet tattı
İnsanlığın
Her halinden haberdardı
Zira koşulsuz onlarla içli dışlı
Olmak zorundaydı, aşk başkaydı
Neye şahit olduysa, sırların delaletiyle
Hicran yaşadıysa ve hüzünle sabahladıysa
Aldığı emanetin kutsiyetinden hiçbir an
Habersiz gibi davranmadı, aziz saydı, kandı
Şeref
Sahiplerinin kalbinde nasıldı
Hangi lisanı konuşsalar,
Asırların derdiyle nefeslerini yorsalar
Sahipsizliğin nedametini duyan,
Kimlik sorunu yaşayan, ruhun idrakinden kaçan
Asrın her sayfasında, esrarın farkı aklın
Ve izanın olsa da, muhakeme vicdani aşkta
Neyi
Saklarsan sakla anlamadıkça
Aşkın hikmetine ram olarak, hilmin
Bereketine kanmadıkça ağla
Her akşamdan sabaha ölüyorsun nasıl olsa,
Adaletin farkını ülfetle anmasan da
Ruhun ilzam eden zadeliği, ikram edilmiş
Güzelliği, güneşin haşyetini anlamayınca
Mustafa CİLASUN