MURATS44
Özel Üye
Hz. Muhammed'in (S.a.v.) peygamberliğini ispat eden bütün deliller, aynı zamanda Kur'an'ın da Allah'ın Sözü olduğunu ispat eder.
Nasıl ki Kur'an, Allah'ın kelamı olduğuna dair bütün mucizeleriyle, Efendimiz Hz. Muhammed (S.a.v)'in peygamberliğine bir delildir. Çünkü Kur'an'ın, Allah'ın kitabı olduğu ispat edilirse, elbette bu kitabı tebliğ eden zatın peygamberliği de kabul edilmiş ve ispat edilmiş olur.
Zira Allah'ın kitabı, onun peygamberi olan zattan başka kime inebilir?
O kitabı Allah'ın peygamberinden başka kim tebliğ edebilir?
Dolayısıyla şöyle bir delil sunsak: "Hz. Muhammed (S.a.v.) Allah'ın peygamberidir. Çünkü Kur'an, o kadar çok okunmasına rağmen usandırmıyor." Yani, Kur'an'ın, hak olduğuna dair bir delili olan, "çok okunmakla usandırmamasını", Hz. Muhammed'in (S.a.v) peygamberliğine delil göstersek, bu yanlış olmaz. Zira madem usandırmıyor, o halde Allah'ın sözü olmalı ve madem Allah'ın sözü, o halde o sözü insanlara bildiren insan da onun resulüdür.
Aynen bunun gibi Peygamber Efendimiz de bütün mucizeleriyle, zatının kemaliyle ve peygamberlik delilleriyle Kur'an'ın bir mucizesi ve Kur'an'ın kelâmullah olduğuna kat'i bir delildir. Zira madem peygamberdir, o halde elbette Allaha yalan isnat etmek gibi bir zulmü işlemeyecektir. Allah'ın söylemediği bir sözü, Allah'ın sözü gibi göstermeyecektir. Ve madem Kur'an'a "Allah'ın sözü" demiştir. Elbette Kur'an Allah'ın sözü olmalıdır. Zira bir peygambere "yalan söyleme" isnadı mümkün değildir.
Dolayısıyla Kur'an'ın Allah'ın kitabı olması hakkında şöyle bir delil sunsak: "Kur'an Allah'ın kitabıdır. Çünkü Hz. Muhammed (S.a.v), bir elinin işareti ile ayı ikiye bölmüştür." Bu söz son derece yerindedir. Yani Efendimizin ayı ikiye bölmesini, Kur'an'ın kelâmullah olduğuna delil getirebiliriz. Yani madem parmağının bir işaretiyle ayı ikiye bölmüştür, o halde Allah'ın peygamberidir. Ve madem Allah'ın peygamberidir, o halde yalan söylemez ve Allah'a iftira etmez ve madem yalan söylemez ve Allah'a iftira etmez, o halde Kur'an Allah'ın kitabı olmalıdır. Zira o kişi, Kur'an'ın, Allah'ın kitabı olduğunu bildirmiştir.
Evet, bizler Kur'an'ın her bir delilini kullanarak Hz. Muhammed (S.a.v)'in peygamberliğini ispat edebileceğimiz gibi, Efendimiz'in peygamberliğini ispat eden bütün delilleri de, Kur'an'ın Allah'ın kitabı olmasında kullanabiliriz. O halde Kur'an'ın delilleri had ve hesaba gelmez.
Ve diyebiliriz ki: "Hz. Muhammed'in (S.a.v.) peygamberliğini ispat eden bütün mucizeleri, güzel ahlakı, yaptığı inkılâplar, kalplere nüfuzu gibi, ciltlerce kitaba ancak sığabilecek delillerin şehadetiyle Kur'an, Allah'ın kitabıdır.
Nasıl ki Kur'an, Allah'ın kelamı olduğuna dair bütün mucizeleriyle, Efendimiz Hz. Muhammed (S.a.v)'in peygamberliğine bir delildir. Çünkü Kur'an'ın, Allah'ın kitabı olduğu ispat edilirse, elbette bu kitabı tebliğ eden zatın peygamberliği de kabul edilmiş ve ispat edilmiş olur.
Zira Allah'ın kitabı, onun peygamberi olan zattan başka kime inebilir?
O kitabı Allah'ın peygamberinden başka kim tebliğ edebilir?
Dolayısıyla şöyle bir delil sunsak: "Hz. Muhammed (S.a.v.) Allah'ın peygamberidir. Çünkü Kur'an, o kadar çok okunmasına rağmen usandırmıyor." Yani, Kur'an'ın, hak olduğuna dair bir delili olan, "çok okunmakla usandırmamasını", Hz. Muhammed'in (S.a.v) peygamberliğine delil göstersek, bu yanlış olmaz. Zira madem usandırmıyor, o halde Allah'ın sözü olmalı ve madem Allah'ın sözü, o halde o sözü insanlara bildiren insan da onun resulüdür.
Aynen bunun gibi Peygamber Efendimiz de bütün mucizeleriyle, zatının kemaliyle ve peygamberlik delilleriyle Kur'an'ın bir mucizesi ve Kur'an'ın kelâmullah olduğuna kat'i bir delildir. Zira madem peygamberdir, o halde elbette Allaha yalan isnat etmek gibi bir zulmü işlemeyecektir. Allah'ın söylemediği bir sözü, Allah'ın sözü gibi göstermeyecektir. Ve madem Kur'an'a "Allah'ın sözü" demiştir. Elbette Kur'an Allah'ın sözü olmalıdır. Zira bir peygambere "yalan söyleme" isnadı mümkün değildir.
Dolayısıyla Kur'an'ın Allah'ın kitabı olması hakkında şöyle bir delil sunsak: "Kur'an Allah'ın kitabıdır. Çünkü Hz. Muhammed (S.a.v), bir elinin işareti ile ayı ikiye bölmüştür." Bu söz son derece yerindedir. Yani Efendimizin ayı ikiye bölmesini, Kur'an'ın kelâmullah olduğuna delil getirebiliriz. Yani madem parmağının bir işaretiyle ayı ikiye bölmüştür, o halde Allah'ın peygamberidir. Ve madem Allah'ın peygamberidir, o halde yalan söylemez ve Allah'a iftira etmez ve madem yalan söylemez ve Allah'a iftira etmez, o halde Kur'an Allah'ın kitabı olmalıdır. Zira o kişi, Kur'an'ın, Allah'ın kitabı olduğunu bildirmiştir.
Evet, bizler Kur'an'ın her bir delilini kullanarak Hz. Muhammed (S.a.v)'in peygamberliğini ispat edebileceğimiz gibi, Efendimiz'in peygamberliğini ispat eden bütün delilleri de, Kur'an'ın Allah'ın kitabı olmasında kullanabiliriz. O halde Kur'an'ın delilleri had ve hesaba gelmez.
Ve diyebiliriz ki: "Hz. Muhammed'in (S.a.v.) peygamberliğini ispat eden bütün mucizeleri, güzel ahlakı, yaptığı inkılâplar, kalplere nüfuzu gibi, ciltlerce kitaba ancak sığabilecek delillerin şehadetiyle Kur'an, Allah'ın kitabıdır.
Moderatör tarafında düzenlendi: