TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
]Güneş ışığı spektrumda sıra ile KIZIL, SARI, YEŞİL, GÖK (MAVİ) ve MOR olarak görülür… Kürtler’in sözümona kendilerine mal etmeye çalıştıkları, KIRMIZI-SARI-YEŞİL renkler aslında binlerce yıldır TÜRKLER tarafından tercih edilen ana renkler olmuştur.
Halen de Anadolu Alevileri, Orta Asya Türkleri’nin giyimlerinde KIRMIZI-SARI-YEŞİL veya KIRMIZI-SARI-MOR ön plana çıkar.
Renkler belli bir dalga boyu ile alâkalı olduğu için insanlar üzerinde bâriz etkiler yaratırlar.
Bu yüzden hepsinin zaman içinde oluşmuş birer anlamı vardır.
KIZIL: ATEŞ RENGİ olması dolayısiyle ENERJİ sembolüdür. CELAL ifadesidir…
TÜRKLER bir olay karşısındaki menfi heyecanlarını bu yüzden KIZMAK – KIZARMAK kelimeleri ile ifade ederler…
KIZAN, KIZDIRILAN cisimde ATEŞ etkisi olduğunu gene bu renkle olan ilişkisinden anlarız.
Domatesin, elmanın kızarması, kızılcık, hep bize bu meyvelerde ENERJİ kaynağı GÜNEŞ’in etkisini hatırlatır.
KIZIL kelimesinin bir de, SU ’yun İNFRARED (kızılötesi) ışınları absorbe etmesi yüzünden, BİO-ENERJİ, yani bedenimizdeki KAN (ki o da kırmızıdır) vasıtasıyla varlığını sürdüren ve dolaşan ENERJİ anlamı vardır.
SARI: KIZIL ile ifade edilen ATEŞ’in solgun halini belirttiği için, SARI renk ÖLÜM ve YİTMİŞLİK anlamı taşır…
Sararan yapraklar, azalan GÜNEŞ enerjisinin, soğuğun geldiğinin ve ÖLÜM’ün işaretidir.
Benzin sararması, bir insanın vücudundaki BİO-ENERJİ oranının düştüğünü gösterir.
YEŞİL: Bu renk, ATEŞ ve ENERJİ’nin ne yakıcı derece fazla, ne de dondurucu derecede az olduğu, yani tam olarak HAYAT’ın oluşmasına imkân tanıyacak oranda olduğunu gösterir…
Onun için YEŞERMEK, canlanmak anlamında kullanılır. YEŞİL, HAYAT ve VAROLMA demektir.
TÜRKLER’in SARI ve YEŞİL’i aynı oranda kullanmaları, onların gerçekçiliğine işarettir…
Çünkü HAYAT ve ÖLÜM birbirinden ayrılmaz! Doğan her şey ölür, ölen her şey başka bir varlığa HAYAT verir.
MAVİ: GÖK rengidir, zaten eski TÜRKLER bu adı kullanırdı. Hâlâ da “gök gözlü” dendi mi, mavi göz anlaşılır…
GÖK ise OKSİJEN, yani NEFES almamızın amacı demektir. Bu acıdan GÖK rengi CAN’a işarettir.
AK: Işığı olduğu gibi geri iade eden renktir. Çünkü ENERJİ’ye, mücadeleye ihtiyacı yoktur…
Bu yüzden, SAFLIK, ARINMIŞLIK, OLGUNLUK, KEMÂLE ERMİŞLİK halidir. Ayrıca CENNET demektir.
KARA: Işığı tümüyle absorbe eder. Bütün renkleri yutar…
Bu bakımdan, GİZLİLİK, KAPALI KALMIŞLIK, CEHALET, TECRÜBESİZLİK, KÖTÜLÜK ifade eder. Saç ve sakalın SİYAH olması, GENÇLİK ama aynı zamanda TECRÜBESİZLİK ve CEHALET sembolüdür. Bunların AKLAŞMASI veya AĞARMASI (bu kelime aynı zamanda ERMEK, GÖĞE AKMAK anlamına da gelir), ise BİLGİ, TECRÜBE ve OLGUNLUK işaretidir.
Halen de Anadolu Alevileri, Orta Asya Türkleri’nin giyimlerinde KIRMIZI-SARI-YEŞİL veya KIRMIZI-SARI-MOR ön plana çıkar.
Renkler belli bir dalga boyu ile alâkalı olduğu için insanlar üzerinde bâriz etkiler yaratırlar.
Bu yüzden hepsinin zaman içinde oluşmuş birer anlamı vardır.
KIZIL: ATEŞ RENGİ olması dolayısiyle ENERJİ sembolüdür. CELAL ifadesidir…
TÜRKLER bir olay karşısındaki menfi heyecanlarını bu yüzden KIZMAK – KIZARMAK kelimeleri ile ifade ederler…
KIZAN, KIZDIRILAN cisimde ATEŞ etkisi olduğunu gene bu renkle olan ilişkisinden anlarız.
Domatesin, elmanın kızarması, kızılcık, hep bize bu meyvelerde ENERJİ kaynağı GÜNEŞ’in etkisini hatırlatır.
KIZIL kelimesinin bir de, SU ’yun İNFRARED (kızılötesi) ışınları absorbe etmesi yüzünden, BİO-ENERJİ, yani bedenimizdeki KAN (ki o da kırmızıdır) vasıtasıyla varlığını sürdüren ve dolaşan ENERJİ anlamı vardır.
SARI: KIZIL ile ifade edilen ATEŞ’in solgun halini belirttiği için, SARI renk ÖLÜM ve YİTMİŞLİK anlamı taşır…
Sararan yapraklar, azalan GÜNEŞ enerjisinin, soğuğun geldiğinin ve ÖLÜM’ün işaretidir.
Benzin sararması, bir insanın vücudundaki BİO-ENERJİ oranının düştüğünü gösterir.
YEŞİL: Bu renk, ATEŞ ve ENERJİ’nin ne yakıcı derece fazla, ne de dondurucu derecede az olduğu, yani tam olarak HAYAT’ın oluşmasına imkân tanıyacak oranda olduğunu gösterir…
Onun için YEŞERMEK, canlanmak anlamında kullanılır. YEŞİL, HAYAT ve VAROLMA demektir.
TÜRKLER’in SARI ve YEŞİL’i aynı oranda kullanmaları, onların gerçekçiliğine işarettir…
Çünkü HAYAT ve ÖLÜM birbirinden ayrılmaz! Doğan her şey ölür, ölen her şey başka bir varlığa HAYAT verir.
MAVİ: GÖK rengidir, zaten eski TÜRKLER bu adı kullanırdı. Hâlâ da “gök gözlü” dendi mi, mavi göz anlaşılır…
GÖK ise OKSİJEN, yani NEFES almamızın amacı demektir. Bu acıdan GÖK rengi CAN’a işarettir.
AK: Işığı olduğu gibi geri iade eden renktir. Çünkü ENERJİ’ye, mücadeleye ihtiyacı yoktur…
Bu yüzden, SAFLIK, ARINMIŞLIK, OLGUNLUK, KEMÂLE ERMİŞLİK halidir. Ayrıca CENNET demektir.
KARA: Işığı tümüyle absorbe eder. Bütün renkleri yutar…
Bu bakımdan, GİZLİLİK, KAPALI KALMIŞLIK, CEHALET, TECRÜBESİZLİK, KÖTÜLÜK ifade eder. Saç ve sakalın SİYAH olması, GENÇLİK ama aynı zamanda TECRÜBESİZLİK ve CEHALET sembolüdür. Bunların AKLAŞMASI veya AĞARMASI (bu kelime aynı zamanda ERMEK, GÖĞE AKMAK anlamına da gelir), ise BİLGİ, TECRÜBE ve OLGUNLUK işaretidir.