MustafaCİLASUN
Özel Üye
Sinemi
Dağlarken sevda ateşi
Bağlandığım tutkunun iştiyakıyla havsalamda
Ahenkten
Bir eser kalmadı anlamsızlık
Had safhadaydı ne çekilmez bir kahırdı
Çile
Desem hem de nasıldı
Sanki tarifi imkânsız bir ızdırapdı
Sabrın
Ritmi her geçen an
Ve gün süratle kıvamını azalıyordu
Böyle
Zamanlarda muvazenem
Çaresiz kalıyor artık halsiz sırnaşıyordu
Arsızlığa
Vuruyor dağları arşınlıyor
Kendince avuntu bularak öyle aranıyordu
Neydi
Bilinmeyen gizemlerde
Yaşamayı seçen, hisleri zindeleştiren kimdi
Yaşanmayan
Hasret kalınan ancak
Bir hüzünle anılan, yoksa mısralarla anlatılan
Reddedilmek
Muhayyilesiyle bir telaş mı?
Onca yaşanan kuyruk acısı paye mi adavet mi?
Aşk mı?
Bunca esrarlılık ne kadar
Anlamlı yoksa menfaatlerin bitmeyen hasadı mı?
Keyfiyet sunan
Nefsin arzusu mu özlenen
Sevdanın hazzı akseden bir ten kokusu mu?
Deşifre
Kabiliyetine eriştiniz mi esrarı
Siz çözdünüz mü batının seyrine eriştiniz mi?
Hilkatin
Gerekçelerine
Muttali oldunuz mu?
Siz aşkı
Hakkıyla tanıdınız mı m*****n
Meşkinde hiç kalarak bir gün uyandımız mı?
Divaneliği
Bir an olsun yaşadınız mı?
Siz kaygıdan bir nebze olsa sıyrıldınız mı?
Sevdanız için
Siz benliğinizden geçer miydiniz?
Mahşere erişmeden bunu hali yaşar mıydınız?
Can
Korkusunu taşımadan
Halinizi vakfetmeye siz hazır mıydınız?
Bir zakir
Bir abit, bir talip
Bir hanif kul olabilmeye hazır mıydınız?
Rahmete
Muttali olmayı idrak eden
Kuvvetin yegâne sebebini bilen değil misiniz?
Ahirini
Her vakit tahayyül eden
Değer miydiniz siz Allah aşkına kimdiniz
Kimliğinden
Habersiz bir âdemi mutlak
Ezeli, ebedi, takdiri Kaderi, hayrı ve şerri
İdrak eden
Kabullenen âdem miydiniz?
Bilinmeyende gezinen aidiyetini reddeden miydiniz?
Aşkın
Deruniliğine erişmeyen
Fütursuzluğu seçen zevkin safında nefeslenen
Yalnız
Nefsiyle demlenen, uçkuruyla
Şekillenen hakikate erişmeyen beşer miydiniz?
Siz kimdiniz
Biz kimdik, nereden geldik
Avuntulardan bizler hala vazgeçmedik
Hakikatlerden Vazgeçtik enaniyet için filizlendik, biz kimdik
Nihayetinden
Habersiz olan, bedbin bir ruhla dolaşan
Aklını ziyadesiyle kullanamayan birer sefiller miydik?
Mustafa CİLASUN