faruk islam
Özel Üye
İMANDA PAZARLIK
Bir zamanlar da şunu söylediniz: ‹Ey Mûsâ, biz
'ı açıkça görmedikçe sana asla inanmayacağız.' Bunun üzerine, bön bön bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.”[1] İmanda pazarlık etmek, bir yahudileşme alâmetidir. İsrâiloğulları,
’ın birçok mucizesini gördüler. Mısır’a gelen on belâ, sihirbazların sihirlerinin boşa çıkıp onların iman etmesi, denizin yarılması, kayalık araziden suların fışkırması ve hepsinden öte Hz. Mûsâ’nın Mısır kralının soykırımından kurtularak onun kucağında yetişmesi bunlardan bazıları.
’ın varlığına bunlardan büyük delil mi olurdu? Fakat onlar, “Allah’ı hakkıyla takdir edememişlerdi.” İsrâiloğulları,
’a itimatsızlıkları yüzünden peygamberleri ile imanda pazarlık yapıyorlardı: “Sen
’ı bize göster, biz de inanalım.”
, bu ümmetin de İsrâiloğullarının peygamberleriyle pazarlık yapmak için onlardan kimi taleplerde bulunmasına benzer isteklerine set çekiyordu: “Yoksa siz de daha önce Mûsâ’ya sorulup/istekte bulunulduğu gibi, peygamberinize sormak/istekte bulunmak mı istiyorsunuz?”[2]
Pazarlıklı iman “yahudi imanı”dır. Pazarlıksız iman İbrahim’in imanı, yani “İbrahimî iman”dır. İbrahimî imanda
'a itimat, güven, emniyet ve teslimiyet vardır. İbrahimî imanda şike, danışıklı dövüş, tereddüt, bahane, mazeret, taviz yoktur. İbrahimî iman sahibi bilir ki, imanda taviz, yahudileşme alâmetidir.
İmanından taviz veren felâh bulmaz. İbrahimî imanda, ateşe atlanması gerekiyorsa göz kırpmadan atlanır. Putları kırmak, bunu göze almayı gerektirir. Tarih boyunca put kırıcı tüm İbrahimî iman sahipleri, putçular nezdinde put kırmanın bedelinin çok ağır olduğunu bilirler.
“Ey iman edenler, iman edin...” [3]
Yani, ey pazarlıklı iman edenler, yüzdelikli iman edenler, yarım yamalak iman edenler! Pazarlıksız, yüzde yüz, adam gibi iman edin.
Ey, biraz müslüman, biraz lâik olmak için
’la pazarlık edenler!
Ey, göklerin hâkimiyetini
’a, yeryüzünün hâkimiyetini tâğutlara verenler!
Ey,
’ıma da inanırım, falcıma ve burcuma da diyenler!
Ey,
rızası için yaptığını söyleyip, karşılığının tümünü kullardan bekleyenler!
Ey,
yolunda çektiği eziyet ve belâların faturasını
’a çıkarıp Rabb’ına şantaj yapanlar!
Ey, ölünceye kadar isyan içinde yaşayıp sonunda vereceği “sus payı” (iskat) ile kurtulacağını sananlar!
Ey, mücadelesinde başarıya ulaşamayınca işi tam yahudiler gibi ticarete bozup
’a kahredemediği için dâvâsına kahredenler!
Bu tavırlarınız hep birer yahudileşme alâmetidir. Yahudileşmeyin; imanda pazarlık olmaz. İman etmek, gök oluğunun altına başı tutmaktır. O oluktan ne akarsa kabul etmektir. İman etmek,
’a kayıtsız şartsız teslim olmaktır, tıpkı Hz. İbrahim gibi: “Rabbi, kendisine ‘teslim ol!’ dediğinde, dedi: ‘teslim oldum âlemlerin Rabbine!” [4]
DİPNOTLAR
[1] 2/Bakara, 55
[2] 2/Bakara, 108
[3] 4/Nisâ, 136
[4] 2/Bakara, 131; A.g.e. s. 167-175
Bir zamanlar da şunu söylediniz: ‹Ey Mûsâ, biz
Pazarlıklı iman “yahudi imanı”dır. Pazarlıksız iman İbrahim’in imanı, yani “İbrahimî iman”dır. İbrahimî imanda
İmanından taviz veren felâh bulmaz. İbrahimî imanda, ateşe atlanması gerekiyorsa göz kırpmadan atlanır. Putları kırmak, bunu göze almayı gerektirir. Tarih boyunca put kırıcı tüm İbrahimî iman sahipleri, putçular nezdinde put kırmanın bedelinin çok ağır olduğunu bilirler.
“Ey iman edenler, iman edin...” [3]
Yani, ey pazarlıklı iman edenler, yüzdelikli iman edenler, yarım yamalak iman edenler! Pazarlıksız, yüzde yüz, adam gibi iman edin.
Ey, biraz müslüman, biraz lâik olmak için
Ey, göklerin hâkimiyetini
Ey,
Ey,
Ey,
Ey, ölünceye kadar isyan içinde yaşayıp sonunda vereceği “sus payı” (iskat) ile kurtulacağını sananlar!
Ey, mücadelesinde başarıya ulaşamayınca işi tam yahudiler gibi ticarete bozup
Bu tavırlarınız hep birer yahudileşme alâmetidir. Yahudileşmeyin; imanda pazarlık olmaz. İman etmek, gök oluğunun altına başı tutmaktır. O oluktan ne akarsa kabul etmektir. İman etmek,
DİPNOTLAR
[1] 2/Bakara, 55
[2] 2/Bakara, 108
[3] 4/Nisâ, 136
[4] 2/Bakara, 131; A.g.e. s. 167-175