Petrikor yağmur sonrasında duyulan yağmur kokusu veya toprak kokusu olarak isimlendirilen kokuya denir. Bu kelime Antik Yunanca "petros" (taş) ve "ichor" (Tanrı kanı) sözcüklerinden türetilmiştir. Petrikor hemen hemen tüm insanlar tarafından taze, ferah ve güzel bir koku olarak tanımlanır. Bu özelliği ile diğer bütün kokulardan ayrılır.
1960'larda Avustralyalı iki araştırmacı bu kokuyu araştırmaya başladı ve sonunda petrikorun temel bileşenlerini belirlediler. Araştırmacılar temel bileşenlerin yağ asitleri ve Geosmin adı verilen bileşik olduğunu buldular. Ayrıca kil, toprak ve kayalardan bu bileşenlerin zengin olduğu sarı renkli bir yağ çıkarmayı da başardılar.
Petrikorun temel bileşenleri bitki ve bazı mikroorganizmlar tarafından üretilmektedir. Her ne kadar temel bileşenlerden biri olan yağ asitleri keskin bir kokusu sahip olmasa da yağmur ile beraber daha güçlü kokuya sahip moleküllere dönüşmektedirler. Petrikorun diğer bileşeni olan Geosmin ise öyle güçlü bir kokuya sahiptir ki insan burnu bir trilyon hava molekülündeki bir kaç geosmin molekülünün kokusunu algılayabilir.
Petrikorun bileşenleri sadece uzun kuraklık dönemlerinde bitki ve bakteriler tarafından üretilerek toprağa salınır. Bu nedenle petrikor yazın ortasında veya sonbaharın başında yağan yağmurlar sonrasında güçlü şekilde algılanabilir.
Petrikor hakkında bir türlü çözülemeyen soru yağmurdan sonra moleküllerin topraktan burnumuza nasıl ulaştığı sorusuydu. Fakat 2015 yılında MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) araştırmacıları son teknolojiden yararlanarak bu gizemi çözdü. Araştırmacılar toprağa düşen damlaların yüksek hızda görüntüsünü kaydetti. Sonuçta görüldü ki toprağa düşen damlanın bir kısmı topraktan geri sekerek mikro damlacıklar oluşturuyordu. Bu mikro damlacıklar petrikor bileşenlerini de içeriyordu. Ayrıca oluşan mikro damlacıklar aerosol (havada asılı halde kalabilen madde) özelliği göstermekteydi. Petrikor bileşenlerini taşıyan bu mikro damlacıklar rüzgar ile her yere ve nihayetinde burnumuzu kadar ulaşmaktaydı. Böylece gizem çözülmüş oldu. Araştırmalar mikro damlacıkların ancak hafif yağmurda oluştuğunu da gösterdi. Bu yüzden şiddetli yağmurda toprak kokusunu algılayamıyoruz.
Aşağıdaki videoda yapılan araştırmayı izleyebilir ve oluşan mikro damlacıkları görebilirsiniz.
1960'larda Avustralyalı iki araştırmacı bu kokuyu araştırmaya başladı ve sonunda petrikorun temel bileşenlerini belirlediler. Araştırmacılar temel bileşenlerin yağ asitleri ve Geosmin adı verilen bileşik olduğunu buldular. Ayrıca kil, toprak ve kayalardan bu bileşenlerin zengin olduğu sarı renkli bir yağ çıkarmayı da başardılar.
Petrikorun temel bileşenleri bitki ve bazı mikroorganizmlar tarafından üretilmektedir. Her ne kadar temel bileşenlerden biri olan yağ asitleri keskin bir kokusu sahip olmasa da yağmur ile beraber daha güçlü kokuya sahip moleküllere dönüşmektedirler. Petrikorun diğer bileşeni olan Geosmin ise öyle güçlü bir kokuya sahiptir ki insan burnu bir trilyon hava molekülündeki bir kaç geosmin molekülünün kokusunu algılayabilir.
Petrikorun bileşenleri sadece uzun kuraklık dönemlerinde bitki ve bakteriler tarafından üretilerek toprağa salınır. Bu nedenle petrikor yazın ortasında veya sonbaharın başında yağan yağmurlar sonrasında güçlü şekilde algılanabilir.
Petrikor hakkında bir türlü çözülemeyen soru yağmurdan sonra moleküllerin topraktan burnumuza nasıl ulaştığı sorusuydu. Fakat 2015 yılında MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) araştırmacıları son teknolojiden yararlanarak bu gizemi çözdü. Araştırmacılar toprağa düşen damlaların yüksek hızda görüntüsünü kaydetti. Sonuçta görüldü ki toprağa düşen damlanın bir kısmı topraktan geri sekerek mikro damlacıklar oluşturuyordu. Bu mikro damlacıklar petrikor bileşenlerini de içeriyordu. Ayrıca oluşan mikro damlacıklar aerosol (havada asılı halde kalabilen madde) özelliği göstermekteydi. Petrikor bileşenlerini taşıyan bu mikro damlacıklar rüzgar ile her yere ve nihayetinde burnumuzu kadar ulaşmaktaydı. Böylece gizem çözülmüş oldu. Araştırmalar mikro damlacıkların ancak hafif yağmurda oluştuğunu da gösterdi. Bu yüzden şiddetli yağmurda toprak kokusunu algılayamıyoruz.
Aşağıdaki videoda yapılan araştırmayı izleyebilir ve oluşan mikro damlacıkları görebilirsiniz.