İslam Nedir? – Barış ve Teslimiyet Dini
İslam, kelime olarak “selamet, barış, güvenlik” anlamına gelen Arapça “silm” kökünden türemiştir. Bu yönüyle İslam, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde huzuru ve güvenliği esas alan bir dindir. Ancak İslam’ı yalnızca kelime anlamıyla sınırlamak, onun engin yapısını eksik anlamak olur. Çünkü İslam, sadece bir inanç değil; aynı zamanda bir hayat nizamı, bir medeniyet anlayışı, insanı dünyada onurlu ve ahirette kurtulmuş bir kul haline getiren kapsamlı bir sistemdir.
İslam'ın Temel Manası: Teslimiyet ve Bilinçli İtaat
İslam, insanın kendisini Allah’a (Celle Celâluhu) teslim etmesi, O’nun emir ve yasaklarını kabul ederek bilinçli bir şekilde yaşaması demektir. Bu teslimiyet körü körüne bir boyun eğiş değildir. Aksine, insanın yaratılış gayesini fark etmesiyle, akıl ve kalp arasında kurulan sağlam bir köprüdür. İslam’da iman; sadece dil ile ikrar değil, kalple tasdik ve amelle ispat edilen bir duruştur.
İslam ve Fıtrat Uygunluğu
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
“Yüzünü dosdoğru bu dine çevir; Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtrata. Allah'ın yaratmasında bir değişiklik yoktur...”
(Rum Suresi, 30/30)
İslam, insanın yaratılışına yani
fıtratına en uygun sistemdir. İnsanın ruhunu, aklını, bedenini ve toplumsal ilişkilerini uyumlu hale getirir. Diğer sistemler zamanla değişebilir, yozlaşabilir ya da belli topluluklara hitap edebilir. Oysa İslam evrenseldir, her zaman ve mekânda geçerlidir.
İslam'ın Bütüncül Yapısı
İslam, yalnızca ibadetleri düzenleyen bir sistem değildir. O aynı zamanda
ahlakî değerleri,
sosyal adaleti,
ekonomik düzeni,
hukuku,
aile hayatını ve
devlet yapısını da kapsar. İslam’da birey, yalnızca kendi nefsiyle değil, ailesiyle, komşusuyla, toplumla ve doğayla da sorumluluk içindedir.
Kur’an, bu sorumlulukları hem kişisel hem toplumsal bağlamda ele alır. Peygamber Efendimiz (s.a.v), bu ilkeleri hayatında en güzel şekilde uygulayarak bizlere örnek olmuştur.
Barış ve Merhamet Dinidir
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hayatına baktığımızda, İslam’ın bir
barış ve
merhamet dini olduğunu net şekilde görürüz. O, düşmanlarına bile merhametle yaklaşmış, affetmenin yüceliğini göstermiştir. “Mekke’nin Fethi” gibi büyük bir zaferde bile kan dökmemiş, affedici olmuştur. Çünkü İslam, intikam değil adalet; kin değil affedicilik üzerine kuruludur.
İslam Evrensel Bir Davettir
İslam sadece Araplara ya da belli bir kavme gönderilmiş bir din değildir. Kur’an’da şöyle buyrulur:
“(Ey Muhammed!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”
(Enbiya Suresi, 21/107)
Bu ayet, İslam’ın tüm insanlığa gönderilmiş son ilahi mesaj olduğunu gösterir. Dili, ırkı, rengi, coğrafyası ne olursa olsun; herkes bu dine davetlidir. İslam’ın getirdiği mesaj, evrensel ahlak ve adalet ilkeleriyle tüm insanlığa hitap eder.
İslam ve Ahiret Bilinci
İslam inancı, insanın sadece dünya hayatına sıkışıp kalmasını engeller. Ölümden sonraki hayat olan
ahiret, İslam’da merkezi bir yere sahiptir. Bu bilinç, insanı hem bu dünyada daha dürüst, daha vicdanlı yaşamaya yönlendirir hem de ebedi hayat için hazırlıklı olmaya çağırır.
İslam’ın Amacı Nedir?
İslam’ın nihai amacı; insanın hem bu dünyada hem ahirette huzura kavuşmasıdır. Bunu sağlamanın yolu ise Kur’an’ın rehberliğinde yaşamak, Peygamber’in örnekliğini takip etmek ve Allah’a yönelmektir. Bu yöneliş, insanın hem iç dünyasında bir huzur doğurur hem de dış dünyada anlamlı bir yaşam inşa eder.