Sivrisinek Mucizesi

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Sivrisinek Mucizesi

Avın Yerini Tespit Eden Hassas Alıcılar

Sivrisinek, ısı, gaz, nem ve koku dedektörleriyle yüklü bir savaş uçağı gibidir. 30 metreden avının varlığını ve yerini tespit edebilir. 10 mm. boyundaki sivrisineğin, bu kadar etkili algılama sistemleriyle donatılmış olması, bu canlının ihtiyaçlarını bilinçli bir Yaratıcının doğuştan karşılanmış olduğu anlamına gelir. Bu üstün Yaratıcı, sivrisineği yoktan var eden Allah'tır.

Sivrisinek avını kolaylıkla bulmasını sağlayan özel sistemlere sahiptir. Bu sistem ısı, gaz, nem ve bazı kimyasal maddelere duyarlı çeşitli algılayıcılardan oluşur. Bu sayede sivrisinek, avının yerini karanlıkta çok kolay tespit eder.

Isıya hassas algılayıcılar kullanmak, günümüz askeri teknolojisinde de sık sık kullanılan ve özellikle karanlık ortamlarda oldukça etkili olan bir yöntemdir. Sivrisineğin vücudunda da çok hassas bir ısı algılayıcısı vardır. "Tarsi" adı verilen bu organ, sivrisineğin ön ayaklarında bulunur. Bu ısı algılayıcısı sayesinde, derinin altında kanın yoğun olduğu bölgeleri -damarlar dokulardan daha sıcaktır- kolaylıkla bulur. Sivrisineği çeken bir başka unsur da karbondioksit gazıdır. İnsan ve hayvanların nefesinde bulunan bu gaz, sivrisinekler için oldukça çekicidir ve avını bulmasına yarayan önemli bir ipucudur.

Isı, gaz, nem veya kimyasal salgı uyarılarından birini algılayan sivrisinek hemen avına yönelir. Sivrisinek avının üzerine o kadar yumuşak konar ki bu, çoğu zaman hissedilmez bile. Daha sonra ağız bölgesinde bulunan bir çift alet yardımıyla, delmek için en uygun olan noktayı bulur.

İlk delme işlemi alt ve üst çene tarafından yapılır. Hortumun içinde bulunan 4 kesici bıçak deriyi derinlemesine keser. Sıcaklık, koku, tat ve dokunma duyu organları, deri altındaki kılcal damarların sık olduğu yerleri saptamada önemli rol oynar. Birkaç denemeden sonra sivrisinek damarı bulur.

Sivrisinek açtığı delikten içeri uzattığı tüp yardımıyla kanı emer. Bu tüp sayesinde küçük bir kan damarına girip, kanı doğrudan buradan içebilir. Ya da deriyi kestiğinde çevredeki dokularda biriken kanı emer. Çoğu kez delici iğneler deriye dikine girer. Sivrisineğin iğnesinin en önemli özelliği belirli bir derinlikte eğilebilmesidir. Bu muhteşem özelliği sayesinde iğne deri altında kolaylıkla hareket eder, hatta derinin yüzeyine paralel uzanacak hale bile gelebilir. Böylece sivrisinek iğnesini damarca en zengin bölgeye ulaştırır.

Ancak burada sivrisineği bekleyen önemli bir sorun vardır. Sivrisinek bir insanı ısırdığı anda, insan vücudunda bulunan bir tür savunma sistemi devreye girer. Vücuda mikropların girmesini engellemek ve kanı durdurmak için gerekli olan enzim, yara bölgesine salgılanmaya başlar. Bu enzim de kanın pıhtılaşmasını sağlar. Kanda pıhtılaşmanın başlaması ise, sivrisineğin kan emişini imkansız hale getirecektir. Fakat bunu "bilen" (!) sivrisinek, kesici bıçaklarından birisinin içinden yaraya, pıhtılaşmayı engelleyen bir salgı enjekte eder! Bu salgı pıhtılaşmayı engelleyen bir enzim içerir. Böylece kandaki enzim etkisiz hale getirilir ve pıhtılaşma durur.

Dahası bu salgı sayesinde sivrisinek kurbanına lokal anestezi yapar. Kestiği bölgeyi uyuşturur. Böylece insan, derisinin kesildiğinin ve kanının emildiğinin farkına varmaz. Deride, kaşınmaya neden olan şey de işte bu salgıdır.

Bütün bu anlatılanlar saniyelerle ifade edilebilecek bir zaman diliminde olup biterken, insan kendisini bir sivrisineğin soktuğunun farkına bile varmaz.

Bu bilgiden sonra şu soruları sormak kaçınılmazdır:

Kanın pıhtılaşma gibi bir özelliği olduğunu sivrisinek nereden bilmektedir?

Kestiği dokunun canlı olduğunu, bu işlemin kurbanına acı vereceğini nasıl öğrenmiş ve bu probleme karşı uyuşturma tekniği geliştirmiştir? Ameliyat öncesinde lokal anestezi yapmak insanın tıp bilimi yardımıyla geliştirdiği bir tekniktir. Sivrisinek bu ilme nasıl sahip olmuştur?

Bu sıvıların laboratuvar şartlarında bile sentezlenmesi son derece güçken, sivrisinek bu sıvıya doğuştan nasıl sahip olmuştur?

Sivrisinekteki salgı ve bu salgıyı insandaki kan damarına enjekte eden sistemi, hem insan bedeninin yapısını hem de sivrisineğin anatomisini en ince ayrıntısına kadar bilen ve bunlara hakim olan Allah yaratmıştır.

Bu küçücük hayvana bile kolaylıkla mağlup olan insana düşen görev Allah'ın dış alemlerde yarattığı delilleri görmeye çalışmak, Rabbimizin gücünü hakkıyla takdir etmektir. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:

Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. (Hac Suresi, 73-74)
"Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz." (Bakara Suresi 26)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt