SözDüŞü
Banned
Uykulardan uyanıyorum efendim,etrafıma bakıyorum ki sen yoksun, bir lahza kokun kalmış yanımızda bütün hücrelerimle çekiyorum içime,damarlarımdan kanlar çekiliyor beynime sonra tekrar yatıyorum.
Asr-ı Saadete Mekke’yi Mükerreme ye gidiyorum.
Bir Hz.Hatice oluyorum yeniden senin için her şeyimi feda ediyorum. Kimsesizlerin elinden tutuyor, açları doyuruyor ve bütün malımı Allah ve Resulü yolunda harcıyorum.
Senden öğrendiğim şefkat ve merhametle herkesi kucaklıyorum.
Sonra bir Hz.Ali oluyorum haydar-ı kerra küfür meclislerinde bana inanan yok mu dediğin zaman daha 9 yaşında olmama rağmen şahadet parmağımı kaldırarak sesimin çıktığı kadar bağırıyor ben varım ya Rasulallah diyorum.
Bir anda Hz Ebubekir oluyorum efendim seni adım adım izliyor ayağına batmaması için yollardaki taşları temizliyorum.Bir ömür sana vefayla bağlı kalıyorum.
Taif'deki taşlar oluyorum o talihsiz taşlar sana değmemek için başka taraflara itiyorum kendimi.
Bir Musab oluyorum efendim dünyayı elimin tersiyle itiyor üveyikler gibi sana doğru kanatlanıyorum.
Hakikate doğru koşuyor,koştukça susuyor ve testimi senin iman çeşmenden dolduruyorum.
En sevdiğin amcan Allah ın arslanı Hamza oluyorum sana eziyet edenlerin karşısına cesurca çıkıp hepsini titretiyorum ölüm bile benden korkuyor.
Gözümü bile kırpmadan ölüme gidecekken hakka ve hakikate gözlerini açmamış bir Vahşi nin mızrabıyla cennet semalarına doğru kanatlanıyorum.
Adalet timsali Ömer oluyorum.
Dışarıda heybetimden herkes korkarken senin yanında iki büklüm oluyor ve geçmişte sana çektirdiğim eziyetlerden dolayı hicap duyuyorum.İmana kavuştuktan sonra senin yanından ayrılmıyorum.
Vahşi oluyorum bir an hakikate gözlerimi açtığım andaki pişmanlığım geliyor gözümüm önüne ,Hamza yı şehit ettiğim o kara gün aklımdan çıkmıyor. Bana fazla görünme diyorsun Ey Nebi bende uzaktan seyrediyorum seni geceleri yatağımda hıçkıra hıçkıra ağlıyorum gel diyeceğin günü bekliyorum,ama o gün hiç gelmiyor sen gittikten sonra da duramıyorum buralarda çekip gidiyorum.
Bilal i Habeş i oluyorum efendim erihna ya Bilal diyeceğin anı heyecanla bekliyor koşarak ezan okumaya gidiyor ve insanları ferahlatıyordum.İslamın ilk müezziniydim.Sen gittikten sonra ezan okuyamaz oldum senin adını söylerken dizlerim de derman kalmıyor ve olduğum yere yığılıyordum.Sensiz geçirdiğim günler bana ızdırap veriyor ve sana kavuşacağım günü bekliyordum
Ey Nebiler Serveri .Zeyd oluyordum dünyanın en kutlu kölesi Peygamberliğini müjdelediğinde koşarak sana iman ediyordum.Şefkatinden ve merhametinden en çok nasibimi ben alıyor ve sana iman ediyordum.
Yeryüzündeki en kutlu insanın kölesi oluyordum.
Namaz kılarken başını koyduğun kumlar oluyor,secdede rahmanla baş başa kaldığın anların tek şahidi ben oluyordum.Ağladığın günlerde gözyaşın oluyor,ahir zamanda gelecek ümmetin benim yere düşmemem için neler yapardı diye düşünüyor ve seninle birlikte bende ağlıyordum.
O kutlu gece miraç gecesinde üzerine bindiğin Burak oluyor ve seni rahman a kavuşturmak için gökleri yararak çıkıyor seni sırtımda taşıdığım için dünyanın en kutlu varlığı oluyordum.
Hicret ettiğin zamanla ensarla muhaciri birbiriyle kardeş yapmıştın ben de senin kardeşin oluyordum efendim,doya doya gözlerinin içine bakıyor,sana sarılarak hüngür hüngür ağlıyordum.
Hutbe okurken yaslandığın odun oluyor,anlattıklarının ardından gözyaşı döküyordum.
Gel sevgili uyandır bizi bu uykudan hasretin içimizde kor oldu,su döktükçe alevlenen ateş oldu.
Rüyalar sensiz hayal oldu gel ey sevgili bitsin bu hasret susuz çöl gibi susuzuz dünyalar bizim olsada bilki sensiz mutsuzuz…..
Mehmet Akif Baltacı
Asr-ı Saadete Mekke’yi Mükerreme ye gidiyorum.
Bir Hz.Hatice oluyorum yeniden senin için her şeyimi feda ediyorum. Kimsesizlerin elinden tutuyor, açları doyuruyor ve bütün malımı Allah ve Resulü yolunda harcıyorum.
Senden öğrendiğim şefkat ve merhametle herkesi kucaklıyorum.
Sonra bir Hz.Ali oluyorum haydar-ı kerra küfür meclislerinde bana inanan yok mu dediğin zaman daha 9 yaşında olmama rağmen şahadet parmağımı kaldırarak sesimin çıktığı kadar bağırıyor ben varım ya Rasulallah diyorum.
Bir anda Hz Ebubekir oluyorum efendim seni adım adım izliyor ayağına batmaması için yollardaki taşları temizliyorum.Bir ömür sana vefayla bağlı kalıyorum.
Taif'deki taşlar oluyorum o talihsiz taşlar sana değmemek için başka taraflara itiyorum kendimi.
Bir Musab oluyorum efendim dünyayı elimin tersiyle itiyor üveyikler gibi sana doğru kanatlanıyorum.
Hakikate doğru koşuyor,koştukça susuyor ve testimi senin iman çeşmenden dolduruyorum.
En sevdiğin amcan Allah ın arslanı Hamza oluyorum sana eziyet edenlerin karşısına cesurca çıkıp hepsini titretiyorum ölüm bile benden korkuyor.
Gözümü bile kırpmadan ölüme gidecekken hakka ve hakikate gözlerini açmamış bir Vahşi nin mızrabıyla cennet semalarına doğru kanatlanıyorum.
Adalet timsali Ömer oluyorum.
Dışarıda heybetimden herkes korkarken senin yanında iki büklüm oluyor ve geçmişte sana çektirdiğim eziyetlerden dolayı hicap duyuyorum.İmana kavuştuktan sonra senin yanından ayrılmıyorum.
Vahşi oluyorum bir an hakikate gözlerimi açtığım andaki pişmanlığım geliyor gözümüm önüne ,Hamza yı şehit ettiğim o kara gün aklımdan çıkmıyor. Bana fazla görünme diyorsun Ey Nebi bende uzaktan seyrediyorum seni geceleri yatağımda hıçkıra hıçkıra ağlıyorum gel diyeceğin günü bekliyorum,ama o gün hiç gelmiyor sen gittikten sonra da duramıyorum buralarda çekip gidiyorum.
Bilal i Habeş i oluyorum efendim erihna ya Bilal diyeceğin anı heyecanla bekliyor koşarak ezan okumaya gidiyor ve insanları ferahlatıyordum.İslamın ilk müezziniydim.Sen gittikten sonra ezan okuyamaz oldum senin adını söylerken dizlerim de derman kalmıyor ve olduğum yere yığılıyordum.Sensiz geçirdiğim günler bana ızdırap veriyor ve sana kavuşacağım günü bekliyordum
Ey Nebiler Serveri .Zeyd oluyordum dünyanın en kutlu kölesi Peygamberliğini müjdelediğinde koşarak sana iman ediyordum.Şefkatinden ve merhametinden en çok nasibimi ben alıyor ve sana iman ediyordum.
Yeryüzündeki en kutlu insanın kölesi oluyordum.
Namaz kılarken başını koyduğun kumlar oluyor,secdede rahmanla baş başa kaldığın anların tek şahidi ben oluyordum.Ağladığın günlerde gözyaşın oluyor,ahir zamanda gelecek ümmetin benim yere düşmemem için neler yapardı diye düşünüyor ve seninle birlikte bende ağlıyordum.
O kutlu gece miraç gecesinde üzerine bindiğin Burak oluyor ve seni rahman a kavuşturmak için gökleri yararak çıkıyor seni sırtımda taşıdığım için dünyanın en kutlu varlığı oluyordum.
Hicret ettiğin zamanla ensarla muhaciri birbiriyle kardeş yapmıştın ben de senin kardeşin oluyordum efendim,doya doya gözlerinin içine bakıyor,sana sarılarak hüngür hüngür ağlıyordum.
Hutbe okurken yaslandığın odun oluyor,anlattıklarının ardından gözyaşı döküyordum.
Gel sevgili uyandır bizi bu uykudan hasretin içimizde kor oldu,su döktükçe alevlenen ateş oldu.
Rüyalar sensiz hayal oldu gel ey sevgili bitsin bu hasret susuz çöl gibi susuzuz dünyalar bizim olsada bilki sensiz mutsuzuz…..
Mehmet Akif Baltacı