Hz. Mevlâna Sözleri

.



Mevlanadan Bir özlü söz



Bir adamın birçok hüner fen bilgi sahibi olduğuna bakma! Verdiği sözde duruyor mu? Vefâsı var


mı? Ası ona bak! Hakla ettiği sözleşmeyi yerine getiriyorsa insanlara verdiği sözde duruyorsa


vefâlıysa onu istediğin kadar öv! Onun iyi vasıflarını bir bir say! O senin övgünden saydığın


meziyetlerden daha üstün bir kişidir
 
Güzelim ben aşığım sen de sevgilisin.
Benim her sözümden incinmemen gerekir.
Benden aldığın gönlümü ya geri verirsin veya aşıklığımdan ötürü ne yaparsam katlanırsın."

Hz.MEVLANA


.

"Aşk bir uçurumdan düşmek gibi bir şey işte bu yüzden sevgili'ye " yar " denir..."

Hz. MEVLANA


Hiçbir mal sizin değil neyi bölüşemiyorsunuz ?..Hiçbir can sizin değil niye dövüşüyorsunuz ?..

Hz.MEVLANA

.

Sevenle sevileni ayrı varlıklar sanırdım meğer onlar bir imişler bense biri iki görmüşüm...

Hz.MEVLANA


.

Dertli insan içi duman dolu bir odaya benzer.Onu dinlemek;o odaya bir pencere açmak gibidir.

Hz.MEVLANA



Hz. Mevlana’nın aşkı tarifi

Ateşin olduğu yerden nasıl dumanlar çıkarsa bir gönüle aşk şimşeği düşünce artık o gönülde bir başka gönül kesilir. Katır çobanı incinin kıymetini bilmediği gibi sıradan adamlar da âşıkların halini bilemez. Âşık kimse bir an dünyaya dalıp huzur bulursa aşk ondan yüz çevirir. Maşuk da araya binlerce perde çeker. Aşk hançerinin ciğerde açtığı yara ilaç kabul etmez. Onun şifası sevgilinin yüzüdür. Şimdi aşk padişahı Hazret-i Mevlânâ konuşsun. O söylerse güzel söyler:

“- Aşk yüzüme binlerce nükteler yazdı; aşıksanız gönlümün halini görün de okuyun.
Ne kadehtir her an aşıklara sunulup duran kadeh; erseniz siz de bu çeşit kadehi alın çekin!
Balıkların suyu da denizdir ekmeği de; balıksanız ne diye ekmeğin dudağına aşıksınız?
Mihnetlerle eziyetlerle dopdolu bir kırba var adı benden. Atın taşı kırın o kırbayı da tamamiyle kurtulun gitsin.”
.....
“Sevgilinin gam güneşiyle zerre-zerre olduk; senin içindeyse böyle bir heves belirmedi bile; uyuyakal.

Onun razılığını aramak için su gibi koşup duruyoruz; o nerdeymiş derdin bile değil uyu sen.”

“Gökyüzünde aydın ay yıldızların arasında nasıl belirir görünürse aşık da yüzlerce kişi arasında öyle belirir öyle görünür.
Akılbütün yolları-yordamları bilir de aşkın yolunu-yordamını bilmez şaşırır kalır.
Aşk ab-ı hayatından tadan kişi Hızır’ın gönlüne sahiptir; arı-duru sular güzelim kaynaklar hiç olur hiçe sayılır onca.”

Evet: Aşk kuşu her başa konmaz âşıkların derdini de her tabib bilmez.
Ey dünya fidanında meyveler yetiştiren kimse; bir de gönül fidanında meyveler yetiştirmeyi dene... Sabah-akşam gündüz-gece dünya ile boğuşup duruyorsun da eline gamdan başka ne geçiyor? Gam köyüne çadır kuranlar yine bin türlü dertle bu dünyadan kopup gideceklerdir.
Şimdi dikkat kesil kulağındaki dünya pamuğunu çıkarıp at dostun dosta ettiğine iyice bak...
Belh Sultanı İbrahim bin Edhem tacâ tahta tekmeyi vurup Allah ( C.C) yoluna revan olmuştur. Bu yol çok çetin ve zahmetli bir yoldu.

Zehirle pişmiş aştan yemedikçe menzile varmak da mümkün değildi...
Nice belâlara dertlere felâketlere uğraya uğraya yoluna devam ediyordu...
Kıvrım kıvrım uzayan yollar onu nereye götürüyordu? Gidiyordu ya canı da dudağına gelmişti sanki. Dehşetli bir yağmur yağıyor rüzgâr onu kuru yapraklar gibi savuruyordu. Soğuk ve tipi nefesini donduracak haldeydi.

Nihayet bin türlü zahmetle bir kasabaya ulaştı. Gariplik boynunu bükmüştü. Gidecek sığınacak bir yeri yoktu ki...


Hz. Mevlana...



Akıl ümitsizlik yolunu tutar mı hiç?
Aşk gerek ki o yana başını ayak etsin de koşup gitsin
Hiçbir şeye aldırmayan Aşktır akıl değil...
Akıl fayda elde edeceği şeyi arar
Aşk yılmaz yanar-yakılır erir utanma-sıkılma nedir bilinmez...
Değirmen taşının altındaki buğday gibi
O da belalara düşer de gık bile demez
Öyle pek yüzlüdür ki ardına dönmez bile....
Gönlündeki fayda arama isteğini öldürmüştür O ...
Varını-yoğunu ortaya döker oynar yutulur kar aramaz.....
Allah'tan aldığı gibi hepsini gene Allah'a verir.
Aşk mezhebinde her şey AŞK'a kurbandır.

Hz.MEVLANA



Derdinden gönlüm hasta yaralı ağlayıp inlemedeyim perişan bir haldeyim güçsüzüm dermansızım.
Senin derdinden gözlerimden kanlı yaşlar akıyor.
Senin için duyduğum kederden can vermek üzereyim.
Fakat senin derdinden ayrılacağım diye daha çok dertleniyorum.

Hz.Mevlana




Geçmişe üzülmek gelecekten tedirgin olmak; Allah’la arandaki perdedir. O perdeyi ateşe ver ki; ardından Allah görünsün!

Hz. Mevlana...

.


Gözlerin basiretle nurlansın dilersen GAM TOZUNU "sürme çek" de ağla!”

Hz. MEVLANA...




Dün geçti gitti.Dün gibi dünün sözü de geçti.Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek

Hz.Mevlana

.Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 720x540 ve 30KB ) Buraya Tıklayın.


Başına gelen eziyetler artıyor değil mi?Buğdayı başak olsun diye toprağa attılar.Değirmende un olsun diye ezdiler.Ekmek oldu.Dişleri ile ezdiler.Ezil ki can olasın.Can veresin.

Hz.MEVLANA

.


Gül o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı...

Hz. Mevlana

.


Dünya pazarının sermayesi altındır. Öte âlemin sermayesi ise; aşk ve daim nemli iki göz.
Gönlüm bağdır gözüm bulut. Bulut ağladı mı bağ yeşerir. Mum gibi yaş dök ki gönül evin aydınlansın..

HZ . MEVLANA
 
.

Aşk topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır.
Ya canın acıya acıya adım atacaksın ya da canını acıta acıta söküp atacaksın.
Her iki yolda da tek bir gerçek olacak.
Canın çok ama çok acıyacak.”

Hz. Mevlana
 
Ayağın kırıldı diye üzülme.
Allah sana belki kanat verecek.


Kuyu dibinde kaldın diye kırılma.
belki oradan bile bir kapı açılır.

Yusuf kuyudan sultan oldu.."


Mevlana Celaleddini Rûmi
 
Geri
Üst