1.Soru-Müslüman’ı İslam dininden çıkaran on ilke nedir ?
1-Allah’a şirk koşmak imanı bozar
Şirk Koşmak: Allah’ın Rububiyet’inde, Uluhiyyetinde, İsim Ve Sıfatlarında ortağı olduğuna inanmaktır. Şirk, insanın ebedi cehennemde yanmasına sebeptir
إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاء وَمَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْمًا عَظِيمًا
1.Delil : “Hiç şüphe yok ki Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, bunun dışındaki günahları dilediği kimse için bağışlar. Her kim, Allah’a ortak koşarsa, hiç şüphe yok ki büyük bir günah ile iftirâ etmiştir.”(Nisâ 48)
Açıklama : “ Ayetten, şirkin asla bağışlanmayacağını, işlenen günahların en büyüğünün şirk olduğunu, şirkin ebedi cehennemlik bir amel olduğunu öğreniyoruz. “
تَاللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ إِذْ نُسَوِّيكُم بِرَبِّ الْعَالَمِينَ
2.Delil : “ Allah’a yemin olsun ki biz gerçekten apaçık bir sapıklıkta idik. Çünkü sizi alemlerin Rabbi ile bir tutmuştuk(ona eş koşmuştuk) (Şuara, 97-98)
Açıklama : Dünyada İblisin oyununa düşerek Allah’a eş koşanlar biz sapıtmıştık zira Allah’a eş koşuyorduk diyeceklerdir. Bu konuşmalar cehennem ehlinin dünyada taptıkları putları (sistemler-liderler-sanatçılar-..) arasında geçen konuşmalardır. Onlar taptıkları varlıkların rızık, hayat veren, yaratan, öldüren olarak Allah’a eş koşmadılar. Zira onlar bunların hakkının Allah’a ait olduğunu bilirlerdi. Onlar sevgide, onlara tutkuda, onlara itaatte şirk koşmuşlardı. Onlar yüceltmeleri gereken Allah’ı değil de putlarını yüceltmişlerdi. Allah’a şirk koşmak kişiyi ebedi cehenneme düşürür.
الَّذِينَ آمَنُواْ وَلَمْ يَلْبِسُواْ إِيمَانَهُم بِظُلْمٍ أُوْلَـئِكَ لَهُمُ الأَمْنُ وَهُم مُّهْتَدُونَ
3.Delil : “İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık, zülüm (şirk) bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlaradır ve onlar doğru yolu bulanlardır. ” (En’am, 82) ayeti inince ashab “imanlarına herhangi bir haksızlık karıştırmayanlar ” (cümlesini) anlamakta zorlandılar ve Ey Allah Rasulu “Bizden kim nefsine zulmetmez” diye sordular ? Rasulullah bu sizin sandığınız gibi değildir bu Lokman’ın (a.s.) “ Ey yavrucuğum muhakkak ki şirk büyük bir zülümdür” sözü gibidir. (Buhari-Müslim-Ahmed bin Hanbel)
Açıklama : Rasulullah imana zulmetmenin şirk koşmak olduğunu Lokman (a.s.) oğluna söylediği sözle açıklamıştır. Şirk asla affolunmayan ve sahibini de ebediyen cehenneme sürükleyen bir ameldir.
4.Delil: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “ Kulların Allah üzerindeki hakkı, kendisine hiçbir şeyi şirk koşmayana azap etmemesidir.” (İmam Buhari-Müslim)
Açıklama : Rasulullah şirk işlendiği takdirde azabın hak olduğunu beyan etmektedir.
2-İnsanın Allah ile kendi arasında yardım dilediği, tevekkül ettiği, duada yöneldiği vasıtalar kılması imanı bozar :
İnsanın, Allah dışında birilerini vasıta kılmasıdır. Günümüz insanın en çok yaptığı ameldir. Bu dua şekli iki şekildedir.
a-Allah’a yönelerek dua etmeyip direk peygamberlere, nebilere, salihlere, velilere, seyyidlere, ölülere, türbelerde yatırlara doğru duada yönelerek şirk işlemektir.
Örnek, “ Ya Muhammed şifa ver, sıkıntımı gider, rızkımı gönder. Ya seyyidim dertlerime derman ver, başımdaki şu sıkıntımı al. Ya Abdulkadir Geylani şu şu işimi hayra çevir. Ey yüce gök kurtar beni, ey yüce güç sen yardımcımsın ” gibi dualarla dua etmektir. Bu dua şekli şirki duadır ve icma ile küfürdür. Bu amel ebedi cehennem getiren bir ameldir.
b-Bir peygamberin, nebinin, seyyidin, efendinin, Allah katında faziletli olduğunu düşünerek ihtiyaçları, sıkıntıları, dertleri, Allah katında gideren-defeden olarak onu görmekle işlenen şirktir.
Örnek, “Ey Seyyidim, Ey Efendim, Ey Abdulkadir Geylani hazretleri bana Allah katında yardım et, şifa ver, beni azaptan koru ” gibi dualarla Allah ile kendi arasında vasıta (aracı) kılmakla meydana gelen şirktir. Bu duayı (ibadeti) başkasına yapmaktır ki bu şirktir ve icma ile küfürdür. Çünkü kişi Allah dışında birinin duayı işittiğine ve duasına icabet ettiğine inandığı takdirde onu ilah konumuna koymuş olur ki bunun şirk olduğunda ihtilaf yoktur.
لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لاَ يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ
1.Delil : “ Hak olan davet yalnız O’nadır. O’nu bırakıp çağırdıkları ise,kendilerine hiçbir şekilde cevap veremezler.”(Rad 14)
Açıklama : “Ayetten, Allah dışında duaya layık görülen, ibadet edilen kim varsa asla fayda ve zarar veremediklerini, fayda ve zarar verenin ancak Allah olduğunu, Allah ile kul arasında duada asla kimsenin olamayacağını öğreniyoruz.”
وَلاَ تَدْعُ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَنفَعُكَ وَلاَ يَضُرُّكَ فَإِن فَعَلْتَ فَإِنَّكَ إِذًا مِّنَ الظَّالِمِينَ
2.Delil : “Allah’tan başka(zatlara-ölülere-seyyidlere-) sana fayda ve zarar vermeyen şeylere de ibadet etme. Eğer böyle yaparsan, o takdirde şüphesiz ki sen zalimlerden olursun.” (Yunus, 106)
Açıklama :Ayet açık bir ifade ile Allah dışında kime yönelerek dua (ibadet) edilirse bunun fayda ve zarar vermediğini, bunun da şirk olduğunu beyan eder.
فَلَا تَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ فَتَكُونَ مِنَ الْمُعَذَّبِينَ
3.Delil : “Allah ile birlikte başka bir İlaha dua etme. O takdirde azab edilenlerden olursun.” (Şuara, 213)
Açıklama : Allah ayetinde, Allah dışında birine dua edildiği takdirde bu duanın şirk olduğunu beyan eder.
c- Bir başka dua şekli var ki bu da Rasulullah’ın (s.a.v.) adını anarak “Muhammedin hakkı için veya Rasulullah’ın yüzü suyu hürmetine, efendimin-seyyidimin hakkı üstüne gibi lafızlarla yapılan dua ki bu dua bidat bir dua olup, böyle bir dua yapılması caiz değildir.
لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لاَ يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ
1.Delil : “Hak olan davet yalnız O’nadır. Onun dışında çağırdıkları ise hiçbir cevap vermezler.”
(Rad, 14)
Açıklama : Ayet, hak duanın, kulluğun, yönelişin ancak Allah’a olmasını emretmektedir.
2.Delil :Rasulullah (s.a.v.) : “Allah’ım kendini isimlendirdiğin sana ait bütün isimlerle senden isterim.” (Ahmed bin Hanbel sahihtir)
Açıklama :Hadis, Rasulullah’ın duada nasıl bir şekilde Allah’a yöneldiğini açıkça beyan etmektedir. Rasulullah bir şey isterken hiçbir aracı koymaksızın Allah’dan istemektedir. Rasulullah’ın yolu, sözü, ameli en güzel yol, en güzel söz, en güzel ameldir. Rasulullah sünnetinde olmayanı yapmakta bidattir. Bu sebeple biz Allah ve Resulünün gönderdiği dinde bu çeşit bir duanın delille sabit olmadığını biliyoruz.
3.Delil : Ebu Hanife (r.h.) : ” Allah’ın dışındaki şeylerle Allah’tan istemeyi, nefsime hoş görmem.” (Durul Muhtar.)
Açıklama : Müçtehid İmamlarımızın en büyüklerinden olan Ebu Hanife Allah isminin dışında (Peygamber-şeyh-salih kul veya veliden hürmetleri için, hakları için gibi….) birinden Allah’tan istemeyi hoş görmemiştir.
4.Delil : Hanifi İmam Ebi İz (r.h) : “Rasulullah ve ashabı böyle dualar etmemiştir bu dua şekli bidattir” demiştir. (Şerhu Akide’t Tahavi )
Açıklama : Hanife Alimlerinin itikada imamlarından olan Ebi İz (r.h.) sünnete uygun olmayan bu dua şeklinin bidat olduğunu açıkça söylemektedir. Hanifi alimleri bu duayı bu sebeple bidat görürler.
3-Müşrikleri şirk ehli görmemek, şirklerinde şüpheye düşmek,veya yollarını doğrulamak imanı bozar.
Müşrikleri ve akidelerini şirk saymamak ve şirklerinde tereddüt etmek, gittikleri yolu desteklemek insanı müşrik eder. Yahudilerin, Hıristiyanların, Allah’ın şeriatı ile hükmetmeyenlerin, küfründe şüphe duymak onları doğrulamak küfürdür. Onların belirledikleri sistemleri, menheçleri, yolları benimsemek, desteklemek küfürdür.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
(el-Maide 51)
Açıklama :“Ayet, Yahudilerin, Hıristiyanların, müşriklerin, asla dost-sevilen-desteklenen olmaması gerektiğini beyan eder. ”
فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِن بِاللّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىَ لاَ انفِصَامَ لَهَا
2.Delil : “Kim Tağutu inkar sonra da Allah’a iman ederse sapasağlam bir kulpa yapışmış olur.” (Bakara, 256)
Açıklama : Allah ilkin Tağutun (şeytan-küfür-Allah dışında tapılan varlıklar, Allah’a isyana çağıran her kişi ve sistem) inkar edilmesini sonra da Allah’a iman edilmesini emretmektedir. Tağut inkar edilmeden iman gerçekleşmez.
3.Delil :Rasulullah (s.a.v.) : “Herkim Allah’tan başka hak üzere bir ilah olmadığını kabul eder ve Allah’ın dışında kendisine ibadet edilen her şeyi inkar ederse, artık onun kanı ve malı (diğer Müslümanlara) haram olmuştur.” (İmam Müslim )
Açıklama: Allah Rasulu, Allah dışında tapılanların, müşriklerin, küfür ehlinin inkar edilmesi gerektiğini söylemektedir.
4.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “Allah müşrik birinin müslüman olduktan sonra müşrikleri terk edip müslümanlara dönmedikçe yaptığı ameli kabul etmez.” (Nesai ve diğer sünen kaynakları/senedi ceyyid )
Açıklama : Rasulullah müslüman olmuş bir müşrikin müşrikleri terk etmedikçe onun amelini kabul etmeyeceğini söylemekle müşriklerden uzak kalmanın önemini beyan etmektedir.
4-Allah Rasulunun getirdiği tertemiz sünnet yolundan daha üstün,bir yol-sistem olduğuna inanmak imanı bozar.
Bir kimsenin Rasulullah’ın getirdiği saf ve tertemiz sahih sünnet yolunu, ortaya koyduğu tertemiz ameli, söylediği şerefli sözü hakir görerek, basite indirerek bir başka yolu, ameli üstün görmesi-tutması durumunda düştüğü küfürdür. Kim Allah Resulünün ortaya koyduğu tertemiz sünnet yolunu, şeriat yolunu bir başka yolla kıyas ederek hafif görürse icma ile kafirdir. Diyelim ki; Tağutun hükmünü Allah ve Resulünün hükmü önüne geçirmesi, Rasulullah’ın sünnetinden dışarı çıkma hakkım vardır demesi, Rasulullah’ın hükmü beni ilgilendirmez ben batılı kanunları üstün görürüm diyerek düşünmesi, Yahudilerin ve Hıristiyanların dinini-yollarını şeriattan üstün görmesi, beşeri bir kanunu-düşünceyi Kuran ve sünnetten öne alması, karşılıklı rıza oldukça zina suç değildir inancını savunması, günümüzde hırsızın elini kesmek çağdışılıktır düşüncesi benimsemesi gibi …
أَلَمْ يَعْلَمُواْ أَنَّهُ مَن يُحَادِدِ اللّهَ وَرَسُولَهُ فَأَنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدًا فِيهَا ذَلِكَ الْخِزْيُ الْعَظِيمُ
1.Delil : “Hala bilmezler mi ki, Kim Allah’a ve Resulüne karşı sınır mücadelesine kalkışırsa ona, içinde ebedi kalacağı cehennem ateşi vardır.” (et-Tevbe 63)
Açıklama : ”Ayetten, Allah ve Resulünün koyduğu hükümler-emirler- karşısında hüküm koyanların, kanun belirleyenlerin, bir başka dini veya ideolojiyi üstün görenlerin imanı olmadığını öğreniyoruz.
ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَرِهُوا مَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأَحْبَطَ أَعْمَالَهُمْ
2.Delil : “ Onlar, Allah’ın indirdiğini hoş görmediler. Bundan dolayı amellerini boşa çıkartmıştır. ” (Muhammed 9)
Açıklama : Allah, kitabında indirdiği hükümleri hoş görmeyenleri kafirler olarak zikretmiştir. Bir kimse Allah ve Rasulunun emrettiklerin hoş görmediği takdirde küfre düşer.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ وَأُوْلِي الأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً
3.Delil : ” Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız onu Allah’a ve Rasulune götürün, bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. ” (Nisa, 59)
Açıklama : Allah ve ahirete iman eden müslüman gerçekten imanında ihlaslı ise ihtilafa düştüğü bir meseleyi Allah ve Rasulune götürmek zorundadır. Bir kimse Allah ve Resulünün şeriatını en üstün şeriat, yol, nizam görmediği müddetçe dini ve imanı istikamet etmez.
4.Delil : “ Sözlerin en güzeli Allah’ın, yolların en güzeli de Muhammed’indir. ” (Müslim ve diğer sünen kaynakları)
Açıklama : Rasulullah (s.a.v.) hadislerinde çok açık bir dille yolunun en güzel yol olduğunu beyan eder. Yoldan maksat; Rasulullah’ın sözleri, amelleri, takrirleridir.
5-Allah Rasulunden gelen bir söze-amele buğz etmek, bu buğz edilen amel kişi tarafından yapılsa bile imanı bozar :
İnsanın, Allah Rasulunden duyduğu bir söze, amele, itikadi prensibe, ameli bir ibadete,yasaklanan bir emre, bu söylenenleri bizzat amel etse de buğz etmesi durumunda imanı bozulur. Zira her insan Rasulullah’dan gelene iman etmeli, kalben doğrulamalı, hükmünü ameli olarak uygulamalıdır. Rasulullah’ın sünneti vahiy hükmündedir. Ehli sünnet kuran ve sünneti iki vahiy görür. Zira Rasulullah hevasından asla konuşmaz. Onun konuşması ancak Allah’ın emri iledir. İki kadının bir erkeğe denk olmasını inkar eden, sakalı uzattığı halde hakir gören, Rasulullah’ın iki elini rüku öncesi ve sonrası kaldırmasını inkar eden veya bu sünneti küçümseyen bir kimse gibi.
ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَرِهُوا مَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأَحْبَطَ أَعْمَالَهُمْ
1.Delil : “Onlar, Allah’ın (Muhammed’e) indirdiği Kuran’dan hoşlanmayıp onu yalanladılar. Bundan dolayı Allah, onların amellerini boşa çıkardı.” (Muhammed 9)
Açıklama : “Ayetten, Kuran’a buğz edenlerin, onu inkar edenlerin, hükmünü istemeyenlerin imanı olmadığını öğreniyoruz.”
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) “ Kim muhlis bir kalple La İlahe İllallah derse cennete girer. ” (Ahmed bin Hanbel-İbn Hibban )
Açıklama : Muhlis kalple iman ve amel eden münafıklıktan kurtulur. Kişinin İslamın veya Rasulullah’ın bir amelini yaparken muhlis bir kalple yapması durumunda cennete girmesi mümkündür. Müslüman Rasulululah’tan gelen bir sözü ve ameli hem kalbiyle hem de ameliyle kabullenmelidir.