ceylannur
Yeni Üyemiz
ORUÇ
HZ. PEYGAMBERİN (S.A.) ORUÇ TUTUŞU
A) ORUCUN HİKMETİ VE FARZ KILINIŞI
1— Orucun Hikmeti:
Oruçtan beklenen gaye, nefsi şehevî arzulardan alıkoymak, alışkın olduğu şeylerden koparmak ve şehevî gücünü düzene sokmak suretiyle onun, içinde mutluluk ve rahatının zirvesi bulunan şeyi arama ve ebedî hayatı sözkonusu olan, kendisini arındıracak şeyleri kabul etme istidadı elde etmesini sağlamadır. Açlık ve susuzluk nefsin hiddet ve şiddetini kırar, açlıktan ciğerleri yanan yoksulların halini düşündürür. Yenen ve içilen şeylerin yollarının daralmasıyla şeytanın insandaki dolaşım alanları daralır. Organlarda bulunan güçlerin dünya ve âhiret hayatında bu organlara zararlı olacak şekilde tabiatın hükmüne boyun eğmeleri engellenmiş olur. Oruç, her bir organı ve her bir gücü yatıştırır, sahibine isyan edemez hale getirir ve organlar oruç gemi île gemlenir. Oruç, takva sahiplerinin gemi, muharible-rin kalkanı, iyilerin ve ALLAH'a yakın olanların riyazetidir. Diğer ameller arasında halisane olanı âlemlerin Rabbi için tutulan oruçtur. Çünkü oruçlu hiçbir şey yapmaz; yalnızca şehvetini, yemesini ve içmesini Mâbud'u için terkeder. Oruç, ALLAH sevgisini ve rızasını tercih edip nefsin sevdiği ve lezzet aldığı şeyleri terketmektir. Oruç, kul ile Rabbi arasında bir sırdır, O'-ndan başkası bu sırdan haberdar olamaz. Kullar, görünüşte oruç bozucu şeyleri kişinin terketmiş olmasına muttalî olabilirler. Ama yemesini, içmesini ve şehvetini Mâbud'u için terketmiş olması hiçbir insanın muttalî olamayacağı bir şeydir. İşte orucun hakikati.
Orucun, görünen organların ve iç güçlerin korunmasında, istilâ ettikleri vakit bu organ ve güçleri ifsad eden zararlı maddeleri kendisine çeken karışımdan onları muhafaza etmede ve onların sıhhatine engel pis maddelerin boşaltımında insanı hayrette bırakan bir tesiri vardır. Oruç, kalbin ve organların sıhhatini muhafaza eder; şehvet ellerinin onlardan çekip aldıkları şeyi onlara geri iade eder. Oruç, takvaya en büyük yardımcılardandır. Nitekim ALLAH Teâlâ buyuruyor ki: "Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, takva sahibi olasınız (ALLAH'a karşı gelmekten konmasınız) diye size de farz kılındı.[61]
Hz. Peygamber (s.a.): "Oruç kalkandır." buyurdu.[62] Ve şehevî arzusu kabarıp da evlenmeye gücü yetmeyenlere oruç tutmayı emretti, orucu bu şehvetin kırıcısı olarak nitelendirdi.[63]
Sözün özü; sağlıklı akıllar ve düzgün fıtratlar tarafından orucun faydalarına tanık olununca ALLAH, kullarına bir rahmet, bir ihsan, bir perhiz ve bir kalkan olmak üzere orucu meşru kıldı.
ALLAH Rasûlü'nün (s.a.) bu. konudaki tutumu, maksadı en muazzam şekilde elde etmeyi sağlayan, nefislere en kolay gelen en mükemmel bir tutumdur. [64]
[61] Bakara, 2/183.
[62] Buharî, 30/2, 30/9; Müslim, 1151 (163); Mâlik, Muvatta, 1/310; Ebu Davud, 2363; Ne-sâî, 4/163. ALLAH Rasûlü diyor ki: ALLAH (c.c): "Oruç dışında insanoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç ise Benim içindir. Onun mükâfatını Ben vereceğim." buyurdu. Oruç kalkandır. Herhangi biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve gürültü çıkarmasın. Şayet herhangi bir kimse kendisine söver yahut sataşırsa 'Ben oruçluyum' desin. Muhammed'İn canı elinde olan ALLAH'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu kıyamet günü ALLAH katında misk kokusundan daha hoştur. Oruçlunun iki sevinç anı vardır: İftar ettiği zaman iftarına sevinir, Rabbine kavuştuğu zaman orucuna sevinir.
[63] Buharî, 30/10; Müslim, 1400; Ebu Davud, 2046; Tirmizî, 1081; Nesâî, 4/169, 6/56, 57. ALLAH Rasûlü buyurdu ki: Ey gençler! Evlenmeye gücü yetenler evlensin. Zira evlilik, gözü haramdan daha çok çevirici ve namusu daha iyi koruyucudur. Gücü yetmeyenler oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için hayalarını kesmek yerine geçer.
[64] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/41-42.
HZ. PEYGAMBERİN (S.A.) ORUÇ TUTUŞU
A) ORUCUN HİKMETİ VE FARZ KILINIŞI
1— Orucun Hikmeti:
Oruçtan beklenen gaye, nefsi şehevî arzulardan alıkoymak, alışkın olduğu şeylerden koparmak ve şehevî gücünü düzene sokmak suretiyle onun, içinde mutluluk ve rahatının zirvesi bulunan şeyi arama ve ebedî hayatı sözkonusu olan, kendisini arındıracak şeyleri kabul etme istidadı elde etmesini sağlamadır. Açlık ve susuzluk nefsin hiddet ve şiddetini kırar, açlıktan ciğerleri yanan yoksulların halini düşündürür. Yenen ve içilen şeylerin yollarının daralmasıyla şeytanın insandaki dolaşım alanları daralır. Organlarda bulunan güçlerin dünya ve âhiret hayatında bu organlara zararlı olacak şekilde tabiatın hükmüne boyun eğmeleri engellenmiş olur. Oruç, her bir organı ve her bir gücü yatıştırır, sahibine isyan edemez hale getirir ve organlar oruç gemi île gemlenir. Oruç, takva sahiplerinin gemi, muharible-rin kalkanı, iyilerin ve ALLAH'a yakın olanların riyazetidir. Diğer ameller arasında halisane olanı âlemlerin Rabbi için tutulan oruçtur. Çünkü oruçlu hiçbir şey yapmaz; yalnızca şehvetini, yemesini ve içmesini Mâbud'u için terkeder. Oruç, ALLAH sevgisini ve rızasını tercih edip nefsin sevdiği ve lezzet aldığı şeyleri terketmektir. Oruç, kul ile Rabbi arasında bir sırdır, O'-ndan başkası bu sırdan haberdar olamaz. Kullar, görünüşte oruç bozucu şeyleri kişinin terketmiş olmasına muttalî olabilirler. Ama yemesini, içmesini ve şehvetini Mâbud'u için terketmiş olması hiçbir insanın muttalî olamayacağı bir şeydir. İşte orucun hakikati.
Orucun, görünen organların ve iç güçlerin korunmasında, istilâ ettikleri vakit bu organ ve güçleri ifsad eden zararlı maddeleri kendisine çeken karışımdan onları muhafaza etmede ve onların sıhhatine engel pis maddelerin boşaltımında insanı hayrette bırakan bir tesiri vardır. Oruç, kalbin ve organların sıhhatini muhafaza eder; şehvet ellerinin onlardan çekip aldıkları şeyi onlara geri iade eder. Oruç, takvaya en büyük yardımcılardandır. Nitekim ALLAH Teâlâ buyuruyor ki: "Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, takva sahibi olasınız (ALLAH'a karşı gelmekten konmasınız) diye size de farz kılındı.[61]
Hz. Peygamber (s.a.): "Oruç kalkandır." buyurdu.[62] Ve şehevî arzusu kabarıp da evlenmeye gücü yetmeyenlere oruç tutmayı emretti, orucu bu şehvetin kırıcısı olarak nitelendirdi.[63]
Sözün özü; sağlıklı akıllar ve düzgün fıtratlar tarafından orucun faydalarına tanık olununca ALLAH, kullarına bir rahmet, bir ihsan, bir perhiz ve bir kalkan olmak üzere orucu meşru kıldı.
ALLAH Rasûlü'nün (s.a.) bu. konudaki tutumu, maksadı en muazzam şekilde elde etmeyi sağlayan, nefislere en kolay gelen en mükemmel bir tutumdur. [64]
[61] Bakara, 2/183.
[62] Buharî, 30/2, 30/9; Müslim, 1151 (163); Mâlik, Muvatta, 1/310; Ebu Davud, 2363; Ne-sâî, 4/163. ALLAH Rasûlü diyor ki: ALLAH (c.c): "Oruç dışında insanoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç ise Benim içindir. Onun mükâfatını Ben vereceğim." buyurdu. Oruç kalkandır. Herhangi biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve gürültü çıkarmasın. Şayet herhangi bir kimse kendisine söver yahut sataşırsa 'Ben oruçluyum' desin. Muhammed'İn canı elinde olan ALLAH'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu kıyamet günü ALLAH katında misk kokusundan daha hoştur. Oruçlunun iki sevinç anı vardır: İftar ettiği zaman iftarına sevinir, Rabbine kavuştuğu zaman orucuna sevinir.
[63] Buharî, 30/10; Müslim, 1400; Ebu Davud, 2046; Tirmizî, 1081; Nesâî, 4/169, 6/56, 57. ALLAH Rasûlü buyurdu ki: Ey gençler! Evlenmeye gücü yetenler evlensin. Zira evlilik, gözü haramdan daha çok çevirici ve namusu daha iyi koruyucudur. Gücü yetmeyenler oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için hayalarını kesmek yerine geçer.
[64] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/41-42.