TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Zaman içersin de birçok Türk boyu Anayurttan göçe başladı. Göçler esnasında herhangi bir Arap unsuru ile karşılaşmayan ve sonrasında Museviliği seçen Karay Türklerinden kısaca söz edelim.
Kaanları Batı Oğuz boyundan olan Karaylar diye adlandırdığımız Türk boyu bugünkü Ukrayna toprakları, Karadeniz’in kuzeyi ve Hazar civarını kapsayan topraklarda kurulmuş olan Hazar Devleti topraklarından doğmuştur. Köken olarak incelendiğinde Sibirya Türkleri ve Batı Göktürk boylarından olaşan Hazar Türkleri yaklaşık 500 yıl bu topraklarda hüküm sürmüşlerdi.
Dil Olarak Oğuz-Kıpçakça lehçesini kullanırlardı. Konuşulan bölgeler: Gagauzya, Bulgaristan, Batı Avrupa, Doğu Türkistan ve nihayetinde Türkiye’dir. Kaanlarına, Büyük Kaan, Kaan Beğ, Hakan Beğ, Şad Tarkan, Yabgu diye hitap ederler.
Önceleri Gök Tanrı ve Türkün doğa felsefesinin yansıması olan Şaman inancına sahip olan hazarlar 780 yılında, diğer Türk devletlerinin Müslümanlıkla yavaş yavaş tanıştığı yıllarda, bir taraftan Müslüman Arapların, diğer tarafta Hıristiyan Bizans’ın baskılarından kurtulmak için Museviliği seçtiler. Lakin diğer Musevilerden çok farklıdırlar ayinlerinde ey İsrailoğlu demez tam tersine Ay Karayoğlu derler.
Hazar Türkleri ve devamında Karaylar şekil itibarı ile tarihte Museviliği kabul etmiş tek Türk topluluğudur.
Zaman içersinde yoğun Rus saldırıları karşısında zayıflayan Hazarlar yaklaşık 1100 yıllarında tarih sahnesinden silinmişlerdir. Hazarların bir kısmı diğer Türk boylarına karışmış bir kısmı da bugünkü Ukrayna, Macaristan, Litvanya, Polonya, Romanya ve Kırıma dağılmışlardır.
Toprak işleyecek nüfustan yoksun Litvanya Prensliği 1370 yılında Türkçe konuşan Hazar Yahudilerini zorla Polonya ve Litvanya’ya yerleştirir ve geniş ayrıcalıklar tanır.
Hazarlar artık gittikleri yerlerde Hazar Türkü olarak anılmazlar. Onlara artık Karay Türkleri ve konuştukları Türkçeye de Karaim Türkçesi denilmeye başlanmıştır. Bu kelimenin aslı İbranicedir ve “oku” anlamına gelir. İsrail Yahudileri ise onlara “Kuzeri” dedi. Cumhuriyet devri yazarlarımızdan Refik Halit Karay”da Karay Türklerinin tanınmış simalarından biridir.
Hazar İmparatorluğunun dağılması ve ağır Rus baskısının başlaması yüzünden topraklarından ayrılmak zorunda bırakılan bir grupta oradan Romanya’ya ve Romanya’dan da Fatih Sultan Mehmet’in talimatları ile İstanbul’a getirilir.
Karay Türkleri bina yapım ve onarımında usta oldukları üzere mesleklerini burada dasürdürürler. Yerleşke olarak Eminönü ve Karaköy civarını seçerler. Keza Karay Köy günümüzde Karaköy adını almıştır ki çoğumuz bunu bilmeyiz.
1560 yıllarında Eminönü’nde ki yeni Cami’nin yapımında da çalışan Karay Türkleri devamında başka Yahudi cemaatlerinde yaşadığı Hasköy’e yerleştirilirler.
Burada yani Hasköy’de yapılan Karay mabedine Karaköy ve Eminönü’nde yaşayan diğer Karay Türkleri de gelmekte idi . 1918 yılında çıkan yangından sonar Karaylar Hasköy’den de uzaklaştılar.
Geriye bir tek mezarlıkları ve Kenesaları kaldı. Hasköy’de ayrıca Bizans döneminden kalma Kadoş be Kuşta Bene Mikra adında bir sinagogları vardır. Sinagog 1536”da büyük bir onarımdan geçmiş ve sonrasında 1800”de yeniden inşa edilmiştir.
Günümüzde hala çok küçük bir Karay topluluğu Hasköy”de yaşamaktadır (Yaklaşık 50-60 ailedir) ve her Cumartesi ibadethanelerinde ayinlerini yapmaktadırlar. Tanrının adına “Tengri” derler. Günümüzde artık Kırımda yaşayan Karaylar, İstanbul’dakileri maddi ve manevi olarak desteklemeye başlamışlardır.
Karaylar İstanbul”da Türkiye Türkçesinin dışında, Karay Türkçesinin Trakay-Galits ağzını konuşmaktadırlar.
Atatürk 1934 yılında yapılan Türk Dil Kurultayı”na Karaim Türklerini de çağırmıştı.
Bugün, A.B.D. Avrupa”nın çeşitli ülkeleri, Türkiye, İsrail ve eski Sovyet coğrafyasında olmak üzere bütün dünyada 30.000”in üzerinde Karay yaşamaktadır. Kırım’ın Kenesa kasabasında 700 kadar yaşayan Karaylar çoğunluktadırlar. Kırım”da çok anıtları bulunan Karaylar Polonya’da Litvanya yakınlarında 50,Krakovi de 65 Karay yaşamaktadırlar.Litvanya da ise Vilnius ta 138, Trakay da 65 ve Diğer bölgelerde 50 Karay yaşar.Rusya”da Dağıstan”da ise azınlıkta olan Karay milleti,İsrail”de ise 7000-13.000 civarındadır.
Türkiye”de Karay Türklerinin sayısı 1985 yılında 150, 1995”te 90, bugün de 80-90 kişi olarak tahmin edilmektedir.
Karayların konuştuğu dil Kıpçak Türkçesi grubuna dahildir. Karay kültüründeki Kıpçak Türk karakteri Güney Rusya”da Kıpçak stepleri denilen bölgede yaşayan Karayların atalarının Türkçe konuşan diğer halklarla karışmış olabileceğini akla getirmektedir.
Günümüzde küçük bir topluluk olan Karaylar’ın dilini yeryüzünde konuşanların sayısının 5000 dolayında olduğu sanılır. Karay dilinin, Karaçay, Kırım Tatarcası, Nogay gibi öteki Kıpçak Türkçe lehçeleri ile birçok ortak özelliği vardır. Bu lehçeleri konuşan topluluklar dil dışında ortak gelenekler, öyküler, masallar, koşuklar, yemek adları gibi özellikleri de paylaşırlar.
Karaylar ibadetlerinde Karay Türkçesi konuşurlar. Karay Türkçesinin Troki (Trakay), Kırım ve Haliç-Lutsk şeklinde üç ağzı bulunmaktadır.
Bugun Litvanya da Karay dilini günlük konuşmada kullananların sayısı 50’yi geçmez. Bu sayı Ukrayna’da sekizdir. Polonya Karayları iletişim için artık bu dili kullanmasalar da, aralarında zor da olsa bu dili konuşabilenler bulunur. Kırım da bugün yok olmuş olan Karay dilini, son yıllarda gençler arasında kitaplardan öğrenerek yaşatmaya çalışanlar vardır.
Litvanya da bugün Karay dili yalnızca pazar günleri okullarda öğretilir ve 1988 de kurulan “Litvanya Karay Kültür Derneğince desteklenir. Ayrıca Karay topluluğu, gençleri ulusal ekinleri ve geçmişleri ile yakınlaştırmak için her yıl gençlik ve kültür bayramı.
Dr. Elnur Hasan MİKAİL (Derleyen)
Kaanları Batı Oğuz boyundan olan Karaylar diye adlandırdığımız Türk boyu bugünkü Ukrayna toprakları, Karadeniz’in kuzeyi ve Hazar civarını kapsayan topraklarda kurulmuş olan Hazar Devleti topraklarından doğmuştur. Köken olarak incelendiğinde Sibirya Türkleri ve Batı Göktürk boylarından olaşan Hazar Türkleri yaklaşık 500 yıl bu topraklarda hüküm sürmüşlerdi.
Dil Olarak Oğuz-Kıpçakça lehçesini kullanırlardı. Konuşulan bölgeler: Gagauzya, Bulgaristan, Batı Avrupa, Doğu Türkistan ve nihayetinde Türkiye’dir. Kaanlarına, Büyük Kaan, Kaan Beğ, Hakan Beğ, Şad Tarkan, Yabgu diye hitap ederler.
Önceleri Gök Tanrı ve Türkün doğa felsefesinin yansıması olan Şaman inancına sahip olan hazarlar 780 yılında, diğer Türk devletlerinin Müslümanlıkla yavaş yavaş tanıştığı yıllarda, bir taraftan Müslüman Arapların, diğer tarafta Hıristiyan Bizans’ın baskılarından kurtulmak için Museviliği seçtiler. Lakin diğer Musevilerden çok farklıdırlar ayinlerinde ey İsrailoğlu demez tam tersine Ay Karayoğlu derler.
Hazar Türkleri ve devamında Karaylar şekil itibarı ile tarihte Museviliği kabul etmiş tek Türk topluluğudur.
Zaman içersinde yoğun Rus saldırıları karşısında zayıflayan Hazarlar yaklaşık 1100 yıllarında tarih sahnesinden silinmişlerdir. Hazarların bir kısmı diğer Türk boylarına karışmış bir kısmı da bugünkü Ukrayna, Macaristan, Litvanya, Polonya, Romanya ve Kırıma dağılmışlardır.
Toprak işleyecek nüfustan yoksun Litvanya Prensliği 1370 yılında Türkçe konuşan Hazar Yahudilerini zorla Polonya ve Litvanya’ya yerleştirir ve geniş ayrıcalıklar tanır.
Hazarlar artık gittikleri yerlerde Hazar Türkü olarak anılmazlar. Onlara artık Karay Türkleri ve konuştukları Türkçeye de Karaim Türkçesi denilmeye başlanmıştır. Bu kelimenin aslı İbranicedir ve “oku” anlamına gelir. İsrail Yahudileri ise onlara “Kuzeri” dedi. Cumhuriyet devri yazarlarımızdan Refik Halit Karay”da Karay Türklerinin tanınmış simalarından biridir.
Hazar İmparatorluğunun dağılması ve ağır Rus baskısının başlaması yüzünden topraklarından ayrılmak zorunda bırakılan bir grupta oradan Romanya’ya ve Romanya’dan da Fatih Sultan Mehmet’in talimatları ile İstanbul’a getirilir.
Karay Türkleri bina yapım ve onarımında usta oldukları üzere mesleklerini burada dasürdürürler. Yerleşke olarak Eminönü ve Karaköy civarını seçerler. Keza Karay Köy günümüzde Karaköy adını almıştır ki çoğumuz bunu bilmeyiz.
1560 yıllarında Eminönü’nde ki yeni Cami’nin yapımında da çalışan Karay Türkleri devamında başka Yahudi cemaatlerinde yaşadığı Hasköy’e yerleştirilirler.
Burada yani Hasköy’de yapılan Karay mabedine Karaköy ve Eminönü’nde yaşayan diğer Karay Türkleri de gelmekte idi . 1918 yılında çıkan yangından sonar Karaylar Hasköy’den de uzaklaştılar.
Geriye bir tek mezarlıkları ve Kenesaları kaldı. Hasköy’de ayrıca Bizans döneminden kalma Kadoş be Kuşta Bene Mikra adında bir sinagogları vardır. Sinagog 1536”da büyük bir onarımdan geçmiş ve sonrasında 1800”de yeniden inşa edilmiştir.
Günümüzde hala çok küçük bir Karay topluluğu Hasköy”de yaşamaktadır (Yaklaşık 50-60 ailedir) ve her Cumartesi ibadethanelerinde ayinlerini yapmaktadırlar. Tanrının adına “Tengri” derler. Günümüzde artık Kırımda yaşayan Karaylar, İstanbul’dakileri maddi ve manevi olarak desteklemeye başlamışlardır.
Karaylar İstanbul”da Türkiye Türkçesinin dışında, Karay Türkçesinin Trakay-Galits ağzını konuşmaktadırlar.
Atatürk 1934 yılında yapılan Türk Dil Kurultayı”na Karaim Türklerini de çağırmıştı.
Bugün, A.B.D. Avrupa”nın çeşitli ülkeleri, Türkiye, İsrail ve eski Sovyet coğrafyasında olmak üzere bütün dünyada 30.000”in üzerinde Karay yaşamaktadır. Kırım’ın Kenesa kasabasında 700 kadar yaşayan Karaylar çoğunluktadırlar. Kırım”da çok anıtları bulunan Karaylar Polonya’da Litvanya yakınlarında 50,Krakovi de 65 Karay yaşamaktadırlar.Litvanya da ise Vilnius ta 138, Trakay da 65 ve Diğer bölgelerde 50 Karay yaşar.Rusya”da Dağıstan”da ise azınlıkta olan Karay milleti,İsrail”de ise 7000-13.000 civarındadır.
Türkiye”de Karay Türklerinin sayısı 1985 yılında 150, 1995”te 90, bugün de 80-90 kişi olarak tahmin edilmektedir.
Karay Türkçesi
Karayların konuştuğu dil Kıpçak Türkçesi grubuna dahildir. Karay kültüründeki Kıpçak Türk karakteri Güney Rusya”da Kıpçak stepleri denilen bölgede yaşayan Karayların atalarının Türkçe konuşan diğer halklarla karışmış olabileceğini akla getirmektedir.
Günümüzde küçük bir topluluk olan Karaylar’ın dilini yeryüzünde konuşanların sayısının 5000 dolayında olduğu sanılır. Karay dilinin, Karaçay, Kırım Tatarcası, Nogay gibi öteki Kıpçak Türkçe lehçeleri ile birçok ortak özelliği vardır. Bu lehçeleri konuşan topluluklar dil dışında ortak gelenekler, öyküler, masallar, koşuklar, yemek adları gibi özellikleri de paylaşırlar.
Karaylar ibadetlerinde Karay Türkçesi konuşurlar. Karay Türkçesinin Troki (Trakay), Kırım ve Haliç-Lutsk şeklinde üç ağzı bulunmaktadır.
Bugun Litvanya da Karay dilini günlük konuşmada kullananların sayısı 50’yi geçmez. Bu sayı Ukrayna’da sekizdir. Polonya Karayları iletişim için artık bu dili kullanmasalar da, aralarında zor da olsa bu dili konuşabilenler bulunur. Kırım da bugün yok olmuş olan Karay dilini, son yıllarda gençler arasında kitaplardan öğrenerek yaşatmaya çalışanlar vardır.
Litvanya da bugün Karay dili yalnızca pazar günleri okullarda öğretilir ve 1988 de kurulan “Litvanya Karay Kültür Derneğince desteklenir. Ayrıca Karay topluluğu, gençleri ulusal ekinleri ve geçmişleri ile yakınlaştırmak için her yıl gençlik ve kültür bayramı.
Dr. Elnur Hasan MİKAİL (Derleyen)