Ayyüzlüm
Yeni Üyemiz
İstiklal Marşımız nasıl başlar?
«Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak…»
Mehmet Akif'in Türk milletinin sesini ve ruhunu yansıtan ölümsüz dizeleri, İstiklâl Savaşımızın en karanlık günlerinde yazılmıştır. «Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir» diyen ve «ya istiklâl, ya ölüm» azmiyle direnen Türk yurtseverlerinin oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da «milli marş» olarak, o kan ve ateş döneminde kabul edilmiştir.
Ülke işgal altındadır. Emperyalizmin maşalığına soyunan kuklalar, Ankara kapılarına dayanmıştır. «Memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde» dir ve bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını işgalcilerin siyasi amaçlarıyla birleştirmişlerdir. Millet, yoksulluk içinde bitkin ve ezilmiştir. İşgal güçleri ile işbirliği halinde olan bu satılmışların kışkırtması ile Anadolu'nun dört bir yanında ayaklanmalar çıkmıştır. Türk milliyetçilerinin elinde ise ne imkân vardır, ne ordu… Vatanı için canını ortaya koyan ve işgalcilere teslim olmayanlar ise «eşkıya» , «çapulcu» , «haydut» vb. sıfatlarla karalanmaya çalışılmaktadır. Hepsinin boynunda İstanbul hükümetinin verdiği idam kararları asılıdır, ama yine bütün yurtseverlerin yüreklerinde bağımsızlık ve egemenlik için direnme kararlılığı ve ateşi vardır.
İşte bu koşullarda, o ölümsüz dizeler nasıl seslenir Türk milletine?
«Korkma!»
O günlerin üzerinden neredeyse yüzyıl geçti! Ne acıdır ki yaklaşık bir asır sonra koşullar yine aynı… Ve yine Türk milletine seslenmek gerekiyor:
«KORKMA!»
Atatürk'e ve bize bıraktığı mirasa, yani Cumhuriyetimize sahip çıkmaktan KORKMA!
Egemenliği ve bağımsızlığı korumak için sesini yükseltmekten KORKMA!
Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine «hayır» demekten KORKMA!
Vatanın için göğsünü siper etmekten KORKMA!
Ortaçağ karanlığının temsilcilerine karşı çıkmaktan KORKMA!
Hukuk devleti için mücadele etmekten, demokrasiye sahip çıkmaktan KORKMA!
Unutma ki «tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar.»
Ama İstiklâl Marşımız sadece «korkma» demekle kalmaz. Bir de çağrı yapar millete:
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
İşte bu «hayâsızca akın» ı durdurmak için ayağa kalk, alçaklık yapanlardan KORKMA!
Tarih önünde «sadece yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz.»
Onun için üzerine düşen sorumluluktan kaçma… Laik Cumhuriyeti savunmaktan, savunanlara destek olmaktan KORKMA!
Çünkü «kaçarak özgür olunmaz…»
«Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak…»
Mehmet Akif'in Türk milletinin sesini ve ruhunu yansıtan ölümsüz dizeleri, İstiklâl Savaşımızın en karanlık günlerinde yazılmıştır. «Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir» diyen ve «ya istiklâl, ya ölüm» azmiyle direnen Türk yurtseverlerinin oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da «milli marş» olarak, o kan ve ateş döneminde kabul edilmiştir.
Ülke işgal altındadır. Emperyalizmin maşalığına soyunan kuklalar, Ankara kapılarına dayanmıştır. «Memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde» dir ve bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını işgalcilerin siyasi amaçlarıyla birleştirmişlerdir. Millet, yoksulluk içinde bitkin ve ezilmiştir. İşgal güçleri ile işbirliği halinde olan bu satılmışların kışkırtması ile Anadolu'nun dört bir yanında ayaklanmalar çıkmıştır. Türk milliyetçilerinin elinde ise ne imkân vardır, ne ordu… Vatanı için canını ortaya koyan ve işgalcilere teslim olmayanlar ise «eşkıya» , «çapulcu» , «haydut» vb. sıfatlarla karalanmaya çalışılmaktadır. Hepsinin boynunda İstanbul hükümetinin verdiği idam kararları asılıdır, ama yine bütün yurtseverlerin yüreklerinde bağımsızlık ve egemenlik için direnme kararlılığı ve ateşi vardır.
İşte bu koşullarda, o ölümsüz dizeler nasıl seslenir Türk milletine?
«Korkma!»
O günlerin üzerinden neredeyse yüzyıl geçti! Ne acıdır ki yaklaşık bir asır sonra koşullar yine aynı… Ve yine Türk milletine seslenmek gerekiyor:
«KORKMA!»
Atatürk'e ve bize bıraktığı mirasa, yani Cumhuriyetimize sahip çıkmaktan KORKMA!
Egemenliği ve bağımsızlığı korumak için sesini yükseltmekten KORKMA!
Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine «hayır» demekten KORKMA!
Vatanın için göğsünü siper etmekten KORKMA!
Ortaçağ karanlığının temsilcilerine karşı çıkmaktan KORKMA!
Hukuk devleti için mücadele etmekten, demokrasiye sahip çıkmaktan KORKMA!
Unutma ki «tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar.»
Ama İstiklâl Marşımız sadece «korkma» demekle kalmaz. Bir de çağrı yapar millete:
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
İşte bu «hayâsızca akın» ı durdurmak için ayağa kalk, alçaklık yapanlardan KORKMA!
Tarih önünde «sadece yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz.»
Onun için üzerine düşen sorumluluktan kaçma… Laik Cumhuriyeti savunmaktan, savunanlara destek olmaktan KORKMA!
Çünkü «kaçarak özgür olunmaz…»
Moderatör tarafında düzenlendi: