ceylannur
Yeni Üyemiz
SAVURGANLIK: Savurganlık ise sahip olduğumuz nimetleri kullanmada aşırıya kaçmaktır. Savurganlık da kötü bir huydur ve dinimizce yasaklanmıştır.
Savurganlığın birçok çeşidi vardır. Gıda israfı, enerji israfı, para israfı ve benzerleri birer maddi savurganlık örneğidir. Düşüncede, duyguda ve davranışlarda yapılan savurganlık ise manevi bir israf çeşididir. İnsan bedenini ve sağlığını da kötü yolda kullanıp israf edebilir.
İnsan, beden sağlığına dikkat etmeli, güzel ve faydalı işler yapmalıdır. Sigara, içki gibi zararlı alışkanlıklar edinenler, sağlıklarını israf ederler .Küçük yaşlarda tembellik yapanlar, gençliklerini boşa harcar. Aşırı yiyenler ve beslenmelerine dikkat etmeyenler birçok hastalıklara yakalanır .Gözümüz, kulağımız, el ve ayaklarımızı güzel ve faydalı amaçlar için kullanmalıyız. Aksi halde, Allah'ın bizlere verdiği bu güzel organlarımızı israf etmiş oluruz.
Kötü fikirler beslemek bir düşünce israfıdır. Allah akıl ve düşünce kabiliyetini güzelliklere yönelmemiz ve kötülüklerden uzaklaşmamız için vermiştir. Kalbini kötü duygularla dolduranlar, ruhen huzursuz olurlar. Gönülleri kararır, iyilikleri göremez olurlar .Kötü alışkanlıklar kazananlar, bunları tekrar kolayca terk edemezler. Allah'ın verdiği güzel duyguları boşa harcarlar.
İnsanların en fazla savurganlık yaptıkları konular sahip oldukları imkanlardır. Bunların başında Gıda İsrafı gelir. Dünyanın birçok yöresinde insanlar açlık çekerken, bazıları en güzel yemekleri beğenmezler. Artık bıraktıkları yemekleri ve ekmekleri çöplere atarlar. Büyük şehirlerimizde her gün yüz binlerce ton ekmek çöpe atılmaktadır .Yüce Allah bu konuda Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurur: “… Yiyin ,için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”[2] Hz. Muhammed de “Abdest alırken bir ırmak kenarında bile olsan suyu tutumlu kullan.”[3] Diyerek sahip olduğumuz olanakları savurganca kullanmamamızı istemiştir.
Savurganlığın kötü olmasının sebeplerinden biri malın değerli olmasıdır. Dünyada rahat olmak, bedenin sıhhati, Hac, cihad sevabı hep mal ile olur. Malın israf edilmesi ise Allah’ın verdiği nimete kıymet vermemek ,nimeti elden kaçırmak olur, Allah'ın verdiği nimete şükretmemek olur. Bu konuda Kur’an: “Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma. Çünkü israf edenler şeytanın kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı nankördür.”[4] buyurmaktadır.
Mal ve mülk gerçekte Allah ' a aittir. İnsana emanet olarak geçici bir süre verilmiştir. Malı helal yoldan kazanıp helal yola harcayanlar, hak sahiplerine haklarını verenler, savurganlık yapmayanlar mal konusundaki imtihanı kazanırlar.
İsraf yasağı çok güzel bir ekonomik denge oluşturur. Fakat savurganlık bu ekonomik dengeyi bozar. Birisi çok harcarsa diğerinin hakkına el atmış olur. Herkes gücüne,çalışmasına ve şartlarına göre nimetlerinden yararlanmalı, hiçbir zaman aşırıya kaçmamalıdır. Çünkü insan elindekilerin değerini bilmezse; elindeki olanakları, parasını,malını,mülkünü kaybedebilir. Başkalarına muhtaç duruma düşebilir. Hem kendisini hem de ailesini zor durumda bırakabilir. Ayrıca savurganlık insanlar arasındaki kıskançlığı arttırır. Bu da toplum huzurunun bozulmasına neden olur.
Savurganlık insanlara zarar verdiği gibi ülkelere de zarar verir. Suların, elektriğin savurganca kullanılması enerji kaynaklarının azalmasına neden olur. Bunlar azalınca devlet bunları dış ülkelerden ithal etmek zorundadır. Bu da gereksiz bir harcamadır ve ekonomiye zarar verir.
Kur’an’da israf;malı lüzumsuz yere harcamak, verilmesi gereken yere ve verilmesi uygun kimselere vermemek, malı hayır yollarında harcamamak, eldeki nimeti Allah' a isyan yollarında kullanmak anlamında da kullanılır.
Cimrilik ise malı dinimizin uygun gördüğü yerlere vermemektir. Cimrilik de dinimizce yasaklanmıştır. Cimrilik yardım düşüncesini öldürdüğü gibi, ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı engeller. Sadaka ahlakını köreltir.
İnsan hayatına her konuda denge getiren İslam inançta, amellerde, ahlakta,mal kazanma ve harcamada, duygularda, nefret ve sevmede her zaman orta yolu tavsiye etmekte; israf ve cimriliği yasaklamaktadır. Kur’an “Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra pişman olur, açıkta kalırsın.”[5] ve “Allah' ın kulları harcadıkları zaman ne israf ederler ne de cimrilik. Bu ikisi arasında dengeli bir yol tutarlar.”[6] buyurmaktadır.
Sayılamayacak kadar çok çeşidi ve zararı olan savurganlık nedeniyle milyonlar, milyarlar heba olmaktadır. Bu nedenle dinini, vatanını, milletini ve kendini seven bir insan televizyonda açlık çeken çocukları ve insanları gördükten sonra, yemek seçmez. Ekmekleri çöpe atmaz. Gıda israfı yapmaz. Su sıkıntısı çeken şehirleri ve ülkeleri aklına getirir ve boşa su harcamaz. Enerjinin değerini bilir ve bu konuda savurganlık yapmaz. Sigara gibi zararlı alışkanlıklar yüzünden tedavisi zor hastalıklara yakalananlara bakıp, bu kötü alışkanlıklardan uzak durur. Kahvelerde, havasız ve sağlıksız ortamlarda oturmaktan kaçınır. Geçim sıkıntısı çeken insanları bilirken, lüks eşyalara özen göstermez ve parasını israf etmez. İhtiyacından fazla olanı, diğer ihtiyaç sahiplerine dağıtır. Örnek insan, devlet malının kutsal olduğuna inanır. Herkesin bunda hakkı olduğunu düşünerek, kendi malı gibi korur ve gözetir. Devlet malını israf edenleri uyarır.
Eğer biz de dinini, vatanını, milletini ve kendini seven bir insan olmak istiyorsak davranışlarımızda orta yolu bulmalı, cimri olmamalı ve savurganlık yapmamalıyız.
Savurganlığın birçok çeşidi vardır. Gıda israfı, enerji israfı, para israfı ve benzerleri birer maddi savurganlık örneğidir. Düşüncede, duyguda ve davranışlarda yapılan savurganlık ise manevi bir israf çeşididir. İnsan bedenini ve sağlığını da kötü yolda kullanıp israf edebilir.
İnsan, beden sağlığına dikkat etmeli, güzel ve faydalı işler yapmalıdır. Sigara, içki gibi zararlı alışkanlıklar edinenler, sağlıklarını israf ederler .Küçük yaşlarda tembellik yapanlar, gençliklerini boşa harcar. Aşırı yiyenler ve beslenmelerine dikkat etmeyenler birçok hastalıklara yakalanır .Gözümüz, kulağımız, el ve ayaklarımızı güzel ve faydalı amaçlar için kullanmalıyız. Aksi halde, Allah'ın bizlere verdiği bu güzel organlarımızı israf etmiş oluruz.
Kötü fikirler beslemek bir düşünce israfıdır. Allah akıl ve düşünce kabiliyetini güzelliklere yönelmemiz ve kötülüklerden uzaklaşmamız için vermiştir. Kalbini kötü duygularla dolduranlar, ruhen huzursuz olurlar. Gönülleri kararır, iyilikleri göremez olurlar .Kötü alışkanlıklar kazananlar, bunları tekrar kolayca terk edemezler. Allah'ın verdiği güzel duyguları boşa harcarlar.
İnsanların en fazla savurganlık yaptıkları konular sahip oldukları imkanlardır. Bunların başında Gıda İsrafı gelir. Dünyanın birçok yöresinde insanlar açlık çekerken, bazıları en güzel yemekleri beğenmezler. Artık bıraktıkları yemekleri ve ekmekleri çöplere atarlar. Büyük şehirlerimizde her gün yüz binlerce ton ekmek çöpe atılmaktadır .Yüce Allah bu konuda Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurur: “… Yiyin ,için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”[2] Hz. Muhammed de “Abdest alırken bir ırmak kenarında bile olsan suyu tutumlu kullan.”[3] Diyerek sahip olduğumuz olanakları savurganca kullanmamamızı istemiştir.
Savurganlığın kötü olmasının sebeplerinden biri malın değerli olmasıdır. Dünyada rahat olmak, bedenin sıhhati, Hac, cihad sevabı hep mal ile olur. Malın israf edilmesi ise Allah’ın verdiği nimete kıymet vermemek ,nimeti elden kaçırmak olur, Allah'ın verdiği nimete şükretmemek olur. Bu konuda Kur’an: “Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma. Çünkü israf edenler şeytanın kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı nankördür.”[4] buyurmaktadır.
Mal ve mülk gerçekte Allah ' a aittir. İnsana emanet olarak geçici bir süre verilmiştir. Malı helal yoldan kazanıp helal yola harcayanlar, hak sahiplerine haklarını verenler, savurganlık yapmayanlar mal konusundaki imtihanı kazanırlar.
İsraf yasağı çok güzel bir ekonomik denge oluşturur. Fakat savurganlık bu ekonomik dengeyi bozar. Birisi çok harcarsa diğerinin hakkına el atmış olur. Herkes gücüne,çalışmasına ve şartlarına göre nimetlerinden yararlanmalı, hiçbir zaman aşırıya kaçmamalıdır. Çünkü insan elindekilerin değerini bilmezse; elindeki olanakları, parasını,malını,mülkünü kaybedebilir. Başkalarına muhtaç duruma düşebilir. Hem kendisini hem de ailesini zor durumda bırakabilir. Ayrıca savurganlık insanlar arasındaki kıskançlığı arttırır. Bu da toplum huzurunun bozulmasına neden olur.
Savurganlık insanlara zarar verdiği gibi ülkelere de zarar verir. Suların, elektriğin savurganca kullanılması enerji kaynaklarının azalmasına neden olur. Bunlar azalınca devlet bunları dış ülkelerden ithal etmek zorundadır. Bu da gereksiz bir harcamadır ve ekonomiye zarar verir.
Kur’an’da israf;malı lüzumsuz yere harcamak, verilmesi gereken yere ve verilmesi uygun kimselere vermemek, malı hayır yollarında harcamamak, eldeki nimeti Allah' a isyan yollarında kullanmak anlamında da kullanılır.
Cimrilik ise malı dinimizin uygun gördüğü yerlere vermemektir. Cimrilik de dinimizce yasaklanmıştır. Cimrilik yardım düşüncesini öldürdüğü gibi, ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı engeller. Sadaka ahlakını köreltir.
İnsan hayatına her konuda denge getiren İslam inançta, amellerde, ahlakta,mal kazanma ve harcamada, duygularda, nefret ve sevmede her zaman orta yolu tavsiye etmekte; israf ve cimriliği yasaklamaktadır. Kur’an “Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra pişman olur, açıkta kalırsın.”[5] ve “Allah' ın kulları harcadıkları zaman ne israf ederler ne de cimrilik. Bu ikisi arasında dengeli bir yol tutarlar.”[6] buyurmaktadır.
Sayılamayacak kadar çok çeşidi ve zararı olan savurganlık nedeniyle milyonlar, milyarlar heba olmaktadır. Bu nedenle dinini, vatanını, milletini ve kendini seven bir insan televizyonda açlık çeken çocukları ve insanları gördükten sonra, yemek seçmez. Ekmekleri çöpe atmaz. Gıda israfı yapmaz. Su sıkıntısı çeken şehirleri ve ülkeleri aklına getirir ve boşa su harcamaz. Enerjinin değerini bilir ve bu konuda savurganlık yapmaz. Sigara gibi zararlı alışkanlıklar yüzünden tedavisi zor hastalıklara yakalananlara bakıp, bu kötü alışkanlıklardan uzak durur. Kahvelerde, havasız ve sağlıksız ortamlarda oturmaktan kaçınır. Geçim sıkıntısı çeken insanları bilirken, lüks eşyalara özen göstermez ve parasını israf etmez. İhtiyacından fazla olanı, diğer ihtiyaç sahiplerine dağıtır. Örnek insan, devlet malının kutsal olduğuna inanır. Herkesin bunda hakkı olduğunu düşünerek, kendi malı gibi korur ve gözetir. Devlet malını israf edenleri uyarır.
Eğer biz de dinini, vatanını, milletini ve kendini seven bir insan olmak istiyorsak davranışlarımızda orta yolu bulmalı, cimri olmamalı ve savurganlık yapmamalıyız.