Ramazan ayı ve yardımlaşma

ceylannur

Yeni Üyemiz
Ramazan ayı ve yardımlaşma


ALLAH (CC)’ın azametinin bir tezahürü olarak yaratılan insanların hiçbirisi diğeri ile eşit değildir Hatta ikiz çocuklarda bile fiziki ve ruhi açıdan çok sayıda farklılıklar dikkatimizi çekmektedir Herkes kendi zatında tek ve eşsizdir İnsanlar sayısınca farklı sima, her parmağa konulan farklı imza ve her ferde verilen farklı zeka Bütün bunlar Yüce Yaratıcımızın gücünün eserleridir
İnsanlar fiziki yapılarında farklı oldukları gibi ruhi yapılarında, manevi derecelerinde, mali durumlarında da farklı yaratılmışlardır Bizler bu farklılığın çoğunun hikmetlerine vakıf olsak da esrarını bilemediğimiz birçok hikmet keşfedilmeyi beklemektedir

İnsanlar muhtaç, ALLAH (CC) Samet’tir:

Takdir-i ilahi olarak insanlar müstağni (başkasına muhtaç olmayan) değildir Sadece ve sadece ALLAH (CC) Müstağni ve Samet’tir
İnsanlar maddi, manevi, ruhi ihtiyaçlarının tamamını kendileri karşılayamadıkları için diğer insanlara ve hatta diğer canlılara muhtaçtırlar Bir insanın aynı anda yiyeceği yemeğin malzemelerini ekip biçmesi, giyeceği elbiseleri imal etmesi, kullanacağı arabayı imal etmesi, cehaletini giderecek ilmi elde etmesi mümkün değildir Bu, insanın vücudundaki organların ahengi gibi toplumun farklı bölümlerinin birbirini tamamlaması ile mümkündür
Şair bu durumu şöyle özetlemiş:
Zen merde, civan pîre, kemân tîre muhtaç,
Ebnây-ı beşer, hâsılı birbirine muhtaç
(Yani, kadın erkeğe, genç ihtiyara, yay oka muhtaç Kısacası insanlar birbirine muhtaç)
İnsanları bir arada yaşamaya zorlayan yegane sebep budur Bu gerçeği göz ardı edip bir ruhbanlar sınıfı oluşturarak toplumdan tecrit olmak fıtri olarak mümkün olmadığı gibi aklen de muhaldir İslam dini toplumdan tecrit olmayı yasaklamış, rıza-i ilahiyi kazanmayı insanlığa hizmet şartına bağlamıştır

“İnsanların en hayırlısı insanlar için en faydalı olandır”:

ALLAH (CC) kullarına yapılan yardımı kendisine yapılan yardım olarak addetmiştir “Siz ALLAH (CC)’a yardım ederseniz ALLAH (CC) da size yardım eder” ayetinde ve birçok Hadis-i Şerifte ifade edildiği gibi ALLAH (CC), kullarına yapılan yardımı kendisine yapılmış kabul etmekte ve yapılan hiçbir hayır ve yardımı karşılıksız bırakmamaktadır
Efendimiz (SAV) “sizin en hayırlınız insanlar için faydalı olanınızdır” diyerek bizlere gerçek hedefi göstermiştir Bu inanç, karşılığını sadece ALLAH (CC)’tan bekleyerek, sahip olduğu nimetleri başkaları ile paylaşan vakıf insanlarını ve vakıf medeniyetlerini ortaya çıkarmıştır Bugün başkalarının haklarını gayri meşru yollarla gasp eden insanlar, kardeşlerini kendilerine tercih eden hayırseverleri anlamakta zorluk çekmektedirler
Bencilliğin düstur edinildiği günümüz anlayışında zenginler ve fakirlerden oluşan iki kutup oluşmuş ve aralarındaki köprüler bir bir yıkılmıştır Zekat, sadaka, infak, teberruat başlıkları altında yapılan yardımlarla, zengin ve fakiri, varlıklı ile muhtacı birbirine bağlayan köprülerin çalıştığı zamanlarda insanlar huzur, bereket, emniyet içerisinde yaşarlardı Terör, gasp, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekarlık gibi kelimeler sözlüklerinde bulunmazdı Şimdilerde bu kelimelerin zikredilmediği dakika geçmez oldu global köye dönüşen dünyamızda
Vakıf medeniyetini çağdışı görüp, gerçek maliki ALLAH (CC) olan vakıf mal varlıklarını gasp eden insanlar, yoksulluk, fakirlik ve emniyetsizlik gibi toplumun tamamını yakan ateşten kendilerini koruyamamaktadırlar İlahi dengeleri bozarak, rüzgar ekenler fırtına biçmektedirler

Rızık ve yardımlaşma:

Yeme, içme, giyinme ve barınma gibi hayatımızın olmazsa olmaz ihtiyaçları bizleri çalışmaya ve bunları temin yolunda koşuşturmaya sevk etmektedir
ALLAH (CC) rızkı yaratır, insanlar nasiplerinde olan rızkı bulmak, temin etmek için emek sarf eder Burada altını çizmemiz gereken konu rızkın, Razık olan ALLAH (CC) tarafından yaratılıyor ve taksim ediliyor olduğunun bilinmesidir Mülk ALLAH (CC)’ındır Bizler ALLAH (CC)’ın verdiği nimetleri ALLAH (CC)’ın razı olduğu ve sevdiği alanlarda tasarruf etmekle mükellefiz Konuyla ilgili sayısız ayetten bir tanesi şöyledir: “Şüphesiz rızıklandıran da, güç ve kuvvet sahibi olan da ALLAH'tır”[1]
Sonsuz ahiret saadeti dünya imtihanının neticesine bağlanmıştır Bu imtihanın sorularının arasında malımızı nereden kazandığımız ve nereye harcadığımız önemli yer tutmaktadır Vermemiz gereken cevap, helalinden kazandım ve ALLAH (CC) yolunda harcadım olmalıdır Verilen nimetleri ALLAH (CC) yolunda harcamak demek öncelikle kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra en yakınlarından başlayarak muhtaç olanlara yardım etmek demektirYardımlar verilen nimetin türünden olmalıdır ALLAH (CC) bize mal vermişse malla, ilim vermişse ilimle, makam-mevki vermişse makam-mevki ile insanlara hizmet etmeliyiz
ALLAH (CC) bir ayet-i kerimede mal ve evladın imtihan sebebi olduğunu, asıl mükafatın ALLAH (CC) katında olduğunu bildirmektedir: “Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır Büyük mükafat ise ALLAH (CC)'ın yanındadır”[2]

ALLAH (CC) yolunda infak ederken neleri bilmeliyiz?

Fakirlerin mallarımız üzerinde hakkı vardır:

ALLAH (CC)’ın verdiği bütün fazl ve keremde muhtaçların hakkı vardır Dolayısıyla yardım eden insan fakirlerin malları üzerindeki hakkını ödemektedir Böylece insanların onun varlığına haset etmesi de engellenmiş olur Haset çok tehlikelidir Hem haset eden hem de kendisine haset edilen bu tehlikeden etkilenir

ALLAH (CC) kendi rızası için yapılan her türlü yardımdan haberdardır:

Bunun için ne şahide ne de noter tasdiğine ihtiyacımız vardır ALLAH (CC)’tan gizli olan hiçbir şey yoktur O her şeyi bilir, duyar ve görür Ayette, “Yaptığınız her hayrı ALLAH (CC) muhakkak bilir”[3]buyrulmaktadır ALLAH (CC) yapılan yardımları katında kaydetmektedir Bununla ilgili ayetlerden birisi şöyledir: “Küçük, büyük infak ettikleri her nafaka ve (ALLAH yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka ALLAH'ın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır”[4]

ALLAH (CC) yolunda infak etmek malı eksiltmez, artırır:

Bir insanın ALLAH (CC) yolunda harcamasını engelleyen en büyük faktör malının eksileceği korkusudur Bu gerçekte şeytandan kaynaklanan bir endişedir ALLAH (CC)’a gerektiği gibi tevekkül etmemenin bir alametidir Gerçekte rızkı veren, alan, azaltan, çoğaltan ALLAH (CC)’tır Hadis-i Şerifte bu durum çok net bir şekilde ifade edilmiştir: “Sadaka vermek malı eksiltmez”[5]

ALLAH (CC) için verilen malın yeri mutlaka doldurulur:

Sebe Suresinde şöyle buyrulmuştur: “De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar Siz hayra ne harcarsanız, ALLAH onun yerine başkasını verir O, rızık verenlerin en hayırlısıdır”[6] Bir başka ayet-i kerimede şöyle buyrulur: “Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız”[7]
ALLAH (CC) yolunda harcayanın malının karşılığının verilmesi için melekler dua ederler Rasulullah (SAV) şöyle buyurmuştur: “Her sabah iki melek iner Biri: Ya Rabb! İyilik edene malının karşılığını ver, der Diğeri de: Ya Rabb! Cimrilik edenin malını telef et, diye dua eder”[8] Halef kelimesi dünyada mal olarak karşılık, ahirette ise sevap olarak bedel anl----- gelir ALLAH (CC) kudsi bir Hadis-i Şerifte; “Ey Ademoğlu! İnfak et ki, sana da infak olunsun”[9] buyurmaktadır Bu manada Rasulullah (SAV) şöyle buyurmuştur: “Cömert olursanız, ALLAH (CC) da size, cömertçe ihsanda bulunur”[10]

ALLAH (CC) kendi yolunda yapılan yardımın karşılığını aynıyla değil katlayarak verir:

Ayette; “Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır”[11] buyrulmaktadır ALLAH (CC) dilerse bu katlama 10’dan 700’e kadar çıkmakta hatta daha fazlası vaad edilmektedir: “Kim (ALLAH huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır”[12] "Mallarını ALLAH yolunda harcayanların hali, her başağı yüz daneli yedi başak bitiren bir tohumun hali gibidir ALLAH dilediği kimseye daha kat kat verir ALLAH'ın ihsanı çok geniştir Her şeyi hakkıyla bilendir"[13]

Veren el alan elden üstündür:

Rasulullah (SAV) şöyle buyurdu: “Ey Ademoğlu! İhtiyacından fazla olan malını sadaka olarak vermen senin için iyi, vermemen de kötüdürİhtiyacına yetecek kadarını elinde tutmandan dolayı ayıplanmazsın İyiliğe geçimini üstlendiklerinden başla Veren el, alan elden üstündür”[14] Kişi ihtiyacı olan malının dışındakini elinde tutmamalıdır Bu onun aleyhinedir Vermeye bakmakla mükellef olduğu kişilerden başlamalıdır Bakmakla mükellef olduğu kişilere karşı cimrilik yapan kişinin vebali daha büyüktür Rasulullah (SAV) bizi bu konuda uyarmıştır: “Geçimini üstlendiği kişileri ihmal etmesi kişiye günah olarak yeter”

Malını ALLAH (CC) yolunda harcayana gıbta edilir:

Rasulullah (SAV); "Ancak iki kişiye gıpta edilir: ALLAH (CC)’ın verdiği malı hak yolda harcayan kimseye ve ALLAH (CC)’ın verdiği ilim ve hikmet ile hükmedip onu başkalarına anlatana"[15]buyurmuştur

ALLAH (CC) yolunda harcama ölmeden kendi elimizle yapılmalıdır:

Bir ayet-i kerimede ALLAH (CC) şöyle buyurmuştur: "Sizden birinize ölüm (alametleri) gelip de: ‘Ey Rabbim, beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de, sadaka versem ve salihlerden olsam’ demeden önce size, rızık olarak verdiğimiz şeylerden (ALLAH yolunda) harcayın"[16]Rasulullah (SAV) de şöyle buyurmuştur: "Sadakanın en iyisi bizzat kendisinin vereceği sadakadır Sadaka sağ iken, malınız elinizde iken, istediğiniz kimseye istediğiniz kadar verdiğinizdir Yoksa can boğaza geldikten sonra geç kalmış olursunuz Sizden sonrakiler istediklerini yapar"[17]
Parasını kendi eli ile ALLAH (CC) yolunda harcamayıp devamlı biriktiren kişi diğer bir ifade ile varislerine mal hazırlıyor demektir Dolayısıyla kişinin kendi malı önceden ahiret hazırlığı olarak gönderdiği maldır Bunu yapmadan arkadakilere bıraktığı para kendisinin değildir Bu durumu Türkçemizdeki ne verirsen elinle o gelir seninle sözü özetlemektedir İbni Mes’ud’un rivayet ettiğine göre Rasulullah (SAV) ashabına: “Hanginize mirasçısının malı kendi malından daha sevimlidir?” diye sordu Onlar: “Ey ALLAH (CC)’ın Rasulü! Hepimiz malımızı her şeyden daha fazla severiz”, dediler Rasulullah (SAV) de: “Kişinin kendi malı hayır yaparak önceden gönderdiği, mirasçının malı ise harcamayıp geri bıraktığıdır” buyurdu

Öldükten sonra kişinin sermayesi yaptığı hayır ve hasenatı olacaktır:

Hepimizin bildiği bir gerçektir ki insan ölünce yanında sadece kefen götürür O da iki metre kumaştır Dünyanın parası, sermayesi ahiret pazarında geçmemektedir Ancak dünyada iken sarraflarda ahirette geçen para alarak gidenler karlı çıkacaklardır Bu da ALLAH (CC) yolunda malla ve canla çalışarak elde edilen salih amel ve sevaptır Ayeti kerimede bu durum şöyle açıklanır: “Ey iman edenler! ALLAH'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın ALLAH'tan korkun, çünkü ALLAH, yaptıklarınızdan haberdardır”[18] Şu Hadis-i Şerif mala mülke nasıl bakmamız gerektiğini net göstermektedir: Rasulullah (SAV)’ın ailesi bir koyun kesmişlerdi Rasulullah (SAV) bir ara: “Geriye ne kaldı?” diye sordu Hz Aişe Rah: Sadece bir kürek kemiği kaldı cevabını verdi Bunun üzerine Rasulullah (SAV): “Desene bir kemik küreği hariç hepsi duruyor” buyurdu Hadis-i Şerife göre sadaka olarak verilmeyen mal kayıptırElimizde olan mal ancak sevaba dönüştürdüğümüz maldır

ALLAH (CC) yolunda verilen sadaka insanı kaza ve belalardan korur:

"Rasulullah (SAV), "Sadaka vermede acele edin Çünkü bela sadakanın önüne geçemez''[19] buyurmuştur
Mallarını ALLAH (CC) yolunda harcayanlar için ahirette de korku ve hüzün yoktur; "Mallarını gizli ve açık olarak gece ve gündüz harcayan kimseler var ya, işte onların, Rableri katında ecirleri vardır Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır"[20]

Her konuda olduğu gibi ALLAH (CC) yolunda harcama konusunda da örneğimiz Peygamberimiz (SAV)’dir

Abdullah b Abbas Rasulullah (SAV) hakkında şöyle der: "ALLAH'ın Rasulü, insanların en cömerdi ve en iyilik severi idi Ramazan'da Cebrail ile beraber bulunduğu zamanlarda her şeyini verirdi" Cebrâil, her Ramazan gecesi Rasûlullah'ın yanına gelir, ona Kur'an öğretirdi Cebrâil şöyle derdi: "ALLAH'ın Râsulü bereket getiren rüzgârlardan daha cömertti"[21]
O (SAV) asla yok demezdi Cabir b Abdullah şöyle derdi: "Rasulullah (SAV) kendisinden herhangi bir şey istendiğinde, asla, "hayır" dememiştir"[22] Eğer elinde var ve verilmesi mümkünse “evet” derdi Elinde yoksa başka yerlerden temin etmeye çalışırdı Veya eline geçince vermeyi vaad ederdiVeya en kötü ihtimal susardı ama “yok” demezdi

Yardım etmek, sadaka vermek için uygun zaman Ramazan ayıdır:

Enes (RA)'dan rivayet edildiğine göre: Hz Peygamber (SAV)'e; "Hangi sadaka daha faziletlidir?" diye sorulunca, "Ramazan ayında verilen sadaka"[23] buyurmuştur


Yardım ederken nelere dikkat etmeliyiz:

Sevdiklerimizden infak etmeliyiz:

ALLAH (CC) Al-i İmran suresinde şöyle buyurur: “Sevdiğiniz şeylerden (ALLAH yolunda) harcamadıkça, gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz Her ne harcarsanız ALLAH onu hakkıyla bilir”[24] Bu ayet nazil olduktan sonra sahabeler en çok sevdikleri şeyleri ALLAH (CC) yolunda infak etmişlerdir

Ne kadara gücümüz yetiyorsa o kadar infak etmeliyiz

ALLAH (CC) yolunda infak etmek için zengin olmayı beklemek yanlış bir hesaptır Kimin gücü neye yetiyorsa o kadar vermeli ve kendini azaptan korumalıdırRasulullah (SAV); “Yarım hurma ile de olsa cehennemden korunun”[25] buyurmaktadır “Yarım elma, gönül alma”, “Az veren candan, çok veren maldan” sözleri bunun için söylenmiştir
“Zenginlerin mallarından sadaka al”[26] ayeti gelince, yukarıda zikredilen Hadis-i Şerifin de tesiri ile sahabeler sırtlarında yük taşıyıp yarışmaya başladılar Sahabelerden birisi iki avuç hurma getirdi Münafıklar “ALLAH (CC) bu adamın iki avuç hurmasına muhtaç değil” diye küçümsediler Bir başka sahabi epeyce yüklü para getirdi Bu kezde münafıklar “Bu bir gösterişten ibarettir” dediler Bunun üzerine şu ayetler indi: “Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, ALLAH işte onları maskaraya çevirmiştir Ve onlar için elem verici azap vardır”[27]

Karşılığında hizmet, övgü ve mükafat beklenmemeli:

ALLAH (CC) bu konuda şöyle buyurur: “Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler «Biz sizi ALLAH rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz» (derler)”[28]Dünyada yardım ettiğimiz insanların verecekleri hiçbir mükafat Rabbimizin ahirette vereceği ile kıyaslanmaz Yaptığımız ne varsa ALLAH (CC) için vermeli ve karşılığını ondan ummalıyız

Yardım edilen kişi rencide edilmemeli:

Yardım edilen insanın rencide edilmesi veya yardım ettikten sonra başa kakılması yapılan yardımın sevabını yok eder “Ey iman edenler! ALLAH'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın”[29]


ALLAH (CC)’ın verdiği nimetleri ALLAH (CC) yolunda harcamayanları bekleyen tehlikeler:


İnfak etmekte zorlandığımız mülkün sahibi ALLAH (CC)’tır:

ALLAH (CC); “Ne oluyor size ki, ALLAH yolunda harcamıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası ALLAH'ındır”[30] ayetinde mülkün gerçek sahibinin kendisi olduğunu, bize düşenin de O’nun malını O’nun yolunda harcamak olduğunu haber vermiştir
ALLAH (CC)’ın verdiği nimetleri O’nun yolunda harcamayıp cimrilik yapanlar ayet-i kerimede şöyle uyarılıyor: “İşte sizler böylesiniz; ALLAH yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder ALLAH ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar”[31]

Cimri olmanın sebebi mal azlığı değil göz açlığıdır:

İnsanları yaratan ve kalplerinden geçen her şeyi bilen Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “De ki, ‘Eğer Rabbimin rahmet hazineleri sizin olsaydı, tükenir korkusuyla yine de vermeyip cimrilik ederdiniz’ Gerçekten insan çok cimridir”[32]

Rızkın eksileceği korkusu ile cimrilik yapmak şeytandandır:

Şeytan insanı fakirlikle tehdit edip ALLAH (CC) yolunda infak etmesini engeller Bunu bize yüce Rabbimiz haber vermiştir: "Şeytan sizi fakirlikle korkutarak cimrilği ve hayasızlığı emreder; ALLAH ise kendisinden mağfiret ve bol nimet vaad eder ALLAH'ın lütfu boldur, O her şeyi bilir"[33]
Cimrilik yaparak mallarını saklayanların mahşerdeki durumları pek fena olacaktır: “ALLAH'ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır Göklerin ve yerin mirası ALLAH'ındır ALLAH bütün yaptıklarınızdan haberdardır”[34]
Fakirlik endişesi ile cimrilik yapanlar daha da fakir olurlar Rasulullah (SAV) şöyle buyurmuştur: “Kesenin ağzını sıkma, ALLAH (CC) da sana sıkarak verir”[35]

Yardımlaşmayan toplumlar yok olmaya mahkumdurlar:

ALLAH (CC) yolunda harcamayarak aç bıraktığımız toplumda mal ve can emniyetinden söz etmek mümkün olmaz Kendi rızamızla vermediğimiz malımız rızamız olmadan alınır ki bu çağımızın en büyük belasıdır Unutmamalıyız ki verilmeyen her malın bir hırsızı, verilmeyen her canın bir katili vardır Rasulullah (sav) bizi bu konuda şöyle uyarmıştır: “Cimrilikten de sakının Zira cimrilik sizden önce yaşayan insanları, birbirini boğazlamaya ve dokunulmaz haklarını çiğnemeye götürmek suretiyle helak etmiştir”[36]

Cimrilik yapanlara ahirette de huzur yoktur:

Helal yollardan bile kazansalar, mallarını ALLAH (CC) yolunda harcamayarak haram hale getirenlerin ahiretteki karşılaşacakları manzara pek kötüdür: “(Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): «İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın!»[37]

* İzzet Şahin, “ RAMAZAN REHBERİ “, Ramazan Ayı ve Yardımlaşma, Türkiye İlmi İçtimai Hizmetler Vakfı Yayınları,2006


[1] Zariat, 58

[2] Zümer, 49-52

[3] Bakara, 273

[4] Tevbe, 121

[5] Müslim, Birr 69

[6] Sebe, 39

[7] Bakara, 272

[8] Buhari ve Müslim

[9] Buhari, Tefsir-u Sure 11 /2

[10] Deylemî

[11] Kassas, 84

[12] En’am, 160

[13] Bakara, 261

[14] Müslim, Zekat 97

[15] Buhari, Temennâ, 5; Tevhid, 45

[16] Münâfikûn, 10

[17] Buhari, Vesâya, 14

[18] Haşr, 18

[19] Cami'u's-Sagir şerh-i Feyzu'I-Kadir 3, 195

[20] Bakara, 274

[21] Müslim, Fezâil, 12, 2308

[22] Buhari, Edeb 39

[23] Tirmizi, Zekat, 28

[24] Al-i İmran, 92

[25] Buhari, zekat 9, Müslim zekat 66

[26] Tevbe, 103

[27] Tevbe, 79

[28] İnsan, 8-9

[29] Bakara, 263-264

[30] Hadid,10

[31] Muhammed, 38

[32] İsra, 100

[33] Bakara, 268

[34] Al-i İmran, 180

[35] Buhari, Zekat 21

[36] Müslim, Birr 56

[37] Tevbe, 35
 
Üst Alt