TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Horasan, en eski Türk yurtlarından birisi olarak Türk dünyasının geleceğine ve kültürüne önemli etkiler yapmıştır. Bu özelliği, onu sadece bir coğrafi bölgenin adı olmaktan çıkarmış bambaşka anlam yüklemiştir. Asırlardı Horasan denince, Türkmen aşiretler ve İslam’ın Türk yorumu akla gelmektedir.
Coğrafi olarak bugün İran’ın işgali altında bulunan Horasan’ın kuzeyi Türkmenistan, kuzey doğusu Türkmen Çölü, güneydoğusu Afganistan ve Kevir Çölü ile çevrilidir. Tükmenistan’la aynı coğrafyada yer alması nedeniyle binlerce yıldır özellikle Türkmen aşiretlerin yerleştiği Türk yurdu olmuştur. Horasan’ı yurt tutan Avşar boyunun kurduğu devlet, hem Türkiye’ye göç etmiş, hem Horasan’da kalmış Türkmenler arasında hatırasıyla hala yaşamaktadır.
Horasan, Türklerin islam dinini kabulünü yaygınlaştıran Ahmet Yesevi’nin ve öğrencilerinin beslendiği bir kaynak oldu. Pir-i Türkistan diye anılan Ahmet Yesevi Türklükle İslam’ı burada harmanladı. Ondan sonra İslam Türk ikliminde yayılma şansı buldu.
Cengiz Devletinin yayılma politikası sonucu Horasan’ı yurt tutan Türkmen aşiretleri Horasan’ın kuzeyindeki ata yurdunu bırakıp Türkiye’ye geldiler. Gelirken yanlarında günümüzde “Horasan Erleri”, “Horasan Erenleri” diye bilinen aralarında Hacı Bektaş-ı Veli’nin de bulunduğu Yesevi dervişleri de vardı. Horasan Erleri, Türkmen aşiretlerle birlikte Anadolu’yu karış karış Türkleştirdikten sonra Türk varlığını, Türk kültürünü Balkanlara taşıdılar.
Anadolu’ya göçen Türkmen aşiretleri de geldikleri yeri Horasan’ı asla unutmadılar. Yüzyıllar geçmesine rağmen Horasan özlemini hep dile getirdiler. Horasan üzerine türküler yaktılar. Horasan Türkü olmakla övündüler. Kıl çadırlarda, dedeler torunlarına Horasan’dan geliş öyküsünü asırlardır bıkmadan anlatmayı sürdürdüler.
Horasan, Nisan 1921’de Horasan Cumhuriyeti olarak bağımsızlığını ilan etmiş olsa da Fars ve Rusların baskısı Kürtlerinde işbirliği ile en fazla bir yıl mücadelelerini sürdürebilmiş, 1922’de Rus baskıları ile tekrar İran’a bağlanmıştır. Horasan, Turan’ın en önemli yurtlarındandır.
Coğrafi olarak bugün İran’ın işgali altında bulunan Horasan’ın kuzeyi Türkmenistan, kuzey doğusu Türkmen Çölü, güneydoğusu Afganistan ve Kevir Çölü ile çevrilidir. Tükmenistan’la aynı coğrafyada yer alması nedeniyle binlerce yıldır özellikle Türkmen aşiretlerin yerleştiği Türk yurdu olmuştur. Horasan’ı yurt tutan Avşar boyunun kurduğu devlet, hem Türkiye’ye göç etmiş, hem Horasan’da kalmış Türkmenler arasında hatırasıyla hala yaşamaktadır.
Horasan, Türklerin islam dinini kabulünü yaygınlaştıran Ahmet Yesevi’nin ve öğrencilerinin beslendiği bir kaynak oldu. Pir-i Türkistan diye anılan Ahmet Yesevi Türklükle İslam’ı burada harmanladı. Ondan sonra İslam Türk ikliminde yayılma şansı buldu.
Cengiz Devletinin yayılma politikası sonucu Horasan’ı yurt tutan Türkmen aşiretleri Horasan’ın kuzeyindeki ata yurdunu bırakıp Türkiye’ye geldiler. Gelirken yanlarında günümüzde “Horasan Erleri”, “Horasan Erenleri” diye bilinen aralarında Hacı Bektaş-ı Veli’nin de bulunduğu Yesevi dervişleri de vardı. Horasan Erleri, Türkmen aşiretlerle birlikte Anadolu’yu karış karış Türkleştirdikten sonra Türk varlığını, Türk kültürünü Balkanlara taşıdılar.
Anadolu’ya göçen Türkmen aşiretleri de geldikleri yeri Horasan’ı asla unutmadılar. Yüzyıllar geçmesine rağmen Horasan özlemini hep dile getirdiler. Horasan üzerine türküler yaktılar. Horasan Türkü olmakla övündüler. Kıl çadırlarda, dedeler torunlarına Horasan’dan geliş öyküsünü asırlardır bıkmadan anlatmayı sürdürdüler.
Horasan, Nisan 1921’de Horasan Cumhuriyeti olarak bağımsızlığını ilan etmiş olsa da Fars ve Rusların baskısı Kürtlerinde işbirliği ile en fazla bir yıl mücadelelerini sürdürebilmiş, 1922’de Rus baskıları ile tekrar İran’a bağlanmıştır. Horasan, Turan’ın en önemli yurtlarındandır.