MURATS44
Özel Üye
Hidroloji (su ile ilgili bilim) sahasında söz sahibi Japon bir profesör . Çalışmaları neticesinde Müslüman olmuş bir âlim, faziletli insan...Bu zat bir hidrolog, suyu araştıran bir adam.
"Suyun içinde çok nimetler var. Saymaya kalkın bu nimetleri; “sayamazsınız” diyor yüce Rabbimiz.
Bu Japon profesör, sular hakkında çalışmalar yapıyor. Ayrıca, daha önce bu konuda söylenen sözleri de toparlıyor. “Çeşitli milletler su konusunda ne demişler?” diyor. Araştırıyor, inceliyor, çalışmalarını kayda geçiriyor. Milletlerin dediklerinde sıra Araplara gelince âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.)’in şu sözüyle karşılaşıyor.
“Güneşte ısınmış su ile abdest ve gusül almayın...”
Bu ifade profesörü hayrete düşürüyor. Bu zat, böyle bir suyun daha tabii, daha kıymetli olması lâzım, diyor.
“Neden Muhammed böyle bir kayıt koymuş” diye. Adamı merak sarıyor. Güneşte ısınmış suyu araştırmaya başlıyor.
Normal gölgede bulunan bir suyu inceliyor; anormal bir şey bulamıyor.
Güneşte ısınan suyu alıp mikroskobun altında inceliyor, bakıyor ki, o suyun içinde güneşteki ultraviyole ışınlarının meydana getirdiği milyonlarca bakterilerin oluşturduğu canlılar fıkır fıkır kaynaşıyor.
Yeni doğmuş çocuğa güneşte ısınan sudan 10 çay kaşığı içiriyor. Bu suyu içen bebeğin kan dolaşımı bozuluyor ve sapsarı bir hâl alıyor.
Bu manzara karşısında Japon profesör şaşırıp kalıyor.
Diyor ki : Çölün ortasında Muhammed nasıl olur 150 milyon kilometre mesafeden gelen güneş ışınlarının canlılık taşıdığını ve bu canlı mahlukatın, bakterilerini nereden bilir? Bunun bir kaynağı vardır diye düşüyor peşine; Allah'(c.c.) buluyor.Ve Müslüman oluyor..
"Suyun içinde çok nimetler var. Saymaya kalkın bu nimetleri; “sayamazsınız” diyor yüce Rabbimiz.
Bu Japon profesör, sular hakkında çalışmalar yapıyor. Ayrıca, daha önce bu konuda söylenen sözleri de toparlıyor. “Çeşitli milletler su konusunda ne demişler?” diyor. Araştırıyor, inceliyor, çalışmalarını kayda geçiriyor. Milletlerin dediklerinde sıra Araplara gelince âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.)’in şu sözüyle karşılaşıyor.
“Güneşte ısınmış su ile abdest ve gusül almayın...”
Bu ifade profesörü hayrete düşürüyor. Bu zat, böyle bir suyun daha tabii, daha kıymetli olması lâzım, diyor.
“Neden Muhammed böyle bir kayıt koymuş” diye. Adamı merak sarıyor. Güneşte ısınmış suyu araştırmaya başlıyor.
Normal gölgede bulunan bir suyu inceliyor; anormal bir şey bulamıyor.
Güneşte ısınan suyu alıp mikroskobun altında inceliyor, bakıyor ki, o suyun içinde güneşteki ultraviyole ışınlarının meydana getirdiği milyonlarca bakterilerin oluşturduğu canlılar fıkır fıkır kaynaşıyor.
Yeni doğmuş çocuğa güneşte ısınan sudan 10 çay kaşığı içiriyor. Bu suyu içen bebeğin kan dolaşımı bozuluyor ve sapsarı bir hâl alıyor.
Bu manzara karşısında Japon profesör şaşırıp kalıyor.
Diyor ki : Çölün ortasında Muhammed nasıl olur 150 milyon kilometre mesafeden gelen güneş ışınlarının canlılık taşıdığını ve bu canlı mahlukatın, bakterilerini nereden bilir? Bunun bir kaynağı vardır diye düşüyor peşine; Allah'(c.c.) buluyor.Ve Müslüman oluyor..