MURATS44
Özel Üye
Fatih Sultan Mehmet, hocası Akşemseddin'in arzusu üzerine inşa ettirdiği Rumeli Hisarı'nın duvarlarının "Muhammed" ismi şeklinde olması için planı bizzat tasarlamış.
Osmanlı İmparatoru Fatih Sultan Mehmet 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'u fethetti. Doğu Roma İmparatorluğu'nun 'son kalesi'nin düşmesiyle Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ başlamış oldu. Ayrıca İstanbul'dan kaçan aydınlar İtalya'ya giderek orada yeni bir dönem olan Rönesans'ın fitilini ateşlediler.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethetmek üzere yaptırdığı Rumeli Hisarı, uzaktan bakıldığı zaman "Muhammed" biçiminde okunacak şekilde inşa ettirmiş; hem de planını da kendisi çizmiş.
Fâtih Sultan Mehmet, hisarın duvarlarının "Muhammed" kelimesi şeklinde olmasını istendiğinden planını da ona göre tasarlamıştı. Buna göre her "Mim" (M) harfinin yerinde bir kule bulunmasını arzuluyordu. Kulelerden ikisi, birbirinin yanında ve burunun eteğinde idi. Üçüncüsü denize daha yakındı. "H" ve "D" harflerinin bulundukları yerlerde istihkamlar yapıldı. Pâdişah, bunların yapılmasına özen gösteriyor ve bizzat nezâret ediyordu. Gerçekten üç köşeli olarak düşünülen hisarın projesi, bizzat Sultan Mehmed tarafından tasarlanmıştı.
Bir rivayete göre ise Fatih Sultan Mahmed'in hocası Akşemseddin'in arzusu üzerine Hz. Muhammed'in adı yazıldı.
Bu güzel hisarın planlarını Sultan Fatih çizmiş ama yalnız onun eseri değilmiş. Mimar Muslihiddin'le birlikte hazırlamışlar. Plan belliydi: Koskaca hisar olacak ve kufi yazısı ile de Muhammed yazılacak!
Bu elbette kolay bir şey değildir. Altı bin işçinin gece gündüz çalıştığı bu muhteşem eserde:
'Mim' harflerinin olduğu yerde kuleler, 'Ha' ve 'Dal' harflerinin olduğu yerde istihkâmlar yer almıştır.
Tarihçi Enveri, 'Düsturname' adlı manzumesinde: "Nice kal'a-i incilayın bir hisar görmedi âlem içinde rüzigar Hüsrevani küp gibi çok toplar Atılur göhlere andan küpler Ne gemi kaçamaz andan kelebek Kim ururlar topla geçse sinek" Rumelihisarı'nın 500 metre yükseklikten bakıldığında Osmanlıca bir tür el yazısı şekli olan Hattı-Küfi ile yazılmış 'Muhammed' kelimesi görülüyormuş.
Beykoz-Anadoluhisarı sırtında bulunan Otağtepe (Otağ padişah çadırı demek. Sefere çıktıkları zaman konakladıkları yer. Tarih boyunca burayı kuşatan birçok güç burayı kontrol merkezi olarak görmüş. Çünkü Otağatepe Boğaz'ın en dar yani kentin kuşatılacak en stratejik noktası) Rumelihisarı'nın tepeden görülebildiği tek yer.
Otağtepe sırtlarından Rumelihisarı'ndaki 'Hz. Muhammed' tasarımı çıplak gözle bile farkedilebiliyor.
Osmanlı İmparatoru Fatih Sultan Mehmet 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'u fethetti. Doğu Roma İmparatorluğu'nun 'son kalesi'nin düşmesiyle Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ başlamış oldu. Ayrıca İstanbul'dan kaçan aydınlar İtalya'ya giderek orada yeni bir dönem olan Rönesans'ın fitilini ateşlediler.
UZAKTAN BAKILDIĞINDA 'MUHAMMED' OKUNUYOR
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethetmek üzere yaptırdığı Rumeli Hisarı, uzaktan bakıldığı zaman "Muhammed" biçiminde okunacak şekilde inşa ettirmiş; hem de planını da kendisi çizmiş.
BİZZAT PADİŞAH TASARLADI
Fâtih Sultan Mehmet, hisarın duvarlarının "Muhammed" kelimesi şeklinde olmasını istendiğinden planını da ona göre tasarlamıştı. Buna göre her "Mim" (M) harfinin yerinde bir kule bulunmasını arzuluyordu. Kulelerden ikisi, birbirinin yanında ve burunun eteğinde idi. Üçüncüsü denize daha yakındı. "H" ve "D" harflerinin bulundukları yerlerde istihkamlar yapıldı. Pâdişah, bunların yapılmasına özen gösteriyor ve bizzat nezâret ediyordu. Gerçekten üç köşeli olarak düşünülen hisarın projesi, bizzat Sultan Mehmed tarafından tasarlanmıştı.
HOCASI BÖYLE İSTEDİ
Bir rivayete göre ise Fatih Sultan Mahmed'in hocası Akşemseddin'in arzusu üzerine Hz. Muhammed'in adı yazıldı.
PLANINI FATİH ÇİZDİ İNŞAASINI MİMAR MÜSLİHİDDİN YAPTI
Bu güzel hisarın planlarını Sultan Fatih çizmiş ama yalnız onun eseri değilmiş. Mimar Muslihiddin'le birlikte hazırlamışlar. Plan belliydi: Koskaca hisar olacak ve kufi yazısı ile de Muhammed yazılacak!
Bu elbette kolay bir şey değildir. Altı bin işçinin gece gündüz çalıştığı bu muhteşem eserde:
'Mim' harflerinin olduğu yerde kuleler, 'Ha' ve 'Dal' harflerinin olduğu yerde istihkâmlar yer almıştır.
HATTI KÛFİ İLE YAZILMIŞ
Tarihçi Enveri, 'Düsturname' adlı manzumesinde: "Nice kal'a-i incilayın bir hisar görmedi âlem içinde rüzigar Hüsrevani küp gibi çok toplar Atılur göhlere andan küpler Ne gemi kaçamaz andan kelebek Kim ururlar topla geçse sinek" Rumelihisarı'nın 500 metre yükseklikten bakıldığında Osmanlıca bir tür el yazısı şekli olan Hattı-Küfi ile yazılmış 'Muhammed' kelimesi görülüyormuş.
EN GÜZEL OTAĞTEPE'DEN GÖRÜLÜYOR
Beykoz-Anadoluhisarı sırtında bulunan Otağtepe (Otağ padişah çadırı demek. Sefere çıktıkları zaman konakladıkları yer. Tarih boyunca burayı kuşatan birçok güç burayı kontrol merkezi olarak görmüş. Çünkü Otağatepe Boğaz'ın en dar yani kentin kuşatılacak en stratejik noktası) Rumelihisarı'nın tepeden görülebildiği tek yer.
ÇIPLAK GÖZLE BİLE FARK EDİLİYOR
Otağtepe sırtlarından Rumelihisarı'ndaki 'Hz. Muhammed' tasarımı çıplak gözle bile farkedilebiliyor.
Son düzenleme: