İçeriye alınmak

sıla

Aktif Üyemiz
İçeriye alınmak
Efendim, cami kapisindan gecerken ezanin okundugunu duyan soför, geriye dönüp patronundan izin ister:

- Beyefendi izin verseniz de ezan okunmusken suracikta namazimi kiliversem de
devam etsek? der.

Patron, pek de memnun olmazsa da izin verir. Soför camiye girer, patron da
arabanin icinde bekler. Ancak cemaat namazini kilip ciktigi halde soför
cikmayinca cani sikilan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere
camina abanarak ta iceriye bakar ki, soför ellerini acmis duaya devam ediyor.
Cami tiklatarak seslenir:

- Herkes cikti ne duruyorsun, sen de ciksana!

Cevap ibretli:

- Birakmiyor!

- Kim birakmiyor?

- Seni iceriye birakmayan!.



Bir düsünce alir patronu.

- Seni iceriye birakmayan!..

Hemen orada abdestini alir camiye girer ve yanina vardigi soföre seslenir:

- iste, der beni de birakti iceriye!

Yasli gözlerle bakan soför söylenir:

- Elbette birakir, der. Deminden beri bosuna mi gözyaslariyla dua ediyorum
saniyorsun. Senin disarida kalmana gönlüm bir türlü razi olmadi, ellerimi acip
iceriye alinman icin dua ettim. Sükürler olsun ki, Rabbim kabul etti duami
da iceriye aldi, disarida birakmadi...

Iste burada birazcik duruyor ve diyorum ki:

- Sükürler olsun Rabbimize ki, bizleri de disarida birakmamis, iceriye kabul
edilmisiz. Bunun farkina varmali, bu nimetin sükrü eda edilmeli, himmet ve
hizmette asla ihmal ve gerileme olmamalidir. Yoksa nimet sükür görmezse gider.
Bu defa da sükredenler alinir iceriye, etmeyenler kalir disarida..
.
(alıntı)
 

TaHKaR

Aktif Üyemiz
Okudum kardeşim...Way be ne güzel bir yazı..(Seni içeri bırakmayan.) çok anlamlı ve düşündürücü...
 
Üst Alt