Adilbey
Aktif Üyemiz
Babür 1525'te hep hayallerini kurduğu Hindistan'ın tamamını fethetmek üzere Kabil'den ayrılır. Ama bu ayrılış öyle bir ayrılış değildir. O çok sevdiği Semerkand'dan vazgeçmiş, Kabil ile vedalaşmış ve yönünü Delhi'ye çevirmiştir artık. 1526'da, yani Osmanlıların Mohaç Zaferinden birkaç ay önce, Paniput Meydan Muharebesinde Sultan İbrahim Ludi'nin 100.000 asker ve 1.000 filden müteşekkil büyük ordusunu yenerek Türk İslam tarihine altın harflerle Babür Şahlar İmparatorluğunun ismini yazmıştır.
Bu zaferle Babürlüler (Gürgâniyye) Devletini kesin olarak kurdu kabul edilir (1526). Böylece Hindistan Türk İmparatorluğu tacı Ludilerden Babür'e geçmiştir.
Bu başarıdan sonra Delhi, Agra ve Hanpur'u alan Babür Şah, Agra'yı başşehir yaptı. 1527'de Hindular üzerine yürümek için Agra'dan çıktı. Hindular, aralarında ittifak kurduktan sonra, 100.000 kişilik bir ordu ve birkaç yüz zırhlı fille yeni Hindistan fatihinin üzerine yürümeye başladılar. Çok kritik ve tarihi bir andı. Babür'ün harbi kaybetmesi demek, Ganj Vadisinin Hinduların eline düşmesi, netice itibariyle beş asırlık Müslüman ve Türk hâkimiyetinin Hint kıtasından atılması demekti. Babür 13.500 kişilik pek seçkin bir Türkistan atlı birliği ile düşman üzerine yürüdü.
Yanında Osmanlı Türklerinden Mustafa Rumi'nin kumanda ettiği bir topçu birliği de bulunuyordu. Hindularda ne top, ne de tüfek vardı. Ateşli silahlar ve Türk atlısının üstün savaş kabiliyeti, Babür'e savaşı kazandırdı.
Düşman tamamen imha edildi. Bu, Babür Şah için Paniput'tan daha büyük bir zaferdi. Biyana civarında geçen bu Kanva Meydan Muharebesinde birkaç saat içerisinde düşmanı yok eden Babür, "Gazi" unvanını aldı. Meşhur Zeynüddin Hafî'nin torunu Şeyh Zeyn Hafî'nin kaleme aldığı Zafername, bütün İslam memleketlerinin hükümdarlarına gönderildi. Bundan sonra Udh eyaleti de fethedildi. Art arda yapılan fetihlerle Babür İmparatorluğunun sınırları çok genişledi.
Bu zaferle Babürlüler (Gürgâniyye) Devletini kesin olarak kurdu kabul edilir (1526). Böylece Hindistan Türk İmparatorluğu tacı Ludilerden Babür'e geçmiştir.
Bu başarıdan sonra Delhi, Agra ve Hanpur'u alan Babür Şah, Agra'yı başşehir yaptı. 1527'de Hindular üzerine yürümek için Agra'dan çıktı. Hindular, aralarında ittifak kurduktan sonra, 100.000 kişilik bir ordu ve birkaç yüz zırhlı fille yeni Hindistan fatihinin üzerine yürümeye başladılar. Çok kritik ve tarihi bir andı. Babür'ün harbi kaybetmesi demek, Ganj Vadisinin Hinduların eline düşmesi, netice itibariyle beş asırlık Müslüman ve Türk hâkimiyetinin Hint kıtasından atılması demekti. Babür 13.500 kişilik pek seçkin bir Türkistan atlı birliği ile düşman üzerine yürüdü.
Yanında Osmanlı Türklerinden Mustafa Rumi'nin kumanda ettiği bir topçu birliği de bulunuyordu. Hindularda ne top, ne de tüfek vardı. Ateşli silahlar ve Türk atlısının üstün savaş kabiliyeti, Babür'e savaşı kazandırdı.
Düşman tamamen imha edildi. Bu, Babür Şah için Paniput'tan daha büyük bir zaferdi. Biyana civarında geçen bu Kanva Meydan Muharebesinde birkaç saat içerisinde düşmanı yok eden Babür, "Gazi" unvanını aldı. Meşhur Zeynüddin Hafî'nin torunu Şeyh Zeyn Hafî'nin kaleme aldığı Zafername, bütün İslam memleketlerinin hükümdarlarına gönderildi. Bundan sonra Udh eyaleti de fethedildi. Art arda yapılan fetihlerle Babür İmparatorluğunun sınırları çok genişledi.