Kıyametin Büyük Alametleri

MURATS44

Özel Üye
Kıyametin Diğer Büyük Alametleri

Kıyametin Diğer Büyük Alametleri


İsa (Aleyhisselam)’ın inişi ve Deccal’in çıkmasıyla birlikte kıyametin diğer büyük alametleri şunlardır:
1) Güneşin battığı yerden doğması,

2) İnsanlar üzerine bir Dâbbe’nin çıkması,
3) Duhan (duman) ve biri doğuda, biri batıda, diğeri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yere batırılma olayı,
4) Aden arazisinin en ücra köşesinden çıkıp insanları mahşer yerine sevk eden bir ateşin çıkmasıdır.
Sonra Nevvas bin Sem’an (Radiyallahu Anh) hadisinde geldiği gibi tatlı bir rüzgâr çıkıp her Müslüman ve mü’minin ruhunu kabzeder. Geride insanların en şerlileri kalır. Onlar da eşeklerin ilişkiye girmesi gibi insanların gözü önünde ilişkiye girerler. İşte bunların üzerine kıyamet kopar.
Bu tatlı rüzgâr gelmeden önce güneş battığı yerden doğar, yerden bir Dâbbe çıkar ve insanlarla konuşur. Kur’an’ı Kerim, mushaflardan ve kalplerden silinir. Dinin izleri kaybolur. Duhan (duman) zuhur eder. Bu alametlerin sonuncusu; Yemen’de Aden arazisinin ücra köşesinden bir ateş çıkar, insanları mahşer yeri olan Şam topraklarına sevk eder.
O ateş, insanlar her ne halde iseler onlarla beraber olur. Hadis-i şeriflerde, bu üç yere batırılma olayı hakkında ayrıntılı bir bilgi verilmemiştir. Allah en iyisini bilendir.
Huzeyfe bin Esid el-Gıfari (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bizler kıyameti müzakere ederken birden Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çıkageldi ve:
−‘Neyi müzakere ediyorsunuz?’ buyurdu.
Biz:
−Kıyameti müzakere ediyoruz, dedik.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Sizler öncesinde on alamet görmediğiniz sürece kıyamet kopmayacaktır’ buyurdu ve şunları zikretti:
−‘Duhan, Deccal, Dâbbe, Güneşin batıdan doğması, Meryem oğlu İsa’nın inmesi, Ye’cuc ve Me’cuc’un çıkması, biri doğuda biri batıda diğeri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yere batırılma olayı, bu alametlerden sonuncusu ise Yemen’den çıkıp insanları mahşer yerine sevk eden bir ateştir’ buyurdu.”
Diğer bir rivayette Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
‘İnsanları denize atan bir rüzgâr.’
Müslim 2901/39, 40
 

MURATS44

Özel Üye
5) Güneşin Batıdan Doğması

5) Güneşin Batıdan Doğması Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı alametleri geldiği gün önceden iman etmemiş yahut imanında hiçbir hayır kazanmamış kimseye artık imanı fayda vermeyecektir! De ki, bekleyin biz de beklemekteyiz!”
En’âm 158
Ebu Zer (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün:
−‘Bu güneş nereye gider bilir misiniz?’ diye sordu.
Oradakiler:

−Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bu güneş ta arşın altındaki karargâhına varıncaya kadar gider ve secdeye kapanır. ‘Kalk da geldiğin yere geri dön’ deninceye kadar öylece kalır. Güneş de döner ve doğduğu yerden tekrar doğar. Sonra artık insanlar, ondan hiçbir şey gizlemez (yani her kötülüğü açıktan yapar) hale geldikleri zaman gelene kadar böyle devam eder. Nihayet güneş arşın altında karargâhına varır, ona ‘Kalk battığın yerden doğ’ denir. Güneş de batı tarafından doğar’ buyurdu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bu ne zamandır bilir misiniz? Bu, daha önce iman etmemiş yahut imanında hiçbir hayır kazanmamış kimseye o anki imanının fayda vermeyeceği vakittir!’ buyurdu.”
Müslim 159/250
 

MURATS44

Özel Üye
Tevbe Kapısı, Güneş Batıdan Doğuncaya Kadar Açıktır!

Tevbe Kapısı, Güneş Batıdan Doğuncaya Kadar Açıktır!

Safvan bin Assal (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Şüphesiz güneşin battığı tarafta açık bir kapı bulunmaktadır. Bu kapının genişliği yetmiş yıllık mesafedir. Güneş o kapı tarafından doğuncaya kadar, o kapı, tevbe için daima açık olacaktır. Güneş o kapı tarafından doğunca, daha önce iman etmemiş yahut imanında hiçbir hayır kazanmamış kimseye imanı fayda vermez!’ buyurdu.”
İbni Mace 4070
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Güneş battığı yerden doğuncaya kadar kıyamet kopmaz! Güneş batıdan doğunca ve insanlar bunu görünce toptan iman edeceklerdir. Ancak o zaman daha önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır kazanmamış kimseye imanı fayda vermeyecektir!’ buyurdu.”
Müslim 159/250
 

MURATS44

Özel Üye
6) Dâbbe’nin Çıkması

6) Dâbbe’nin Çıkması Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“O söz, başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman onlara yerden bir Dâbbe çıkarırız da o onlara insanların ayetlerimize kesin iman etmemiş olduklarını söyler.”

Neml 82
Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bir sözünü ezberledim ki, duyduğumdan beri hiç unutmadım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Çıkacak kıyamet alametlerinden ilki, güneşin batıdan doğması ve bir kuşluk vakti insanlara karşı Dâbbe’nin zuhurudur. Hangisi önce olursa diğeri akabinde yakındır’ buyurdu.”
Müslim 2941, İbni Mace 4069
Dâbbe, yerden zuhur eder, ‘Bu Müslüman, şu kâfir’ diye insanların burunları üzerine mühür vurur. Bu hal, tatlı rüzgâr gelip de her Müslüman ve mü’minin ruhunu kabzedene kadar devam eder.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
‘Dâbbe çıkar, insanların burunları üzerine mühür vurur. Sonra onlar, mühürlenenler sizin aranızda yaşarlar. Bir adam bir hayvan satın alır, ona ‘kimden satın aldın?’ diye sorulur. O da ‘mühürlü adamdan aldım’ der.’
Albânî Sahihu’l-Cami 2927
 

MURATS44

Özel Üye
7) Duhan ve Üç Yere Batırma Olayı

7) Duhan ve Üç Yere Batırma Olayı Müfessirler ve âlimler, kıyametin büyük alametlerinden olan ve Duhan suresinde geçen Duhan hakkında ihtilafa düşmüşlerdir. Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) gibi bazı sahabelerin rivayetlerine göre, “zuhur etmiş midir, yoksa henüz zuhur etmemiş midir?” belli değil. Tercih edilen görüşe göre, Allah en iyisini bilir henüz zuhur etmemiştir.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kıyametin kalan alametlerini zikrederken Duhan’ı zikretmiştir. Sonra kıyametin büyük alametlerinden biri olduğu halde nasıl Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından önce zuhur edebilir ki?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
‘Ey Avf! Kıyametten hemen önce aralıklarla gelecek altı şeyi bekle; birisi benim ölümüm, sonra Beytü’l-Makdis’in fethi, sonra sizin aranızda çıkacak bir hastalık ki Allah onunla çocuklarınızı ve sizi şehid eder, onunla amellerinizi temizler. Sonra sizde mallar çok olur, hatta bir adama yüz dinar verilir de o kızarak dönüp gider. Aranızda öyle bir fitne olacak ki içine girmediği Müslüman evi kalmayacak. Sonra sizinle sarı ırk Rumlar arasında barış olacak. Müteakiben onlar antlaşmayı bozup her sancağın altında on iki bin kişi olduğu halde seksen sancak altında sizin üzerinize yürüyecekler.’

İbni Mace 4042
Bu hadis, kıyametin bazı büyük alametlerini açıklıyor. Belirli aralıklarla gerçekleşecek altı olay; onlardan biri de hatta ilki Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatıdır.
Hadiste zikredilen altı olayın sonuncusu Rumların antlaşmayı bozduktan sonra seksen sancak altında Müslümanların üzerine yürümesidir. Müslümanlarla Rumlar arasındaki bu savaştan sonra İstanbul fethedilecek, Deccal çıkacak, sonra İsa (Aleyhisselam) inecek ve hadiste zikredilen bunun dışındaki diğer alametler vuku bulacaktır.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zamanında bir Duhan ortaya çıkmıştır. Bu Duhan, Kureyş’in İslam’dan kaçınıp asi olduğunda Yusuf (Aleyhisselam)’ın zamanındaki gibi kıtlığa duçar olması için Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in beddua ettiğinde meydana gelmiştir.
Nihayet onlar göğe bakarlar, açlıktan bir duman gördüklerini sanırlardı. Bu olay, ahir zamanda bir Duhan’ın çıkmasını engellemez ve her iki olay hakkındaki haberler sahihtir. Allah en iyisini bilendir.
Ancak biri doğuda diğeri batıda ve üçüncüsü Arap yarımadasında olmak üzere üç yere batırılma olaylarına gelince, bunlar hakkında hadisler ayrıntılı bahsetmemiştir.
 

MURATS44

Özel Üye
8) Mahşere Toplayan Ateş

8) Mahşere Toplayan Ateş Bu ateş, kıyametin büyük alametlerinin sonuncusudur. Yemen’de, Aden arazisinin en ücra köşesinden çıkar, insanlarla beraber yolculuk eder. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

‘İnsanlar konakladığı vakit ateş de onlarla beraber konaklar, insanlar öğle uykusuna yattıklarında o da onlarla beraber uykuya dalar.’
Müslim 2861/59
Diğer bir rivayette Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
‘İnsanlar üç yol üzerinde haşredilirler. Birisi müstakbel hayatı özleyen ve geride kalan hayattan nefret eden zümredir. İkincisi, ikisi bir deve üzerinde üçü bir deve üzerinde, dördü bir deve üzerinde, onu bir deve üzerinde sevk olunur. Kalanları ise bir ateş toplar. Onlar nerede gecelerse ateş de onlarla beraber geceler. Onlar nerede istirahat ederlerse ateş de onlarla beraber istirahat eder. Onların sabahladıkları yerde onlarla beraber sabahlar. Onlarla beraber yürüyüp onların akşamladıkları yerde onlarla beraber akşamlar.’
Müslim 2861/59
O tatlı, serin rüzgâr gelmeden önce elbisenin nakışının eskiyip söküldüğü gibi İslam silinir. Nihayet oruç nedir, namaz nedir, kurban nedir, sadaka nedir, bilinmez hale gelir. Allah’ın Kitabı bir gecede göğe çekilir, hatta ondan bir ayet bile kalmaz! Geride sadece çok yaşlı ve şöyle diyen bir kısım insanlar kalır:
‘Biz, babalarımızı bu kelime üzerine ‘La ilahe illallah’ derken yetiştik. Biz de öyle diyoruz.’
İbni Mace 4049
O tatlı rüzgârdan sonra insanlar ilk cahiliye dönemindeki atalarının dinine dönüp putlara, heykellere tapacaklardır.
Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Lat ve Uzza’ya tekrar tapılmadıkça gece ve gündüz gitmez!’
Aişe (Radiyallahu Anha):
−Ya Rasulallah! Allah (Azze ve Celle):
“O, Rasulünü hidayetle, hak din ile sırf o dini her dine galip kılmak için gönderendir. İsterse müşrikler hoş görmesin!” ayetini indirdiği zaman ben bunun tamam olduğunu zannediyordum, dedim.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Şüphesiz o tamam olma Allah’ın dilediği müddetçe devam eder. Sonra Allah tatlı bir rüzgâr gönderir. Bu rüzgâr, kalbinde hardal tanesi ağırlığınca iman bulunan herkesi vefat ettirir. Müteakiben kendilerinde hiçbir hayır olmayan insanlar kalır, onlar da atalarının dinine dönerler!’ buyurdu.”
Müslim 2907/52
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Devs kabilesinin kadınları kalçalarını, Zü’l-Halasa putunun etrafında çalkalanmadıkça etmedikçe kıyamet kopmaz!’ buyurdu.”
Buhari 697, Müslim 2906/51
Zü’l-Halasa: Cahiliye döneminde Devs kabilesinin taptığı bir put idi.
 

MURATS44

Özel Üye
Kıyametin Üzerine Kopacağı İnsanlar

Kıyametin Üzerine Kopacağı İnsanlar
Haktan ve imandan hiçbir şey bilmeyen insanların üzerine kıyamet kopacaktır. Allah (Azze ve Celle), kıyametin, yeryüzünde tek bir mü’min kalsa bile kopmayacağını; aksine hiçbir iyiliği bilmeyen, hiçbir kötülüğü reddetmeyen insanların, yaratılmışların en şerlilerinin üzerine kopacağını yazmıştır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
‘Kıyamet, ancak en şerli insanlar üzerine kopacaktır! Yeryüzünde ‘Allah’ denilmez hale gelene kadar kıyamet kopmaz!’
Müslim 147
Yani “Allah’tan başka ilah yoktur” denildiği müddetçe kıyamet kopmaz! Diğer bir rivayette, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
‘Kişi devesini sağarken süt kabı ağzına ulaşmadan kıyamet kopar! İki kişi elbise alış verişi yaparken, henüz alış veriş bitmeden kıyamet kopar! Kişi kendi su havuzunu düzeltirken oradan çıkmadan kıyamet kopar!
Müslim 2954/140
Hadislerde anlatılan mezkûr kıyamet alametleri ve onun dehşet verici hallerinden habersizliğimize bakmaz mısın?! Allah’ım, bizleri koru!
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
‘Boynuz sahibi boynuzu eline almış ve üfleme emri gelir gelmez derhal üflemek için izin beklemekteyken ben nasıl sefa sürerim!’
Müslümanlar:
−Nasıl söyleyelim? Ya Rasulallah! diye sordular.
Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. Rabbimiz olan Allah’a tevekkül ettik, deyin!’ buyurdu.
Tirmizi 2548
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
‘Sûr sahibinin gözü, görevlendirildiği andan beri, gözünü açıp kapatmadan önce, ‘emredilir’ korkusuyla arş tarafına bakmaktadır. Sanki onun gözleri, parlayan bir yıldız gibidir!’
Albânî Sahiha 1078
“Bizler de; ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir, Rabbimiz olan Allah’a tevekkül ettik. Allah-u Teâlâ’dan, büyük korku gününde, Allah’a selim bir kalple gelenin haricinde ne malın ne de evladın fayda sağlamadığı o günde, bizleri emniyette ve güvenli kılmasını’ diliyoruz.”
 
Üst Alt