sıla
Aktif Üyemiz
Kaş Çatma Gülümse Bana - Bedirhan Gökçe
“Dünyayı sevgi kurtaracak ve her şey bir insanı sevmekle başlayacak”
En insani duygudur “sevmek” ve “sevilmek”
Sevdiklerinizle beraber olduğunuzda hem mutlu hem de huzurlusunuzdur.
Hakeza sevildiğinizi bildiğiniz yerde daha bir rahat olur, rahat oturursunuz.
On sevdiğiniz arkadaşınızla bir ortamda bulunduğunuzda bir tane sevmediğiniz insan oraya
gelse artık oranın tadı sizin için kaçmıştır.
On sevdiğiniz olmasına rağmen o tek kişinin oradaki varlığı orayı bir an önce terk etmeniz için
artık yeterli bir sebeptir.
Muhtemeldir ki sen gidince “O” kişi de bundan hoşnut olacak hatta sen de gitme eğilimi
olmasa o bir bahane uydurup “geçiyordum uğradım” ya da “benim biraz işim var, kaçmam
lazım” diyerek gidecektir.
İşte sevgisizlik böyle bir şeydir, on çiçeği bir dikene ezdirir.
Sevginin ise en ekonomik halidir birisine tebessüm etme, yalandan da olsa selam verme.
Sevmediğin zaman, gitmek zorunda olduğun akraba gibi mecburi ziyaretlerinde bile ayakların
geri geri gider, gitmiş olmak için gidersin, annenin babanın “hatrı alidir” diyerek ama
gitmemek için de türlü türlü bahaneler dizersin peş peşe…
Biz duygusal bir toplumuz, bu coğrafyanın insanı duygusaldır.
O yüzden bizim gibi toplumlarda ara ilişkiler pek olmaz yani ya çok severiz, ya hiç sevmeyiz
ama pek severmiş gibi yapamayız.
Bu daha çok Avrupalı ve Amerikalı insanlarda olur çünkü oralarda ilişkiler nettir ve belli
bir “sebep” üzerinedir.
Sebepsiz sevmez o coğrafya da insanlar birbirini, ya da bir Yunus’ları olmadığından bilmez bir
insanı Yaradan’dan ötürü sevmeyi.
Oysa bizim sev diyen Yunuslarımız, Gel diyen Mevlanalarımız var…
Siz bir insanı sevdiğinizde, bir insan kazanmış olacaksınız. Bu yaşlı, genç, çocuk, yerli yabancı
hiç fark etmez.
“Dedemin insanları” filminde o dedenin çevreye saçtığı sevgi ve o sevginin geriye dönüşü
gibi.
Kısaca, ne kadar çok insan severseniz o kadar çok insan kazanırsınız -ki bunların karşılığı
parayla makamla falan izah edilemez.
Bu durumun aksi hali de o meşhur ayna gibi, güldün güler, kaş çattın çatar…
Şimdi şöyle bir Dünyadaki sevgisizliği getirin gözünüze…!
Dünyanın petrole, paraya, silaha mı daha çok ihtiyacı var yoksa sevgiye mi sizce?
Ne diyordu şair;
“Dünyayı sevgi kurtaracak ve her şey bir insanı sevmekle başlayacak”
“Dünyayı sevgi kurtaracak ve her şey bir insanı sevmekle başlayacak”
En insani duygudur “sevmek” ve “sevilmek”
Sevdiklerinizle beraber olduğunuzda hem mutlu hem de huzurlusunuzdur.
Hakeza sevildiğinizi bildiğiniz yerde daha bir rahat olur, rahat oturursunuz.
On sevdiğiniz arkadaşınızla bir ortamda bulunduğunuzda bir tane sevmediğiniz insan oraya
gelse artık oranın tadı sizin için kaçmıştır.
On sevdiğiniz olmasına rağmen o tek kişinin oradaki varlığı orayı bir an önce terk etmeniz için
artık yeterli bir sebeptir.
Muhtemeldir ki sen gidince “O” kişi de bundan hoşnut olacak hatta sen de gitme eğilimi
olmasa o bir bahane uydurup “geçiyordum uğradım” ya da “benim biraz işim var, kaçmam
lazım” diyerek gidecektir.
İşte sevgisizlik böyle bir şeydir, on çiçeği bir dikene ezdirir.
Sevginin ise en ekonomik halidir birisine tebessüm etme, yalandan da olsa selam verme.
Sevmediğin zaman, gitmek zorunda olduğun akraba gibi mecburi ziyaretlerinde bile ayakların
geri geri gider, gitmiş olmak için gidersin, annenin babanın “hatrı alidir” diyerek ama
gitmemek için de türlü türlü bahaneler dizersin peş peşe…
Biz duygusal bir toplumuz, bu coğrafyanın insanı duygusaldır.
O yüzden bizim gibi toplumlarda ara ilişkiler pek olmaz yani ya çok severiz, ya hiç sevmeyiz
ama pek severmiş gibi yapamayız.
Bu daha çok Avrupalı ve Amerikalı insanlarda olur çünkü oralarda ilişkiler nettir ve belli
bir “sebep” üzerinedir.
Sebepsiz sevmez o coğrafya da insanlar birbirini, ya da bir Yunus’ları olmadığından bilmez bir
insanı Yaradan’dan ötürü sevmeyi.
Oysa bizim sev diyen Yunuslarımız, Gel diyen Mevlanalarımız var…
Siz bir insanı sevdiğinizde, bir insan kazanmış olacaksınız. Bu yaşlı, genç, çocuk, yerli yabancı
hiç fark etmez.
“Dedemin insanları” filminde o dedenin çevreye saçtığı sevgi ve o sevginin geriye dönüşü
gibi.
Kısaca, ne kadar çok insan severseniz o kadar çok insan kazanırsınız -ki bunların karşılığı
parayla makamla falan izah edilemez.
Bu durumun aksi hali de o meşhur ayna gibi, güldün güler, kaş çattın çatar…
Şimdi şöyle bir Dünyadaki sevgisizliği getirin gözünüze…!
Dünyanın petrole, paraya, silaha mı daha çok ihtiyacı var yoksa sevgiye mi sizce?
Ne diyordu şair;
“Dünyayı sevgi kurtaracak ve her şey bir insanı sevmekle başlayacak”