Ibrahimi bir bayram düşlerdim

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
cascatarp6.gif


İBRAHİMİ BİR BAYRAM DÜŞLERDİM

Bir bayram düşlerdim; ümmetçe başımız dik yaşadığımız, sevincimizin kursağımıza düğümlenmediği, yediğimiz lokmaların boğazımızda kalmadığı bir bayram.

Bir bayram düşlerdim; İslam ümmetinin mazlum çocuklarının zamanın ırmağında akan bir süprüntü gibi değil, zaman ırmağının yatağını belirleyen, kıyılarını gürül gürül akan sularıyla döverek verimli kılan bir nehre benzediği bir bayram. Pasif nesne değil; aktif özne olduğu, kendisini öldürmek için gelenlerin kendisinde dirileceği kadar temsil kabiliyetine sahip olduğu bir bayram.

Bir bayram düşlerdim; yaralı ve bin bir pareli coğrafyamızın her yanından gürül gürül kanın gitmediği, topraklarını ahlaksızların, düzenbazların, madrabazların, hilekarların, mülhitlerin, müfritlerin, ifritlerin, kirletmediği bir bayram.

Aksine, dinde kardeşleri olmasa da insanlıkta eşleri olan dünyanın farklı dinlerine, kavimlerine, coğrafyalarına, milletlerine mensup mazlum, mağdur ve muhtaçlarının yarasını sarmak, yüreğini onarmak, onlara müşfik bir ana eli olmak için tüm imkan ve gücünü seferber ettiği bir bayram. İmanından kaynaklanan şefkat ve merhametinin; her bir mazlum, mağdur ve mahruma ulaştığı bir bayram.

Aynı imanı paylaşan, aynı kıbleye yönelen bir buçuk milyar üyesinin aynı imkanı da paylaşabildiği, mutluluk sakası gibi insanlığa yürek dolusu saadet taşıyan,insanlığın ihya olduğu bir bayram .

Bir ümmet düşlerim; bir organına, hatta bir hücresine yönelmiş bir tehdidi tüm varlığına yönelik bir tehdit gibi algılayacak kadar kendinde ve canlı, ayağına diken batsa onun acısını her tarafından duyabilecek kadar bilinçli, kendi varlığına yönelik bir tehdide anında tepki verecek kadar hassas bir sinir sistemine sahip, bedeni oluşturan her bir hücrenin kendi yerine razı olup, rolünü en iyi oynamak için irade sergilediği, fertleri silik, düz, sıradan, edilgen ve mekanik bir 'birey' değil, farklı; fakat farklılığı bir orkestrayı oluşturan enstrümanların farklılığı gibi zenginliğe dönüştüren, sıradan ve düz bir tip olmaya razı olmayan, kendisiyle, Rabbiyle, çevresiyle, toplumla ve doğayla barışık, bilişik, tanışık şahsiyetlerden oluşan bir ümmet.

Bir şahsiyet düşlerim; 'muvahhid şahsiyet' olma kıvamına eren, yalnızca kafa gözüyle değil, yürek gözüyle de bakıp, onunla gören, kendini yalnız sözle değil yüzle, gözle, özle ifade edebilecek liyakate eren, vuracağı ve duracağı yeri iyi bilen, bir şahsiyet.

Bir şahsiyet düşlerim; kendi kafasıyla düşünüp, kendi yüreğiyle duyan, kesrette vahdet bulan, ne dostları karşısında kapris yapan, ne düşmanları karşısında aşağılık kompleksine kapılan. Ayaklarının birini hakikatin merkezinde sabit tutarak, diğer ayağıyla tüm dünyayı, hatta tüm evreni dolaşan ve yitik hikmetleri, hakikatleri, cevheri arayıp kendine çeken bir mıknatıs gibi arayıp kendine çeken, "bizden adam olmaz" bedbinliğini alıp "çıkarsa bizden adam çıkar" bencilliğine vuran, bu iki sakat ucu da bir fiskeyle atık düşünceler fosseptiğine yuvarlayıp, adil ve mutedil olmayı bir hayat düsturu bilen bir şahsiyet.

Ve bir bayram düşlerim; hesap gününün sonunda "Ey (sadece
allahcc.gif
ve cennetle) tatmine ulaşan insan; gir kullarımın arasına (çünkü cennetin yolu kulların arasından geçiyor) ve gir cennetime!" muştusunun verildiği bir bayram. Böylesi bayramların arka planında Hz.İbrahim ve onun dört bin yıllık hatırası , soylu mesajları vardır.İşte ondan bir esinti…….

İbrahim, kendisini ciddiye almanın öbür adıydı. Kendisini ciddiye aldığı için, inancını ve inkarını, "evet"ini ve "hayır"ını, kabulünü ve reddini ciddiye aldı. Güneşe, aya ve yıldızlara takılmadı; onları hakikat yürüyüşünde bir işaret taşı olarak kullandı.

Kişinin kendisini ciddiye alması, hayatı ciddiye almasıdır. Hayatın anlamını kavrayamayan ve ona anlam veremeyen; "anlamsız" bir hayatı nasıl ciddiye alsın? Hayatını anlamlandıranın yalnız hayatı değil, düşleri, hülyaları, umutları ve duaları da ciddiye alınmayı hakeder. İşte İbrahim, hayatı ciddiye aldığı için rüyasını, hülyasını, duasını da ciddiye aldı. Kendisini ciddiye alanları
allahcc.gif
da ciddiye alırdı. Bu nedenle İbrahim'in rüyası, hülyası ve duası gökler katında ciddiye alındı; sonucu o ciddiyetle değerlendirildi. Bu ciddiyet, İbrahim'in gök kubbeye saldığı çığlığın 4000 yıl sonra dahi burada/şimdi gibi yankılanmasından anlaşılmıyor mu?

Bayram , kurbanların bayramıdır, kendi öz benliğine yanaşan, onunla buluşan, bilişen, tanışan ve sarışanların, sorumluluk şuuruna ulaşanların bayramıdır. Böylelerinin payına, kurban bayramlarında "et" değil "dert" düşer, elem düşer, ıstırap düşer . Geleceği yeniden inşa edecek olanlar, kırık gönülleri ihya edecek olanlardır. Bayramlar bunun için bulunmaz fırsatlardır. Sabır ipliğini aşk iğnesine geçirip yırtılan umutları dikin.

Toplumun tüm öksüzleri, yetimleri, yoksulları, açları, susuzları sizin doğal müttefikinizdir. Düşünce mağdurlarının yattığı hapishaneler, hastaneler, çocuk yuvaları, huzurevleri, yoksul varoşlar sizden sorulur. Mezardaki ölülerini dahi bayramlarda unutmayacak kadar vefakâr olanların, mağdur, mahkum, mazlum, masum dirilerini unutması düşünülemez.

İbrahim'e su taşıyanların bayramı zaten mübarektir.Onun için Rabbimiz "Selam olsun İbrahim'e!" (37:109) diyor ve ilahi selamlara aday çağımızın İbrahimlerine….

Kurban, bu manasıyla yalnızca kulun
allahcc.gif
yaklaşmasını değil, hem kendi öz varlığına, hem de kendini çevreleyen varlıkları yaklaşmasıdır.

Kurban, zımnen "
allahcc.gif
'ım senin varlık için koyduğun hiyerarşiyi bozmayacağım " sözüdür. Kurbana "hayvanlara sevgi ve şefkat gerekçesiyle karşı çıkmak, sevgi ve şefkati zehirlemektir.

Bayramlar. O mutlak bayramlardan bir esinti taşıdığı oranda anlamlıdır. Bayramınız mübarek olsun. Bayramınız bayram olsun. Bayram sizi mübarek etsin.

Selam,Sevgi, Saygı ve Dua İle…

Hüseyin GÜLER



 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Bir şahsiyet düşlerim; 'muvahhid şahsiyet' olma kıvamına eren, yalnızca kafa gözüyle değil, yürek gözüyle de bakıp, onunla gören, kendini yalnız sözle değil yüzle, gözle, özle ifade edebilecek liyakate eren, vuracağı ve duracağı yeri iyi bilen, bir şahsiyet. :güll

 

nefsimutmainne

Aktif Üyemiz
Bir şahsiyet düşlerim; kendi kafasıyla düşünüp, kendi yüreğiyle duyan, kesrette vahdet bulan, ne dostları karşısında kapris yapan, ne düşmanları karşısında aşağılık kompleksine kapılan. Ayaklarının birini hakikatin merkezinde sabit tutarak, diğer ayağıyla tüm dünyayı, hatta tüm evreni dolaşan ve yitik hikmetleri, hakikatleri, cevheri arayıp kendine çeken bir mıknatıs gibi arayıp kendine çeken, "bizden adam olmaz" bedbinliğini alıp "çıkarsa bizden adam çıkar" bencilliğine vuran, bu iki sakat ucu da bir fiskeyle atık düşünceler fosseptiğine yuvarlayıp, adil ve mutedil olmayı bir hayat düsturu bilen bir şahsiyet.

yıdızz:aferin:gülRahman razı olsun....
 
Üst Alt